TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kalbim hep güzel sanatlardaydı

Yetişme çağları siyasi çalkantıların yaşandığı döneme denk gelen Ali Ulvi Tunalı, ailesinin ‘sanatta para yok’  düşüncesiyle mühendislik fakültesine yazdırdığı bir isim. Hayallerini gerçekleştirmeye emekli olduktan sonra fırsat bulabilen Tunalı, meslek hayatı boyunca da kağıt ve kalemi elinden düşürmemiş

Haber Giriş Tarihi: 21.01.2015 07:32
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Kalbim hep güzel sanatlardaydı

NİLGÜN TAZE

Sanatın ve sanat dalları içinde de en çok resmin meslek hayatı boyunca kendisini çağırdığını belirten ressam Ali Ulvi Tunalı, lise çağları bitip üniversiteye gitme zamanı geldiğinde ailesine ressam olmak istediğini söyler. Anne ve babası anında itiraz edip ‘ressam olup aç mı kalacaksın’ diyerek çocuklarını baba mesleği olan mühendislik fakültesine yazdırır. O zamanlar aile sözünün dışında hareket etmenin mümkün olmadığı sıralardır ve ressamlık içte kalan bir ilk aşk gibi kalır. Meslek hayatı boyunca hep resmin kendisini çağırdığını söyleyen Tunalı, “Emekli olduktan sonra insan zaman zengini olabiliyor. Bende emekli olur olmaz hemen resme yöneldim. İlk etaplarda bol bol fotoğraf çektim. Teknolojinin hızla geliştirdiği fotoğraf makinalarına ayak uyduramayınca kendim yönlendirebileceğim bir sanat dalı olarak resme yöneldim. Her ürettiğim eser benim istediğim gibi olduğu için mutlu oluyorum. Fotoğraflarımda bu sonucu yakalayamadığım için resme devam ediyorum. Beş senedir yoğun bir şekilde resim yapıyorum. Dört ayrı öğretmenden dört ayrı teknikte ders aldım Aklik, sulu boya, yağlı boya ve şu anda baskı da yapıyorum.  Sulu boyayı Ertuğrul Saraç hocamdan öğrenmeye çalışıyorum. Çalışmalara kendisiyle başlamak ve devam ettirmek benim için büyük şans oldu. Bana büyük cesaret veriyor. Bazı şeyler vardır ki çok zaman alır ve sabır ister” dedi.

ÜRETMEK MUTLULUK VERİYOR

Üretmenin tüm insanlığın özlemini çektiği ve tatmin edilmesi gereken bir duygu olduğunu söyleyen Tunalı, “Yaptığım eseri öncelikle benim beğenmem çok önemli. Eğer ben eserimi beğenmişsem başkaları ile de bu güzelliklerimi paylaşmaktan mutlu oluyorum.  Burada 37 adet resim var. 6 tanesi lavi dediğimiz halk dilinde çini mürekkebi olarak tabir edilen malzemeyle yapıldı. Diğer kalanları ise sulu boyayla yapıldı. 37 tane burada ancak bu rakamdan çok daha fazlası da evde var. Bunlar seçmeler, diğerleri paylaşılacak nitelikte değiller. Kimisini yetersiz buluyorsunuz, kimisini de ileriye götürmek zor oluyor, kimisi de deneme şeklinde kalıyor. Sergideki eserlerin tamamı kendi yeterliliklerini ispatlamış eserler. Güzel sanatlarda çalışmalar bir proje şeklinde olabiliyor ancak bu projeler uzun soluklu işler. 2 -3 hatta 5 senenizi dahi alabilir. Bu tüm sanat dalları için böyledir. Her kesimden insana hitap etmek istiyorsanız sadece portre değil, manzara, doğa fotoğrafları, hayvan resimleri, tarih olmak üzere geniş bir yelpazede çalışmak gerekiyor. Çok güzel diyenler olduğu gibi beğenmeyenler de çıkabiliyor tabi. İşin bu kısmı ise sadece kişinin kendi bakış açısına bağlı. Özellikle portre çalışmalarında çizdiğiniz kişinin gözlerindeki ışığı dahi yansıtmanız gerekir ki bakan kişi resimdeki karakterin o anda ne hissettiğini anlayabilsin. Diğer türlü bir benzetme olur. Ağlıyorsa ağladığını, gülüyorsa güldüğünü hissettirmeniz gerekir. Bir kedi fotoğrafım var mesela o fotoğrafa baktığınızda kedinin benden ürktüğünü görebiliyorsunuz. Diğer kollarda durum böyle değil” açıklamasını yaptı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.