TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

AK Parti'li üyeden sert açıklamalar

Güzelbahçe Atatürkçü Düşünce Derneği eski Başkanı Uğur Semih Akdemir, dernekten ayrılma sebeplerini anlattı. Akdemir, derneğin CHP siyaseti yaptığını iddia ederek, "ADD maalesef CHP'nin arka bahçesi haline gelmiş. Ben de CHP'nin bulunduğu bir yerde bulunmak istemedim"

Haber Giriş Tarihi: 24.01.2015 09:08
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
AK Parti'li üyeden sert açıklamalar

NEŞE YAVUZ

Öncelikle sizi tanıyarak başlayalım.

Rize’de doğdum. Su ürünleri mühendisiyim.  Güzelbahçe Atatürkçü Düşünce Derneği’nin başkanlığını yaptım. Aynı zamanda Güzelbahçe Karadenizliler Derneği’nin kurucusu ve başkanıyım. Güzelbahçe Belediyesi’nin eski çalışanıyım. 2005-2009 döneminde ruhsatlar müdürlüğü yaptım.  Daha sonra 2014 yılına kadar belediyede çeşitli kademelerde çalıştım. Sonra bir takım sebeplerle ayrıldım belediyeden.  Bu süreçte CHP’den de istifa ettim, AK Parti üyesi oldum. Şimdi AK Parti’de yönetim kurulundayım.

Son zamanlarda isminiz Atatürkçü Düşünce Derneği’nden istifa süreciniz ile duyulmaya başladı. İstifa sebebiniz nedir anlatır mısınız?

AK Parti İlçe Başkanlığına adaylığımı koydum bir dönem. Güzelbahçe’de sevilen bir insanım, çevrem de geniştir. Ama kısmet değilmiş olmadı, başka bir kardeşimizi uygun gördüler. Yönetim için teklifte bulundular, böylece ilçe yönetimine seçildim. Tabi bu sırada ADD başkanlığım da devam ediyordu. ADD’ye de seçimle girmiştim, öyle atamayla falan değil. Benden önceki başkan Kadriye Atasoy vardı, beraber girdik çarşaf liste olarak. Kadriye Hanım görevden ayrılınca birinci sıradan ben seçildim. AK Parti olayında bir sorun yoktu aslında önceleri ama daha sonra ne olduysa bana baskılar başladı. Dernekte başkan olduğunuz zaman anlıyorsunuz zaten durumu, dışarıdan üyeyken pek belli olmaz ama, başkan olunca görüyorsunuz. Oradaki insanlarla birebir muhatap olduğunuz zaman şunu anlıyorsunuz. Orası tamamen CHP’nin arka bahçesi. Burada sen CHP’li değilsen, ADD’de kesinlikle başkan olamazsın. Bir örnek vereyim, başkanlık sürecinde bana yukarıdan talimat geldi, İşçi Partisi’nden kayıt alma diye. Kongreye kadar alma, kongreden sonra alabilirsin. Sonuçta hiyerarşi var ben de alma dedikleri için almadım.

Peki istifa etmenize yönelik ne gibi baskılar yapıldı size?

Seni disipline vereceğiz dediler, eşgüdüm başkanları var burada. Direkt bana değil de dolaylı yoldan başkaları vasıtası ile söylediler istifa et diye. Sürekli baskı yapmaya başladılar. Ben de dedim kimse benim istifamı isteyemez. Ben kendim istifa edersem ederim. Benim Atatürk ile ilgili düşüncelerim hiçbir zaman değişmedi. AK Parti’den önce ne düşünüyorsam hala onu düşünüyorum. Benim endişem partim için sıkıntı olur mu diyeydi. Ama partimin de Atatürk ile ilgili bir problemi olmadığını gördüm. İl Başkanımız Bülent Delican’ın Atatürk ile ilgili düşünceleri beni çok çok sevindirdi. O da sahip çıkıyor duruma. Kendisi dedi ki “Atatürk kimsenin tekelinde değil. Atatürkçü olmak başka bir şey, partili olmak, siyaset yapmak başka bir şey”

Derneğin tüzüğünde AK Partililer istifa etmelidir gibi bir madde yok, istifa etmeseydiniz olmaz mıydı?

Bana sürekli baskı yapıldı, çok fazla çatlak ses ve dedikodu vardı. Ben siyaset yapıyorum sonuçta ve burada da CHP siyaseti yapılıyordu. Toplantılarda sürekli devlet politikaları eleştiriliyordu. Kimse bu dernekle alakalı ne yapabiliriz, Atatürk’ün düşüncesini yaymak için ne gibi çalışmalar yapabiliriz onu konuşmuyorlardı. Maalesef dernekte sadece siyaset vardı. Beni disipline göndermekle tehdit ettiler ama tüzükteki hangi maddeye göre bunu yapacaklardı bilmiyorum. Zaten dedim yollayın disipline, ben kendime güveniyorum. Benim düşünceye aykırı hiçbir söylemim yok. Fakat neden istifa ettiğime gelecek olursak, durum şundan ibaret: ADD maalesef CHP’nin arka bahçesi haline gelmiş. CHP’nin Derneği olmuş. Ben de CHP’nin olduğu bir yerde bulunmak istemedim. ADD’nin isminin değişmesi lazım bence. Atatürk’ü siyasete alet etmek yanlış.

