TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İzmir’in Kalbindeyiz

Saat Kulesi ve Kemeraltı’nın yakınlarında bulunan 857 sokağın yıllar içerisinde geçirdiği değişimleri anlatan sokak sakinleri en büyük sorunlarının otopark olduğuna değindi

Haber Giriş Tarihi: 23.03.2015 08:24
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
İzmir’in Kalbindeyiz

NİLGÜN TAZE

İZSU, Emniyet, Büyükşehir Belediyesi gibi birçok kurumsallaşmış iş yerlerinin de bulunduğu bir çevreye sahip olan Konak 857 Sokak sakinlerinden Uno Kırtasiye işletmecisi

Ozan Özkan, 2004 yılından bu yana sokakta yaşanan değişim ve ihtiyaçlara değinerek, “İstanbul’dan İzmir’e 2004 yılında geldim. 11 yıldır 857 sokak sakiniyim. Uno Kırtasiye 1993’de kurulmuş eski bir işletme. Buranın bir çalışanıyken iş yeri sahibi burayı satmaya karar verdi ve ben de bu şansı değerlendirerek devir aldım. O günden beri de aynı arkadaşlarla çalışmaya devam ediyorum. Kırtasiyede en büyük değişikliğim ürün gamını genişletmek oldu. Önceden sadece ozalit ve fotokopi çekiyorduk. İlk işim makine sayılarını arttırmak oldu. Ardından kişiye özel bardaklar, kupalar, kartvizit baskıları yapmaya başladım. Branda, tablo baskıları da yapıyoruz. Şu an üzerinde yoğunlaştığım bir diğer konu ise e-ticaret sitesi açmak. Bitme aşamasına gelen bu site tamamlandıktan sonra bu tarz işleri artık internet üzerinden yapmayı planlıyorum. Maille gelen işler bize kolaylık kazandırdığı için işleri basitleştirmesi ve zamanı verimli kullanmak amacıyla bu siteyi kurma kararı aldım. Siteyi hazırlarken birçok kalemde iş yaptığımı fark ettiğim için bu kalemlere de yer verilecek. Siteyi ve görsellerini ben biçimlendirdiğim için deneye deneye iyi bir şeylerin ortaya çıktığını fark ediyorum. Çalışma arkadaşlarım ise kendi konularında oldukça uzman kişiler. Sadece kendilerine ait işi yapmadıkları için inisiyatif kullanabilme yetkileri de var. Kendi kendilerine çözüm bulabildikleri ve her şeyi sormadıkları için bu kadar verimli çalışabiliyoruz. Arkadaşlarım benden daha önce bu işi öğrendikleri için ben onlardan öğrendim desem yalan olmaz. 2004’den 2009’a kadar sokağımız oldukça atıl bir yerdi. Eğitim seviyesi düşük, zararlı alışkanlıklar edinerek yaşamayı tercih eden insanlar genellikle buradaydı. Sokağımızda sık sık hırsızlık olayları olurdu. Ancak şimdilerde yeterli güvenlik önlemlerinin de alınmasıyla beraber bu tür olaylarla hiç karşılaşmıyoruz. Sokağımızda dershaneler açıldı ve öğrencilerin gelmesiyle birlikte de kafeteryalar kuruldu. Buraya gelen insan kalitesi yükseldikçe o tarz insanlar burada barınamamaya başladı. Duyumlarım net olmasa da sokağımıza yeni yerler yapılacağı bilgisi geldi. Proje basımlarını yaparken alışveriş merkezi yapılacağına dair ufak tefek duyumlar alıyoruz. Yanımızda yeni bir cafeterya açılması da bir şans. Bir iki seneye kadar sokağın çok daha iyi bir surete kavuşacağına inanıyorum. Eskilerin anlattığına göre Kemeraltı denildiğinde akan sular dururmuş. Ancak insanlar artık Kemeraltı’na gelmekten ziyade AVM’ler de vakit geçiriyor. İnternet satışı da yaygınlaştığı için buraya gelen azaldı. Konak bir nevi İzmir’in başkenti gibi. Ancak görüldüğü üzere bir tek saat kulesinin önünde fotoğraf çektirebilirsiniz. Birçok yer ise yıkık dökük. Güzelleştirme çalışmaları yapılmasıyla çok daha iyi bir surete kavuşturulabilir” dedi.

