TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

 “Ben İzmir’in derdini dert edinen biriyim”

AK Parti İzmir Milletvekili İlknur Denizli ile bir röportaj gerçekleştirdik.  İzmir’deki yerel yönetimlerin sorunlarından genel siyasete kadar birçok konuyu görüştüğümüz Denizli, İzmir’in cumhuriyetin gelişimine katkı sunan bir kent olduğunu belirterek, “İzmir’deki yerel yönetimin bir vizyonu olmadığını düşünüyorum. Kentle ilgili olarak bakış açılarında bir sorun var” ifadelerinde bulundu.

Haber Giriş Tarihi: 08.02.2015 08:04
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
 “Ben İzmir’in derdini dert edinen biriyim”

SAMİ GÖKÇE/ANKARA

-Efendim hayatınızda siyaset nasıl başladı?

Siyaset hep vardı aslında. Siyasetin en yoğun yapıldığı bir sivil toplum örgütünde görev yaptım. O örgüt İzmir'deki iş dünyasının temsilcilerinin olduğu örgüttü. Dolayısıyla temsil ettiğiniz kitleler var ve onların taleplerini yukarıya ulaştırma konusunda da bir şekilde siyasilerle iletişim geliştirmeniz gerek. O anlamda siyaset hep oldu. Yani Türkiye ile Dünya ile ilgili sorunlar varsa onlarla ilgili kanaatlerinizi de  çözüm mercilerine iletmeniz gerekiyor. Bu çerçevede hareket ettim yıllarca. Yani aslında hep siyasetin içindeydim denilebilir.

Sivil toplum örgütü temsilcisi olarak siyasilerle her zaman bir  temasım vardı. Ama bir siyasi partide siyaset yapmayı düşünüyor muydunuz derseniz o anlamda siyaseti çok fazla düşünmüyordum. Sivil toplum örgütlerinde çalışmaktan çok mutluydum. Birden oldu. Çok hızlı bir şekilde karar vererek 2011 yılında siyasete girişimiz oldu.

-Talep kimden geldi? Dönemin başbakanından mı?

Evet. Talep partiden geldi. AK Parti’den yetkili  bir grup tarafından yapıldı. Ben de kabul ettim ve partiye girdim.

-İzmir'den, Bizim Ege'de Bugün’den sizi tanıyan arkadaşlar çok hareketli olduğunuzu söylüyorlar. Bunda iş kadını olmanızın verdiği bir etki var mı?

Ben hayatım boyunca hep hareketli oldum. Şöyle söyleyeyim; ilk paranızı ne zaman kazandınız derseniz, 7 yaşında kazandığımı hatırlıyorum. O dönem TRT’de çocuk saatinde seslendirme yapıyordum ve ilk paramı da o zaman kazandığımı hatırlıyorum. Hep şunu söylüyorum, sahip olduğum ya da beni oluşturan tüm özellikleri bir takım çaba ve uğraşılar sonucu elde ettiğimi düşünüyorum. Şimdi de öyle. Hem Ankara’da hem bölgede bir işi yaparken en iyi şekilde yapmaya gayret eden biriyim. Çünkü size bir görev veriliyor ve 77 milyon içinde 550 kişiden birisiniz, böyle bir gayeye sahip oluyorsunuz.

Ben bunu çok önemli ve değerli buluyorum. Bir sürü insan oy versin veya vermesin kendisini temsilen sizi meclise yolluyor ve sonuçta daha iyi bir gelecek daha iyi bir Türkiye beklentisi içinde oluyor. Daha iyi bir şehir için çaba göstermenizi bekliyor. Doğal olarak daha iyi yaşamak için sizden çaba beklentisi oluyor, iletişim kurmak istiyor. Ben bunların çok önemli olduğuna inandım. Ve Burada olduğum sürece gerektiğinde 18 saat gerektiğinde 24 saat çalıştım. Hani enerjinizin bittiği an olur ya. Ben işte o anda uyudum sabah uyandım ve tekrar başladım. Yaklaşık dört yılımı da böyle geçirdim.

