TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İzmir’de 1 Mayıs coşkusu

Tüm yurtta kutlanan 1 Mayıs İşçi Bayramı, İzmir'de de coşkulu şekilde kutlandı. 1 Mayıs kutlamalarına on binlerce kişi katıldı.1 Mayıs coşkusunu kutlamak isteyen DİSK, KESK, TÜRK-İŞ'e bağlı sendikalar, sivil toplum kuruluşları, öğrenci konfederasyonları, sol partiler ile işçiler sabahın erken saatlerinde Basmane Meydanı'nda toplandı

Haber Giriş Tarihi: 02.05.2015 07:05
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
İzmir’de 1 Mayıs coşkusu

ONURHAN ALPAGUT- ÖZKAN PEKÇALIŞKAN- TANER UYANIKER

Binlerce işçi, slogan, ıslık ve ellerinde pankartlarla kortejler halinde Gündoğdu Meydanı'na doğru yürüyüşe geçti. Lozan'dan Gündoğdu Meydanı'na doğru ilerleyen kalabalık 1 Mayıs coşkusunu ve sevincini kutlamanın merkezi olan Gündoğdu Meydanı’na taşıdı. Burada Türk-İş Bölge Temsilcisi Hüseyin Karakoç’un 1 Mayıs 2015 emek örgütleri adına yaptığı ortak basın açıklamasında şunları söyledi:  “Sevgili işçi kardeşlerim, kamu çalışanları, emekliler, işsizler, gençler, hepinizi emek ve demokrasi güçleri adına sevgiyle saygıyla kucaklıyorum. İşte on binler olarak bu meydandayız. Bu alana tek bir yürek olarak sloganlarınızla, taleplerinizle geldiniz. Özleminiz ekmek, barış, özgürlük, özleminiz iş, aş ve kardeşlik. Bugün burada emekçilerin el ele kol kola dostluk içinde kucaklaşmasının destanını yazıyorsunuz. 1 Mayıs emekçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günüdür. Kutlu olsun değerli dostlar, kutlu olsun.”

TAKSİM UNUTULMADI

Taksim Meydanı’na izin verilmediğini ve bu meydanın kendileri için önemine vurgu yapan Karakoç, orada can verdiklerini ve meydanın emekçilere açılmasını ve yasakların kaldırılması gerektiğini söyledi. Karakoç, “Açlığa, yoksulluğa, taşeronlaşmaya, iş cinayetlerine, kölelik düzenine karşı bugün dünyanın her yerinde emekçiler tek ses, tek vücut, tek yürek olarak haykırıyor. Bizde buradan Gündoğdu Meydanı’ndan haykırıyoruz. Bugün dünyanın her yerinde emekçiler, sermayenin yoksulluğa, işsizliğe, iş cinayetlerine, savaşlara neden olan aç gözlülüğünü protesto ediyor. Kadınlarımıza karşı cinsiyetçi baskının, şiddetin, ayrımcılığın son bulduğu, başka Özgecanlar yitirmemek için, kadın cinayetlerinin son bulduğu, kadınlarımıza dair tüm sorunların aşıldığı bir Türkiye ve Dünya için buradan haykırıyoruz. Biz 1 Mayıs 2015’te alanlarda, dünyaya ve ülkemize eşitliği, barışı, kardeşliği ve özgürlüğü çağırıyoruz. Emperyalizmin dünya çapında yürüttüğü saldırılara karşı işçi sınıfının uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs, bugün tüm dünyada işçi sınıfının ve ezilen hakların eşitlik, özgürlük, kardeşlik ve insanca bir yaşam talebiyle alanları doldurduğu bir gün olarak kutlanmalıdır. Emeğin çıkarının savaştan değil, barıştan olduğunu biliyor, savaştan yana hiçbir politikaya onay vermeyeceğimizi haykırıyoruz” dedi.

 “EŞİTLİK VE REFAH İSTİYORUZ”

Demokrasiyi herkes için istediklerini belirten Karakoç,  “Biz sosyal adalet, eşitlik ve refah istiyoruz. Özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik bir anayasa ve yasalar istiyoruz. Tüm çalışanlar için insan onuruna yaraşır yaşama koşulları ve sendikal haklar istiyoruz. Emekçiler, sermayenin aşırı kar hırsı yüzünden işyerlerinde, iş kazası denilerek iş cinayetlerine maruz bırakılıyor. Onlarca, yüzlerce işçi kardeşlerimiz iş cinayetlerinde ölüyor. İşçi katliamı yaşanıyor. Bu iş cinayetlerinin en büyüğü bundan 353 gün önce 13 Mayıs 2014 te Soma’da yaşandı. İş cinayetlerine, Özelleştirmelere, vurguna ve talana karşı tek yürek tek vücut burada birlikteyiz. Sosyal devlet uygulamaları ortadan kaldırılmaya, unutturulmaya çalışılıyor. Örgütlü toplum yok edilmek isteniyor. İşçilerin hak alma mücadelesinde elinde tek silah olan grev hakkı Bakanlar Kurulu kararıyla ortadan kaldırılıyor. AKP tarafından fiilen uygulanamaz duruma getiriliyor. Taşeronlaşma engellenmeli, asıl işin taşeronlara yaptırılması uygulamasından ve bu uygulamanın yasalaştırılması girişimlerinden vazgeçilmelidir. Taşeron çalıştırılmayla ilgili yargı kararları uygulanmalıdır. Acımasız sömürü düzeniyle işgücü maliyetini daha da düşürmek, rekabeti bu yolla sürdürmek amaçlanıyor. Bu izlenen politikalarla ülkenin geleceğine ipotek konulmak istenmektedir. Çalışanlara köle düzeni şartları dayatılmaktadır. Çalışanların hak ve özgürlüğünü daha da kısıtlamak, yaşama düzeyini geriletmek, sendikaların gücünü ve etkinliğini azaltmak için sistemli bir kampanya yürütülmektedir. Amaç sendikasız, örgütsüz, güvencesiz sömürü düzenini pekiştirmektir” diye konuştu.

