Tuva Türkleri

Yazının Giriş Tarihi: 03.05.2021 08:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.05.2021 08:06

Bugün 3 Mayıs Türkçülük Günü olduğu için içimizden çok bilmediğimiz bir Türk halkından ve biraz da kendine özgü müzik geleneklerinden bahsetmek istedim sizlere. Konumuz Tuva Türkleri ve Tuva Türkleri’nin Gırtlak müziği yani höömey geleneği.

Haydi Başlayalım!

Güney Sibirya’da yaşamlarını sürdüren Tuva halkının cumhuriyetlerinin yüzölçümleri itibariyle yaklaşık 170 bin 500 km2 ‘lik bir alanı kaplamaktadır. Göktürk dönemi metinlerine baktığımızda “Kögmen Yış” olarak varlıklarından söz edilen Tuva Türklerini, daha çok hep bir topluluk olarak düşündük. Ancak aslında baktığımızda gerek kültürel mirasları gerek kapladıkları vatan toprağı bakımından bir devlet için geleceğe ulaşacak olan gayet büyük bir mirastır. Türkiye’mizin yaklaşık 5’te 1’i kadardır ve dibimizdeki Yunanistan’dan 40 bin km2 daha büyük, bir başka Türk devleti olan Azerbaycan’dan da 84 bin km2 daha büyüktür. Tuva Cumhuriyeti’nin ortalama sıcaklığı Ocak-şubat aylarında -25°C, -35°C dir. Mayıs-ağustos aylarında ise +20°C,+30°C dir. Sibirya’da bulunması sebebiyle daha çok soğuk iklimin hakim olduğu ülkede, müzik anlayışı da bu şekilde gelişmiştir. Yani Höömey geleneğinin doğuşunda coğrafi konumu, kültürel mirası, dini ve sosyolojik yapısının katkısı yadsınamaz ölçüde büyüktür. Coğrafi konumları sebebiyle geçim kaynakları daha çok avcı-toplayıcılık ve çobanlık olmuştur. Dinlerine gelecek olursak, Tuva Cumhuriyeti’nin resmi dini Budizm olmasına rağmen Tuva Türklerinde eski Türk inanışlarından olan ve Gök Tanrı dininin devamı niteliğinde görülen Şamanizm esintisi, Budizm ile iç içe geçmiş bir şekilde varlığını sürdürmektedir. Höömey geleneğinin esin kaynağı da Tuva Türklerini saran Şamanizm inanışıdır. Bilindiği üzere Kam’lar yüksek ruhlar ile iletişim kurabilmek için bir araca ihtiyaç duyarlar. Bu araç, çoğu halklarda kam davulu olurken; Tuva halkında ise bu aracın, höömey geleneği ve bu gelenekte yer edinen höömey enstrümanları olduğu ve ardından belli zaman diliminden sonra geleneğin halka indirgendiğinden söz edilmektedir. Bu arada günümüzde dervişlerin de yüksek ruhlarla iletişim kurarken bağlama çaldıkları bilinmektedir. Buraya bir parantez açmayı uygun gördüm. Aslında bu konuyu araştırırken her yerde Tuva halkının inanışının; Budizm ve Şamanizm inançlarının bir karması olarak nitelendirildiğini gördüm. O yüzden ben de bu şekilde bir giriş yaptım ancak vicdanen rahat edemedim. Çünkü biz Türklerde Şamanizm inanışı yoktur. Şamanizm baktığımızda Hint kökenli bir kelimedir. Dolayısıyla biz Türklerde Şamanizm inanışının olmadığı gibi şaman da yoktur. Ama aynı anlama gelen kam vardır. Ve Gök Tanrı dini vardır. İnançlar neredeyse birbirleriyle tıpa tıp aynı oldukları için devamı niteliğinde görülmüş olup Tuva halkının inanışları bizce Şamanizm olarak nitelendirilmiştir. Ancak doğrusu Gök Tanrı dinidir. Bu nedenle benzer inanışlar da olsalar, bizdeki yerini koruyalım.

Konuma kaldığım yerden devam etmek istiyorum. Bu yazımda Gök Tanrı dininin Tuva halkının ruhunda hala rehber niteliği taşımasıyla birlikte höömey olarak adlandırılan gırtlak müziğinin doğmasına şahitlik edeceğiz. Bilindiği üzere Gök Tanrı dini doğa kaynaklı bir inanıştır, tabiat kuvvetlerine saygı ön plandadır ve Tuva Türklerinin müziği Höömey geleneği de doğa sesleri taklit edilerek oluşturulan bir müzik türüdür. Doğada bulunan sesler taklit edilerek doğanın tini ile insanın tini bir olmuştur. Böylece Tuva müziğine suyun fısıltısı, rüzgarın dansı, hayvanların neşeli sesleri eşlik eder. Haklıydılar. Müzik doğanın iyileştirici gücü olduğuna göre müzik yaparken doğadan esinlenmeliydiler. Günümüzde, Tuva Cumhuriyeti’nde Höömey geleneğini yaşatan bin 500 kadar sanatçı olduğu bilinmektedir. Dinlemek isterseniz en ünlü sanatçıları ya da grupları arasında Huun Huur Tu, Alash, Tıva Kızı, Çirgilçin vardır. Bu gelenekte icracı boğazından aynı andan birden fazla ses çıkarmaktadır. Yani doğuşkan sesler ile melodi üretilmektedir. Size kısaca höömey’in türlerinden de bahsetmek istiyorum. Höömey kendi içinde türlere ayrılır. Bunlardan Sıgıt türü; kuşların neşeli cıvıltısını anımsatır. Höömey türü; kayaların ortasında dans eden rüzgarı anımsatır. Kaygıraa türü; deve hırıltısını getirir kulaklarımıza. Bonbannadır türü;nehrin hışıltılı akışını canlandırır gözlerimizde. Ezengileer türü; at binerken çıkan melodik ritmi getirir aklımıza. Ünlü enstrümanları arasında da; İgil, doşpuluur, bizançi, çanzı, çadagan, komus, kengirge, murgu, şoor, limbi’ den söz edebiliriz. Tuva müziklerini de dinlemenizi tavsiye ederim. Höömeyin bonbannadır türünü dinlerken kuşlar eve girmeye çalıştı. Böyle bir olaya şahit olmam şaşırttı beni. Doğayla bütünleşik müzik, bizim kendimizden uzaklaştırdığımız doğamızı yeniden kendine çekiyor… 3 Mayıs Türkçülük gününde bir değerimizin daha varlığının farkına vardık. Bilgilendiğimiz, kültürümüze sahip çıktığımız nice 3 Mayıs’lara. Türkçülük Bayramımız Kutlu Olsun!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.