Değişim insanın kendisinden başlar

NİLGÜN TAZE

Nur Pınar Öztürk kimdir?

1972'de Ankara'da doğdum. Orta ve Lise öğretimimi İzmir'de tamamladıktan sonra 1990 yılında Ankara Hukuk Fakültesin'e başladım. Aynı fakültede Yüksek Lisans Eğitimimi tamamladıktan sonra akademisyen olarak mesleğime İstanbul'da devam ettim. 2010 yılından itibaren halen Hukuk Müşavirliği mesleğinin yanısıra Kişisel Gelişim alanında eğitimler ve seminerler vermekteyim.

Brahma Kumaris Meditasyon ve Kişisel Gelişim Derneği ile nasıl tanıştınız?

Ben genç yaşlardan beri aslında psikoloji okumak istemiştim. Lise son sınıftayke, biraz kendi isteğim biraz da öğretmenlerimin yönlendirmesi ile Hukuk Fakültesine gitmeye karar verdim. Hukuk Fakültesinde okumak ve Hukuk Bilimi şüphesiz bana güçlü bir analitik düşünme yeteneği ve olayları farklı açılardan görme, değerlendirme ve problemleri çözme yetisi kazandırdı. Bununla birlikte, kalbimde hep insan ruhunu anlama ve bu konuda eğitim alma arzusu hiç bitmedi. Sonunda 2003 yılında ABD'de misafir öğretim üyesi olarak California Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde görev yaparken, radikal bir karar alarak, Hukuk Doktorasını bırakıp, yaşamımda gerçekten istediğim şeyi yapmaya karar verdim. Amerika'da psikoloji alanında eğitim almaya başladım. Türkiye'ye döndüğümde ise, hukuk danışmanlığı mesleğimin yanında psikoloji ve kişisel gelişim konuları ile ilgilendim.  Brahma Kumaris Meditasyon Kişisel Gelişim Derneği ile tanışamam, 2010 yılının hemen başında gerçekleşti. Bir arkadaşım beni bir seminere davet etti. Beni ilk başından beri en çok etkileyen şey, derneğin tüm faaliyetlerinin ücretsiz olması ve herkesin gönüllük esası ile çalışmasıdır. Dernek'te tüm görevler ve etkinlikler, işbirliği içerisinde yapılamakta ve tüm seminer ve etkinlikler bedelsiz olarak verilmektedir. Gönüllüler, dernekteki görevleri ve paylaşımlarının yanısıra kendi  profesyonel işlerine de devam etmektedir. Bizler için burada aldığımız bilgiler yaşama ve diğerleri ile olan ilişkilere farklı, pozitif bir şekilde bakmamızı sağladı ve büyük değişimler yarattı. Aynı şekilde bizler de kendi deneyimlerimizi, diğerleri ile paylaşmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. 

Dernek hakkında bilgi verebilir misiniz?

Derneğimiz 1999 yılında İstanbul'da faaliyette bulunmaya başlamıştır. Derneğin merkezi İstanbul Şişli'dedir. İstanbul'da Göztepe ve Kavacık'ta temsilciliklerimiz bulunmaktadır. Bunun dışında Ankara, İzmir ve Antalya'da da temsilciliklerimiz var. Türkiye'nin diğer illerine de gönüllü kuruluş ve kişilerin bizleri davet etmeleri üzerine ücretsiz kişisel gelişim seminerleri vermek üzerine gidiyoruz. Dernek faaliyetlerimiz, merkez ve temsilciliklerimizin adreslerinde ve üniversiteler, belediyeler ve bizimle işbirliği yapan ve salonlarını ücretsiz olarak bizlere tahsis eden özel kuruluşlar ve diğer gönüllü kuruluşların yer ve salonlarında devam etmektedir. İzmir ve Ege Bölgesi için, İzmir'deki temsilcilik adresimizin yanısıra Narlıdere Belediyesi AKM Salonunda ve şimdilik ayda bir kez de Bodrum Turgutreis'de Gallindo Park Otel'de kişisel gelişim seminerlerimiz devam etmektedir.  

Derneğinizin kuruluş amacı nedir?

