TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Maalesef İzmir’de bu işin kıymeti yok

Sahne Tasarımcısı Ayşegül Özen, Sahne Tasarımı Bölümü ile ilgili bilgi vererek, plastik makyajın kullanım alanlarını anlattı

Haber Giriş Tarihi: 04.04.2015 06:59
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Maalesef İzmir’de bu işin kıymeti yok

EMİNE ŞEKER

Sahne Tasarımcısı Ayşegül Özen, çocukluğundan beri sanata karşı ayrı bir ilgisi olduğunu belirterek, 2008 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun olduğunu ifade etti. Özen, “Lise eğitimimi açık öğretimden bitirdim. İş hayatında olduğum için de üniversiteye biraz geç başladım. Üniversiteye başlamamdaki sebep ise bir gün televizyon programında 40 yaşlarında 2 çocuk annesi olan bir kadın gördüm. Dokuz Eylül Üniversitesi Heykel Bölümü’nü kazandığını söyledi. Benim o an çok ilgimi çekti. Sanat ile ilgili bir şeyler yapmam gerektiğini anladım. Sanat ile alakalı içinde bir şey olan kişiler bir şekilde içinde olan o duyguyu dışarı çıkarmak istiyor. O programdaki kadını gördükten sonra ‘ben neden yapmayayım’ dedim. Sonrasında kursları araştırmaya başlayarak çeşitli kurslara gittim. Sanat ile ilgili eğitimler aldım. Şu an için Gaziemir Halk Eğitim Merkezi ile çalışıyorum. Hava Teknik Meslek Yüksek Okulu’nda bulunan öğrencilere tiyatro ve drama dersleri veriyorum. Milli Eğitim Bakanlığı’nın başlatmış olduğu ‘Okullar Hayat Olsun’ adlı bir proje var. Bir okul müdürü ile bu proje kapsamında önümüzdeki haftalarda bir kurs başlatacağız. Bu kurs daha benim mesleğim ile alakalı bir şey. Öğrencilerimle beraber kukla, mask ve makyaj yapacağız. 1. sınıf ve 4. sınıf öğrencilerim olacak. Yine fantastik bir film ya da proje olursa da yapmak istiyorum” dedi.

KURULAN KÖPRÜLER ZAYIF KALIYOR

Özen sahne tasarımı bölümü bitiren kişilerin çalacakları kapıyı çok iyi bilmeleri gerektiğini vurgulayarak, “Bu anlamda bize kurulan köprüler biraz zayıf kaldı. Ben ve arkadaşlarım en çok bu durumun sıkıntısını yaşadık. Yurt dışında bulunan arkadaşlarım yurt dışı için sahne tasarımcıların çok kıymetli olduğunu söylüyorlar. Ama burada sahne tasarımı dediğimiz zaman içeriği bile bilinmiyor. Mezun olduktan sonra direk İstanbul’a gitme durumumuz oldu. İstanbul’da yaşamak ve tutunmak çok zor. Şu an için iyi programlarda ve dizilerde çalışan arkadaşlarım var. Ama o noktaya gelinceye kadar ciddi mücadele veriliyor. Bu bölümü bitiren öğrencinin hocası kimse sorumluluk hocaya düşüyor. Öğrenci mezun olduktan sonra nereye başvuru yapacağını, kimlerle görüşeceğini hangi alanda kendini geliştirmesi gerektiğini bilemiyor. Ben de aynı sıkıntıları yaşadım. Kendimi toparladığımda hangi alanda boşluk var ve hangi alanı doldurabilirim diye araştırmalar yaptım. Devlet ve şehir tiyatrolarında taşlar yerine öyle bir oturmuş ki ben başka alanları araştırmaya başladım. Öncelikle öğrencinin çok zeki olması lazım. Hocanın da öğrenciye sağlam bir köprü kurması lazım. Bu bölümden mezun olan kişilerin en büyük eksikliği bu” diye konuştu.

PLASTİK MAKYAJ; SİNEMA ALANININ VAZGEÇİLMEZ BENZETME SANATI

Sahne Tasarımı Bölümü’nün tiyatro kökenli ve tiyatro altyapısı olan bir bölüm olduğunu dile getiren Özen, üniversitenin ilk yıllarında zorlandığını söyledi. Özen, “Üniversite eğitimimi tiyatroyu ve sahne tasarımını hocalarımla birlikte harmanlayarak bitirdim. Üniversite eğitimimin en köklü derslerinden bir tanesi sahne makyajı dersiydi. Öncelikle sunulan malzemeleri tanımaya başlıyorsunuz. Ben okulun sonuna doğru plastik makyajın nerelerde kullanılması gerektiğini tam anlamıyla kavradım. Plastik makyaj; sinema ve tiyatro alanının vazgeçilmez süsleme ya da benzetme sanatı şeklinde tanımlayabilirim. Mesela bir dizide genç bir oyuncuyu oyuncu değişikliği yapmadan yaşlandırmak istediniz. Bu durum için yaşlandırma makyajı var. 20 yaşında olan oyuncuyu 50 yaşındaymış gibi gösterebiliyorsunuz. Bu işi yapmak kolay bir iş değil” ifadelerini kullandı.