-İş kadınısınız. Kaç kişi çalışıyor kurumlarınızda. Ne üretiyorsunuz?

Üretimle ilgili. Şimdi isim vermeyeyim reklam olmasın.

-Katkısı ne oldu?

İş kadınlığı şöyle bir olanak sağlıyor; çok hızlı karar alınan mekanizmalardan geliyorsunuz. Çok farklı siyasi düşünceye sahip insanlarla çalışıp, çok boyutlu düşünüyorsunuz, çok insanla iş yapıyorsunuz. Beni esas olarak siyasete hazırlayan da bu çalışmalarım oldu. Çünkü sonuçta iş dünyasının içindesiniz onun sivil toplum örgütünün içindesiniz ve orada siyasetin çok farklı olan kanatlarda  olana üyelerinizle birliktesiniz ve o üyelerinizle birlikte doğru iş yapmaya gayret ediyorsunuz. Bu da insanı bir anlamda iş yapma konusunda profesyonelleştiriyor diye düşünüyorum.

-Uzun süredir gazeteci olarak parlamentoda görev yapıyorum. Siz siyasete girdikten sonra çok hızlı yükseldiniz. Mecliste çok önemli bir komisyonda yöneticilik göreviniz var. Partide de öyle bunun bir nedeni olmalı.

İzmir milletvekili olarak geldim. Kısa süre sonra önceki genel başkanımızın bana Salih Kapusuz ile çalışacağım konusunda bir ifadeleri oldu. Halkla ilişkiler başkan yardımcısı olarak görev aldım. Dostluk grupları, Sanayi Ticaret Komisyonunda kâtip üye olarak çalıştım. Genel Başkan değişikliğinden sonra Sayın Başbakanımız siyaset oluşturma konusunda, herhalde katkım olabileceği düşüncesiyle Sayın Mehmet Ali Şahin ile birlikte çalışmamı uygun gördü. Siyasi İşler Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyorum partide.

-Bu AK Parti’de konum itibariyle önemli bir görev. İkinci veya üçüncü adam pozisyonundasınız.

Yok, öyle değil. Genel Merkez’de genel başkan ve ardından da siyasi hukuki işler başkan yardımcısı var. Yani Mehmet Ali Şahin var. Biz onun yardımcısı ve ekibi olarak görev yapıyoruz.

-Siyasetçi olduktan sonra İzmir’e artı katkınız ne oldu?

Bir kere şöyle, İzmir’in lokomotif kenti olduğunu düşünüyorum. Bu sadece İzmir’in büyümesiyle ilgili değil. İzmir’in lokomotif kent olup alt yapısı geçmişten gelen birikimleri ticari  ve kültürel altyapısını değerlendirdiğimizde Türkiye'ye ve Türk ekonomisine çok ciddi katkıları olacağını inanan biriyim.

Sivil toplum örgütlerinde de buna inandığım için projeler yaptım. Siyasete girdikten sonra da her bir projeyi tek tek değerlendirdim. İzmir için bölge için. 2011 seçimlerinde Binali Yıldırım ile 35 projemiz vardı. İzmir’in eşik atlaması noktasında önemli projelerdi. Bugün o projelerin takibi konusunda çok ciddi çabalar gösterdiğimi söyleyebilirim. Yerel yönetimlerimizin sivil toplum örgütlerimizin ya da birey olarak yaşayan birinin derdini dert edinen biriyim. Onların sorunlarını çözme yolunda çaba gösteriyorum.

-İzmir son dönemlerde sanayileşme ve yatırım konusunda İstanbul, Ankara ve diğer sanayi bölgeleri ile yarışta sanki geri kaldı gibi bir değerlendirme var. Siz ne düşünüyorsunuz?

