TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

“KOAH, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır”

KOAH’ın görülme sıklığı 40 yaş üstü yetişkinlerde yüzde 15-20’lerde bulunuyor. Bir diğer deyişle toplumda 40 yaş üstü her 5 kişiden birinde KOAH var. Oysa 10 KOAH hastasının sadece biri doktora başvuruyor ve doğru tanı alabiliyor

Haber Giriş Tarihi: 08.11.2014 08:08
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
“KOAH, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır”

Küresel Hastalık Yükü Çalışması verilerine göre, KOAH yılda 2,9 milyon ölüme neden oluyor. Günümüzde dünyada tüm ölümlerde 4. ölüm nedeni, bulaşıcı olmayan hastalıklar içinde 3. ölüm nedeni haline gelen KOAH, tüm ölümlerin de  yüzde 5,5’inden sorumlu bir hastalık. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı ve Türk Toraks Derneği KOAH Çalışma Grubu tarafından “19 Kasım 2014 Dünya KOAH Günü” nedeniyle “Hasta Eğitim ve Bilgilendirme Toplantısı” yapılacak. KOAH  Kronik (Müzmin) Obstrüktif (Tıkayıcı) Akciğer Hastalığı; nefes yollarında mikroplarla oluşmayan bir iltihaplanmaya bağlı oluşan ilerleyici bir akciğer hastalığı olarak tanımlanıyor.   KOAH, tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu olmasına karşın, kamuoyu tarafından yeterince bilinmeyen bir hastalık.  KOAH’ın görülme sıklığı 40 yaş üstü yetişkinlerde yüzde 15-20’lerde bulunuyor. Bir diğer deyişle toplumda 40 yaş üstü her 5 kişiden birinde KOAH var. Oysa 10 KOAH hastasının sadece biri doktora başvuruyor ve doğru tanı alabiliyor.

2,9 MİLYON KİŞİNİN ÖLÜM NEDENİ

Küresel Hastalık Yükü Çalışması verilerine göre, KOAH yılda 2,9 milyon ölüme neden oluyor. Günümüzde dünyada tüm ölümlerde 4. ölüm nedeni, bulaşıcı olmayan hastalıklar içinde 3. ölüm nedeni haline gelen KOAH, tüm ölümlerin de yüzde 5,5’inden sorumlu bir hastalık. Türkiye’de solunum sistemi hastalıkları tüm ölümler içerisinde en sık görülen 4. ölüm nedeni ve bu ölümlerin yüzde 61,5’i KOAH nedeniyle gerçekleşiyor. Toplumun KOAH konusunda yeterli bilgiye sahip olmaması, hastalığın erken tanısını ve etkin tedavisini güçleştiriyor.

EN BÜYÜK RİSK SİGARA

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Alev Gürgün; “KOAH gelişimi için tüm dünyada en yaygın görülen risk faktörü sigara dumanıdır. Sigara içenler, içmeyenlere göre, daha fazla solunumsal şikayetlere, daha fazla solunum fonksiyon kaybına ve daha yüksek KOAH ölüm oranlarına sahiptirler. Diğer tip tütün kullanımı (pipo, puro, nargile vb.) ve çevresel tütün dumanı da KOAH gelişimine katkıda bulunmaktadır. Son yıllarda önemi giderek vurgulanmaya başlayan ‘fiziksel aktivitede azalma, hareketsizlik’ de artık bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir” diye konuştu. 

YAŞAM KALİTESİ BOZULUYOR

KOAH’da en sık görülen yakınmaların nefes darlığı, öksürük ve balgam çıkarma olduğunu ifade eden Prof.Dr. Gürgün; “Sigara içen kişiler öksürük ve balgamı kanıksarlar ve bu nedenle doktora başvurmazlar. Nefes darlığı nedeniyle fizik aktivitede azalma ortaya çıkar. Eforda nefes darlığı çeken kişi, yol yürümek istemez, günlük işlerini azaltır, markete gitmeye çekinir ve zamanla evden çıkmamayı tercih eder hale gelir. Bu şekilde giderek artan fiziksel aktivite azalması, hastanın yaşam kalitesini bozarak hastalığın ilerlemesine neden olur, sakatlık ve ölüme yol açar” dedi.

YÜRÜYEREK ŞİFA BUL

Prof.Dr. Gürgün; “40 yaş üstü, sigara içmiş ya da içmekte olan, meslek icabı ya da çevresel ortam gereği tozlu ortamlarda bulunan kişilerde müzmin seyirli öksürük, balgam ve nefes darlığı yakınmalarından en az birinin bulunması halinde kişinin bir göğüs hastalıkları hekimi tarafından görülüp “nefes ölçüm testini” yaptırması gerekir. KOAH ilerleyici bir hastalık olmasına karşı önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. KOAH’lı bir hastanın yapması gereken ilk iş sigarayı bırakmak amacıyla hekime başvurmasıdır. Bunun dışında, diğer zararlı toz ve dumandan uzak durulması, grip ve zatürre aşılarının yapılması ve nefes yoluyla alınan ilaç tedavisinin yanı sıra fiziksel aktivitenin önerilmesi ve uygulanmasının sağlanması; hem hastalık gelişimi, hem hastalığın ilerlemesi ve kötü sonuçlarının önlenmesinde önemli bir adımdır. Sağlığın iyileştirilmesi ve korunması için haftanın en az beş günü, günde en az 30 dakika süre ile orta yoğunlukta fizik aktivite (örneğin yürüyüş) önerilmektedir” diye konuştu. (Ege Ajans)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.