Bayrakçılar'da bir şair

ONURHAN ALPAGUT

Şiir kitabında yaşanmışlıklarını ve hayallerini kaleme alan Alpaslan Durma, yazdığı bu kitabını esnafın 'gönül tezgahı' adını verdiği tezgahta sergiliyor. Kitabı yazarken herhangi bir zorunluluk hissetmediğini belirten Durma, "İçimden geleni yazdım, şiirlerimi gayet anlaşılabilir bir dilde anlatmak istediklerimi kaleme aldım" dedi.

"BANA ÇEVREMDEKİLER ŞAİR DİYOR"

Kendisine Kemeraltı esnafının şair dediğini belirten Durma, "Bana çok çevrem bu tanımlamayı yapıyor. Ben kendimi bu konumda görmüyorum. Kendimi övmeyi zaten kişilik olarak da seven birisi değilim. Kitabımı okuduktan sonra okuyucular benim hakkımda genel bir bilgiye sahip olacaklardır" dedi.

"İÇERİDEN NE ÇIKIYORSA ONU KALEME ALIYORUM"

Şiir sevdasının başlangıcından bahseden Durma, "Ayrılıklar, beraberlikler, hüzünler birileri bizim yüreğimizi kanattı, bizimde kanattıklarımız oldu. Geçmişte yaşanmışlıklar bende altyapıyı oluşturdu. Ama belirli bir saatten sonra iş benden çıkıyor ve kalemde bitiyor. İçeriden ne çıkıyorsa her zaman onu kaleme aldım" dedi.

"HAYAT PAYLAŞTIKÇA GÜZEL"

Kitabın oluşum fikrini anlatan Durma, "Genellikle karşı cins, hayatın bana yaşattıkları bu kitabı yazmamdaki etken oldu. Hayat, biriyle güzel anlar paylaştığın zaman anlam kazanıyor. Hayatın benim için tek başına kaldığım zamanda anlamı var ama bunu paylaştığın zaman daha bir değerli oluyor. Yazdığım kitabımda hayallerim, yaşadıklarım, yaşadıklarım bittikten sonra tekrar hayallerimin gerçek içinde yer alması var" diye konuştu.

"BANA SÜRPRİZ OLDU"

Kitabın basılmasında birçok kişinin emeği olduğunu belirten Durma, "Kitabın editörlüğünü Değer Eraslanoğlu yaptı. Değer ile çıktığımız bu yolda sponsorlar ile kitabın parasını Hürriyet matbaasına takdim ettik ve kitap basıldı. Bazen biz kendi aramızda fasıllara gideriz orada bana aramızda şair var diyerek şiir okuturlar, oradaki genç arkadaşlar bir gün bana, 'Ağabey kitap basıyorsun' dediler.  Benim gibi amatör şair için bu çok büyük sürpriz oldu. Sağ olsunlar bana sponsor oldular. Kitabın basımını gerçekleştirdik. İlk etapta 1000 adet bastırdık. Kitapta yalnızlık, hüzün, mutluluk, aşk var. Eskiden beri yazıyorum ancak yazmayı yeni yeni öğreniyorum. Öğrenmek bambaşka bir duygu" dedi.

KİTAP 66 SAYFADAN OLUŞUYOR

Kitabın içeriği hakkında konuşan Durma, "Kitap 66 sayfa. Uzun şiirlerimi düz yazıya çevirerek nesir şeklinde bir anlam kazandırdım. Ayrıca 4'lükler halinde ruba'lar var. Her düz yazımın altına 4'lükler koydum eseri tamamlaması açısından. Ancak bir tarz olması açısından bu şekilde yapmadım sadece denk geldi" diye konuştu.

HAYATA OPTİMİST BAKMAK

Hayata bakış açısını ifade eden Durma, "İçimde resmettiklerimi dış dünyaya yansıtıyorum. Bunu sadece yaşayan bilir. Siyah bir manzarayı dahi beyaza çevirebiliyorum. Çünkü, dünyaya nasıl bakarsak onu görürsünüz. Hayat insana bakmasını öğretir. Ancak ben arabeske girmeden dünyayı romantikleştirerek pozitif bakıyorum. Aksi takdirde bu tür ürünler ortaya çıkmaz" şeklinde belirtti.

4 MİLYONUN 2 MİLYONU HER YIL KİTAP OKUYOR

İzmir'de okuma oranının gayet iyi olduğunu söyleyen Durma, "Yazar ne kadar çok olsa dahi okuyanda bu ülkede oldukça fazla. İzmir'de ise, 4 milyon nüfus var ve 2 milyonu her yıl kitap okuyor" dedi.

Alpaslan Durma kimdir?

1962 İzmir doğumluyum. Kalabalık bir ailede büyüdüm. 12-13 yaşlarında gizli gizli şiirler yazmaya başladım. O zamanlarda şiir kitabı çıkartabilecek altyapım yoktu. Sadece içimden geldiğince şiir yazıyordum. İlerleyen dönemlerde bu şiirleri ufak ufak biriktirdim. Daha sonra hayatım değişti okuduğum okulu bırakarak ufak yaşlarda çalışmaya başladım. Yıllardır Kemeraltı çarşısında esnaflık yapıyorum. Kişisel olarak beni özel ortamlara çağırır şiir okuturlardı, bir anda kendimi şiirlerin içerisinde bulurdum. Yaşım ilerleyip tecrübe kazandıkça kitap okumayı çok sevdim. İlk okuduğum kitap ise, Ostorovski'nin 'Ve Çeliğe Su Verildi' oldu. Okuduğum bu kitabı o yaşlarda okuduğumda anlamıştım ancak etkilenmiştim. Daha sonra bulunduğum ortamlarda şiir kitabı verilmesi ile kendimi o şiirlerde buldum. Delikanlılık çağımda karşı cinsle de ilişkilerim başlayınca onlara kendimin bile bilmediği sözler ağzımdan çıkmaya başladı. Belirli bir yaşa gelince de anladım ki Tanrı bana bu yeteneği vermiş. Etik şiirlere baktım güzel fakat bana hitap etmedi, ölçülü şiirlere baktım yine bana hitap etmedi bunlar, üst düzey kültürlü şiirlerdi fakat bana hitap etmiyordu. Benim tarzım ise, serbest şiir. Genç arkadaşlara bazen kitaplarımı götürüyorum soruyorum, fikir alıyorum fakat onlarda bana bu şiirler garip akımı diyor. Ancak ben herhangi bir akımı takip etmiyorum. Bugünün akımını dahi bilmiyorum. Ben kendimi herhangi bir akımın temsilcisi olarak görmüyorum, yerimi de bilmiyorum fakat yazarken çok keyif alıyorum. Yaşadıklarımı yazıyorum, yaşmadıklarım dahi hayal kurduğum şeyler bunlara kavuşuyorum fakat bunlarda bitiyor. 

 Pazar Sendromları

Geldi mi arka arkaya gelir

İçimde senden kalan

Pazar öğleden sonraları

Bir tuhaf geliyor yalnızlık

Ardından sorular

Kırgın mıyım? Sanırım.

Mutlu muyum? Olabilirim.

Hüzün var mı?

Peki neşe? Dahası hayatım?

O da bazen.

Akşamın olmasını bir türlü istemiyorum

Sanki mutluyum.

Hüzün mü sardı etrafımı?

Tatlı geliyor bana

Peki bu sıkıntılar ne?

Yoksa alıştım mı?

İçimde senden kalanlar

Arkadaş olmuş konuluyorlar

Ben sadece dinliyorum

Ve ben sustukça

Onlar hala konuşuyorlar.