YAŞAM KUTSALDIR

Bağımsız tam demokratik bir Türkiye istediklerini vurgulayan Karakoç, kazandıklarıyla geçinebilecekleri, gelecek kaygısı duymadan Türkiye için alın teri dökmek istediklerini söyledi. Karakoç, “Çocuklarımızı okutmak, onları sağlıklı büyütmek, memleketimiz için çalışmak istiyoruz. Bu memleketin ürettiği her değerde demokrasiye olan aşkımız, alın terimiz var. Türkiye’yi emekçilerin alın teri vadediyor. Ama ilk fırsatta işsiz, aşsız, umutsuz, kapıya bırakılan bizler oluyoruz. Her fırsatta sağlık hakkına, eğitim hakkına, kıdem tazminatı hakkına, insanca yaşama hakkına, sendikalaşma hakkına göz dikilen bizler oluyoruz. Kıdem tazminatı, işçiler bakımından vazgeçilmez ve tartışılmaz bir haktır. Buna el uzatılması ya da daraltılması yönündeki talepler gündeme dahi getirilmemelidir.  Sağlık tamamen ticarileşti. Parası olan sağlık hizmeti alıyor, parası olmayan ölüyor. Yaşam kutsaldır. İnsan sağlığına önem veren, parası olanında, parası olmayanında eşit şekilde yararlanacağı bir sağlık sistemi istiyoruz. Demokratik, laik, bilimsel bir milli eğitim sistemi istiyoruz. Gezi direnişiyle zirve yapan doğayı koruma mücadelesine sahip çıkılarak dün olduğu gibi bugünde, yarında doğal yaşam korunmalı, ekolojik çevre tahribatına son verilmelidir. Doğanın talan edilmediği, doğaya sahip çıkılan, çocuklarımızın koşup oynayacağı tertemiz çevre istiyoruz. Şu çok iyi bilinsin ki; emeği ile geçinenler, yani biz emekçiler, haklarına el uzatanları, çocuklarının geleceğini karartanları, kolundan tutup sokağa bırakanları, acı ve mutsuzluk yaratanları asla unutmaz ve affetmez” dedi.

“EMEKÇİLER DEĞİL TÜRKİYE KAZANACAK”

“Biz bugün emek ve meslek örgütleri olarak tek bir yürek, tek bir yumruk, tek bir ses bu alanı doldurduysak, bu sizlerin Demokrasiyi nedenli içinize sindirdiğinizin göstergesidir” diyen Karakoç, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu birliktelik Türkiye’nin ihtiyacıdır. Ülkemize, ekmeğimize ve özgürlüğümüze sahip çıkmanın yolu bu meydanda toplanan sizlerin mücadelesiyle gerçekleşecektir. Bu mücadelenin sonucunda sadece emekçiler değil, Türkiye kazanacaktır. Birlikteliğimizin şölen haline geldiği bu alanda verilen bu mesajlar herkes tarafından çok iyi algılanmalıdır. Emekçilerin sefaletinin kimseye refah getirmeyeceğini iyi bilmelidirler. Özel sektörün yarısı kayıt dışı. Sendikalı olmak isteyen kapı dışarı, kayda girmeyen işvereni takip eden yok. Tezgah tıkır tıkır işliyor. İnsanların kutsal değerleri, emekleri, inançları kapitalizme çerez yapılıyor. Bu tezgah kırılmak zorunda. İşte bu tezgahı kıracak tek güç biziz. İşçinin, emeğin örgütlü gücü, direnişi, işçinin uyanıklığı, Oyunun farkında olup, oyunu bozma yeteneği, Bizim tarihimizi yapanda, yazanda bu bilincimiz. Biz üreteniz, biz üreten gücüz. Eğer durursak çark durur. Biz hayır dersek düzen değişir. İşte bu 1 Mayıs’ta yine bu gerçekler etrafında toplanıyoruz.”

