Artık vücuda delik açılmayacak

Ürolog Opr.Dr. Işık Özgü, sadece böbrek taşlarını değil tümörlerin de ağrısız, ameliyatsız çıkarılmasını sağlayan Fleksibl Üreterorenoskop lazer cihazının hem tanı koydurucu hem de tedavi edici özelliğiyle ürolojinin vazgeçilmezleri arasına girdiğini söyledi. Toplayıcı sistemdeki tümörlerin BT ve MR ile teşhisinin ancak hastalık ilerleyince mümkün olabildiğini belirten Opr. Dr. Özgü, “Oysa bu yöntemle bu tümörleri daha erken teşhis edebiliyor, radyoloji ile göremediğimiz kanamaları bu aletle böbreğin içine girerek görebiliyoruz. Ürolojide son yılların en önemli tanı ve tedavi cihazı” dedi.

VÜCUDA DELİK AÇILMIYOR

İzmir Kent Hastanesi Üroloji Uzmanı Opr.Dr. Özgü, ürolojide olmazsa olmaz cihazlar arasına giren Fleksibl Üreterorenoskopi hakkında bilgi verdi. İngilizce, Flexible kelimesinin kıvrılabilir, bükülebilir anlamına geldiğini, böbrekte oluşan idrarı böbrek havuzundan idrar torbasına taşıyan ince kanala üreter denildiğini belirten Opr.Dr. Özgü, üreterin sağ ve soldaki böbrekte olmak üzere iki tane olduğunu hatırlattı. Opr. Dr. Özgü, endoskopinin de yine İngilizce’den gelip vücut içindeki organlara teleskop aracılığıyla bakma anlamına geldiğini kaydederek şöyle konuştu: “Fleksibl Üreterorenoskopi bu üç sözcüğün birleşmesinden oluşuyor. Alet, kıvrılabilen çok ince bir teleskop aracılığıyla, vücuda hiçbir delik açmadan, idrar kanalından üreter ve böbrek içine girilmesi ve buradaki taş ya da tümörün lazer yoluyla kırılması ya da alınmasını sağlayan bir cihaz. İdrar yollarını, böbreğin içi ve idrar kanallarının endoskopik olarak muayene etmeye yarayan, hem teşhis koydurucu hem de tedavi edici bir alet. Bununla böbrek ve idrar yolları taşlarının tedavisi yapılabiliyor.”

“KANAMANIN KAYNAĞINI SAPTAYABİLİYORUZ”

Bir takım radyolojik tetkiklerle görüntüleme imkanı olmayan hastalıkların daha erken ve kesin teşhisi ve tedavisinin mümkün olabildiğini kaydeden Özgü, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bildiğimiz klasik böbrek tümörleri BT, MR ile görülüyor. Ama idrarın döküldüğü ve toplandığı ve aşağıya iletildiği bir toplayıcı sistem var. Bu toplayıcı sistemin tümörlerinde bu yöntemler ancak hastalık ilerleyince teşhis konabiliyor ama o zaman da geç oluyor. Oysa bazı hastalarda kanama oluyor, bu kanamanın kaynağını radyoloji ile gösteremiyoruz. Bu aletle böbreğin içini görmemiz mümkün, böylece kanamanın kaynağını saptayabiliyoruz.”

“TEDAVİ LAZERLE YAPILIYOR”

Cihazla hastalığın teşhisi için 15-20 dakikanın yettiğini belirten Opr. Dr. Özgü, lazerle hem böbrek taşlarının kırılıp çıkarılabildiğini hem de tümörlerin çıkarılabildiğini vurguladı. Ameliyatsız, ağrısız, sancısız taş ve tümör tedavinin hasta için önemli bir rahatlık ve konfor olduğunu ifade eden Opr.Dr. Işık Özgü, sözlerini şöyle tamamladı: “Taş tedavisi yerine ve büyüklüğüne göre değişiyor. Taşı bu aletle görüyor, lazerle kırabiliyoruz. Tabi dışarıdan bir müdahale olmadan, dışarıdan böbreği delmeden, kesmeden, tamamen doğal boşluklardan çalışarak bu teşhis ve tedavi yapılabiliyor. Yine aynı şekilde tümörleri çıkarıyoruz.” (İHA/İZMİR)