[title] - [author]|İlkses Gazetesi

Kolon Kanseri (Kalın Bağırsak Kanseri) Toplumda Düşündüğünüzden Daha Sıktır!

Yazının Giriş Tarihi: 09.01.2024 09:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.01.2024 09:06

Kolon kanseri yani kalın bağırsak kanseri görülme sıklığı tüm dünyada giderek artmaktadır. Yapılan pek çok uluslararası bilimsel çalışmada kalın bağırsak kanseri tüm dünyada en sık görülen 3. kanser türü olmuş ve görülme sıklığı yıllar geçtikte maalesef artmıştır. Bunun en sık nedenleri olarak; sağlıksız beslenme alışkanlıklarının tüm dünyada önlenemez şekilde yayılması, yoğun stres ve hareketsiz yaşam, erken tanı imkanlarının artması nedeniyle hastalığın teşhis edilme oranlarının yükselmesidir. Bu yazımızda kolon kanserini tüm yönleriyle inceleyeceğiz. (Kalın bağırsakların son 10-15 cm’lik bölümünü oluşturan ‘rektum’ yerleşimli rektum kanserleri bir başka yazımızda ayrıntılı olarak incelenecek olup bu yazının konusu değildir.)

Kolon Kanseri (Kalın Bağırsak Kanseri) Nedir?

Kolon olarak adlandırılan kalın bağırsaklar, sindirim sistemimizin son bölümünü oluşturmaktadır. Sindirilmiş besinlerin büyük çoğunluğu ince bağırsaklarda emilir ve çok az miktarı kalın bağırsaklara geçer. Sindirilmiş besinlerin kalın bağırsaklara geçen bu son kısmı daha katı ve posalıdır. Kalın bağırsaklarımız bu posalı artıklar içindeki su ve mineralleri emerek vücudumuza kazandırır. Ayrıca kalın bağırsaklar içinde yer alan yararlı bakteriler aracılığıyla vücudumuz için hayati öneme sahip ‘B’ ve ‘K’ vitaminlerinin üretilmesini sağlar. Kolon kanseri yani kalın bağırsak yerleşimli kanserler, kalın bağırsakların sindirim fonksiyonu gördüğü bu iç yüzeyinde yani içini örten kumaşında yer alan bazı hücrelerin kontrolsüz şekilde çoğalması sonucu oluşur. Bu hücreler kötü huylu şekilde büyür ve erken tedavi edilmezse giderek yayılır.

Kolon Kanserinin Nedenleri ve Risk Faktörleri Nelerdir?

Kolon kanserinin oluşumunda bilimsel olarak etkisi kanıtlanmış pek çok risk faktörü tanımlanmıştır. Bazı risk faktörleri değiştirilebilirken bazı risk faktörleri değiştirilemez. Değiştirilebilen risk faktörleri arasında aşırı yağlı ve karbonhidrattan zengin beslenmek, yüksek miktarda işlenmiş et ve kırmızı et tüketmek, şişmanlık, sigara ve alkol kullanımı sayılabilir. İşlenmiş paketli gıdaların ve hayvansal besinlerin tüketimi kolon kanseri riskini arttırmaktadır. Ayrıca kolonoskopik taramalarda tespit edilen kanser öncülü poliplerin çıkarılması da değiştirilebilir risk faktörleri arasındadır. Tarama kolonoskopileri esnasında kalın bağırsakta polip tespit edildiğinde endoskopik olarak çıkarıldığında kanserleşmeden hastalığın önlenmesi mümkündür. Değiştirilemeyen risk faktörleri arasında ileri yaşta olmak (kolon kanseri genç yaşlarda da görülebilmekle birlikte en sık 50 yaştan sonra görülür), cinsiyet ( kolon kanseri erkeklerde kadınlara göre bir miktar daha sık görülmektedir), ailede kolon kanseri varlığı olması, kolon kanserine yatkınlık yaratan çeşitli genetik hastalıkların ve bağırsak hastalıkların varlığı sayılabilir. Hiç unutulmamalıdır ki pek çok bilimsel çalışmada kanıtlandığı üzere kolon kanserinin en önemli risk faktörleri kalın bağırsak içinde gelişen poliplerdir. Bu polipler önce iyi huylu olarak tarif edilebilecekken ilerleyen yıllarda kontrolsüz olarak çoğalarak kalın bağırsak kanserinin kaynağını oluşturabilirler.

Kolon Kanserinin Belirtileri Nelerdir?

