TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

“Türkiye führer çıkarmamıştır, çıkmasına da müsaade etmez”

MHP lideri Devlet Bahçeli  “Türk milleti kutlu bağrından hiçbir zaman Führer, firavun, çar, kayzer, Duce çıkarmamış. Çıkmasına da müsaade etmemiştir.” dedi. Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ettiği yemine sadık kalmamakla suçladı "Yeminler çiğnenmek için değil tutmak içindir. Varsın birileri yeminlerini yutsun. Mutlaka ki MHP ne diyorsa yapacak, Rabbim izin verdiği sürece hayata geçirecektir. Vaatler sabahları esen meltem rüzgarları gibi değil, hilalle yıldızın kader ortaklığı gibidir" diye konuştu

Haber Giriş Tarihi: 04.02.2015 08:42
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
“Türkiye führer çıkarmamıştır, çıkmasına da müsaade etmez”

SAMİ GÖKÇE/ANKARA

Konuşmasının başında ekonomiye ilişkin değerlendirme yapan MHP lideri dört kişilik bir ailenin yeterli beslenmesi için yapması gereken gıda harcamasının aylık bin 256 lira olduğunu bu tutarın aynı zamanda açlık sınırına denk geldiğini söyledi.

Bahçeli, Bu durum karşısında içim yanarak belirtmem gerekirse emeklilerimizin alayı açlıkla boğuşmaktadır. İtirazı olan, bahane arayan varsa diyorum ki Halep oradaysa rakamlar buradadır. Giyim, kira, elektrik, su, yakıt, ulaşım, sağlık vb ihtiyaçlar için yapılması zorunlu harcama 4093 liradır. Buna göre emeklilerimize ek olarak milyonlarca çalışanımız da yoksulluk pençesi altındadır. Emeklilerimizin cebine giren her kuruş zam faize, vergiye gitmektedir. Doğrudur 2002’ye maaşları kağıt üstünde artmıştır. Fakat gerçekte hiçbir anlam ve sonucu olmamıştır." dedi.

Bahçeli'nin konuşmasından satır başları şöyle:

“AKP EMEKLİ SOFRALARINI YAĞMALADI”

Bırakınız kıymayı, kuşbaşını ve diğer gıda ürünlerini AKP ekmeği dilim dilim azaltmış, emeklimizin sofrasını yağma etmiştir. Emeklimizin her lokması 12-13 yıl içinde pahalanmıştır. Neden, çünkü AKP emekliyi borca batırmış, krize sokmuş, elinde avucunda ne varsa gasp etmiştir. Normal görmeyeceğimiz bu durum ayıptır, günahtır, zalimliktir. 17-25 Erdoğan kendisine eski parayla 1 katrilyon 370 liraya bir saray yaptırmıştır. Emeklimizden alınan ayakkabı kutusuna girmiştir, yatak odalarından çıkmıştır. Rüşvetçiler götürmüş, emeklimiz batmıştır. Emekli kardeşim, sana diyorum, sana sesleniyorum. Susarsan, durursan, korkarsan, kanarsan, tepki vermezsen cebine giren karanlık eller daha da azacaktır. Emeklimizin  maaşı kaçak sarayın karanlık 1150 odasına gömülmüştür.

 “TÜRK MİLLETİ FÜHRER ÇIKARMAMIŞTIR”

Bizim her fırsatta dile getirdiğimiz “millet ebed müddet, devlet ebed müddet” çağrı ve beyanı kişilerle kaim olmayan tarihi bir derinlik ihtiva etmektedir. Bazı dönemleri hariç tutarsak, Türk milleti hiçbir zaman fani heveslerin, mefkûre yoksunu cüce heyecanların oyuncağı olmamıştır. Bu toprakları vatan yapan asaletin çıkar hesabı yapmadan, kendi derdine düşmeden geleceği düşlediği, gelecek nesilleri, gelecekteki torunları için yokluklara göğüs gerdiği bildiğimiz gerçekler arasındadır. Milli mücadele yıllarında morga yatırılarak kilitlenen, sömürge kayışlarıyla bağlanan ve her kayışın bir zalim tarafından kontrol edildiği Türk milleti şayet küllerinden yeniden doğmuşsa, şayet giydirilen kefeni parçalayarak kalkmışsa bunda en önemli pay tarihten aldığı güçtür.

