TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Sağlık protokolü imzalandı

İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Metin Feyzioğlu’nun katılımıyla, tüm avukatların sağlık konusunda daha iyi hizmet alabilmeleri için özel hastaneler ile bir protokol imzalandı

Haber Giriş Tarihi: 26.12.2014 07:39
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Sağlık protokolü imzalandı

DAVUT İPEK - İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Metin Feyzioğlu, tüm avukatların daha iyi bir sağlık hizmeti alabilmeleri için özel hastanelerle bir protokol imzaladı. Baro Han Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen imza töreninde konuşan Feyzioğlu, “Türkiye Barolar Birliği’nin bütün kaynaklarını meslektaşlarımıza aktaracağımızı söylemiştik. Bunu da yapmaya başladığımızı gösterdiğimizi düşünüyorum. Yirmi dört hastaneyle aldığımız sistemi bugün itibariyle doksan yedi hastaneye çıkarıyoruz. Ama çok ilginç bir şey vardı. İzmir’de bu sistemi hayata geçirememiştik. Çok uğraşmamıza rağmen bu olmamıştı. Arayı telafi edelim dedik, altı kurum ve sekiz hastaneyle bunu gerçekleştirmeye çalıştık” dedi.

“UMARIM İHTİYACIMIZ OLMAZ”

Avukatların özel hastanelerden daha iyi hizmet alabilmelerini amaç edinen sağlık protokolü imzalanmadan önce Feyzioğlu esprili bir dille şunları söyledi: “Bugün güzel bir uygulamaya imza atıyoruz. Tüm meslektaşlarımız özel hastanelerden daha iyi bir hizmet alacaklar. Umarım ihtiyacımız olmaz. Doktorlar yanlış anlamasın, inşallah hasta olmayız anlamında söylüyorum. Zaten bizim için de aynı şeyi söylüyorlar. Ama Allah avukatsız ve hekimsiz bırakmasın bizleri. Bugün avukatlarımız için birçok projemizi faaliyete geçirmeye çalışıyoruz. Fakat siyasi iktidar buna izin vermiyor. Avukatlık sınavlarına dahi karşılar. Avukatlık sınavını bir tek ben yaparsam kabul ederim gibisinden bir tavır takınıyorlar. Biz de hakimlik sınavını yapalım gibisinden bir karşı teklif sundum ben ama pek olumlu karşılanmadı.”

İHTİYACA GÖRE KANUN

Siyasi iktidarın yaptığı uygulamalara değinen Feyzioğlu, “Tokyo’da uluslararası bir barolar birliği toplantısına katıldığımda birkaç meslektaşımdan şu cümleleri duydum; otoriterleşmeye başlayan ülkelerde hükümetler hukuk fakültesi sayısını artırıyor ve avukatlık sınavını kolaylaştırıyor. Bu cümleleri üç ayrı birlik başkanından duyunca boğazımda bir şey düğümlendi. Çünkü bizdeki hukuk fakültesi sayısı çoktan yüzü geçmişti. Üstelik yüzde onuna yetecek hocamız yoktur. Avukatlık sınavını basitleştiremiyoruz bile, çünkü öyle bir sınav yok. Durumu görüyorsunuz değil mi? Yaklaşım yok kanun, olmadı baştan kanun, çiz kanun, bir daha yaz kanun. İhtiyaca göre günlük, o gün iktidarın veya iktidar yakınının hangi derdi çözülecekse deneme yanılma yoluyla, el yordamıyla veya kişisel ihtiyaçlara göre kanun yapılıyor bugün. Bu da devletin çivisinin çıkması anlamına geliyor. Hukuk devletinden bahsediyoruz sonra. Ne hukuku, devleti altımızdan çekmişler. Bugün adalet mülkün temelidir deyişi eğer doğruysa, ülkenin temelsiz kalmaya başladığı noktadayız demektir” dedi.

