“Müzik susarsa, dünya susar”

ONURHAN ALPAGUT- İzmir Müzisyenler ve Sahne Sanatçıları Derneği Başkanı Reşat Gülşen ile derneğin sorunları üzerine konuştuk. Düğünlerde atılan sahte dolarlar ve geriye dönük borçlanmanın müzisyenler açısından büyük sorun teşkil ettiğini ifade eden Gülşen, “Dernek olarak kiramızı bile ödeyemiyoruz" dedi

Geçmiş yıllarda müzisyenlerin durumunun şimdiden çok daha iyi olduğunu vurgulayan Gülşen, “1990 yıllarında mevcut olan hükümet geriye dönük müzisyenler ile alakalı yasa çıkartmıştı. Yasa sonucu o yıllarda emekli olanlar oldu. 2001 yılına kadar müzik sektörü çok iyiydi. Müziğe önem verilirdi. Bizim roman müziğimiz her zaman ön planlarda olmuştu. 2002 yılından sonra müzik sektöründe Türkiye ve İzmir genelinde bir çöküntü oldu. Bizim de o yıllarda şu an mevcut olduğu gibi dernekleşmemiz yoktu. 2005 yıllarından sonra Yakup Çardak ile tanıştım. Onun vesilesi ile İzmir Müzisyenler ve Sahne Sanatçıları Derneği’ni kurmuş olduk. 2006-2007 yılları arasında belediyeler ile festivaller, konserler yapmaya başladık. Bununla beraber İzmir piyasası hareketlenmiş oldu. Bu bağlamda 2008 yılında İzmir Roman Müzisyenler Derneği’ni kurduk. Derneği kurmamızın sebebi ise, yıllar önce müzisyenlikten emekli olan abilerimiz, ablalarımızın haklarını korumaktı. Müzisyenlik mesleği diğer meslek grupları gibi sabah git akşam gel mantığı ile işlemiyor. Sokaklarda, üç yıldızlı otellerde, düğünlerde müziğimizi icra ederek geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz” diye konuştu.

“TÜM MÜZİSYENLERİ BİR ÇATI ALTINDA TOPLAMAYA ÇALIŞIYORUZ"

Derneğin kuruluşu hakkında bilgiler veren Gülşen, “2008 yılında konakta kurmuş olduğumuz dernek vesilesi ile dağınık olan müzisyenleri bir çatı altına toplamak istiyoruz. Sokak çalgıcılığını daha farklı bir boyuta taşımak istiyoruz. Bunu da yerel yönetimlerden destek alarak yapmayı planlıyoruz. Avrupa’da sokak çalgıcılığı Türkiye'de olduğu şekilde değil. Derneğimizi kurmamızın temelinde bu yatmakta" ifadelerinde bulundu.

“DERNEĞİMİZİN KİRASINI BİLE ÖDEYEMİYORUZ"

Dernek olarak birçok sıkıntıları olduğunu ifade eden Gülşen, “Derneğimiz 45 metrekare ve bize dar geliyor. Piyasada her gün iş olmadığından dolayı derneğimizin kirasını bile ödeyemiyoruz. Faaliyetlerimiz hususunda ilk hedefimiz; geriye dönük borçlandırma konusunda bunu bir yasa haline dönüştürmek. Ancak ilerleyen safhalarda müzik, dans eğitimleri vererek sokaktaki çocukları kötü alışkanlıklardan uzaklaştırıp müziğe yönlendirmeyi hedefliyoruz. Dernek olarak pek çok sorunumuz var. Bu konuda belediyelerden yardım bekliyoruz" diyerek yapılması gerekenler hakkında konuştu.Gülşen, “Çok cüzi rakamlarla bize yer tahsis edilebilir. Biz bağış istemiyoruz. Az miktarlarda paralar ödenerek yer tahsis etsinler. Dernekler olarak bizi toplayabilirler. Bizlerden yıllık faaliyet raporları alarak bunları değerlendirebilirler. Yandaş dernekçilik yapmak istemiyoruz. Biz sadece destek istiyoruz. Bırakın da İzmir'i kültür ve müzik konusunda kalkındıralım. Müziksiz hiç bir şey olmaz" dedi.

“ÖZCAN PURÇU SESİMİZ OLACAK"

CHP İzmir Milletvekili Özcan Purçu, hakkında konuşan Gülşen, “Bir Roman olarak o bizim kardeşimiz, gururumuz. Kendisi bizim meclisteki sesimiz, kulağımız olacaktır. Şu an Meclis’te bir kişiyiz fakat ilerleyen zamanlarda bu sayı artacaktır. Özcan kardeşimiz 2006 yılında derneğimize geldiğinde gözleri dolmuştu. O günü dün gibi hatırlarım" dedi.

