TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kukla sanatının kalbi İzmir’de atacak

9. İzmir Uluslararası Kukla Günleri 5 – 22 Mart 2015 tarihleri arasında İzmir’de gerçekleşecek. Bu festival öncesinde festival direktörü Selçuk Dinçer ile organizasyon hakkında, kukla sanatının gelişimi ve İzmir’de sanatın yeri hakkında güzel bir söyleşi gerçekleştirdik

Haber Giriş Tarihi: 04.03.2015 07:04
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Kukla sanatının kalbi İzmir’de atacak

TANER UYANIKER

9. İzmir Uluslararası Kukla Günleri 5 – 22 Mart 2015 tarihleri arasında İzmir’de, bir kez daha dünyanın en büyük kukla festivallerinden biri olarak gerçekleşecek. Festivale bu yıl 23 ülkeden sanatçılar katılacak, 40 kukla tiyatrosu grubu, 42 ayrı oyunu, 38 gösteri mekanında 150’nin üzerinde gösterimle 50 binden fazla seyirciyle buluşturacak. Bu yıl festivalde yine dünyanın birçok ünlü kukla tiyatrosunun yanı sıra, sergiler, atölye çalışmaları ve bir kukla oyunu yarışması yer alacak. Bizde sizlerin bu eşsiz güzellikteki sanat festivalini kaçırmamanızı öneririz.

“MODERN KUKLA SANATINDA BİR BOŞLUK VAR”

Neden kukla festivali?

Sanat ve kültür anlamında bir şey yapmak istedim. Baktım ne yapabilirim diye ve modern kukla sanatı ülkede bomboştu. Maalesef birçok ülkenin aksine modern kukla sanatı bizde hiç gelişmemiş. İlk başladığımızda İzmir’de hiç yoktu. Şimdi yavaş yavaş bunu yapanlar ortaya çıkıyor. Biz dokuz yıldır kukla sanatını tanıtmak için büyük çabalar sarf ettik. Bu konuda her festival döneminde çeşitli atölye sanatlarını ve profesyonel festival sanatçıları ile düzenleyerek bu şehirde festivallerimizden geriye bir şeyler kalmasını sağladık. Giderek kuklaya olan ilgi büyüdü ve İzmir’de 2 grup festival kapsamında oyunlarını oynayacak. Bu yaptıklarımızla ülkemizde kukla sanatının gelişmesine de önemli katkılarda bulunuyoruz. İzmir neden kuklayla özdeşleşmesin, niçin dünyanın başkentlerinden birisi olmasın hedefiyle yola çıktık ve bu yolda yürüyoruz. İzmir her geçen gün bu alanda bir marka olmaya başlamıştır. Bugün festivalimizin dünyada tanınırlığı ülkemizde tanınırlığından beklide daha fazladır. Bu yıl İspanyol bir çift bizimle irtibata geçti ve izlemeye geliyorlar. Önümüzdeki yıllarda bu sayı daha fazla olacaktır. İzmir’in turiste ihtiyacı var ve bu anlamda da festivalimiz böyle bir katkıda bulunacak. Kukla İzmir’in kültür sanat geleceğinde en önemli taşlarından birisi olacaktır. İzmir kuklayı sevdi. Kukla artık İzmirli diyebilirim.

KUKLA OLMAMAK İÇİN...

Niçin insanlar bu oyunlara gelmeliler?

Bugün kukla sanatı dünyada en önemli sanat dallarından biridir. En çok izlenen, en çok seyirciyle buluşan, neredeyse diğer sanat dallarını da kucaklayarak ve bütün sanat dallarına kapılarını açmış, onlardan ne alacaksa hepsini alan ve bunun sonucunda ortaya en çarpıcı sanat ürünlerini çıkaran sanattır. Burada yapılan, tabi milyon Euro’luk dev göz boyayan etkinliklerden bahsetmiyorum aksine son derece mütevazı, seyircinin yaşamına, duygu ve düşün dünyasına dokunan işlerdir. Bu işlerin mümkün olan en iyilerini İzmir’e taşıyoruz. Beğenmediğimiz hiçbir oyunu festivale dahil etmiyoruz. Çok gelişmiş ve hızla gelişen bir sanat dalındaki çok iyi örnekleri görmek için bizim festivalimize gelmeliler. Sanatı, izleyiciyle nasıl buluştuğunu ve bu alanda kendine özgü havasını görmek için gelmeliler. 

