TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Tiyatro, kötüyü ibret iyiyi örnek olarak gösterir

İzmir Devlet Tiyatrosu şubat ayında ‘Kadınlar’ için oynuyor

Haber Giriş Tarihi: 03.02.2015 07:58
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Tiyatro, kötüyü ibret iyiyi örnek olarak gösterir

EMİNE ŞEKER

İzmir Devlet Tiyatrosu Şubat ayını ‘Kadınlar’a ithaf ediyor. ‘Kadın Sığınağı’ tiyatro oyunu bugün İzmir Devlet Tiyatrosu Konak Sahnesi’nde prömiyer galasıyla 20:30’da seyirci ile buluşacak. Tuncer Cücenoğlu’nun yazdığı Tomris Çetinel’in yönettiği kadına şiddetin dünyada ve ülkemizde gündemin ilk sırasına oturduğu gerçeğini yansıtan oyun, bir sığınma evindeki kadınların öykülerini konu alıyor. ‘Kadın Sığınağı’ tiyatro oyunu yönetmeni Tomris Çetinel, Ege’de Bugün’e oyun hakkında özel açıklamalarda bulundu.

TEKRAR İZMİR’DEYİM

Yönetmen Tomris Çetinel, 1975 yılında Ankara Devlet Konservatuarı’nı bitirdiğini söyleyerek, mezun olduktan sonra İzmir Devlet Tiyatrosu’na stajyer oyuncu olarak geldiğini belirtti. Çetinel, “Bu yıllar içerisinde Ankara Devlet Tiyatrosu’nda çalıştım. Bir süre özel tiyatro yaptıktan sonra tekrar devlet tiyatrosuna döndüm. 2001 yılında Sivas Devlet Tiyatrosu’nda müdür olarak çalıştım. 2004 yılından sonra 8 yıl boyunca Konya Devlet Tiyatrosu Müdürlüğü yaptıktan sonra tekrar İzmir’e döndüm” dedi.

UZUN ZAMANDIR YILLARI SAYMIYORUM

Öncelikle oyuncu olduğunu vurgulayan Çetinel, 1998 yılından bu yana reji de yaptığını açıkladı. Çetinel, “1975-2015 arası geçen yıllar az bir yıl değil. Artık ben uzun zamandır yılları saymıyorum. Bir oyuncunun kamçısı olabilecek ve onu çok mutlu edecek her şey ile karşılaştım. Yurtdışı festivallerine hem oyuncu hem de yönetmen olarak katıldım. Yurtdışında ve yurtiçinde yönetmen olarak ödüller aldım. Yaşanabilecek her şeyi yaşadığım için çok mutluyum. Artık yaş haddinden emekliliğime çok az kaldı” ifadelerini kullandı.

‘SANATÇININ EMEKLİSİ OLMAZ’

Çetinel, sanatçının emeklisinin olmadığını vurgulayarak, “Sahneye koyduğum ’Kadın Sığınağı’ oyununda da ‘sanatçının emeklisi olmaz’ sözünü gösteren bir durum var. Dudu rolünü oynayan arkadaşımız yaş haddinden dolayı 6 sene önce emekli olmuştu. Rica ettik. Geldi. 71 yaşında muhteşem şekilde sahnede. Ama bazen maalesef yasalara karşı çıkamıyoruz” şeklinde konuştu.

OYUN BENİ ÇOK ETKİLEDİ

‘Kadın Sığınağı’ adlı tiyatro oyununu Tuncer Cücenoğlu’nun yazdığını ifade eden Çetinel, “Ben bu oyunu daha önce Karşıyaka Belediye Tiyatrosu’nda izledim. Oyun beni çok etkiledi. O gün tesadüfen oyunun yazarı da oradaydı. Kendisinden oyunun tekstini istedim. Çünkü her yönetmen kendine göre bir sahneleme yapar. Asıl tekst nedir? diye merak ettim. Sonrasında müdürümüze söz ettim. Kadına şiddet hem güncel bir konu hem de tiyatroda o kadar çok erkek rolü vardır ki kadınlar zaman zaman kendilerini boşta hissederler. Yazarla konuşarak oyunda birkaç ufak değişiklik yaptık. Yaklaşık 2 ay kadar provalarımız oldu” diye konuştu.