Peki Atatürkçü Düşünce Derneği’ni anlatır mısınız biraz, durum nedir orada şu an?

Kurucumuz Atatürk bu vatanı kurarken, Anadolu’daki herkesi birleştirdi. Bir güç yaptı. Biz karşı devletlere karşı bu şekilde savaştık. ADD olarak da bu mantıkla hareket etmek için derneğe her geleni kucaklamaları lazım. Çünkü Atatürk’ün düşüncesinin temeli birleştirmektir. Ama ne yazık ki öyle düşünmüyorlar. Sen CHP’li değilsen, giremezsin, bu dernek bizim diyorlar. Resmen derneği ele geçirmişler. Ben bunu başkan olunca anladım. Dikkat edin, panellere çağırdıkları tüm isimler ya partililer, ya CHP’li vekiller, ya partili gazeteciler, akademisyenler. Dışarıdan kimseyi çağırmazlar. Siyasetten uzak isimleri bile çağırmazlar. Mesela yerel ve genel seçimlerden önce derneği çok arayan olur, adaylar arar genelde. Beni üye yapın, derneğin bir isteği, bir sıkıntısı var mı derler. Ama seçimden sonra da ortadan kaybolurlar. Derneğin durumu bu maalesef. Atatürkçü olup sağcı olanları da çağırmazlar. Sonuçta alınan oylara bakarsanız Türkiye’nin yüzde 60’ı muhafazakâr. Eh bu kadar isim Atatürk’ü sevmiyor mu şimdi? Böyle bir mantık olabilir mi? CHP’yi Atatürk kurmuş olabilir ama kendisi şimdiki CHP’ye onay vermezdi bence. Muhafazakâr düşünceye sahip insanlar var CHP’de. Bu insanlar partide durabiliyor da ben neden dernek başkanı olamıyorum? Ben bir de Atatürk’e sahip çıkan birisiyim. Sırf AK Partili olduğum için yapılıyor bu baskılar. Ve bunların kaynağı da CHP’dir. Beni ilk şikâyet eden isim Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce’dir. ADD Genel Merkezi’ne mektuplar yazarak beni şikâyet etti kendisi. Ve bu şekilde başlamış oldu tüm baskılar.

Sizi şikâyet eden ismin sizden önceki ADD Başkanı Kadriye Atasoy olduğu söyleniyordu?

Hayır, kesinlikle yalan o haberler. Kadriye Hanım bana bu süreçte destek oldu. Hatta Kadriye Hanım da CHP’den ayrılınca birçok baskı gördü. Kadriye Hanım başkanken kendisine çok ciddi bir mobbing vardı maalesef.

Bu süreçte partiniz size destek oldu mu? Tepkileri ne oldu?

Ben AK Parti yönetimi ile de görüştüm. Ben AK Parti üyesiyim, ADD’den istifa etmeli miyim, sorun olur mu dedim. Bana hayır dediler, bizim Atatürk’le bir derdimiz yok. Bu çok iyi bir şey bundan mutluluk ve onur duyarız. Bizim partilimiz, yöneticimiz, Atatürkçü düşünceyi savunan bir dernekte başkan olduğu için gurur duyarız. İl başkanımız da hiç bozma orada devam et, bizim için bir sıkıntı yok dedi. Ama AK Parti’de sıkıntı yokken CHP’de sıkıntılar başladı.

Peki ADD’ye neden girmiştiniz? Orada ne gibi çalışmalar yapmak istiyordunuz?

Ben Atatürkçüyüm, Atatürkçü olarak büyüdüm. Kendisinin düşüncelerine çok değer verdiğim için bu derneğe girdim. Benim ne meclis adaylığım oldu, ne vekil adaylığım oldu. Hiçbir beklentim yoktu yani. Tamamen Atatürk’ün düşüncelerine sahip çıkmak, bu konuda çalışmalar yapmak için girdim derneğe. Bizimle beraber dernek maddi ve manevi olarak güçlensin istedik.  Eğer herhangi bir yerde, herhangi birisi tarafından Atatürk’ün düşüncelerine gerçekten önem veren, savunan, bu düşünceleri yaymak isteyen bir dernek, bir platform kurulursa beni en başa yazsınlar. Ben orada kendimi paspas etmeye hazırım.

CHP’den neden istifa ettiniz? Zamanında DSP ve CHP’de siyaset yaptığınız söyleniyor.