Biz aslında çok hızlı yol alan bir kentiz. Özellikle Osmanlı dönemini de düşündüğünüzde Türkiye’nin çok yerinde ticaret bilinmezken İzmir ticaretin merkeziydi. Çok önemli bir liman kenti çünkü.  Akdeniz’de önemli bir rolü vardı. Bölgenin hareket noktası. Cumhuriyet kurulduktan sonra da geçmişten getirdiği o çok kültürlülüğü ve ticari hayatı sürdürdü. Bir  anlamda kuruluş aşamasında  ülkenin gelişmesine katkı sunan bir kent görevini üstlendi. Çünkü altyapısı vardı.Ve bu altyapıyı o gün ülkeyi yönetenler görerek ciddi yatırım yapıtlar. Yani tercihli olarak İzmir’de belli sektörlerin gelişmesi yönünde kaynak aktararak İzmir’in gelişmesi yönünde adım atıldı.

Ve İzmir onunla beraber büyüdü 3. kenti oldu Türkiye’nin. Ama ondan sonra bir takım yeknesaklık oluşmaya başlamış. Daha ağır adımlar atılmaya başlanmış. Biz İzmirliler belki biraz rehavetten ülkeyi yönetenler ise "Siz zaten iyisiniz, gelişmişsiniz, büyümüşsünüz” diye varsaydıkları için bir rehavet süreci yaşadık diye düşünüyorum. Belli bir dönemi rehavet içinde geçirmişiz.

Ama hayatın gerçeği, siz duruyorsunuz, başkaları durmuyor. Durursanız düşersiniz. Bu gerçek. Yeni bir hamleye ihtiyaç olduğu ortaya çıktı. Biz 2002 yılından sonra bu hamleye çok inandık. İzmir’deki kent dinamiklerini hareket geçirecek projelerle AK Parti Hükümeti olarak tekrar lider kent konumuna getirebilmek için hareket etmeye başladık.

-Başbakan Davutoğlu’nun İzmir’e başbakanlık ofisi açmasının kente katkısı ne olacak?

Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Merkez Ankara’dır. Bir ofis de İstanbul’da. İstanbul’da ne kadar çok toplantı ikili ilişkiler ziyaretler, yabancı heyetler,  her konuda ne kadar hızlı bir trafik olduğunu düşünebiliyor musunuz? Yerel yönetimiyle sivil toplum örgütleriyle hızlı bir iletişim olduğunu görüyoruz. Bunun benzerini biz İzmir'de yaşayacağız. Ayın birkaç günün sayın başbakanımız İzmir’de geçirdiğinde aynı trafik yaşanacak. Belki bakanlar kurulu toplantısı İzmir’de yapılacak. Belki o gün Türkiye’de bulunan yabancı devlet başkanları İzmir’e gelecek. Ticari anlamda gelecek olan heyetler İzmir’de ağırlanacak. Bu birinci boyut idi.

İkincisi ise, Kentle ilgili olarak bir şey söylemek isteyen sürekli kapısı açık ve orada olan bir başbakan veya bakan olduğunu görecek, bilecek. Bir kahve içerken var olan sıkıntıları veya İzmir’i büyütecek olan projeleri de anlatacak. Bu çok önemli bir fırsattır diye düşünüyorum.

-Bu öneri kimden geldi acaba sayın başbakana?

Bu öneri bence Sayın Başbakanın kendi fikriydi (gülüyor). Öyle de olduğunu düşünüyorum. Çok da doğru bir fikir. Sayın Başbakan İzmir’de sivil toplum örgütlerine yaptığı konuşmada da benzer şeyler söylemiş ve İzmir’in lokomotif kent olması gerektiğini ifade etmişti.

-Efendim Karabağlar ’da cemevi kurulması konusunda AK Partili Meclis üyeleri  “evet” derken CHP ve diğer üyeler karşı çıktı. Bu konuyu takip ettiniz mi?