Kukla sanatının, diğer sanatların hepsinin anlatabileceği, söyleyebileceği üzerinde de farkındalık yaratabileceği şeyleri söyleyerek, farkındalık yaratabilecek bir vasfı zaten var. Benim için kukla sanatı, birazda mecazi konuşursak kukla sanatının en önemli yanlarından birisi kukla olmamayı öğretmesidir. Kukla sanatı kendine özgü illüzyonuyla ayrıcalıklıdır. Her sanatın illüzyonu vardır ama kukla sanatının illüzyonu kendisine özgüdür ve bu illüzyon gerçekten izleyicinin yaşamına dokunur. Kukla sizi alır başka bir dünyaya, bir düş dünyasına götürür. Bugün içinde yaşadığınız ve içine sıkışıp kaldığınız teknolojiyle sarılıp sarmalanmış ve giderek yozlaşan bir dünyadan çıkarır ve sizi bambaşka bir dünyaya rengarenk ve sadece size ait olan ve yalnızca sizin tarafınızdan şekillenebilecek bir düş dünyasının kapılarını açar. Herkesin güzel bir dünyaya ihtiyacı var. Özellikle çocuklar dünyayı kaybetmemesi gerekir. Kukla sanatı giderek sığlaşan hayatlarımızı fark etmemizi sağlar. İçine kısılıp kaldığımız şeylerin dışında da başka değerlerin olduğunu fark ettirir. Bunun için izleyiciler gelmeli ve oyunlarımızı seyretmelidirler.

“İNSANLARIN ALGISINI KIRMAK GEREKİYOR”

Ülkemizde bu sanatın gelişmemesinin nedenleri nelerdir?

Ne yazık ki İzmir’de ve Türkiye’nin diğer illerinde kukla sanatına yönelik okullar bulunmuyor. Okulların olduğu yerlerde bu sanat gelişmiş. Bugün artık usta çırak ilişkisiyle eğitim beklemekte çok yanlış. Günümüzde her şeyin eğitimi var ve bu eğitimi alanlar mesleğin sahibi oluyorlar.  Kukla anlamında böyle bir okul olmadığından gençlerde ne yapacaklarını bilemiyorlar bu işe çok fazla ilgileri olsa bile.  O yüzden kukla sanatı istenilen bir şekilde gelişmiyor. Yakın zamanda böyle bir okul açılırsa o zaman kukla sanatının kaderi de değişecektir. Umarım bu okulda İzmir’de olur. Okul açma yönünde de böyle bir çalışma Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde var. Umarım okul açılırsa güzel bir gelişme olacaktır. İstanbul’da kukla sanatını icra eden yerler var ama yeterli değil. Bu durum Türkiye’de de geçerlidir. Her yıl dünyada kukla sanatı gelişiyor ama bizde hala yerinde kalıyor. Bizde bu işi yapanlar yok. Festivaller de bu işin yükselmesi için yetmez. Kukla sanatı, insanların eğlence ve kültür aktivitelerinden birisi olmalı. Nasıl insanlar hadi konser izleyelim hadi sinema izleyelim diyorlarsa, şurada bir kukla oyunu varmış hadi onu da izleyelim demelidirler. İnsanların bununla ilgili şeyleri çevrelerinde görmedikleri için bizim kültür hayatımızın bir parçası haline dönüşmüyor. Kukla kültür hayatımızın ana etmenlerinden birisi değil. Bunun olması için kukla sanatçılarının öncelikle yeterli sayıya ulaşması ve yapılan kukla oyunlarının sayısı artmalı ki kukla sanatı kültür hayatımızın bir parçası olsun.

“SADECE ÇOCUKLARA YÖNELİK BİR SANAT DALI DEĞİLDİR”

Kukla denilince akla çocuk oyunu geliyor bununla ilgili ne diyeceksiniz?