“PERİŞAN OLDUK”

Feyzioğlu şunları da ekledi: “Ülkenin içinde bulunduğu durum göz önüne alındığında avukatlara ne kadar ihtiyacımız olduğunu görüyoruz. Bu yüzden siz doktorlara emanetiz. Sağlıklı olmamız lazım, fit olmamız lazım. Ağır şiddete maruzuz. Geçtiğimiz hafta bir meslektaşımızı alnının ortasından, kesik çifteyle bürosunda, ibadethanesinde, en kutsal mekanında, ekmeğini aşını kazandığı mekanda katlettiler. Perişan olduk. Aynı şekilde bizi perişan eden bir başka husus da ulusal basında bununla ilgili tek bir satır olmamasıdır. Bu bir Danıştay saldırısıdır. Her birimizin bürosu Danıştay’dır. Değerli meslektaşlarımın buna öncelikle kendilerinin sahip çıkması lazım. Bir avukata fiske vurulduğu yerde biliniz ki orada dövülen, tartaklanan, yerde süründürülen, ezilen vatandaştır, halktır. Biz avukatlar ve hekimlerin, şiddete maruz kalma gibi korkunç bir kaderimiz var. Aslında hizmet edeniz biz. Cankurtaranız. Halkın, vatandaşın sığındığıyız. Savcı soruşturur, suçlar. Hakim yargılar ve hapse atar. Biz savunuruz, hekimler canını kurtarmaya çırpınır. Ama yumruğu da biz yeriz, kurşunu da biz yeriz. O zaman halka görevimizi, vazgeçilmezliğimizi daha çok anlatmamız lazım.”

“FAZLASIYLA KUTUPLAŞTIRDINIZ”

Siyasilere de büyük bir görev düştüğünü söyleyen Feyzioğlu, “Yeteri kadar bizi kutuplaştırdınız. Yeteri kadar bizi gerdiniz ve fazlasıyla baskı uyguladınız. Kadınlar eve gitsin dediniz ve bunun sonucunda eve gitmeyen kadınları erkekler öldürmeye başladı. Yeter artık! Herkes kendini yeteri kadar tatmin etti. Yeter artık! Bu toplumu daha fazla germeyin lütfen. Biz huzur içerisinde görevimizi yapmaya çalışıyoruz. Her hekimin başına, her avukatın yazıhanesinin önüne bir polis memuru koyamayız. O zaman sebepleri doğru tespit etmemiz ve bu sebepleri kurutmamız gerekiyor. Sistem bozuk. Sistemin yanlışlığını ne pahasına olursa olsun düzeltmeye çalışan avukatlar ve hekimler bunu canlarıyla ödüyorlar. İstediği hizmeti alamayan vatandaş hekime saldırıyor. Davasına müdahale edildiğini düşünen vatandaş avukatın boğazına sarılıyor. Demek ki sistemi düzeltmemiz lazım. Biz elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Bugün avukatlar olarak 86 bin altı yüz kişiyiz. Hukuk fakültelerinde okuyan binlerde avukat adayı var ve bunların 43 bin kadarı beş yıl sonra avukat olacak. Bugünkü iktidarın Adalet Bakanı bunları piyasa ayıklasın diyor. Hal böyle olunca bizler de genç avukatlara istediğimiz desteği veremiyoruz. Bunun sonucunda ise avukat avukatın kurdu olmaya başlıyor. İşte bu da şiddetin sebeplerinden biridir. Çünkü acımasız bir rekabet ortamı doğuyor ve meslek kuralları, meslek etiği bu çoklukların içinde giderek unutuluyor” dedi.