Derneğimiz, düzenlediği kişisel gelişim ve meditasyon seminerleri ile bireyleri ruhsal, zihinsel ve bedensel olarak rahatlatmayı ve potansiyelini ve yeteneklerini ortaya çıkarmasını sağlamayı amaçlamaktadır. Dernek ayrıca bireylerin kendileriyle ve başkalarıyla ilişkilerini ruhsal, ahlaki ve insani değerler temelinde kurmaya yönlendiren kişisel gelişim seminerleri ve atölye çalışmaları düzenlemektedir. Dernek, toplumun her kesiminden gönüllüler aracılığıyla önce bireyde ve böylece toplumda olumlu değişimin gerçekleşmesine aracılık etmeyi görev edinmiştir. Derneğimiz, genel katılıma açık seminerlerin yanı sıra, şirketler, hastaneler, sivil toplum kuruluşları ve eğitim merkezleri için 15 kişiden fazla gruplara özel seminerler düzenlemektedir. Ayrıca zaman zaman kişisel gelişim alanında kendi deneyimelerini dünyada farklı ülkelerde paylaşan yabancı konuşmacıları da davet etmekte ve bu kişilerin verdiği seminerlere aracılık etmektedir.  Seminer konularımızdan bazıları stressiz yaşam, olumlu düşünme, kişisel yönetim, öfke ile başetmek, zaman yönetimi ve daha birçok konu Kişisel Gelişim Seminer arşivimizden okuyucular tarafından seçilebilir.

Meditasyon hakkında bilgi verebilir misiniz?

Meditasyon, kendimizi tanımak ve zihnimizi yönetmeyi öğrenmektedir. Meditasyon, “Latince “meditari” kelimesinden gelmekte olup, anlamı “iyileşmek” demektir.

Meditasyonda deneyimlenen içe dönmek ve zihnin sessizliği ile adeta ruh iyileşir ve mutluluğu, huzuru ve içsel neşeyi (saadeti) deneyimler.  Meditasyon tekniği ile zihinde “olumlu” ve “güçlü” düşünceler yaratarak, adeta ruhun pili şarj olur.  Meditasyon, düşünmeyi kontrol etme, daha iyi kararlar verme ve eylemlerimizin amaç ve değerlerimizle aynı yönde olmasını sağlayan temel yöntemdir. Meditasyon zihin sakin olduğunda bedenin de onu takip edeceği gerçeğinden hareketle kullanabileceğimiz en basit rahatlama şeklidir.  Meditasyon ve özfarkındalık ile, yaşamımızı, zihnimizi kontrol edebilmeyi öğrenme aracılığı ile, kontrol etmeyi ve dıştan içe değil, içeriden dışarıya yaşamayı öğreniriz. Yine Meditasyon, olumlu, rahatlamış zihinsel bir hali yeniden canlandırmak için en doğal ve etkin yollardan biri olarak binlerce yıldır kullanılmaktadır.  Şöyle söylenir: Düşüncelerinize dikkat edin, duygularınız olur; duygularınıza dikkat edin, eylemleriniz olur; Eylemlerinize dikkat edin, kaderiniz olur.Her şey düşünce ile başlar. Düşüncelerimizi değiştirdiğimizde yaşamımız değişir.

Zihin ve beden bağlantısı…

Zihin ve beden arasında derin bir bağlantı vardır. Zihin huzurlu ise beden de dingindir. Eğer zihinde bir huzursuzluk veya stres mevcut ise beden herhangi bir yerinde acı hissetmeye başlar. Buna karşılık fiziksel bir acı duyarsam buna bağlı olarak üzüntü duymam neden gereksin ki? Üzüntüyü bu şekilde içimize almak zorunluluk değil, sadece bir alışkanlıktır. Üzüntü ağrım veya hastalığım karşısında fazla düşünmekten ortaya çıkar. Aslında en büyük acı, çok fazla düşünemenin neden olduğu üzüntü deneyimidir. Dört çeşit düşünce vardır. Olumsuz, gereksiz, sıradan ve olumlu...Olumsuz düşündüğüm an, anında acı çekmeye başlarım. Bu çeşit derin düşünceler bedenin hastalanmasına neden olur. İkinci olarak, boşuna zaman harcanan gereksiz düşüncelerin ağıdır. Kendimi ancak bundan ne yaptığımı idrak ettiğimde kurtarabilirim. Üçüncü olarak, dünyaya ait olan sıradan düşünceler vardır. İnsanlar bu tip düşünceler ile oldukça fazla gururlanırlar ve bunun zayıflık olduğunu göremezler. Gerçekte, kendimle ilgili yanlış düşünceler birçok hastalığın temelini oluşturur. Tam tersine olumlu bir düşünce ise bana ve başkalarına mutluluk verir. Ne zaman ki bu dört düşünce arasındaki bu ayrımı görebilirim, o zaman olumlu ve saf düşünceler seçebilirim.  Özdeğer bir insan ruhunun sahip olabileceği en derin hazinedir. Özdeğer olduğunda engeller aşılır, yaşam güç ve farkındalık ile dolar. 