Ben hiçbir zaman CHP’li olmadım. Belediyede çalıştığım için beni CHP’ye kaydetmişlerdi zamanında. Çünkü belediyeler yönetime sevimli görünmek için üye topluyorlar. Yok ben üye olmam da diyemiyorsun, çünkü o zaman da işinden olursun. Bu yüzden CHP’ye üye oldum. Ben muhafazakâr düşünce ile büyümüş bir insanım aslında. DSP olayı da şöyle. Ben DSP’de siyaset yapmadım, beni o zamanlarda işe alan Ertan Avkıran, daha sonra DSP’den aday oldu. Biz de kendisine olan vefa borcumuzu ödeme amacı ile DSP ile birlikte çalıştık. Yani oraya üye değilim, sadece Ertan Avkıran’a destek oldum. Başka bir partiden aday olsaydı, o parti ile çalışırdık.

Güzelbahçe Belediyesi’nden de çıkarılmışsınız. Bunun sebebi nedir?

Bizi belediyeye eski Başkan Ertan Avkıran almıştı. Mustafa İnce göreve geldiği zaman, Avkıran’a olan yakınlığımdan rahatsız olmuştu. Daha sonra yerel seçimler sürecinde de Binali Yıldırım’ı desteklemem iyice gözüne battı kendisinin. Kısaca siyasi sebeplerden ötürü çıkardı beni. Kendisi çok rapor aldığım için çıkarıldığımı ifade ediyor ama bu doğru değil. Ben kalbimden rahatsızım, sıkıntılı bir durumdayken zaten nasıl işe gelebilirim ki? Çıkarılma sebebim tamamen siyasidir. Zaten mahkememiz de sürüyor kendisi ile.  Ayrıca kendisi Atatürkçü Düşünce Derneği’ne de sahip çıkıyormuş gibi davranıyor ama durum öyle değil. Derneğin bir ofisi var, yıpranmış ve dökülmüş bir halde. Ben başkanken kendi çabalarımla, kimseden para almadan, kendi cebimden onarmaya çalıştım orayı. Şimdi gidin görün dökülüyor bina. Balkonun demirleri çürüdü ve yere düştü.

İzmir’de siyaset ne durumda sizce?

İzmir’de siyaset çok renkli bir durumda şu an. Ne olacağı belli değil. CHP kan kaybetmeye başladı zaten Deniz Baykal geçtiğimiz gün bunu açıkladı. İzmir CHP’nin kalesi değildir dedi. Belediyelerin hizmetlerinden de memnun değil insanlar. Bizim partimiz, birleştiricilik üzerine çalışmalar yapacak. İnsanları birleştireceğiz. Anlayışımız bu.  Zaten İzmir’de de artık insanlar durumun farkında. Sırf CHP diye kazanıyor, ama hizmet yok. Diğer şehirlerle karşılaştırdığımız zaman durum kötü. Biz istemez miydik metro Çeşme’ye kadar gitsin? Benim şahsi düşüncem şu yönde, CHP bu sefer istediği ve beklediği oyu, desteği alamayacak İzmir’den. İnsanlar bu partiye tepkili çünkü artık.

AK Parti, Güzelbahçe için ne yapacak?

Öncelikle 31 Ocak’ta kongremiz var. Onu atlattıktan sonra da 7 Haziran’da yapılacak olan genel seçimlere hazırlanacağız. Amacımız bir milletvekili daha fazla çıkarmak. Bunun için çalışıp, elimizden geleni yapacağız. Daha sonrası için de tabii ki Güzelbahçe için birçok projemiz var ama bunları henüz açıklamak doğru olmaz. Güzelbahçe çok güzel bir ilçe, doğa ve deniz iç içe ama hizmet yok. Biz bu hizmetleri getirmek için mücadele edeceğiz. 35 Projeden biri olan Güzelbahçe Balıkçı Barınağı da inşallah bitecek, çalışmalar devam ediyor. Güzelbahçe için çalışmaya devam edeceğiz.

Son olarak siyaseti bir kenara bırakacak olursak, biraz da sizin derneğinizden bahsedelim. Güzelbahçe Karadenizliler Derneği’ni anlatır mısınız?

Güzelbahçe’de 65-68 yıllarından beri Karadenizliler var benim bildiğim kadarıyla. Zamanında buraya gelmiş, yerleşmişler. Balıkçılık, fırıncılık falan yapıyorlar ilçede. Baktık bu insanlar çok ama dağınıklar bir dernek kurup aynı çatı altında toplayalım dedik. Bir festival düzenledik 2 bin kişi katıldı. Buradaki amacımız, Karadeniz kültüründen olan, o kültürü benimseyen insanların ya da Karadeniz kültürünü seven insanların bir arada olmasını sağlamak. Derneğe katılmak için Karadenizli olmaya da gerek yok, tüzükte yazar bu kültüre ilgi duymak yeterli. 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.