TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

TÜSİAD tedirgin

TÜSİAD üyesi işadamı Tarkan Kadığoğlu, Doğu ve Güneydoğu’da yatırım yapan işadamlarının son olaylardan sonra tedirgin olduğunu söyledi

Haber Giriş Tarihi: 21.10.2014 07:58
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
TÜSİAD tedirgin

MÜSLÜM AKTÜRK / İSTANBUL

İstanbul’daki Mardinliler Derneği’nin bu ayki konuğu TÜSİAD üyesi işadamı Tarkan Kadığoğlu oldu. “Çözüm Süreci” konulu panelde konuşan Kadıoğlu, Osmanlı döneminde bu coğrafyada Türklerin de, Kürtlerin de, Arapların ve Ermenilerin de yaşadığını belirterek, “Kurtuluş Savaşı’na beraber girildi. Savaştan sonra kurulan devlete ‘Anadolu’ ismi verilecekti, ne olduysa Türkiye Cumhuriyeti oldu. O günden itibaren nüfusu Türkleştirme, asimilasyon politikası başladı. Her yere ‘Ne mutlu Türküm diyene’, ‘Bir Türk dünyaya bedeldir’ gibi psikolojimizi bozan sözler yazılmaya başlandı. Ben 7 yaşında Türkçeyi öğrendim. Buna rağmen okulda Türkçe andını okuttular” dedi.

1980 darbesinden sonra insanlığa sığmayan işkenceler yüzünden bir kısım halkın isyan ettiğini belirten Tarkan Kadıoğlu, cezaevinden çıkan herkesin bu yüzden Apocu olmaya, dağa çıkmaya başladığını söyledi. Dağa çıkmanın, şiddet uygulamanın hiçbir zaman tasvip edilecek bir yöntem olmadığını hatırlatan Kadıoğlu, “Doğu ve Güneydoğu’da hiçbir aile yok ki devletin, örgütün zulmüne uğramamış olsun” ifadesini kullandı.

ÖZAL’IN ŞÜPHELİ ÖLÜMÜ

Kürt sorunun her çözüm aşamasında provokasyonlar yaşandığına dikkat çeken KADOİL Yönetim Kurulu Başkanı Kadıoğlu, şöyle devam etti: “Turgut Özal, şüpheli bir şekilde öldü. Çünkü Kürt meselesi, rahmetlinin döneminde konuşulmaya başlanmıştı. Silahların susmasını istemeyen güçler o dönemde 33 eri şehit ederek süreci sabote ettiler. Bir diğer sabote olayı Habur’da yaşandı. 2 yıldan beri yaşanan huzur ortamı maalesef son Kobani eylemleri sırasında yine yara almıştır. Kobani meselesi üzerinden çözüm sürecini bitirmek için birileri devreye girdi. Kandil, HDP, bazı devletler çözüm sürecini istemeyebilir ancak barışın tadını alan halklar bu sürecin sabote edilmesine artık müsaade etmez, Cudi’de yapılan pikniğin zevkini, huzurunu sürmesini arzu eder.”

HÜKÜMET OY KAYBINI GÖZE ALDI

Çözüm sürecinin kısa sürede tamamlanmasını beklememek gerektiğini vurgulayan Kadıoğlu, İrlanda’nın ETA ile mücadelesinin 10 yıl sürdüğünü, Kolombiya’da ise 25 yıldır devam ettiğini söyledi. Çözüm süreci sırasında büyük kazanımlar elde edildiğini, en önemlisinin ise dünyaya bedel ‘kanın durması’ olduğunu belirten Kadıoğlu, “Bu hükümet oy kaybını göze alarak elini taşın altına koydu. Demokratik hakları kullanmak şiddetle olmaz. Vandalların devreye gireceği hesaplanmalıydı. Şiddeti kim yaparsa yapsın kınıyorum. A101’in sahibi bölgeye yatırım yapmak için bizimle istişare etti. Kendisini teşvik ettik ve bugün Doğu ve Güneydoğu’da 800-900 dolayında mağaza kurmuş durumdalar. Üst katında ailelerin oturduğu bu mağazaya molotof atmak barbarlıktır. Kadınların çocukların yanmalarını umursamamak barbarlıktır” dedi.

