TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kendinize güzellik katın

Bu haftaki röportajımız da ‘Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi nedir? Ne yapar?’ gibi birçok kişinin aklını kurcalayan soruları ele aldık. Bu konuda Plastik, Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Operatör Doktor Tolgahan Alpaydın'a estetiğe dair bilinmeyenleri sorduk. İlginizi çekebileceğini düşündüğümüz söyleşimizde estetiğe dair birçok sorunuzun cevabını bulabileceksiniz

Haber Giriş Tarihi: 22.06.2015 08:00
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Kendinize güzellik katın

ONURHAN ALPAGUT

Bu işe başlangıcını ne şekilde oldu?

Çocuklukta başımız hastalıklardan hiç kurtulmadı. Anne, babanın yönlendirmesi ile klasik bir şekilde doktorluğu seçtim. Başarılı bir öğrencilik hayatım oldu. İstediğim branşı seçtim. Öncelikle bu mesleğe kadın doğum üzerine ihtisas ile başladım. Bu bölümü beğenmeyince 3 ayda bıraktım. Tekrar sınava girerek klasik cerrahiyi kazandım. Ağır bir ihtisas dönemi geçirdim. 31 yaşıma kadar okudum. 15 senedir aktif olarak çalışıyorum.

Hastanıza estetik bir operasyona karar verme aşamasında neler yapıyorsunuz?

Karar vermemde hastanın yaşı, cinsiyeti, yaptığı iş ve beklentilerini öncelikle hastaya sorarım. Kişiyi mutlu etme derecesine göre operasyon kararı alırım. Diğer bir etkende ise hastanın sağlıklı olmasına bakarım. Biz sağlıklı kişilere iş yaparız eğer kişi sağlıklı değilse bu işlemi gerçekleştirmeyiz. Ancak bunun dışında kişide herhangi bir uzuv kaybı varsa bu durum ayrıdır. Bu durumlarda kişilere anında akut uygulaması ile rekonstrüksiyon işlemi uygularız. İnsanların refahı yükseldikçe çeşitli taleplerde bulunurlar. Estetik işi hem basit hem de tekniktir. Büyük ve agresif cerrahi değildir. Minimal cerrahide gelişen teknikler ile doktorun kendine güvenmesi, hastanın beklentilerini tam karşılayabileceğine tam inandıktan sonra güvenli bir biçimde ameliyatlar gerçekleştirilir. Ağır işlemler değildir. Ameliyatların çoğu günü birliktir. İşin sırrı da hastayı mümkün olduğunca erken ayağa kaldırmaktır.

Çalışmalarınızı daha çok ne üzerine yapmaktasınız?

Bize hasta estetik olarak ne ile gelirse o işlemi yapıyoruz. Daha ağırlıklı olarak kişisel estetik alanında çalışıyoruz. Bunun yanında plastik cerrahiye giren yanık, doğumsal kusurlar, doğuştan dudaklarda oluşan yarıklar, genital bölge anormallikleri, el cerrahisi yapmaktayız.

Size gelen hastaların yoğun bir kısmını kadınlar oluşturuyor. Kadınların güzellik konusunda toplum baskısı altında kaldığını düşünüyor musunuz?

Tabii ki biraz toplum baskısı var. Kadınlar çocukluktan beri aman güzel kızım diyerek yetiştiriliyor. Kadınlar için güzellik çok ön planda tutuluyor. Bizim toplum olarak da olduğumuzdan daha zengin gözükelim durumu eskiden beri vardır. Türk kadınlarında genetik olarak düşündüğüm kaş kalkıklığı takıntısı vardır. Birde kadınlarda üst dudak büyüklüğü bunlar kadınlarda yüzde 99 oranında genel gördüğüm değişmez istekler. Bu durumda hanımlarda artık birbirine benzer hale geldiler. Artık kadınların çoğunun kaşı kalkık, dudağı büyük, elmacık kemikleri çıkık. Biz estetisyenlerde kabul edilen görüş; yapılan ameliyatın doğal görünmesi. Bu yüzde yapılan ameliyatlar için geçerlidir. Vücut içinse eğer kişinin kendisine yönelik bir algı problemi yoksa kişi kendini zayıf iken şişman görüyorsa bu durumda bizim yapacağımız bir işlem yoktur. Kişi psikiyatristliktir. Estetisyen olarak kişiye objektif olarak bakarız cidden gözle görünür problemi varsa, sağlık koşulları el veriyorsa işlem yapabiliriz. Aksi takdirde gerekli yönlendirmeyi gerçekleştiririz.

Bize bu işin psikolojik yönlendiren bahseder misiniz?

