Aile hekimleri tepkili

TANER UYANIKER

İzmir Aile Hekimleri Derneği (İZAHED) Yönetim Kurulu adına basın açıklamasını gerçekleştiren ve aynı zamanda dernek başkanı olan Dr. Murat Pala, “Şu an hiç bir aile sağlığı çalışanı bu nöbetlere destek vermemektedir. Nöbete giden aile hekimleri bile sadece ceza almamak için, yani korktukları için nöbete gitmektedirler” dedi.

Konuşmasını İzmir'de ve ülkede uygulanan aile hekimliği sistemini tanıtarak sürdüren Pala, “İzmir’de 2007 yılından beri uygulanmakta olan aile hekimliği sistemi sizlerin de bildiği gibi, hem çalışanlar hem de vatandaş tarafından benimsenmiş ve birçok konuda olumlu gelişmelere imza atmıştır. Aile hekimliği çalışanlarının özverili çalışmalarıyla, bu geçen zaman zarfında tüm ülkede birinci basamak sağlık göstergeleri; başta aşılama oranları olmak üzere birçok temel sağlık göstergemiz Avrupa ülkeleri seviyesine çıkmış, hatta aşılama oranlarında Avrupa ülkelerini bile geride bırakmıştır. Sağlık Bakanlığı bu başarıyı birçok zeminde her şekilde dile getirmiş ve kullanmıştır. Ülkenin en uzak köşelerine, en ücra yerlerine kadar birinci basamak koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetleri sağlık çalışanları tarafından bir çok zorluğa rağmen verilmiştir ve verilmeye de devam edilecektir” diye konuştu.

İTHAM ALTINDAYIZ

Sağlık Bakanı'nın ulusal basında aile hekimlerini rencide edecek bir çok söylemde bulunduğunu ve kendilerini telafisi imkansız bir şekilde derinden yaraladığını söyleyen Pala, “Hizmet vermek için yemin ettiğimiz aziz milletimizin gözünde bizi küçük düşürücü, rencide edici; üstelik de aslı olmayan bir şekilde sürekli itham etmiştir. Aile hekimlerinin mesai saatinden tutun da, nöbet tutmadıklarına, eğitim eksiklerinin olduğuna kadar birçok konuda açıklamalarda bulunmuştur. Sağlık hizmeti 24 saat verilen bir hizmettir. Ancak bu demek değildir ki her sağlık personeli 24 saat çalışır, ya da her kurum nöbet tutar. Acil sağlık hizmetinin verilme yeri hastanelerin acilleridir. 112 ambulans servisleridir. Aile sağlığı merkezleri acil hizmeti vermek için planlanmamıştır” dedi.

Sağlık Bakanlığı’nın kendilerine nöbet tutmuyor dediğini söyleyen Pala, “Aile hekimleri nöbet tutmuyor denilmiştir. Oysa aile hekimleri halen ücretsiz olarak tüm ülkede defin nöbetleri tutmaktadır. Ayrıca adli nöbet tutmakta, personel açığı olan hastanelerde nöbetçi hekim olarak görev yapmaktadırlar. Aile hekimleri, kendilerine kayıtlı nüfusa her türlü zorlu coğrafi ve iklim koşuluna rağmen yeri geldiğinde evine kadar giderek sağlık hizmeti vermektedirler. Halen görev yaptığımız ASM’lerin kamuya ait olan binaları aile hekimlerine kiraya verilmiş ve her türlü masrafı da yine aile hekimlerince karşılanmaktadır. Yaklaşık 21 bin aile hekimi, tüm ülkede verilen poliklinik hizmetinin yaklaşık yarısını vermektedir. Acil servislere yapılan başvurular, vatandaşlarımızın bizzat bakanlık tarafından teşvik etmesi ve kolaylaştırması nedeniyle yıllar içerisinde artmıştır. Şu an bir yıllık muayene sayısının yüzde 30’a yakınını acillerde gerçekleşmektedir. Bu, Avrupa ve dünya ortalamasının çok üstündedir. Bunun çözümü acillere aile hekimlerini görevlendirmek ya da aile sağlığı merkezlerini acil servis gibi kullanmak değildir” dedi.