Kolon kanserinin en önemli belirtisi kişilerin dışkılama alışkanlıklarında meydana gelen değişimlerdir. Son zamanlarda gelişen kabızlık veya ishal varlığı, keçi pisliği şeklinde dışkılama, dışkıda gizli veya aşikar kan varlığı en sık belirtiler arasında sayılabilir. Karında şişkinlik hissi ve inatçı kusmalar, nedeni belirlenemeyen karın ağrısı, son zamanlarda gelişen kilo kaybı, halsizlik, karın muayenesinde ele gelen sertlikler ileri dönemde görülebilen belirtiler arasında sayılabilir.

Kolon Kanseri için Tarama Yapmak Mümkün müdür?

Kolon kanseri, Dünya Sağlık Örgütü ve pek çok diğer sağlık kuruluşu tarafından kanser tarama programı kapsamına alınmıştır. Ülkemizde de Ulusal Kanser Taraması çatısı altına alınan kolon kanserine yönelik belirli aralıklarla, belirlenmiş resmi merkezlerde gaitada gizli kan (dışkıda özel yöntemlerle tespit edilen kan varlığı) testi ile ulusal tarama programı uygulanmaktadır. Özellikle 50-70 yaş grubundaki vatandaşlar belirli aralıklarla ücretsiz şekilde taranmaktadır. Dileyen kişiler bu testleri özel sağlık kuruluşlarında bile yaptırabilmektedir. Pek çok ulusal ve uluslararası sağlık otoritesi kurumlar tarafından kolon kanserinin taramasında kolonoskopik (kalın bağırsakların endoskopik yöntemlerle direk olarak incelenmesi) inceleme önerilir. Gaitada gizli kan pozitifliği tespit edilmesi durumunda üst sağlık merkezine yönlendirilen kişilere kolonoskopik inceleme planlanır. Kabaca 50 yaş üstü kişilerde risk faktörleri ışığında düzenli olarak 5-10 yılda bir çeşitli kolonoskopik yöntemlerle tarama yapılmaktadır. Ailesinde kolon kanseri olan veya kolon kanserine yatkınlık yaratan bazı genetik hastalıkları olan kişilerde bu zaman daha da erken yaşlara çekilmekte ve daha yakın takipler yapılabilmektedir.

Kolon Kanserinin Tanı ve Tedavisi Nasıl Olmaktadır?

Kolon kanserinin tanısında hemen her zaman en önemli yöntem; kolonoskopi ile kalın bağırsaklardaki kitlelerin tespit edilmesi ve patolojik inceleme için örnek alınmasıdır. Bilgisayarlı tomografiler, ultrason ve MR da ileri tanı ve tedavi planlamasında yer alan diğer yöntemlerdir. Tanı konduktan sonra en önemli aşamaya yani tedavi planına geçilir. Tedavide kolon kanserinin evresine, vücutta yayılma durumuna, bağırsaklardaki hastalığın kişide yarattığı bulgulara (örnek olarak; bağırsaklarda gelişen tam tıkanma nedeniyle inatçı kusma ve şiddetli karın ağrısı veya bağırsaklarda delinme acil ameliyat gerektiren bazı belirtilerdir.) göre bir planlama yapılır. Kalın bağırsak kanserinin bazı istisnalar hariç tedavisi çoğu zaman cerrahi operasyonlardır. Kalın bağırsakların kanserli kısmı, kanser cerrahisi prensiplerine uygun olarak deneyimli cerrahlar tarafından çıkarılır. Hastalığın evresine göre kemoterapi veya radyoterapi tedavileri de ameliyattan önce veya sonra uygulanmaktadır. Bazı çok ileri evre kanserlerde cerrahi tedavi yetersiz kalabilmekte veya ikinci plana atılabilmektedir. Tüm bu karmaşık süreç deneyimli onkoloji merkezleri tarafından özenle düzenlenmelidir. Son olarak unutulmamalıdır ki; pek çok kanser türünde olduğu gibi kolon kanseri de erken evrede yakalanabilen veya bilimsel ve ulusal tarama programları sayesinde hiç oluşmadan önlenebilen bir hastalıktır. Erken tanı kişilerin hayatta kalma sürelerini etkili şekilde uzatmaktadır. Son yıllarda yeni bulunan ilaçlarla onkolojik tedavilerin etkinliği kuvvetlenmekte ve operasyonları gerçekleştiren deneyimli onkolojik cerrahi merkezlerinin sayısı artmaktadır.

Hiç unutmayalım; ‘kanserden değil, geç kalmaktan’ korkulmalıdır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.