 

OTOPARK SORUN

 

Oldukça yeni bir sokak sakini olan Hancı Restoran İşletmecisi İsmail Korkmaz ilk dikkatini çeken konunun otopark sorunu olduğuna dikkat çekerek, “Yemek yemek isteyen müşterilerimiz arabalarını park edecek bir yer bulamadıkları için sahile ya da arabalarını park edebilecekleri bir yere gidiyorlar ve bu da bizim kazancımızı etkiliyor. Burada var olan otoparkların fiyatı ise 10 liradan aşağı değil ve insanlarda tabi bu ücreti ödemek istemiyorlar. Belediyeye bağlı ucuz ve geniş otoparklar açılması gerekiyor. 20 masamızla 75’e yakın kişiye aynı anda hizmet verme kapasitemiz mevcut. İnsanlar zaten sadece yemeklerini yiyip kalktıkları için insanlar burada çok fazla vakit harcamıyorlar. Bir saat içinde 5 kişi ile 150-200 kişiye hizmet verebiliyoruz. İşletmemiz daha önce bir kırtasiyeymiş biz devir alınca tadilatının tamamını biz yaptırdık. Sokağımızla ilgili tek sıkıntım park yeri. İmalathanemiz başka bir yerde olduğu için kapımızın önüne gelen kendi aracımız bile park edecek yere bulamayabiliyor” açıklamasını yaptı.

 

TİCARET AHLAKI KALMADI

 

Sokak sakinlerinden Birlik Kırtasiye işletmecisi Özen Kayım ise 35 yıllık geçmişiyle sokak sakinlerinin en eskilerinden olduklarına değinerek, “1980 yılında kurulan oldukça eski bir kırtasiyeyiz. Ticaret Odası’na kaydımız yapılalı yaklaşık 35 yıl oldu. Ben burada çalışıyorken kırtasiyenin satışına karar verildi ve ben de devir almaya karar verdim. Sokağımızı eski ile kıyasladığımda sadece bizim sokakta olduğu gibi her yerde de ticari ahlak denilen bir şey kalmadı. 35 yıl önce sadece söz vardı ve tek başına yeterdi. Senet çek pek fazla piyasada dönmeyen şeylerdi. Şu gün ödememi yapacağım denilirdi ve biz o gün gider paramızı alırdık ve hiçbir zamanda yarına, öbür güne vereceğim gibi bir ertelemede olmazdı. Söz ağızdan çıkardı eskiden. Şimdi senet, çek dahi alsanız yetmiyor. Tabi bunu piyasadaki parasal sıkıntılara da bağlayabiliriz. Herkes kredi kartı ile çeklerle, senetlerle dönmeye çalışıyor ancak tabi dönmüyor. Sürekli bir yerlerde sıkışılıyor. Ticarette sistem bu ve daha da kötüye gidiliyor. Ben çocukluğumdan beri 35 yıldır bu sokakta olduğum için her şeyi daha net görebiliyorum. Yaşadığımız bu zaman diliminde insanların kişilik ve karakterlerini çok zayıfladığını düşünüyorum. Ancak buna rağmen sokağımızda güvenlik tedbirlerinin artırılmasıyla birlikte gelen bir iyileşmede var. Artık şarapçılar ya da farklı niyetlere sahip insanların sokağımızda barınamaması büyük bir avantaj oluşturdu. Eskiye göre daha güvenli ancak insan ilişkileri kötüye gidiyor. Kimsenin kimseye artık tahammülü yok. Hoşgörümüzde, anlayışımızda büyük bir azalma meydana geldi. Çok basit ağız açıp bir şey söylenmeyecek kadar basit olaylarda bile insanlar birbirlerini sözel ya da fiziksel yaralayabiliyorlar. Eski samimiyet yok. Eskiden olduğu gibi davranmayan insanlar için ikiyüzlü derdik şimdilerde 500 yüzlü hale geldik. Sürekli çeşitli maskeler takınarak tiyatro oynuyoruz ve hiç kimsede gerçek kendini ortaya koyma cesaretini gösteremiyor. Yapmacık konuşmalar, yalan sözlerle dolu bir ilişkimiz var. Bu da hoş değil. Ben eskiyi de bildiğim için insanlar daha doğal, yalansız ve insancıldı. Kötü bile olsa, can acıtsa bile doğruyu ifade etmek en güzeli. Sokağımızın en büyük sorunu ise otopark. Çok fazla araç var ancak park edecek yer yok. Çarşıya giriş çıkış çok fazla ama yol çok dar. Konak’ta var olan katlı otoparklar yetersiz kalıyor. Balık halinin bir otoparkı vardı ancak o da yıkıldı. İnsanlar arabalarını park edecek yer bulamadıkları için sokağımıza gelmek istemiyor haklılar gelince aracınızı nereye park edeceksiniz. Trafik sorunu sadece sokağımıza değil bence İzmir’e ait bir sorun. Ben Bornova’ya olan 15 dakikalık yolu trafik sıkışıklığından dolayı bir saatte gitmek zorunda kalıyorum. Basmane’ye gidene kadar bile konvoy halinde gittiğimizden yarım saatimiz geçebiliyor. Bence bu problem en büyük sorunlardan bir tanesi” dedi. 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.