Şimdi, aslında bildiğim kadarıyla farklı ilçelerde bazı meclislerde ret, bazılarında çekimser bazılarında ise kabul oyu verdi AK Partili meclis üyeleri. Sanırım meclis üyesi arkadaşlarımız il başkanlığımızla istişare içinde olmuşlardır. Ama biz parti olarak Alevilik meselesine çok önem veriyoruz. Alevi çalıştayı yapan ilk partiyiz. Hala yoğun çaba gösteriyoruz. Cumhurbaşkanımızın da çabalarını kamuoyu farkındadır. Önümüzdeki süreçte daha farklı adımların atılacağını biliyorum. Bu çatı altında hangi etnik köken ve mezhebe ait olursa olsun insanlarımızın rahat yaşamasını sağlamak bizim hükumet olarak sorumluluğumuz olduğuna inanıyorum. Kimsenin aklında soru işareti kalmamalı. Acaba "ben ötekileştirildim mi, farklılaştırıldım mı?” diye düşünmemeli. Temel olarak iktidara gelme sebebimiz de budur. Herkesin kendisini ifade edebilmesi eşit vatandaşlık düzleminde bu ülkede yaşayabilmesidir. Alevi meselesinde de önemli bir yol aldığımızı düşünüyorum.

-Radyasyon yüklü gemi sorunu var. Ve şu anda açıkta demirlemiş durumda. Takip edebildiniz mi?

Medyadan takip ediyorum. Ama Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ne yapılması gerektiğini, incelemeden sonra bir karar vereceğini düşünüyorum. Özel bir bilgim yok.

-Bir İzmirli olarak milletvekili olarak yerel yönetimleri başarılı buluyor musunuz?

İzmir’deki yerel yönetimleri başarılı bulmuyorum. Bunu kendi adıma bir siyasetçi olarak söylemiyorum. Sokağa çıktığımda insanların yüzündeki ifadelerden anlaşılıyor zaten. Hemşerilerimin bizimle yaptıkları konuşmalardan edindiğim izlenim de bu. Herkes daha iyi bir İzmir istiyor. Ben de bunu istiyorum. İzmir insana her şeyi veren bir kent. Tarihse tarih, kültürse kültür, denizi, tarımı, insan kaynakları ile her şeyi ile dört dörtlük bir kenttir İzmir. Ama yerel yönetimler bunu değerlendiremedi. Ben Yerel yönetimlerin bir vizyonu olmadığını düşünüyorum. Kentle ilgili olarak bakış açılarında sorun var. Kenti nereye taşıyacakları konusunda vizyonları olmadığını düşünüyorum. Palyatif günlük işlerle gittiğini görüyorum. İzmir’in Türkiye’nin başka kentleriyle değil, dünyadaki başka kentlerle yarışması gerektiğini düşünüyorum. Bunda yerel yönetimlerin de çok büyük sorumluluğun olduğunu ancak yerel yönetimlerin o sorumluluğu gerektiği gibi yerine getiremediklerine inanıyorum.

-Efendim hep İzmir’in kızlarının güzelliğinden söz edilir de erkeklerinden bahsedilmez. İzmir erkekleri çirkin midir? Bu deyim nereden geliyor?

Bu söylem doğru değil (gülüyor) İzmir'in kızı erkeği meselesi değil bu. İzmirli sıcaktır samimidir. Akdenizliliğin yüze yansıyan ifadesidir. İzmirlileri güzel gösteren böyle düşünüyorum. (gülüyor)Çok politik bir yanıt oldu.  Doğru budur.

lknur Denizli, Kimdir?

İzmir'de doğdu. Gıda Mühendisi, Sanayici; Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümünden mezun oldu. 1986'da çalışma hayatına adım attı. 1999'dan itibaren sanayici olarak iş dünyasına katıldı. 2005'te İzmir SİAD'a Türkiye'nin ilk kadın Sanayici ve İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı seçildi.  2006 yılında Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonuna (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Üyesi olarak seçildi.  Anadolu'da çok sayıda girişimci ve iş kadını derneğinin kurulmasına öncülük etti.  2009 yılında İzmir Sanayici ve İş Adamları Derneğinin Yönetim Kurulu Başkanlığına tekrar seçildi.  Batı Anadolu Sanayici ve İş Adamları Derneği (BASİFED) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı, TÜRKONFED'de Kadından Sorumlu Komisyon Başkanlığı, İzmir Kalkınma Ajansı Kalkınma Kurulu Üyeliği, İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu Üyeliği, İzmir Başkanlar Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. Denizli, evli ve 2 çocuk annesi.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.