Çifte mağduriyet  

NİLGÜN TAZE- Gümüşpala'da, Altınyol kenarındaki alanda gecekondu evlerini satın alan bir inşaat firması 2014 yılının Haziran ayında kazı çalışmaları başlattı. Büyük iş makinelerinin de kullanıldığı kazı çalışmaları sırasında gerekli planlama yapılmadığı için bazı bölgelerde çökmeler meydana geldi. İnşaat firmasının talebiyle bölgede inceleme yapan İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü kazıdan dolayı heyelan riskinin bulunduğunu, iki apartmanda 1.5 metre boyutlarında büyük çatlaklar oluştuğunu belirterek, can güvenliğinin olmaması nedeniyle tahliye edilmeleri gerektiği yönünde karar verdi.  İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü'nden gelen talep doğrultusunda da Bayraklı Belediyesi encümen kararıyla iki apartmanın boşaltılması için 2014’ün Ağustos ayında tahliye kararı verdi. Belediyenin bu kararına tepki gösteren apartman sakinleri, mimar ve mühendis odalarından, tahliye gerekmediğine dair rapor alarak raporu mahkeme kararıyla onaylattı. Geçen süreç içerisinde Bayraklı Belediyesi dün sabah saatlerinde dairelerin elektrik ve sularını keserek sakinleri polis gözetiminde tahliye etmeye çalıştı.

 “MASUMLAR CEZALANDIRILIYOR”

 Evlerinin önünde bir müteahhittin plansız temel atma çalışmaları yaptığını ve bu çalışmaların sonrasında yaşanan toprak kaymalarının apartman sakinlerinin can güvenliğini tehlikeye attığını söyleyen apartman sakinlerinden Özge Çarmıkçıoğlu, can güvenliği için belediyenin kendilerini evlerinden çıkarmak istediğini ancak kalacak yer göstermediklerini belirterek, “Gidecek bir yerimiz olmadığı için evimizden çıkamıyoruz. Biz apartman sakinleri olarak müteahhitte maddi yardım yapması ya da kalacak yer göstermesi için dava açtık. Bu dava henüz sonuçlanmadığı halde belediye bizi evden zorla çıkarmak istiyor. Bize gönderdikleri tebligatta eğer bugün evden çıkmazsak elektriğimizin, suyumuzun kesileceğini ve kapımıza mühür vurulacağını yazıyor. Çevik kuvvet, zabıta, polisler, belediye görevlileri hepsi burada. Biz tamamen masum vatandaşlar olarak evimizde otururken müteahhittin teki gelip evimizin önünü kazdı diye Bayraklı Belediyesi tarafından şu anda evimizden çıkarılmak isteniyoruz. Apartmanımız yeni yapılmış, ruhsatlı bir bina olmasına rağmen bu bilinçsiz çalışma yüzünden kayma tehlikesi oluşturuldu. Doldurma çalışmalarının yapılmasının ardından jeoloji ve mühendisler odasından aldığımız raporda ‘bir sorun yok’ denildi. Ancak belediye bir sorun yaşanması riskine karşılık istinat duvarı yapmak istiyor. Bu duvar yapılırken herhangi bir şey olabilir ihtimaline karşın bizi evimizden çıkarmaya çalışıyorlar. Bu konuda biz belediyeyle hem fikiriz. Biz çıkalım ancak bizler sabit gelirli insanlarız ve evlerini kredi çekerek alan aileler ve kiracılar var. Biz şimdi sokakta mı kalalım? Her ailenin gidecek bir yeri yok. Üç ay sonra biteceği söylenen duvar bitene kadar bizler nerede yaşayacağız? Belediyeye gittiğimizde ‘bu sizin probleminiz, biz sizi çıkarmak zorundayız’ cevabını veriyorlar. ‘Bizene’ tavırlarına karşı bizler de apartmanı boşaltmayı düşünmüyoruz. Ellerinde bir mahkeme kararı olmadığı sürece ne belediyenin ne de başka bir kurumun bizi evlerimizden çıkarma yetkileri yok. Mahkemede hakim bey bize ‘mahkeme kararı olmadan belediye sizi çıkaramaz’ demişti. Mahkeme sonuçlansın, müteahhit bize masraflarımızı ödesin biz de duvar bitene kadar bir yerlerde kalalım. Bize ya kalacak bir yer göstersinler ya da kira yardımı yapsınlar. Belediye 100-150 milyarlık duvar masrafını müteahhitten alıyor. Eğer belediye müteahhitten bu masrafı talep edebiliyorsa neden buradaki insanların 5-10 milyar gibi kalacak yer masrafını isteyemiyor. Biz bunu anlayamıyoruz. İZSU gelmiş, TEDAŞ gelmiş, çevik kuvvet gelmiş. Avukatımızı aradığımızda ‘ben davayı açtım şuan yapacak başka bir şeyim yok, duvarınızın yapılmasını istiyorsanız çıkın’ diyor. Resmen masumlar cezalandırılıyor” dedi.