Kukla bizde çok ihmal edildiği için, kukla sanatına yönelik örnekler farklı yaş gruplarına hitap etmediğinden, bir Karagöz oyununun bir dönem çocuklara kendini sevdirme ve izleyici olarak onları seçtiğinden kukla sanatı da sadece çocuğa yönelik bir şey gibi algılandı. Bizim festivale kadarda öyle gelmiş. Biz bununla çok boğuştuk kukla sadece çocuk sanatı değildir diğer sanatlar gibi, opera, bale sanatları gibi her yaş grubuna hitap eden bütünlüklü bir sanat dalıdır. Çocuk oyunları da vardır yetişkin oyunları da vardır. Çocuklara yönelik bir sanat dalıdır demek çok yanlış bir şeydir. Bu algıyı kırmak için çok uğraştık. Festivalimizin başından beri yetişkin oyunları da getirmeye çalıştık. İnsanlara bunu anlatmaya çalıştık ve nispeten de bu algıyı kırdık. Sadece çocuk dalı olmadığını ve yetişkinler içinde güzel organizasyonların olduğunu artık insanlar biliyor. Şimdi yetişkinlere yönelik oyunların biletleri daha fazla satılıyor.  Kukla denilince ilk yıllarda eğlenceli bir şey hadi gidelim gülelim diye düşünülüyordu şimdi öyle değil. Yani eğlenceli işlerde yapılabilir, çok ciddi ağır işlerde yapılabilir. Ağırlık derken tempo olarak ağır işlerden değil yenilir yutulur ağır işlerden bahsediyorum. Bugün halk, kukla sanatını artık böyle algılamıyor sadece eğlence sanatı değil sanat neye hizmet ediyorsa onun aracı olacağını biliyor ve bunu da bizden bekler durumda gelmiştir. Daha ağır daha nitelikli prodüksiyonlar beklemektedir.

Geçen yıl Fransa’dan sözsüz bir karma oyunu getirmiştik ve insanlar bayılmıştı. Bir yıl önce bir Romeo Juliet oyunu getirmiştik ona da bayılmıştı seyirciler ve bizden böyle etkinlikler bekliyorlar bizde bunları gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Tabi çocuk oyunları bizim için çok önemli, festivalimizin hala yüzde altmışı çocuklara yöneliktir. Böylede olması gerekir zaten her festivalin bir ayağı da çocuklara yönelik olmalıdır. Hiçbir sanat dalı çocuklara yönelik bir şey yapmıyor olamaz diye düşünüyorum.  Çocuğun sanatla buluşmaya çok çok ihtiyacı var. Ne yazık ki bizdeki eğitim sistemi çocuğu sadece ders çalıştırmaya, sadece sınavlara endeksli yaşamaya ve sadece bir takım eğitim endeksli şeylere yönelik bir yaşam biçimi içersinde olmaya zorluyor. Bunun içine sanat girmezse, çocukluğunun belli döneminde çocuk sanatla buluşmazsa en azından sanat izleyicisi olmazsa o çocuğun ilerde düşün dünyası gelişmiş, hayal dünyası rengarenk olmaz. İçinde yaşadığı toplum adına da faydalı şeyler yaparak yararlı bir şeyler olmasını da bekleyemeyiz. O yüzden festivaller çocuklarla ilişkilendirilmelidir. Festivalin başlarında çocuk oyunlarımız daha fazlaydı ama zamanla yetişkinlere yönelik çalışmalarımızda artmıştır.

“SANATÇILAR İZMİR’DE YAŞAYAMIYOR”

İzmir’de sanatın gelişmemesinin nedeni nedir?

İstanbul’da sanat aktivitelerinin daha fazla olması, tarihinde burjuvanın olması nedeniyle sanata daha fazla ilgi göstermiş bir kent. Bu nedenle sanat orada yapılmaya başlamış ve oradan Türkiye’nin diğer yerlerine yayılmış. Bu durumu kırmak ve başka şehirlerde sanat merkezleri oluşturmak pek mümkün olamamış. İzmir bu anlamda çok talihsiz bir kenttir çünkü İzmir’de çok sanatçı yetişiyor ve İzmir’de yaşayamadıkları için İstanbul’a gitmek zorunda kalıyor. Şimdi bu durum yavaş yavaş değişmeye başladı çünkü İstanbul’da kültür organizasyonlarına doymuş vaziyettedir. Tutunabilmek yaşabilmek artık çok zor duruma geldi. Eskiden biz İstanbul’a gittiğimizde o sektörde yerimizi hemen alıyorduk. Orada ki bu sıkıntı nedeniyle kısmen geriye dönmeler olmaya başladı ve bazı gençler hiç gitmemeye başladı. Bu nedenle de İzmir’deki kültür sanat hayatı da daha da gelişecektir.

Selçuk Dinçer kimdir?

1964 İzmir doğumluyum. 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümü mezunu bir tiyatro sanatçısıyım. 27 yıl önce mezun oldum. İzmir’de mesleki anlamda yapacak hiçbir şey bulamadığım bir sürü İzmirli sanatçı gibi İstanbul’a gittim. İzmir için bir şeyler yapmayı düşünürken böyle bir festival başlattım ve bu festivali yıllarca yaparak giderek büyüdü ve dört yıldır Avrupa’nın en büyük ikinci kukla festivalini düzenliyoruz.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.