İnsan Yaşadığı Yere Benzer

Yazının Giriş Tarihi: 28.08.2024 08:19
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.08.2024 08:21

Boynu bükük duruyorsam eğer

İçimden öyle geldiği için değil

Ama hiç değil

Ah güzel Ahmet abim benim

İnsan yaşadığı yere benzer

O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer

Suyunda yüzen balığa

Toprağını iten çiçeğe

Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine

… (Edip Cansever/Mendilimde Kan Sesleri)

“İnsan yaşadığı yere benzer.” Ne de güzel söylemiş Edip Cansever. İnsan yaşadığı yere mi benzer, yaşadığı yer insanı kendine mi benzetir? Eğitim düzeyinin çevre üzerinde, çevrenin de eğitime katkıları olduğu kimse yadsıyamaz. İnsan yaşamını biçimlendiren çevrenin çok boyutlu bir yapısı vardır. Kentlerde yaşam, modernleşmeyle başlayan süreçte kabuk değiştirmeye başladı. Farklı bir coğrafi bölgede doğup büyüyen, sonra, yaşadığı yere sığmayan, ekmeğini, işini, aşını arayanların ya da emekliliğini taşıyanların buluştuğu kent, İzmir. İzmir, Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerine bağlı, çağdaş, cumhuriyetin değerlerine sadık, kendine özgü bir kent... Belki de İzmir’i İzmir yapan değerler... Eşinle, çocuğunla, sevgilinle ya da bir dostunla kordonda yürümeyeceksen, Pasaport’ta, Asansör’de ya da Güzelbahçe’de bir balıkçı barınağında, körfeze karşı balık rakı yapmayacaksan, Kemeraltı’ nın mistik kokusunu alıp Agora’nın, Efes’in, Bergama’nın tarihine dokunmayacaksan, Şirince’de şarabın kokusunu almayacaksan, niçin İzmir? Farklı bir coğrafyalarda yaşayanlar için doğal olarak yeni bir çevrede uyum süreci zorlu geçer. Son derece karmaşık ilişkiler içinde bulunabilir. Yeni bir hayat kurma çabası sürecinde karşılaşacağı güçlükler, farklı kararlar almasında “çevre psikolojisi” etkilidir. İzmir’e gelenler, ülkenin hangi beldesinden, köyünden ya da kentinden gelirse gelsin kısa süre sonra kendine özgü yaşam biçimi, insan ilişkileri olan İzmir’in havasını solur, yavaş yavaş kentin kimliğine bürünür. İzmir’in dokusuna uyum sağlayamayanlar da başka kentlerde olduğu gibi yaşadığı sokakta, semte, mahallede geldiği yerin kültürünü yaşatmaya çalışır. Adil Demir Sitesi’nde yaşayanların birçoğu farklı coğrafyalardan, başka kentlerin kültürünü alıp ev sahibi, kiracı olarak gelmişler. Kırsaldan gelenlerin çoğu geldikleri zaman ne kentli olabilmiş ne de köylü. Köy, kent kültürü arasında kalan site sakinleri hasletlerini, düşlerini, kaygılarını, acılarını, sevinçlerini, sokak düğünlerini yaşadılar. Anadolu kasabası izlenimi uyandıran site, 1990 sonrası arabesk kültürden kopuşlarla İzmirli olma kimliğine her geçen gün biraz daha yaklaştı. Her şeyin ilacı olan zamanla, kente entegre oldu, sıradanlaştı. Site yönetiminin, site sakinleriyle siteyi daha da güzelleştirme çabası içinde olmaları, özveriyle çalışmaları sonucunda, site, her geçen gün daha da seçkinleşmekte.

29 bin 400 metre karelik bir alanda zeytin, çınar ağaçlarının gölgesinde havuzu, parkı, çocuklar için basket, futbol, voleybol sahası, çocuk bahçesi gibi sosyal tesislerinin olduğu, metroya, otobana yakınlığı, İzmir’in hiçbir bölgesine ulaşım sorunun olmadığı, Bornova’da adından söz ettiren, bölgeye adını veren bir site Adil Demir Sitesi…

Savaştepe Köprüsü’nden geçen trenler / Sel olur İzmir’e akar / İzmir’in denizi kız, kızı deniz / Sokakları hem kız hem deniz kokar. (Atatürk’e Ağıt şiirinde Cahit Külebi)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.