Buca üzümleri hayat buluyor

NİLGÜN TAZE

Buca’nın kaybolan değerlerini yeniden kentle buluşturmak amacıyla hazırlanan projede Kaynaklar Mahallesi’nde yaklaşık 13 dönümlük alanın 2 bin 720 metrekaresi bağ evi, bağ müzesi ve otopark olarak, 10 bin metrekaresi ise fidanlık olarak kullanılacak.  Bin 500 metrekarelik bölümünde Ege Bölgesi’nde yetişen çeşitlerden Mevlana Karası, Pembe Germe, Osmanca ve Kozak Siyahı yetiştirilecek. 8 bin 500 metrekarelik bölümünde de Buca Razakisi ve Sultaniye çeşitleri yetiştirilecek.  Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, Buca’ya ait olan üzümün genlerini artırmanın ilk hedefleri olduğunu söyleyerek, “Gitgide doğadan kopartılan kentleşmeye doğru giderken, yeşile özlem duyulan bir dönemde belediye olarak tarımı artırıcı ve çiftçiyi özendirici çalışmalar yapıyoruz. Bu projeler bu ülkenin geleceği ve gençleri için çok önemli.  Buca üzümlerini artık gururla taşıdığımız bayrağımızda bir logo olarak göstereceğiz.  Başta Tarım Müdürlüğü’ne emekleri için teşekkür ediyorum. Bölgemizde bugün sadece 33 kişi üzümle uğraşıyor. Bu çalışmalarımız üzüm yetiştiriciliğini artırmada bir emsal olacak. Üçüncü yılın sonunda bu üzümlerimizin toplanmasını çok büyük bir bağ bozumu festivali ile taçlandıracağız. Buca Belediyesi’nin yaptığı her yatırım güzel ve emek dolu. Her emek bereket kokar ama unutulan üzümcülüğün tekrar canlandırılıyor olması ayrı bir önem katıyor. Bu yüzden benimde, emeğini geçenlerinde heyecanı farklı. Göreve geldiğimizden bu yana onlarca açılış yapıyoruz ancak söz konusu üzüm olunca yüzler her zamankinden farklı gülüyor.  Buca’da bundan sonrada tarıma yönelik ve tarımın hemen ardından turizme yönelik daha çok büyük projeler gerçekleştireceğiz.  Buca tarımın, turizmin ve tüm güzelliklerin bir cazibe merkezi olacak. Bu anlamlı açılışta bizleri de yalnız bırakmadığınız için hepinize çok teşekkür ediyorum” dedi.

YOK OLMASINI ÖNLEDİK

Dünya’da Türkiye’nin bağcılıkta 5. sırada yer aldığını söyleyen Ege Üniversitesi Bahçe Bitkileri Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Ahmet Altındişli, Buca üzümlerinin korunmasının önemli olduğunu söyledi. Yok olmakta olan buca üzümlerinin gen kaynağının altın madenlerinden daha kıymetli olduğunu ve kaybedildiği takdirde tekrar yerine koymanın mümkün olmayacağını ifade eden Altındişli, “Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde yer alacak kadar eskilere dayanıyor Buca üzümü. Belediyemizin başta Buca Rezakisi ve Sultaniye çeşitlerini bir bağ kurarak halka sunması takdire değer.  Sadece kuru üzümden ihracatımız 580 milyon dolar. Üzüm üretiminde çok güçlü bir yapımız olmasına rağma Buca üzümleri zayıfladı. 1970’lerde burada üzüm yarışmaları düzenlenir, şenlikler yapılırdı. Bu çeşit ancak kendi bölgesinde en güzel halini sunuyor. Bu bölgenin en büyük şansı İzmir gibi kalabalık bir nüfusa sahip bu şehrin nefes alabileceği ve ürünlerin tanıyabileceği bir ilçeye sahip olması.  Eko turizm anlamında şehir halkını ağırlama avantajına sahip olan Buca’yı kutluyorum.  Projenin gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyor hayırlı olmasını diliyorum” açıklamasını yaptı.