TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

“Savcılık, AKP’nin çamaşır makinesi”

CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger 17 ve 25 Aralık operasyonlarının ardından adları yolsuzluk iddiaları ile gündeme gelen dört bakan için kurulan Soruşturma Komisyonu’nda yapılan çalışmaları anlattı. Aksünger, “Dosyalar İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na gide gele azaltıldı. Savcılık AKP’nin çamaşır makinesi gibi çalıştı. Bu olayların baş aktörü ise Rıza Zarraf’tır” dedi

Haber Giriş Tarihi: 13.01.2015 08:45
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
“Savcılık, AKP’nin çamaşır makinesi”

NİLGÜN TAZE

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde isimleri yolsuzluk iddialarına karışan eski Bakanlardan Egemen Bağış, Zafer Çağlayan ve Muammer Güler için kurulan Soruşturma Komisyonu’nda parti adına görev yapan CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger soruşturma komisyonunun görevini yapmadığını söyledi. Soruşturma Komisyonu bakanların Yüce Divan’a gönderilmesini oy çokluğu ile ret ederken, Aksünger kararın ardından İzmir’de değerlendirme toplantısı yaptı. Ziraat Mühendisleri Odası Lokali’nde gerçekleştirilen toplantıya CHP İzmir İl Başkanı Bedri Serter, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Atilla Sertel ve Türkiye Gazeteciler Sendikası İzmir Şube Başkanı Halil Hüner katıldı. 

YÜZLERCE DOSYA AZALTILDI

Türkiye’nin uzun süredir en büyük yolsuzluk operasyonunu konuştuğunu ve yolsuzluklara karşı yapılan çalışmalara da  ‘darbe’ adı verildiğini söyleyen Aksünger, komisyonda görev alan milletvekilleri olarak 11 toplantı yaptıklarını ve bu toplantıların 4 tanesinin de oyalama toplantısı olduğunu savundu. Daha önce darbe komisyonu ve yasa dışı dinlemeler komisyonunda kurulduğunu ve yasa dışı dinleme komisyonunun daha rahat çalışma ortamı olduğunu belirten Aksünger, “Dört bakan ile ilgili gelen fezlekelerin altında yüzlerce dosya vardı. Dosyalar İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na giderken tek tek azaltıldı. Bu işte baş aktör Rıza Zarraf ve adamlarıdır. Erdoğan Bayraktar’ın olduğu konu ise ayrı bir meseledir. İstanbul’da savcılık Zarraf dosyasını parçalayıp dağıtarak AKP’nin çamaşır makinesi gibi çalıştı. Ayrıca üçüncü bir dosya vardı ki hiç gündeme gelmedi. Hükümet 25 Aralık dosyasına ‘darbe dosyası’ dedi. Onu da bir ay içinde hallettiler. Oranın baş aktörü de Bilal Erdoğan’dır. Toplamda 34 klasör olan dosyalar 11 dosyaya indirildi. Bu meselenin en başı gümrük operasyonuna dayanıyor. Ardından 2008 yılında Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (MASAK) hazırladığı bir rapor vardı. Emniyete gönderilen raporda ‘kaçakçılık yapanları takip edin’ denildi.  Ne yazık ki bunu da ciddiye almadılar” dedi.

KARA PARAYI DA AKLADILAR

Soruşturma komisyonda görev yaparken de şahsen 20’ye yakın suç duyusunda bulunduğunu ve Yeni Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) yaptıkları başvuruları incelemeden suç duyurusunda bulunduklarını anlatan Aksünger, “Bundan önce şahsen Başbakan Ahmet Davutoğlu ‘devletin malına el uzatanlara izin vermeyeceğiz’ dedi. Bunu kime söylediler. Çıkıp o sözleri İranlı Babek Zencani’ye mi söyledi. Bunu herkes yakından biliyor. Soruşturma sonrasında bakanlar Yüce Divan’a gitse bile Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın ardından dosya yeniden açılacaktı. Bakanların çocuklarını evlerinde çıkan para kasalarını, para sayma makinelerini anlatamadılar. Bu iktidar bakanları aklamak isterken kara para ve yolsuzluk işlerini de aklamıştır. Bu mesele artık memleketin meselesidir. Bu işi kapatamazsınız. Burası bir çöplüktür. Çöplüğü kapatırsınız ama metan gazı orada eninde sonunda patlar” ifadelerini kullandı.