 

VAR OLAN DUVARLAR KADINLARI KORUMUYOR

Çetinel, ‘Kadın Sığınağı’ adlı tiyatro oyununun bir sığınma evinde geçtiğini anlatarak, “Oyun başlarken sürprizle başlayıp finali de sürprizle yapıyoruz. Sığınma evleri belki bir süreliğine çözüm olabilir ama kadına şiddetin çözümü değil diye düşünüyorum. Rejiyi kurarken bunun üzerine kurduk. Nedeni de oyunda sembolik bir dekor var. Kocaman bir kapı var. Finalde tüm perdeler yere düşüyor. Sadece kapı kalıyor. Aslında var olan duvarlar kadınları korumuyor. Sebebi de biz alışkanlıklarımızı, eğitim sistemimizi, toplumsal yapımızı ve öncelikle kadınlarımızı değiştirmedikçe, töre olgusu var oldukça ne yazık ki kadına şiddet sığınma evleri ile çözüm haline gelemez diye düşündük. Benim çıkış noktam buydu. Ama tüm arkadaşlarımın da fikri bu yönde oldu. 21 yaşından 71 yaşına kadar her yaşta 11 oyuncumuz var. Oyuncularımızın hepsi kadın. Yönetmen kadın. Kostüm tasarımcısı kadın. Sahne amiri kadın. Kondüvit kadın. Bol kadınlı bir oyun bu. Hepimiz kadın olarak hayatın belli yerlerinde buradaki sığınma evine sığınmış 11 kadının yaşadıklarını aşağı yukarı yaşamışız. Eğitimli kadının bile şiddet gördüğü bir durum var. Belki televizyonda gördüğümüz gibi şiddetler yaşamadık ama şiddetin çeşitleri o kadar fazla ki. Şiddet için illa birini öldürmek gerekmiyor. Sığınma evinin müdürü bile şiddet görebiliyor. Bu nedenle oyun beni gerçekten çok etkiledi. Her çevreden, her statüde her eğitim düzeyinde birbirinden farklı 11 kadının maalesef yaşadıkları birbirinden farklı değil. Maalesef bu durum kadınlar kendini değiştirmedikçe bu durum devam edecek diyoruz. Oyunun özelliklerinden biri de Nazım Hikmet’in ‘Kadın’ şiirini izin alarak bestelettik. Bizi çok etkiliyor” dedi.

‘TÖREDİR KARŞI ÇIKAMAM ABLA’

Ailelerin erkek çocuğu olduğu zaman çok özel yetiştirdiklerini belirten Çetinel, “’Aman oğlum’, ‘paşam oğlum’ ve ‘erkek çocuğudur yapar’ diye yetiştiriyoruz. Erkek çocuklarına ağırlıklar yükleyip onları kompleksler içine sokuyoruz. Sonrada onların bize davranış şekillerini beğenmiyoruz. Aslında bu duruma neden olan biziz. Biz erkek çocuklarını yetiştirirken kendimizi ötekileştiriyoruz. Onlara da bizi ötekileştirmelerini zaten kendi verdiğimiz ana kucağındaki eğitimle başlayarak akıllarına bunu sokuyoruz. Sonra eğitim sistemimiz ne yazık ki ötekileştirmeyi biraz daha perçinliyor. Sonra toplumsal bir takım durumlar etken oluyor. Nefret ettiğim 2 kelime var bu ülkede. Bir tanesi pozitif ayrımcılık bir diğeri de kota. Diyorlar ki; ‘siz zaten o kadar zavallısınız ki size pozitif ayrımcılık yapalım.’ Ya da meclis de ve çeşitli iş yerlerinde ancak kota il kadın sayısını artırmaya çalışıyorlar. Yakın bir zamanda seçim var. Yine her parti çıkacak diyecek ki; ‘bizim şu kadar kadın milletvekili sayımız var.’ Ama meclisteki sayılar belli. Onlar istediklerini söylesinler. Erkek egemen bir toplumda yaşıyoruz. Yani yumurta mı tavuktan çıkar? Yoksa tavuk mu yumurtadan? Hem erkek çocuklarını yetiştirip canavarlaştıranlar bizleriz. Sonrada var olan canavarlara ‘dur!’ diyemeyen yine bizleriz. Karşılarına çıkamıyoruz. Belki de aldığımız eğitimden dolayı savaşma yöntemlerini bilmiyoruz. Bu oyunda çok sevdiğim vurucu cümleler var. Mesela ‘kocandır kızım. Geçim olmaz karşı çıkarsan’, ‘töredir karşı çıkamam abla’ ya da ‘Kadın kısmı konuşmaz. Kız kısmına sorulmaz’ gibi benzer o kadar çok laf var ki. Bu duygularla yetiştirilen kız çocukları da erkeklere karşı koymayı bilmiyor. Çünkü baştan yenilmişliği kabul ederek hayatın içine atılıyor. Yani bu tekst beni bir kadın olarak çok etkiledi. 2 kızı olan bir anne olarak çok etkiledi. Bu oyunu topluma ‘farkındayız’ demek için bu anlamda bir mesaj olarak sahnelemek istedik” ifadelerini kullandı.