BARIŞ İKLİMİNE ADAPTE OLMAK ZOR

Hükümetin savaş dilini kullanarak yanlış yaptığını öne süren Tarkan Kadıoğlu, şunları söyledi: “Barış iklimine adapte olmak zor, bu nedenle aşamalar yavaş yavaş kaydedilmeli. İki aşireti barıştırmak için bile bir yıl, iki yıl uğraşmak gerekiyor. 30 yıl içinde bütçeden dolaylı olarak 370 milyar dolar çıktı. Şayet bu paranın 70 milyarı Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yatırım olarak kullanılmış olsaydı büyük bir kalkınma yaşanmıştı. Ana dilde eğitim haktır. Konuşulmayan, eğitimi alınmayan dil unutulmaya mahkumdur.”

TÜSİAD ÜZERİNE DÜŞENİ YAPIYOR

TÜSİAD olarak çözüm sürecinin arkasında olduklarını tekrarlayan Kadıoğlu, ancak son olayların işadamlarını tedirgin ettiğini belirtti. TUSİAD’ın bir yönetim kurulu üyesi olarak yönetime çözüm sürecinin iktisadi ayağını oluşturma fikrini sunduğunu ve bu önerisinin kabul gördüğünü, arkasından da toplu olarak bölgeye gittiklerini vurgulayan Kadıoğlu, şöyle devam etti: “Cizre’de aynı gün yatırım yapma kararı alındı ve ilçemize güzel bir otel kazandırdık. Önümüzdeki ay açılışı yapılacak ancak işadamları gidip gitmeme konusunda tedirginlik göstermeye başladılar. Oysa çözüm süreciyle birlikte Türkiye genelindeki büyüme yüzde 5’lerde olurken bu rakam Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yüzde 15’lere yükseldi. Ancak son günlerde yaşanan karamsarlık olursa kimse Mardin’e, Diyarbakır’a veya bölgenin herhangi bir iline yatırım yapmak istemez.”

HALKLAR BÖLÜNMEYİ İSTEMİYOR

Tarkan Kadıoğlu, bir soru üzerine halklar arasında ‘savaş’ ve ‘bölünme’ diye bir düşünce olmadığını, yapılacak bir referandumda vatandaşın en az yüzde 80’inin ayrılmayı istemeyeceğine inandığını ifade etti. İskoçya gibi gelişmiş bir ülkenin bile geçtiğimiz günlerde yapılan referandumda ayrılmaya, bölünmeye ‘hayır’ dediğini hatırlatan Kadıoğlu, “Bakın biz memleketimizden 1500 km uzaktayız. Hangimizin komşumuzla bu yüzden arası açık. 20 milyon Kürt olduğu söyleniyor. Bu sayının büyük bölümü batı illerinde yaşıyor. Bizim firmada 6500 kişi çalışıyor. Biz hiç kimseye hangi ırktan, hangi dinden olduğunu sormuyoruz. Bizim gibi çok sayıda Kürt işadamı var. Hangisi bölünmeyi ister, hangisi İstanbul’u, İzmir’i, Ankara’yı veya diğer illeri, yılların birikimi yatırımlarını bırakıp Doğu ve Güneydoğu’ya gitmek ister?” diye konuştu.

Son olayların toplumu çok üzdüğünü ve 15 gündür doğru dürüst uyuyamadığını belirten Kadıoğlu, konuşmasını “Silahlı mücadele artık dünyada bitmiştir, Türkiye’de de sonlandırılmalıdır, çünkü şiddetle bir yere varılamaz. Hepimiz Türkiyeliyiz, Kürdüz ama bu bayrağın altında hep birlikte yaşamalıyız” şeklinde tamamladı.

Mardinliler Derneği Başkanı A.Fuat Bodur ise, son üç aydan beri davet ettikleri bir konukla gündeme ilişkin bir konuyu ele aldıklarını belirterek, “Çözüm süreci Türkiye’nin en önemli meselesi haline gelmiştir. Silahların susması, annelerin ağlamaması için çözüm sürecinin arkasındayız” diye konuştu.

MARDİNFED Genel Başkanı İbrahim Biter de, “Dinlerin, dillerin kadim şehri Mardinli olarak ülkenin birliğine, bütünlüğüne inanmış, komşularımızla iç içe huzurlu bir şekilde yaşamış, yaşamaya devam etmeye kararlı insanlarız. Adımız Mardin soyadımız Türkiye’dir. Barışın takipçisi olacağız” dedi. Daha sonra günün anısına Tarkan Kadıoğlu’na plaket verildi. Bu arada, davetlilere işadamı Medeni Şirin Ergün’ün sponsorluğunda çiğköfte ve ayran ikram edildi. 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.