“AVUKAT KENDİNİ SAVUNAMAZ”

İmzalanacak olan anlaşmaya avukatların eş ve çocuklarının da dahil edilmesini istediklerini belirten Feyzioğlu sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Bizler, Barolar Birliği’nin avukatlardan gelen varlığını tekrar avukatlara döndürmek için çırpınıyoruz. Şu anda 4bin 200 yapmış olduğumuz bu anlaşmadan yararlanır durumda. Hastane temsilcilerine çok büyük bir aileyi emanet ediyoruz. Yaklaşık olarak 110 bin hedefli bir aileyi hastanelerimize emanet ediyoruz, bunun değerini bileceklerine eminim. Bir avukatın, evladını öksüz bırakıp göçüp gitmesi halinde yaşanan sıkıntı Barolar Birliği tarafından bir nebze olsun azaltılmıştır. Şu anda ihtiyaç sahibi avukat öksüz ve yetimlerini Türkiye Barolar Birliği sahiplenmiştir. Bizim yatmaya vaktimiz yoktur, çünkü yatarsak aç kalırız. Biz her an işimizin başında olmak zorundayız. Bizim işimizi bir başkası yapamaz. Dosyamıza bir de sen bak diyemeyiz. Bir avukatın en büyük korkusu eğer çocuğu varsa ve küçükse, bana bir şey olursa ona ne olacak korkusudur. Hekimlerimizle yapmış olduğumuz bu anlaşmayla bu yaraya bir nebze de olsa merhem olmak istedik. Bir avukatın en önemli özelliği şudur; kendi işin bilememek. Müvekkilinin her şeyini baştan ayağı bilir ama kendisiyle ilgili çok şey bilmez. Yeri geldiğinde her şeyiyle müvekkilinin haklarını savunan avukatlar kendilerini savunamazlar. Kendisi için bir şey talep etmeye alışık olmayan avukatlar kendi haklarını bilmezler. O yüzden bizim gibi birlik başkanları gelir ve bu vesileleri biraz anlatır ki meslektaşları öğrensin. Ayrıca adliye kantinlerinde klasik sohbetler sırasında, kulaktan kulağa şu Baro ne yapıyor acaba diye sohbetler edilirken, birileri oradan çıkıp, işte bunları yapıyor, diyebilsin diye çalışmalarımızı yürütüyoruz. Özel hastanelerle yapacağımız bu sözleşmeler için hekimlere tek bir şey söylemek istiyorum; meslektaşlarım sizlere emanet.” Konuşmasının ardından bazı sağlık kurumu temsilcileri Feyzioğlu’na plaket takdim etti.

YENİ YILDA EK BİNA SÖZÜ

Plaket töreninin ardından söz alan İzmir Barosu Başkanı Avukat Aydın Özcan ise şöyle konuştu: “Adli yardımlar konusunda İzmirli meslektaşlarımızın sıkıntıları vardı. Bu konuda hiç talebimiz yokken değerli Baro Başkanımız isteğimizi yerine getirdi. Ardından da meslektaşlarımıza yarım trilyona yakın adli yardım paralarını hemen ödedik. Bunun yanı sıra başkanımızdan hepimizin sorunu olan yeşil pasaport konusunda talebimiz oldu. Bu konuyla ilgili sıkıntılarımızı dile getirdik. Başkanımız yeşil pasaport konusunda hemen yardımcı olamayacaklarını, fakat en kısa sürede Avrupa Birliği büyükelçileriyle görüşeceğini, vize sıkıntılarını en aza indirmek için çalışacağına söz verdi ve biliyoruz ki görüştü. Sağlık konusunda da sınırlı sayıda hastaneyle anlaşmamız olduğunu ilettik başkanımıza. Daha sonra başkanımız harekete geçti ve birtakım hastanelerle anlaşıldı. Bütün meslektaşlarımıza bunu bir törenle duyurmak istedik. Barolar Birliği Başkanımıza çok teşekkür ediyoruz. Onun bizlere verdiği destek son derece anlamlıdır. Ayrıca başkanımız mevcut binamızın tüm tadilatlarını yaptıracak ve daha sonra yeni yılda ek bina sözünü yerine getirecek. Bu konuda bizler de hazırlık çalışmalarımızı yapıyoruz. Sağlık protokolünün de hepimize hayırlı olmasını diliyorum.”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.