Türk milleti, kutlu bağrından hiçbir zaman führer, firavun, çar, kayzer, duçe çıkarmamış, çıkmasına da müsaade etmemiştir. Faşizm, despotizm ve benzeri iptidai yönetim biçimleri bu topraklarda asla kök tutmamıştır. İmparatorluk geçmişimiz de bile istişarenin, meşveretin önemi her zaman ön planda tutulmuş, padişahların birbirini takip eden tahta çıkış serüvenleri bir kurala, bir geleneğe bağlı kalmıştır. Türk milleti tarih içinde parlamenter sisteme doğru adım adım, kademe kademe mesafe almıştır.

“KENDİSİNİ TÜRK MİLLETİNİN ÖNÜNDE GÖRMEKTEDİR”

Türk milleti parlamenter sistemde karar kılarken; çatısı altında bulunmakla övündüğümüz Gazi Meclis, kurtuluş destanımızın, istikbal mücadelemizin ana karargâhı mertebesine hak ederek çıkmıştır. Gazi Mustafa Kemal millet iradesine inanarak, feyzini ve ilhamını Türk milletinden alarak bağımsızlığımızın sönmeyecek meşalesini tutuşturmuştur. Ve Türkiye Cumhuriyeti meydanlardaki zafer nidalarının haklı gururu olarak tarihe mal olmuştur. Gözümüzü dört açalım; Türk milleti, ruh köküne düşman iç ve dış odaklar karşısında işgal günlerinden daha tehlikeli bir duruma düşmüştür. Savaşların, kıtlıkların, hastalıkların, küresel operasyonların yiyemediği bu aziz milleti saraya girmiş, saraya çöreklenmiş, saraya tünemiş bir bedbaht yiyip tüketmektedir. Bereket versin ki, mukavemetimiz sağlam, zalime karşı koyma seciyemiz yüksektir. 2002’den sonraki devrin fecaati, müzakere çığırının sefaleti, teslimiyet hengâmesinin felaketi ruh ve fikir mahkûmiyeti olarak Erdoğan’da vücut bulmuştur. Artık Recep Tayyip Erdoğan kendisini Türkiye’nin üstünde, Türk milletinin önünde görmektedir.

“ERDOĞAN YEMİNİNE SADIK KALMADI”

Var olan tüm totaliter sapmaların yan tesirleri Erdoğan’ın zihnine, iradesine ve basiretine bulaşmıştır. Ne acıdır ki, Türk milleti iflah olmaz bir despotla, yasa ve anayasa tanımaz bir şahsiyetle yüz yüze kalmıştır. Erdoğan Cumhurbaşkanlığına demokrasi sayesinde gelmiştir. Fakat demokrasiye en büyük nankörlüğü yapmış, en büyük zararı yine Erdoğan vermiştir. Şimdi de başkanlık sisteminin tesisi amacıyla varını yoğunu ortaya koymaktadır. Hatta öyle ki, Cumhurbaşkanı sıfatıyla meydanlara inmiş, günlük politikaya girmiş, ilki Kırşehir’de olduğu gibi, milletimizden AKP’ye oy istemiştir.

Erdoğan’ın 30 Ocak 2015 Cuma Günü, Kırşehir’de, toplu açılış bahanesi altında, AKP’nin nam ve hesabına oy istemesi eşine benzerine az rastlanacak siyasi bir kırılma, hukuki bir travmadır. Bu şahsiyet, “yeni Türkiye ve yeni anayasa” için Kırşehir’de destek aramış ve de AKP’yi adres göstermiştir. Erdoğan için  varsa da yoksa da derdi koltuk, hedefi Türkiye’yi cehenneme çevirmek, Baasçı anlayışla çevrelemektir.

“ANAYASA DELİK DEŞİK EDİLDİ”

Şimdi, başkanlık sistemiyle ilgili yorum ve kanaatlerime geçmeden evvel üstüne basa basa diyorum ki, kaçak ve karanlık sarayda oturan Recep Tayyip Erdoğan Anayasa’yı delik deşik etmiştir.