Yaptığımız iş yüzde 50 psikoterapi. Örnekleyecek olursam; hanımefendi burnundan memnun değil. İlla her güzel bulduğumuz kişinin de burnunun güzel olması gerekmiyor. Anatomik olarak bize öğretilen altın oran denilen koşul birçok duruma uygun olmayabilir. Kadın yine güzeldir. Ancak burnuna takıntılı olabilir. Bizim için öncelikli koşul hastaya seçenek vermektir. Bunu şöyle yaparız, bu şekilde olurdan ziyade birinci koşul ameliyat olmama da kişi için bir seçenektir. İkinci aşamada hemen karar vermemektir. Akşamdan birilerine kızarak sabah estetisyen de soluğu almak normal değildir. Ne yazık ki kadınlarımız aldatılma veya 2.plana düştüklerinde hemen sorunu kendi vücutlarında arıyorlar. Bu da yanlış bir durumdur. Belki biz hastanın isteklerine uysak daha çok para kazanırız ama bu durum hatalıdır. Muayenehaneme bugüne kadar ağlayarak pek çok insan gelmiştir. Öncelikle ben kişilere sakin olmalarını, hemen karar vermemelerini tavsiye ederim. Eğer gerçekten kötü bir durum varsa bunu da gideririz. İnsanlara durumları açıklamak bir nevi psikoterapidir. Onun yerine onu anlamaya çalışırız. Kişilerin bunun dışında başka sıkıntıları da olabilir. Ben bu durumu gerçek anlayıp üstüne gidecek olursam hasta memnun kalmayacaktır. Hastanın durumunun daha da ağırlaşması ile bu sonucun bana da yansıyacağını düşünenlerdenim. Bir psikolog gözüyle olmasa da mesleki anlamda kişilerin taleplerini süzgeçten geçirmeye çalışıyorum.

Hastalarınızla nasıl iletişim kuruyorsunuz?

Hastalarımızda iletişimimizde asıl koşul yüz yüze olması. Bana maille, internet sitesi veya telefon aracılığıyla fotoğraf çekip gönderen hastalarım var. ‘Ne kadar olur?’ şeklinde. Fakat bir çok fayda görebilecek insan bu imkanı da kaçırıyor. Bu bende de bir hastaya karşı ön yargı oluşturuyor. Benim tercihin kişinin yüzüne bakarak iletişim kurmak. Yaptığım konuşmalar ile kişiyi tanımaya çalışarak ve mevcut fiziksel kusuru da direk görme imkanını verdiği için böyle olmasını tercih ederim. Kişinin hal, hareketleri sonucu bu hastaya müdahale edilip, edilmeyeceğine karar veririm.

Sosyal medyanın toplumdaki estetik algısı ve sağlık konularında etkisi sizce nedir?

İnsanlar bir parça yanlış yönlendiriliyorlar. İster köşe yazıları, televizyon, haksız yapılan reklamlar veya bazı diziler insanları yanlış yönlendirmekte. Bir dizide bakıyorsunuz herkes güzel, fit, iyi giyimli insanlar böyle olmak zorunda değiller. Ama bunları insanları direk söylemiyorsunuz. Dolaylı yoldan anlatma durumunda kalıyorsunuz. Yanımızda çalışan kişiler dahi dizilerde bu insanları görerek Türkiye böyle mi? algısı oluşmakta. Profesyonel olarak ekran önündeyseniz zaten dişlerinizi, kusurlu yerlerinizi yaptırırsınız. 30 sene önce yapılan ameliyatı yeni gibi göstermek veya ben botoks yaptırdım yüzüm gerildi gibi durumlar yanlış anlatımlar olmakta. İnsanların internet ortamında görüşmelerinde birbirlerine yanlış örnekler vermekte. Bu tür yanlış anlaşılmaları ekarte etmek içinde doktorunuzla yüz yüze konuşun bunları sorun.

Beni baştan yarat sorusu hala sizlere gelmekte mi?

Bu soruyu eskisi kadar olmasa da soranlar oluyor.

Doğum sonrası kadınların bedenlerinde yıpranmalar oluyor peki anne olduktan sonra ne kadar süre ile estetik önerirsiniz?

En az bir sene beklenmesi gerekiyor. Doğum sonrasında benim hastalarıma söylediğim; Sonuçta ortaya bir ürün çıkardıkları illa bir genç kızın fiziğine sahip olmamaları gerektiğidir. Doğum acımasızdır. Kadınlarda üst dudak sarkması gibi durumlar dahi söz konusu olabilir. Ancak bizi yaratan böyle yaratmış.  Doğumdan hemen 1 hafta dahi bayanlarda karın, göğüs estetiği isteyenler oluyor. Bunlar yanlış davranışlar. Bir sene geçtikten sonra bazı şeyler konuşulabilir. Üstüne basarak tekrar söylüyorum 1 sene mutlaka beklenmesi gerekiyor.

Estetik operasyonunun ne gibi koşullar altında ne şekilde yapıldığı hakkında bize bilgiler verebilir misiniz?