TÜM MASRAFLAR AİLE HEKİMLİĞİNDEN

Sağlık Bakanlığı 2014 yılı içinde çıkardığı torba yasaya koyduğu bir madde ile ihtiyaç olup olmamasına bakılmaksızın ayda en az sekiz saat hastane acillerinde nöbet görevi verdiğini belirten Pala, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bununla da yetinmeyip aile sağlığı merkezlerini hafta içi saat sekizden sekize, hafta sonu da önce Cumartesi'leri, sonra da hekim sayısı 30 binlere çıkınca pazarları da açık tutmayı planladığını ilan etmiştir. Bu yapılırken aile hekimliği sisteminin ruhuna aykırı olarak aile hekimlerinin kendilerine başvuran her hastaya her hizmeti vermesi istenilmiştir. Oysa aile hekimliği yasasında aile hekimi kendisine kayıtlı kişilere hizmet vermekle yükümlü kişi olarak tanımlanmıştır. Bakanlık kendi eliyle kurup geliştirdiği ve öğündüğü bu sistemi yine kendi eliyle dejenere etmeye başlamıştır. Ayrıca büyük bir özveri ile çalışan aile hekimliği çalışanlarının özlük hakları başta olmak üzere birçok hukuki ve idari kaideye de riayet edilmemiştir. Sağlık Bakanlığı tüm masrafları aile hekimlerince karşılanan aile sağlığı merkezlerini daha uzun süre çalıştırmayı planlamış ancak bunun için artacak olan cari giderlerle ilgili herhangi bir ek ödeme yapmayı uygun görmemiştir. Üzerine nöbet hizmeti veren hekimlere ücretlerini vereceğiz demiş, ancak bu ücretin saatlik 8 TL olduğunu vatandaşlarımıza söylenmekten imtina etmiştir. Yani aile hekimleri cumartesi günü sekiz saat çalışmaları karşılığı 64 TL gibi komik bir rakam alacak, bu paranın içinden ayrıca Aile Sağlığı Merkezi’nin o gün ki masraflarını da ödeyeceklerdir. Bu rakam Aile Sağlığı Merkezleri’nde çalışan hemşire ve ebeler için saati 4 TL’dir. Bu kabul edilemez ve bir mesleği küçültücü, değersizleştirici bir ücretlendirme ve uygulamadır. Ayrıca bu uygulama aile hekimliği çalışanlarının da zaman içinde tükenmesine yol açacaktır. Zira bir sistemin sağlıklı bir şekilde yürümesi için hizmet alanlar kadar hizmet verenlerin de memnuniyetinin gözetilmesi gerekmektedir. Bakanlık ısrarla bu konuda bizlerin sesine kulaklarını tıkamış ve sadece vatandaş memnuniyetini gözeten uygulamalar yapmaya devam etmektedir. Bu sürdürülebilir bir politika değildir.”

“KORKUTULARAK GÖREV SÜRDÜRÜLÜYOR”

Aile Sağlığı Merkezleri nöbetleri için defalarca bakanlığa çekincelerimizi ve çözüm önerilerimizi sunmamıza rağmen, bakanlığın tavrında bir değişiklik yapmadığını ve bu nöbetleri uygulamaya koymadığını söyleyen Pala, “Ancak aile sağlığı çalışanları tüm ülkede bu nöbetlere gitmeme kararı alarak bu nöbetlere iştirak etmemişlerdir. İllere göre oran değişmekle birlikte ortada bir sorun olduğu aşikardır. Bunu çözmek yerine ceza, soruşturma ve sözleşme fesihleri gibi konular gündemde tutularak haklı direnişimiz engellenmeye çalışılmaktadır. Şu an hiç bir aile sağlığı çalışanı bu nöbetlere destek vermemektedir. Nöbete giden aile hekimleri bile sadece ceza almamak için, yani korktukları için nöbete gitmektedirler. Kendi personelini korkutarak görev yaptırmak sürdürülebilir bir durum olmadığı gibi etik de değildir. Bugün de İzmir başta olmak üzere birçok ilde aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı bu nöbete iştirak etmemiştir. Bu anlamda bizlere desteklerini esirgemeyen Tabip Odamız başta olmak üzere bu konuda eylem kararı alan sendikalarımıza da teşekkür ederiz. Son olarak sürdürülebilir bir sağlık sistemi için hizmet alan kadar hizmet verenlerin de memnuniyetini göz önüne alan bir bakanlığımızın olması isteğimizi yineliyoruz. Bakanlığımızın bu haklı itirazımızı görmezden gelemeyeceğini ve bizlerin bu sorununu çözeceğine inancımızı koruduğumuzu belirtip amacımızın görevden kaçmak olmadığını, sadece kanunlarla çerçevesi hukuki olarak çizilmiş, özlük haklarımızın ihlal edilmediği ve günlük politikalarla değişmeyen bir sistemin çalışanları olma isteğimizin görülmesini temenni ediyoruz” diyerek basın açıklamasını sonlandırdı.