Bir kez daha Anayasa suçu işlemiştir. Ve sicilinde beyaz nokta kalmamıştır. Hatırlarsanız, 10 Ağustos 2014 öncesi defalarca Erdoğan’dan Cumhurbaşkanı olmaz, olamaz demiştim. Yine aynı noktadayım, yine aynı görüşteyim, yine aynı yerdeyim. Recep Tayyip Erdoğan’dan Cumhurbaşkanı olmaz, cumhura baş olmak bu zihniyete asla yakışmaz, yakışmayacaktır. 

Peki Erdoğan devletin başı mıdır, yoksa AKP’nin fiili eşbaşkanı mıdır? Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk milletinin birliğini mi temsil etmekte, yoksa AKP’nin vesayet mihrakı, hırsızın uğursuzun vasi merkez midir? Türk milletinin birliğini temsil eden ve kendine Cumhurbaşkanı diyen bir şahıs, nasıl olurda Kırşehir’de ve TÜMSİAD Genel Kurulu’nda bir siyasi parti lehine oy istemiştir?

“AKLA HAKARET ZEKAYA İHANET”

Şu sorunun cevabını bilen varsa hemen söylesin, yoksa söz gümüşse sukut altındır diyerek dilini kıssın: Üzerine aldığı görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için millet ve tarih önünde namus ve şeref üzerine yemin eden Erdoğan; namustan ne anlamakta, şereften ne çıkarmaktadır? Tarafsızlık kozasını yırtıp gözünü kan bürümüş gibi AKP adına oy talep eden Erdoğan, bundan sonra olsa olsa ruh heybesinden düşürdüğü namus ve şeref kristallerini arayıp da bulamayan bir kişi olarak hatırlanacaktır. Şeref gibi bir derdi olmayanın Türkiye Cumhuriyeti’nin şerefini savunması beyhudedir.

Yemin bozan, yeminden dönen, yeminleri değirmen gibi öğüten birisinin Türk milletinin birliğini temsil etmesi de akla hakaret, zekaya ihanettir.

 “TÜRKİYE'NİN KALESİNE GOL ATIYOR”

Erdoğan Türkiye’nin kalesine gol üstüne gol atıyor. BOP’un süvarileri, BOP’un uşakları Türkiye’yi çatır çatır çökertmek için tuzak kuruyor, dinimizi sömürüyor, milletimizi kemiriyor, birliğimizi, dirliğimizi havaya uçuruyor. Aziz milletim, yeter artık demek için neyi ve hangi zamanı bekliyorsun?

Görmüyor musun, felaket kapımızda, uçurum dibimizde. Anlamıyor musun, ihanetin tahtakuruları tıkır tıkır etrafımızda.

 “MHP HARAMZADELERİN ENSESİNDE”

Türk milleti korkuları gömecek, 7 Haziran’da senin ve çetenin yakandan kavrayacak, yakandan tutacaktır. Milliyetçi Hareket’in nefesi hainlerin, haram yiyenlerin, Cumhuriyeti yıkmak için kuyruğa girenlerin ensesindedir. 8 Şubat 2015 Pazar günü, Kırşehir’de, ‘Nefesimiz Ensenizde Olacak’ temalı açık hava toplantımızda milletimizle kucaklaşacak, Erdoğan’ın ve AKP’nin oyunlarını, tezgahlarını bir bir anlatmak için Anadolu bozkırlarına koşacağız.

Daha önce söylediğimiz gibi Erdoğan nerede miting yaparsa biz orada olacağız ve bunu karşılıksız bırakmayacağız. Endişeye mahal yoktur, Türk milletinin verdiği mesaj ve müjde hepimizin ruhunu ısıtmaktadır. Bu vatanın kara bağrında sıra dağlar gibi duranlar vardır ve manevi destekleri arkamızdadır. Küfre karşı duracağız, batıla susmayacağız. Ağızları küresel merkezlerde mühürlenip aramıza Truva atı gibi sokulanlara eyvallah etmeyeceğiz.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.