Estetik operasyon çeşitlidir. Vücudun her noktasında çalışılır. İş yapmadan önce kişinin yaşı, sağlık durumu, ne için burada olduğu, taleplerinin ne olduğu kişiye sorulur. Bu işlemlerde bazı bilgisayar programlarından yararlanılabilmekte. Gerçekçi olmak için; hastanın mutlaka bir örneğini görmesi gerekiyor. Buraya gelen insanlar genelde bilinçli. Estetik yaptırma eğilimi kuvvetli olan kişiler ya da çok bilinçsiz şekilde estetik yaptırmak isteyenler var. ‘Bize yüzümü değiştirir misiniz?' gibi sorular gelmekte bu tür kişileri de ayrıca bilgilendiriyoruz. Veya yanlış yönlendirme yapılmış kişilerde olabiliyor. İşin tekniğine de girecek olursak estetik ikiye ayrılıyor. Birincisi hastanın uyutularak yapıldığı operasyonlar. Bu da genel veya lokal anestezi biçiminde oluyor. Diğeri ise, hastanın uyanık olduğu operasyonlar. Bu gruba karın germe, yağ çekme gibi işlemlerdir. Ancak burun, yüz germe ameliyatları hastanın uyutularak yapıldığı operasyonlardır. Bu işlemler günübirliktir. Hasta günlerce yatmaz.

Türkiye'de plastik ve estetik cerrahinin durumunu değerlendirir misiniz?

Türkiye her iki konuda da oldukça ileri konumda. Verilen eğitimin kalitesi gün geçtikçe artmakta. Başvuranların sayısı da yadırganmayacak şekilde. Dernekler tarafından da meslek içi eğitimler verilmekte. Eskiden hocalardan bazı şeyleri öğrenmek zordu. Ancak şimdi insanlar altlarındaki kişilere öğretme eğilimindeler. Eğitimde inanılmaz bir rekabet var. Yurt dışında kişilere eğitim olanakları sağlanmakta. Bugün piyasada çalışan birçok doktor yurt dışında iyi eğitim almıştır. Bu kişiler bizim sermayemiz oldu. Bir estetisyen olarak da altımdaki insanlara bildiklerimi aktarmaya çalışıyorum. Bugün Amerika'da ne varsa Türkiye'de aynı malzeme bulunuyor. Şu an Dünyanın her noktasında bulunan malzemeyi elde eder konumdayız. Eskiden daha zordu. Şimdi Yurt dışında ve içinde birçok kongreler düzenleniyor. Bunlar takip edilebiliyor. Artık her şey gibi bilgi saklanamıyor. Biraz da meraklıysanız bunların üstüne koyabiliyorsunuz. Türkiye'de plastik, mikro, estetik cerrahi'nin konumunu iyi olarak nitelendirebilirim.

Türkiye ve dünyayı kıyaslayacak olursak?

Estetik ve plastik cerrahide Latinler çok iyi konumda. Belirli bir sistemleri var ve iyi doktorlar yetiştiriyorlar. Türkiye'de bu konuda bir yerlere gelmek için tırnağınızla kazımanız gerekiyor. Avrupa da iyi estetik klinikleri mevcut. Fakat Amerika'da 8-10 klinik iyi fakat diğerleri Türkiye'nin de altında. Türkiye bu konuda iyi düzeyde. Ancak bizde de hastane koşullarının biraz daha iyileştirilmesi gerekiyor. Ayrıca Doktor olmayan kişilerin işlettiği kliniklerde var. Bunlar tamamen ticari amaçla kurulmuş yerler.

Sizce güzellik uğruna yapılan bu operasyonların ne kadarı bilimsel ve etik?

Sonuçta bu bir bilim dalı. Ancak ahlaki boyutu da var. Kişiler genelde 'buramı yaptırayım günah mı?' şeklinde sorularla gelebilmekte. Estetik bilim dalıdır. İlizyon veya başka bir şey değildir. Sadece genel tıpta söylenilen 'Hastaya bilinçli olarak zarar verme' kavramı sonucunda hastaya zarar vermemek lazım. Ayrıca hastaya direksiyonu kaptırmamak gerekiyor. Tamamen hastayı sizin yönlendirmeniz lazım. Arada belli bir saygı mutlaka olmak zorunda.

Sizce estetik operasyon mu? Yoksa doğal güzellik mi?

Doğal güzellik tabii ki. Ancak herhangi bir yerinizde de bir kusur olduğunu düşünüyorsanız o zaman iyi bir doktor tanıyorsanız yaptırın.

Bize kendinizden Bahseder misiniz?

1970 Denizli doğumluyum.45 yaşındayım. Emekli öğretmen ailenin çocuğuyum. Bir Kardeşim var. Ortopedistlik işiyle meşgul. 40 senemi Karşıyaka'da geçirdim. Toplamda 42 senedir İzmir'deyim.  Şu an Narlıdere'de ikamet etmekteyim. İkiz çocuk babasıyım. İlkokul, ortaokul yıllarımı Karşıyaka'da geçirdim. Lise Öğrenimimi Alsancak Atatürk lisesinde tamamladım. Üniversite ihtisasımı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Cerrahi üzerine yaptım. İlerleyen yıllarda Amerika'da Ohio Üniversitesi Cleveland kliniğinde ileri Mikro, Estetik Cerrahi üzerine uzmanlık yaptım. Bedelli Askerlik yaptım. 15 senedir kendi kliğimde Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi üzerine çalışmaktayım.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.