NE YAZIK Kİ İSTANBUL

Özen, plastik makyajın efekt makyaj olarak da bilindiğini belirterek, “Bir kanlı makyajı günlük hayatında kim kullanır? Kimse kullanmaz. Ancak ve ancak şaka bazlı kullanılır. Plastik makyaj dizilerde ve sinema filmlerinde kullanıldığı için aslında bu işin asıl yeri ne yazık ki İstanbul. Yeteneksizsiniz Programı’na katıldıktan sonra yurtdışından birçok teklif aldım. Amerika’da bu işi yapan kişilerin az ve yapılan işin çok kıymetli olduğunu söylediler. Ama maalesef İzmir’de yapılan bu işin kıymeti yok. Çünkü işi yapabilecek alan yok. Bu işi yapacak olan kişiler çok iyi düşünüp bu mesleği seçmeliler. Ama eğitim almak isteyen kişiler için belli bir dönem farklı kurumlarda eğitim verdim. İzmir ilinde de kurs veren arkadaşlarım var. Bu işi merak edip yapmak isteyen kişiler bu alanla ilgili var olan kurslara giderek eğitim alabilirler” şeklinde konuştu.

MALZEMELER YURT DIŞINDAN GELDİĞİ İÇİN MALİYETİ FAZLA

Sahne Tasarımı Bölümü’nün ağır bir bölüm olduğuna dikkat çeken Özen, bu bölümü kazandıktan sonra çevresindeki insanların kendisine ‘aman iyi düşün’ dediğini ifade etti. Özen, “Kişinin kendisini geliştirebilmesi için alacak olduğu malzemelerin maliyetinin fazla. Kostüm tasarımı, kukla ve makyaj tasarımı gibi eğitimler de veriliyor. Bu eğitimleri tam anlamıyla öğrenip kendinizi geliştirebilmek için malzemeleri temin etmeniz gerekiyor. Bu bölümü okuyan kişinin bütçesinin iyi olması gerekiyor. Çünkü malzemeler yurtdışından geldiği için maliyetli oluyor. Ben de kalabalık bir ailenin çocuğuyum. Üniversiteyi kazanmadan önce hep kendi ayaklarımın üzerinde durdum. Ama üniversite ile iş hayatımı aynı anda yürütemedim. Plastik makyaj için gerekli olan malzemeleri daha uyguna ama aynı etkiyi ortaya çıkaracak tarifler buldum. Plastik makyaj yapıldıktan sonrada eğer özel bir ürün kullanmadıysanız çok rahat bir şekilde çıkarılabiliyor. Özel bir ürün kullanıldıysa da o ürünün özel çıkarıcısı var” diye konuştu.

PLASTİK MAKYAJIN ÇOK FAZLA ÇEŞİDİ VAR

Özen, plastik makyajın sinema, dizi, tiyatro ve opera alanlarında kullanıldığını açıklayarak, plastik makyajın çok fazla çeşidinin olduğunu söyledi. Özen, “Plastik makyaj için öncelikle genel bir malzeme ve yüz şekli tanımı yapılıyor. Efekt makyajın içinde yara-bere, kesik ve yanık daha çok kanlı uygulamalar oluyor. Bu makyajla insanları hem yaşlandırabilir hem de yaşlandırabilirsiniz. Sahne makyajı var. Bir fotoğraf çekiminde kullanılacak ışığa göre makyaj yapılıyor. İnsan üstüne uygulanan hayvan makyajı var. Kişinin isteğine göre makyaj çeşidini artırabiliriz” dedi.

BOŞLUKLARI İŞİ BİLMEYEN KİŞİLER DOLDURUYOR

Türkiye’de dizi sektörünün geldiği noktanın çok farklı bir yerde olduğunu belirten Özen, sözlerini şöyle bitirdi: “Özellikle bana kalırsa dönem filmlerinden sonra farklılık göstermeye başladı. Örneğin ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisini örnek gösterebilirim. Bu dizi son dönemlerde ekrana gelen dizilerden çok farklı bir yerde. Çünkü kostüm, aksesuar ve makyajları çok özenle yapıldı. Bir diziye yatırım yapıldığını bu dizide gördüm. Onlarca çalışanı vardı. Yurt dışındaki ve Türkiye’deki dizileri kıyaslamak çok zor. Zor olmasının sebebi ise Türkiye’de ki çekilen dizilerin 90 dakika olmak zorunda olmasıdır. Dizilerin çalışma koşulları çok ağır olduğu için işin içinde işi bilen kişiler yok. Şu an boşlukları işi bilmeyen kişiler dolduruyor. Bütçe açısından bakıldığında da yurt dışı ile Türkiye’yi kıyaslamak imkansız.”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.