TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

“4 Bakan Yüce Divan'dan boşuna korktu”

MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin açıklamasında, "2 Eylül zihniyetinin ürünlerinden birisi olan seçim barajıyla ilgili Anayasa Mahkemesi'nin aldığı yetkisizlik kararı, AKP hükümetinin ve dört eski bakanın yüce divan korkusunun ne kadar yersiz olduğunu ortaya çıkarmıştır. AKP yöneticileri ve dört bakan Yüce Divan'dan boşu boşuna korkmuştur" ifadelerini kullandı

Haber Giriş Tarihi: 08.01.2015 06:56
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
“4 Bakan Yüce Divan'dan boşuna korktu”

Şefkat Çetin, "Dört eski bakanla ilgili günlerdir siyaset kurumunun tehdit ve baskılarına muhatap olan Anayasa Mahkemesi'nin seçim barajı kararının üzerine yüce divan tartışmalarının gölgesi düşmüştür. 12 Eylül zihniyetinin ürünlerinden birisi olan seçim barajıyla ilgili Anayasa Mahkemesi'nin aldığı yetkisizlik kararı, AKP hükümetinin ve dört eski bakanın yüce divan korkusunun ne kadar yersiz olduğunu ortaya çıkarmıştır. AKP yöneticileri ve dört bakan Yüce Divan'dan boşu boşuna korkmuştur. Yüksek Mahkeme'nin hükümeti zora sokacak bir vesayetin tesirinde olduğu tezi boşa çıkmış, ancak paralel bahanesiyle iktidarın vesayeti baş göstermiştir. Meclis Soruşturma Komisyonu'nda ve Anayasa Mahkemesi'nde alınan son kararlar, Yürütme erkinin uzun süredir uyguladığı baskı ve tehdit yöntemleriyle sonuç almaya devam ettiğinin açık delilidir. Yolsuzluk ve rüşvetle suçlanan dört bakanını yargıdan kaçırmak için devletin en üst yargı organını paralel ve darbeci ilan edenler, bir gün sonra aynı kurumun seçim barajı kararıyla AKP'nin elini rahatlatmasını nasıl izah edeceklerdir" diye konuştu.

"AKP'NİN MİLLİ İRADE NUTUKLARI ATMAYA HAKKI YOKTUR"

Şefkat Çetin, “Türkiye'deki demokrasinin önündeki önemli engellerden birisi olan yüzde 10 seçim barajının arkasına sığınarak her dönem 100'e yakın fazla vekil çıkaran AKP'nin meydanlarda milli irade nutukları atmaya hakkı yoktur. Millet iradesini ortadan kaldıran ve seçilmişlerin meşruiyetini tartışılır hale getiren seçim barajıyla ilgili AKP hükümeti bugüne kadar hiçbir girişimde bulunmamışken, Anayasa Mahkemesi'nin barajı kaldırmasını beklemek gerçekçi değildir. Seçimlerle ilgili yasal düzenlemeler Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yetki alanındadır ve dolayısıyla çoğunluğa sahip AKP'nin elinde olan bir imkândır. Nitekim Anayasa Mahkemesi kararında, yetkisiz olduğunu ilan ederek topu Meclis'e atmıştır. İktidara talip oldukları dönemde verdikleri pek çok söz gibi, dokunulmazlığın kaldırılması ve seçim barajıyla ilgili vaatlerini de unutan AKP'liler, milletle aralarına ördükleri yüksek saray duvarları ve seçim barajları sayesinde varlıklarını sürdürebileceklerini zannetmektedirler. Ancak hiçbir baskı düzeninin ve hele de yolsuzluk, rüşvet gibi ağır suçlarla yıpranmış iktidarın kurumsallaşarak sürdürülebildiği görülmemiştir" dedi.

"YARGIYLA OYNAMANIN AĞIR BEDELİNİ ÖDEYECEKLERDİR"

Şefkat Çetin, "Uzun süredir kendi yarattıkları sanal düşmanlar ve sahte tehdit algılarına karşı gölge boksu yaparak milleti aldatan ve kurdukları istibdat rejimini meşrulaştıran AKP iktidarı, en nihayetinde Anayasa Mahkemesi'ni dahi tehdit sınıfına sokmayı başarmıştır. Türk ordusunu etkisizleştirmek için Ergenekon ve Balyoz gibi düzmece davalar icat eden, paralel devlet yutturmacasıyla emniyete ve yargıya yeniden şekil veren AKP zihniyeti için artık ülkede kendisi gibi düşünmeyen her kesim potansiyel düşmandır. Hâlbuki kendilerine karşı yapıldığını iddia ettikleri darbenin son halkası olarak tanımlanan Anayasa Mahkemesi'nin üyelerinin büyük bölümünün AKP döneminde atandığı gözden kaçırılmaktadır. Anayasa Mahkemesinin 17 üyesinden 10'u Abdullah Gül, 4'ü Ahmet Necdet Sezer, 2'si TBMM ve biri Turgut Özal tarafından atanmıştır. Sahip olduğu devlet gücünü otoriter rejimlerdeki diktatörler gibi bir silah olarak kullanan iktidarın baskıları Anayasa Mahkemesi'ne de boyun eğdirmiş gözükmektedir. Bir ülkede yargı dahi işlevsiz hale geldiyse, bu durum tuzun da kokması halidir. Mülkün temeli olan adaletin herkes için eşit dağıtılamaması hali, bir toplum için cinnetten önceki son aşamadır. İktidarlarını devam ettirebilmek ve gizli ajandalarını uygulayabilmek için devletin bütün kurumlarını ve geleneklerini alt üst edenler, bir gün kendileri de adalete ihtiyaç hissettiklerinde yargıyla oynamanın ağır bedelini ödeyeceklerdir" dedi.

"HIRSIZ DAMGASINI TEMİZLEME FIRSATI YOK EDİLMİŞTİR"

Çetin, “Meclis Yolsuzlukları Soruşturma Komisyonu'nun AKP'li dört bakanın yargılanmasına gerek görmeyen kararı, 12 yıllık AKP iktidarının Türkiye'deki bütün değerler sistemini nasıl alt üst ettiğini bir kere daha gözler önüne sermiştir. Tıpkı Osmanlı'nın son dönemine şahit olan Ziya Paşa'nın dediği gibi, Türkiye'de “Milyonla çalanlar yüksek ve şerefli mevkilere yükseltilerek baş tacı edilir; birkaç kuruş çalan hırsız ise kürek cezasına çarptırılır’ vaziyete tekrar gelinmiştir. Türkiye'de hukuk güçlünün hakkını korumak için kullanılır hale gelmiş, güçlü insanların yargılanması komisyonların ve yüksek makamların iznine bağlanmıştır. 14 üyeli Soruşturma Komisyonunun 9 AKP'li üyesinin verdiği 'dört bakanın Yüce Divan'a gönderilmesine gerek yok' kararıyla, 17-25 Aralık soruşturmaları ile elde edilen belge ve bilgilerle yerleşen hırsız damgasını temizleme fırsatı yok edilmiştir. Namuslu ve onurlu insanların taşıyamayacağı son derece ciddi ve ağır suçlamalarla ilgili her türlü yargı sürecinin önünü tıkamanın ve aklanma fırsatını değerlendirmemenin anlamı çok açıktır. Dört bakanla ilgili iddiaların buzdağının görünen kısmı olduğu ve yargılama sürecinin açılması halinde buzdağının her yerinin gözükeceğinden endişe duyanların meseleyi daha fazla büyümeden kapatmaya çalıştığı anlaşılmaktadır" ifadelerini kullandı. (DHA/ANKARA)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.