Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Örgütü’nde gençler yeni başkanını belirlemek için geçtiğimiz hafta sonu sandık başındaydı.

Genel Kurul toplantısına damga vuran olay ise; Çiğli ve Karşıyaka ilçe delegelerinin yer aldığı Hazirun listelerinin kaybolmasıydı.

Yaşanan bu olayın ardından kongreyi yöneten Divan Başkanı İstanbul Milletvekili Ali Gökçek, adaylarla görüşüp yeni Hazirun listelerini oluşturmasını istedi, mevcut başkan Burak Kotan ise seçimin iptalini istedi.

Seçimin iptal edilme aşamasındaydı ama kriz çözüldü ve başkanlığa 152 oy alan ve rakibini sadece 7 oy farkla geçen Ruhsar Selis Çelik seçildi.

Ruhsar Selis Çelik’e yeni görevinde başarılar dilerim.

Bu tür az farkla sonuçlanan seçimlerden sonra ilk yapılması gereken şey; örgütte birliği sağlamak için karşı tarafa oy veren gençlerle birleşmek, bütünleşmek. Muhtemelen kendisi de ilk adımlarını bu yönde atacaktır.

Ben bu yazıda son yıllarda sık sık karşılaştığımız durumlardan olan ‘Hazirun listesine müdahale veya listelerin ortadan kaybolması sorununa ve seçim süreçlerine dahil olan belediye başkanları’ problemine dair yorumlarımı aktarmak istiyorum.

‘Hazirun listesinin ortadan kaybolması, ya da Hazirun listesine fazladan isim eklenmesi’ sorunu son birkaç yıldır sürekli karşılaştığımız bir durum. CHP’nin İzmir’de ilçe örgütlerinde bu duruma örnek birkaç olay yaşanmıştı.

Buca’da da ben Kent Konseyi seçimlerinde şahit oldum bu duruma.

Ülkeye demokrasiyi getiren Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün partisinde bu tür olayların yaşanması ironik bir durum!

İktidara karşı her fırsatta demokratik hakların müdafaası konusunda muhalefet eden CHP örgütünde parti tabanının daha dikkatli olması gerekmiyor mu sizce de?

Hazirun listesinin kaybolması, çalınmasının geleceğe yönelik ortaya çıkardığı sorun ne diye soracak olursanız, bu sorunun artık normalmiş gibi bir durum haline gelmesi.

Yani gelecekte de bu tür durumları yaşayacağımızı düşünüyorum. İzmir özelinde metropol ilçelerde ve il kongrelerinde bundan sonraki seçimlerde bu tür haberleri gördüğünüz zaman ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.

Burada iş CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve kurmaylarına düşüyor. Örgütte demokratik bir düzeni kurmak onlara düşer.

Partide demokrasiye halel getirecek her türlü davranışın önüne geçmek için, demokratik kültürün yeniden oturması için gerekli tedbirlerin alınması gerekiyor!

Gelelim örgüt seçimlerinde taraf olan belediye başkanlarına…

Belediye başkanlarının göreve geldikten sonra bir başka önemli sınavı ise ilçe ve il örgütüne hakim olmak için hamleler yapmak oluyor.

Hemen hemen tüm belediye başkanları, kendi ilçesindeki ilçe başkanlığı, kadın kolları ve gençlik kolları seçimlerine ve ildeki seçimlere müdahil oluyor.

Burada amaç kendine yakın insanlarla görev yürütmek, muhalefeti pasifize etmek, görevde daha rahat bir şekilde ilerlemek ve ileride atılacak Büyükşehir Belediye Başkanlığı adımı hamlesi için şehri kendi istediği isimlerle şekillendirmek…

İşin farklı bir boyutu daha var: “Taraf olmayan bertaraf olur…”

Belediye başkanlarının seçimlere taraf olmaması ise yeni oluşacak kadroları başka bir güce bırakması anlamına gelir ve bu durum da ileride bertaraf olmasına sebep olabilir…

Bu sebeple işleri zor…

Şu sözlerle yazımı tamamlamak istiyorum: CHP bu ülkenin demokratik düzeninin teminatıdır. Bu düzene uymayan, çıkar ve rant tartışması nedeniyle parti içindeki demokratik düzeni bozmaya çalışan insanları içinizde barındırmayın.

Birbirinizi kırıp dökmeden, bu kişileri partinin dışında tutmak mensup olduğunuz partiye en asli görevinizdir…