SİYASET TEMİZ İNSANLARIN İŞİDİR

Bundan sonraki süreç hakkında da bilgi veren Aksünger, topun meclis başkanlığında olduğunu söyledi. Raporun kendilerine ulaştırılmadığını normal şartlarda önce raporu görüp sonra şerh yazdıklarını belirten Aksünger, “Böyle bir şey olamaz. Rapordan sonra gerekçeli kararı görerek yeniden rapor yazma hakkımız var. Meclis başkanı da bize şaşırdığını ‘böyle bir şey görmedim’ diyerek ifade etti. O da adalet bakanlığı yapmış bir isimdir. Gittiğimden beri bizzat çalışıyorum. Bazı araştırma komisyonlarında çalıştım. Şimdi iktidar bizim yazdığımızı iddia ediyor. Biz, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) denetlenmesi gerektiğini anlattık. Devlette kişilere özel kanun çıkartıldığını gördüm. Siyasette pisliğe bulaşmadan iş yapılabildiğini de gördük. Arkanızda teneke bağlıysa hiçbir yere gidemezsiniz. Siyaset temiz insanların işidir. Bu bir mücadeledir. Rahmetli babamın bir lafı vardı. ‘Küçük taş atıyorsun ama ya şeytanın gözüne gelirse’ derdi . Evet biz küçük taş atıyoruz ama şeytanın gözüne denk gelebilir. Soruşturma komisyonunda görev alırken şahsi olarak tehdit edilmedim ama iktidar baskı yaptı. Siyasetin karanlık tarafları mutlaka vardır. Ayakta durmak zordur. Baskı olmuyor dersem yalan olur. Namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olmalıdır. Biz bir yola girdik ama bunların yaptığı duble yollardan bahsetmiyorum. Delilleri yok etmenin suç olduğunu herkes biliyor. Tapeleri yok etmeye çalışıyorlar. Kendilerine birileri İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nı kiralık katil tuttular” açıklamasını yaptı.

GAZETECİNİN SİLAHI KALEMİDİR

Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Atilla Sertel de hükümetin uygulamalarını eleştirerek tek suçları kalem kullanmak olan gazetecilerin birer birer toplayarak hapse atıldığını ve şimdi de olayları kapatmak için medyayı suçladıklarını savundu. Sanki medya suçlandığında bütün yapılan yolsuzluklar örtülecek gibi davrandıklarını söyleyen Sertel, “Şimdi Silivri Cezaevi’nde yatanlar var. Biz gazetecilerin yanındayız. Hidayet Karaca İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin üyesidir. Dünya görüşlerimiz ayrı olabilir ama orada zulüm çekmektedir. Arkadaşlarımızın elinde kalemi vardı. Onlar terörist olarak ifade edilemezler. Gazetecinin silahı kalemidir. Yolsuzluklar, hırsızlıklar tapeler ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Bunun örtülmeyeceğini örtmeye çalışanların da korku içinde yaşadığını görüyoruz. 2015 yılında halkın temiz iktidar getirmesini diliyorum” dedi.

BAKANLAR NEDEN İSTİFA ETTİ

CHP İzmir İl Başkanı Bedri Serter de, “Türkiye’nin gerçekleri ortadadır. Madem ki yolsuzluk yoktu bakanlar neden istifa etti. Hem istifa ettiler hem de birbirlerini suçladılar. Bütün halkımız bu süreci iyi değerlendirsin. Suçlar hiçbir zaman örtülemez. Bizim iktidarımız zamanında her şey ortaya çıkacaktır. Hırsızlık yapanlar cezasını çekeceklerdir” ifadelerini kullandı.

Aksünger, soruşturma komisyonundaki çalışmalar, raporlar, tapeler, olaylar hakkında Türkiye’nin birçok yerini dolaşarak toplantılar düzenleyeceklerini söyleyerek daha sonra STK’larla buluşacaklarını ekledi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.