“KENDİ GÖBEĞİMİZİ KENDİMİZ KESECEĞİZ”

Artık beklemeye tahammülleri kalmadığını dile getiren Karakoç, “Artık boyun eğmeye, çözümü birilerinden iyilik gibi beklemeye sabır yok. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Örgütsüz işçileri biz örgütleyeceğiz. Birbirimize hasım değil, kader ortağı olduğumuzu haykıracağız. 1 Mayıs emek ve alın teri harcayanlar için var. Bizi birleştiren de bu kutsal değerlerdir. Haydi hep beraber birlik olalım. Bütünleşelim. Gücümüzü tüm emekçi kitlelere yayalım. Bizim için dönem, bölünme, parçalanma değil tek gerçek eksen olan emeğin çıkarlarında buluşma dönemidir. Bu meydandan yükselen ses halkın sesidir. Bu ülkenin gerçek sahibi bizleriz. Yurdumun dört bir yanındaki emekçi kardeşlerime selam olsun. 1 Mayıs alanlarına, o alanlardaki coşkulu kutlamalara selam olsun. Dünya emekçilerine selam olsun. 1 Mayıs şehitlerine, iş cinayetlerinde yitirdiğimiz emekçi kardeşlerimize selam olsun. Ruhları şad olsun. Hepinizin ve emeğe gönül vermiş herkesin 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nü kutluyorum” dedi

………………….KUTU KUTU KUTU……………………..

“1 MAYIS’IN ÇALIŞAN İŞÇİLERİ”

1 Mayıs’ı coşkuyla kutlayanların haricinde bu günde çalışmak zorunda olan ve evine ekmek götürmek zorunda olan işçiler de vardı. Sokaklarda ve miting alanında çok sayıda seyyar satıcı, bugünde çalışarak evine ekmek götürmeye çalıştı. Simitçiden, ayakkabı boyacısına, garsondan, su satıcılarına kadar çok sayıda işçi ve emekçi bugünde alnının teriyle ekmek parasını çıkarmaya çalıştı. Onlar bugünde de çalışmak zorunda olan işçi ve emekçi insanlar olarak dikkat çekti. Gündoğdu Meydanı’nda çalışan garsonlar bugünde oluşan işin çok iyi olduğunu belirterek, “1 Mayıs’ı kutlamayı bizde isteriz fakat biz bugünde çalışmak zorunda olanlardanız. Bizim için bu şekilde olan bayramlarda biz çalışmaya mecburuz. Bu gibi zamanlarda biz daha çok çalışmak zorunda kalıyoruz. Çünkü insanalar tatil modunda oldukları için böyle mekanları tercih ediyor. Bizlerde bu şekilde onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bir yandan işimizi yapıyoruz. Bir yandan da coşkulu kalabalığı izleyerek onların bu coşkusuna dışarıdan da olsa katılmaya çalışıyoruz” diye görüş belirttiler.

KUTU,KUTU,KUTU...

“HESABINI SORACAĞIZ"

Soma maden ocağında 301 maden işçisinin hayatını kaybettiği facianın anımsatıldığı Gündoğdu Meydanı’nda şehit maden işçileri yakınları adına konuşan İsmail Çolak, bir konuşma yaptı. Yaşanan faciada kardeşini kaybeden Çolak, “Tam 1 yıl önce 301 canımızı kaybettik. Onlar birer rakam birer isim değillerdi. Hepsinin hikayeleri, umutları, hayalleri tümünün kalbimizde yerleri vardı. Onları çok özledik ve unutmadık. Acıları da umutları da bizlerle yaşıyor. Onları bize unutun diyorlar. Unutmak onları bir kez daha öldürmek olmaz mı? Bizim evlatlarımız bir kazayla, felaketle ölmediler. Onlar bir iş cinayetine kurban gittiler. Şimdiyse Soma'da değişen hiçbir şeyin olmadığını izliyoruz. Gerçeği en yakından gören bizler herkese bunu anlatmayı, göstermeyi bir borç biliyoruz. Tekmeyle, yumrukla, rüşvetle, şovlarla bizi kandırmaya öfkemizi yatıştırmaya çalışıyorlar. Ama biz hesap soracağız. Yüzlerce insanı toprağın yedi kat altına gömmenin öyle ucuz, kolay olmayacağını göstereceğiz. Davalarımızı takip edeceğiz, kararlıyız hesap soracağız. En alttakinden en üsttekine kadar tüm gerçek ve suçluların ve tüm bu insanlık sistemi düşmanı sistemin sorgulanmasını, hesap sorulması için elimizden geleni yapacağız” dedi.

“SOMA’YI UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ"

Ellerindeki tek avuntunun ülkenin dört bir tarafında ayağa kalkan insanlar olduğunu söyleyen Çolak, “Soma Türkiye'nin yarası, vicdanı ve öfkesi oldu. Her yer Soma oldu. Katliamın 1. yıldönümünde bir kez daha herkesi Soma olmaya, Soma'da olmaya çağırıyoruz. Biliyoruz ki sadece biz değil bu ülkenin emekçileri, vicdanlı insanları, örgütlü güçleri, direnişçileri de Soma'yı unutmadılar” ifadelerinin ardından, 16 Mayıs Pazar günü Soma'da düzenlenecek mitinge davet ederek, “Gelin düzenleyeceğimiz mitingle Soma’yı unutmadığımızı ve unutturmayacağımızı tüm dünyaya gösterelim" dedi.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.