Derneğinize okuyucularımız nasıl ulaşabilirler?

Brahma Kumaris Meditasyon ve Kişisel Gelişim Derneği

Etkinliklerimiz için www.meditasyonyapalim.com

Sorularınız için brahmakumarisege@gmail.com

Bizi facebook aracılığı ile izleyebilirsiniz: http://www.facebook.com/meditasyonyapalim

Twitter: http://www.twitter.com/meditasyonyap  adreslerimizden ulaşabilirler.

Başkalarını değiştirmek için zamanınızı boşuna harcamayın. Değişim ancak kişinin kendi farkındalığı ve isteği ile olabilir. Başkalarının size karşı olan olumsuz davranışlarını kendi dönüşümünüz için kullanın. Onlar farkında olmadan sizin dönüşümünüze hizmet etmektedir.Değişim kelebek etkisi yapar. Ben değişirsem, ailemde, mahallemde, ülkemde ve bu kainatta bir değişime öncülük etmiş olacağım.  Ben değişirsem dünya değişir…Bu sizin pusulanız olsun...

Bir konuda karar vermekte zorlanıyorsanız, demek ki, bu an karar vermek için doğru bir zaman değildir. Kararsızlık, içimizdeki farklı "ben"lerin, arzuların, geçmişteki deneyimlerin ve belki de korkuların çatışmasından kaynaklanır.  Eğer bu karmaşa içinde olumlu ya da olumsuz bir karar verirseniz, muhtemelen ileride bu kararınızdan "pişmanlık" duyacaksınız.  Bu karmaşadan çıkmanın en iyi yolu, bir süreliğine bu konuda karar vermeyi ertelemektir. Bu ilk adımdır. İkinci adımda, gerçekten bu yaşam tiyatrosunun senaryosuna ve yönetmenine güvenmektir. Bu senaryoda yanlış olmayacaktır. Yanlış olduğunu düşünen benim egomun etkisindeki zihindir. “Yaşama Güven Duyma" pratiği ve bilinci zihnimde sükunet getirecektir. Zihin sessizleştiğinde, akıl, ayırt etme gücünü kullanacaktır...  Eskilerin deyimi ile "hayırlıysa olsun" ifadesi, zihnime ilaç gibi gelecektir... İnanç ve Cesaret her zaman beni doğru kararları almaya yönlendirecektir.  Konu ne olursa olsun, benim ve diğer tüm varlıklar için en hayırlısı olsun... 

Ruhsal aynanı yanında taşı ve tekrar tekrar o aynada kendine bakma alışkanlığı oluştur. Eğer fiziksel görünüşünle ilgili doğru olmayan bir şeyler varsa fiziksel bir aynaya bakarak onu görebilir ve düzeltebilirsin. Benzer şekilde, ruhsal aynaya bakarak, kendini düzelt. Asli niteliklerin olan huzur, sevgi, neşe, saflık ve gücün aynasında kendini gör ve kendinde bu niteliklere uygun olmayan ne varsa düzelt. Tekrar gerçek kendin ol! Bu çaba her zaman için seni hoşnut kılar.

Yaşam bir seçenekler dizisidir. Sevgiyi, huzuru ve hoşgörü seçmek bir bilgece yaşamak demektir. Hayatımda başta kendim için ve tüm varlıklar için sevgi, huzur ve hoşgörüyü seçiyorum.