“BİZİ OYALADILAR"

Geriye dönük borçlandırma konusunda yaşadıkları sorunları anlatan Gülşen, “Çıkan yasa tasarısında biz müzisyenler olarak faydalanamadık. İnsanlarımızın sigortaları yok. Bizim amacımız geriye dönük borçlanma ile ilgili bu günleri insanlarımıza kazandırmak. Meclisten pek çok yasa çıktı ancak bizlere yönelik herhangi bir girişim olmadı. Bu yasa tasarısı meclisten geçtiği takdirde 60 yaşında emekli olacak pek çok kardeşimiz var. Kendimden örnek verecek olursam, 1989'da müzisyenliğe girişim var. Fakat 104 gün çalışmış olarak gösteriliyorum. Yıllardan beri ben bu sektörde hizmet vermekteyim. Bu hizmetimin karşılığını devletten almak istiyorum. Kısacası günlerimizi satın almak istiyoruz. Bu sayede hem devletin kasasına para girecek hem de tüm müzisyen arkadaşlar bundan faydalanacaktır. Derneği kurmamızın akabinde bu sorunu halledebilmek için ilgili çalışmalara başladık. AK Parti hükümetine kanun tasarısı olarak dosya halinde teklif sunduk. Fakat sürekli bizi ‘bugün git, yarın gel’ şeklinde oyaladılar. Ankara'da müzisyenler olarak adeta mekik dokuduk. Bizim kendi içimizden olan ve meclise gönderdiğimiz Özcan Purçu kardeşimiz sayesinde teklifimizi tekrar sunmayı düşünüyoruz" şeklinde konuştu.

“ÜÇ ÇUVAL SAHTE PARA"

Geçen yıl itibarı ile piyasada sahte paraların düğünlerde kullanılmaya başlandığını bunun da sadece gövde gösterisi amacıyla yapıldığını vurgulayan Gülşen, “Müzisyenler zaten geçimlerini zor sağlıyorlar. Üstüne bu sahte dolarlar piyasaya çıktı. Bunların hepsi kaçakçılığa girmekte. Hükümetin buna bir dur demesi gerekiyor. Bizler müziğimizi icra ediyoruz. Dışarıdan bakanlar çok para kazandığımızı düşünüyorlar. Halbuki düğünlerde saçılan paraların yarısından çoğu sahte. Her gittiğimiz düğünde üç çuval sahte para topluyoruz. Müzisyenler olarak düğünde anlaştığımız paraların dışında bahşiş olarak gelir elde edemiyoruz. Bu paralar artık abiye, nişanlık, sünnetlik satan yerlerde dahi bulunur hale geldi. Sahte paraları düğünlerde atmasınlar. Böyle yapacaklarsa hiç para atmasınlar. Bizi alkışlasınlar bu bize yeterli" dedi.

Reşat Gülşen Kimdir?

1971 İzmir Konak doğumluyum. İki oğlan bir kız olmak üzere üç çocuk babasıyım. Ailem müzisyenlikten gelmedir. Kendimde Perküsyon-Ritim çalmaktayım. 16 yaşından itibaren müzik icra etmekteyim. Çaldığım müzikler ile geçimimi idame ettirmeye çalıştım. Şu an İzmir Müzisyenler ve Sahne Sanatçıları Derneği’nin Genel Başkanlığı’nı yürütmekteyim.

İzmir Müzisyenler ve Sahne Sanatçıları Derneği Genel Başkan Yardımcısı Cemal Yüktaşıyan, “Son beş yıldır sanatımıza saygı ve değer kalmadı. Bu sahte dolarların kalkması için başta Belediye Başkanımız, İlçe Emniyet Müdürümüz, İl Emniyet Müdürümüz olmak üzere herkesi göreve davet ediyorum. Sahte dolarları gerçek gibi düğünlerde saçan davetlilerin bu ayıbı, hem bahşiş almayı uman çocuklarda hem de orkestra görevlilerinde hayal kırıklığı oluşturuyor. Sokaklarda deste deste satılan dolarlar aynı orjinalleri gibi birebir aynı boyutta ve gerçek gibi yapıyorlar. Yetkililerin bu konuya acilen el atması gerekiyor. Binlerce müzisyen arkadaşımız bu konudan müzdarip. Şu an ise, dolarların yerini Türk paraları almış durumda. Özellikle Türkiye olarak kendi paramızın değerini koruyamadığımızı düşünüyorum. Sahte dolarla bonkörlük yapanlara isyan ediyoruz ve icra ettikleri meslekte yer alan arkadaşlarımız evlerine ekmek götüremiyorlar. Bir orkestrada en az beş kişi çalışıyor. Arkadaşlarımız emeğinin karşılığını alamıyor ne yazık ki” açıklamasında bulundu.