 

 

TİYATRO İNSANA EN YAKIN SANATTIR

Çetinel, tiyatronun her zaman çözüm üretmediğini söyleyerek, “Provaları izleyen arkadaşlarım; ‘çözümü yok’ diyorlar. Zaten çözümü yok. Benim tiyatronun çok sevdiğim tariflerinden birini tekrar tekrar bu oyunda yineliyorum. Tiyatro, kötüyü ibret iyiyi örnek olarak gösteren bir sanat dalıdır. Tiyatro toplumun aynısıdır. Toplum ne ise tiyatroda odur aslında. Bu nedenle biz topluma bir ayna tutuyoruz. Tiyatro her zaman çözüm üretmez. Var olanı gösterir. Zaten belli ki hükümetler çözüm üretemediler. Sığınma evleri acaba çözüm müydü? Toplum çözüm üretemiyor. Ben bu oyunda belki çözümü değil ama itirazımı gösterebiliyorum. Keşke ülkenin her yerinde tiyatro olabilse. Tiyatro pahalı bir sanat. Mutlaka devlet desteği gerekmektedir. Mesela İzmir Türkiye’nin 3. büyük kenti. Ama maalesef bu büyük kentin devlet tiyatrosunda sadece bir salonu var. Çok amaçlı salonlar hiç amaçlı salonlar haline geliyor. Tiyatro salonu biraz özelliklidir. Konser salonu gibi değildir. Ama bu fark maalesef algılanmadığı için yükseklikleri olmayan salonlar var. Tiyatronun yüksekliğe ihtiyacı vardır. İzmir seyircisi bu büyük kentte sadece Konak Sahnesi’ne mahkum bırakılıyor. Seyirci bilet bulamıyor. Evet biz dolu salonlara oynamaktan mutluyuz. Bir yanda da İzmir seyircisine haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Tiyatro insana en yakın sanattır. İnsanın duygularını, yaşadıklarını, yaşayamadıklarını, kinini ve nefretini anlatan toplumda var olan her türlü şeye değinen sanattır. Tabi ki amatör guruplar var. Sayıca çok fazlalar. Ama profesyonellikle ve amatörlük arasında da biraz fark var. Elbette amatörler olacak. Profesyonel olmak isteyenler o amatörlerin içinden çıkar” şeklinde konuştu.

İNSANCA YAŞAMAYI HERKESİN HAK ETTİĞİNE İNANIYORUM

İnternet üzerinde de bilet satışı yaptıklarını söyleyen Çetinel, gişe açıldıktan sonra da biletlerin tükendiğini ifade etti. Çetinel, sözlerine şu şekilde devam etti: “İzmirliler sanata ilgililer. Sadece Karşıyakalılar biraz buraya uzak kalıyorlar. ‘Kadın Sığınağı’ tiyatro oyunu 3 hafta boyunca burada oynayacak. Sonra Gaziantep ve Kahramanmaraş turnesine gideceğiz. Sezon sonuna kadar oynamaya devam edeceğiz. Türkiye’de çok yer dolaşacak diye düşünüyorum. Sanat muhaliftir. Ama korkulası bir şey değildir. Özellikle tiyatro dalında. Bizde korkulası insanlar değiliz. Bu nedenle bizim için en büyük mutluluk ve var olma nedenimiz dolu salon görmektir. Sanatseverler bizleri yalnız bırakmasınlar. Unutmasınlar ki hayata dair her şeyi seyircilerimizle paylaşmak için sahnedeyiz. Erkek kadın diye ayırmıyorum. İnsan olmayı öğretmek zorundayız. Vicdan sahibi ve duyguları olan insanlar yetiştirmeyiz. Kaba kuvvet dünyanın en kolay işidir. Kaba kuvvet ilk akla gelendir. Halbuki sabretmek, sabır ile sohbet etmek, birbirini anlamak ve vicdan sahibi olmak gerekir. Kendimde dahil olmak üzere erkekleri yetiştiren kadınlarla beraber önce şiddete karşı olma duygusunu içimizde taşımalıyız. Sabırlı ve vicdanlı olmalıyız. İnsan olmayı ve insanca yaşamayı herkesin hak ettiğine inanıyorum. Bu ülkeye gerçek insanlar yetiştirmeliyiz.”

‘Kadın Sığınağı’ Tiyatro Oyunu Hakkında

Yazan: Tuncer Cücenoğlu

Yöneten: Tomris Çetinel

Farklı yaşamlardan gelinerek çaresizce bir sığınma evine yerleştirilen 11 kadının öyküsünü içeren oyun modern bir tragedya aslında. Peki töre, başka bir kadın, dayak, ya da çeşitli baskılardan kaçarak bir araya gelen bu kadınları yöneten, onlara psikolojik destek veren ya da yardımsever kadınların oluşturduğu dernek temsilcisinin onlardan farkı var mı? İbretle izlenecek bir oyun.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.