Her yaşta, her branşta…

DAVUT İPEK

Henüz dokuz yaşındayken hentbol oynayarak spora ilk adımı atan Mehmet Soner Kayakıran, ilk altın madalyasını da o yaşta takmış boynuna. Kayakıran, kendinden şöyle bahsediyor: “1976 İzmir doğumluyum. Benim hayatım spor, mesleğim spor, her şeyim spor. Yıllardır sporun her branşında var olmaya çalıştım ve aktif bir şekilde her alanda spor yaptım. İlkokulda hentbol ile adım attım spor dünyasına. Bu alanda bir Türkiye Birinciliği elde etim ve ilk altın madalya mı o zaman aldım. Daha sonra yine okul takımlarında futbol oynayarak spora devam ettim ve amatör takımlar düzeyinde basketbol oynayarak farklı branşlara da adım atmış oldum. Bunların yanı sıra birçok kulüpte spor eğitmenliği yaptım. Şu an hala aktif olarak spora devam ediyorum.”

“YAŞ ALMIŞ AMA YAŞLANMAMIŞ”

Kayakıran, spor hayatıyla ilgili olarak şunları söyledi: “2009-2011 yılları arasında Göztepe Hentbol Takımı’nın kaptanlığı görevini de üstlenmiştim. Göztepe sıkıntılı günler geçiriyordu ve doğru dürüst ücret dahi almamıştık, takım arkadaşlarımla beraber o dönemlerde bazı sıkıntılar çektik tabi ki. Çok az harçlıklar alarak, hatta yeri geldiğinde cebimizden hastane masraflarımızı karşılayarak görevimizi yerine getirmeye çalıştık, sonuçta sert bir spor hentbol. Ama o dönemde Göztepe Hentbol Şubesi’nin kapanmamasını sağlayan sporculardan biriyim. Son dört senedir amatör olarak basketbol oynamaya devam ediyorum. Yine aynı dönemlere denk gelen son iki yıl içinde de özel bir futbol turnuvasında da futbol oynuyorum. Bu bir veteran turnuvası. Çiğli Belediyesi tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen bir turnuva bu. Biz bu turnuvada abim Ali Kayakıran’ın öncüsü olduğu AOSB Mesleki Eğitim Merkezi takımı olarak geçen sene ikinci kupayı aldık. Bu turnuvaya ikinci kez katılıyoruz. Bu sene daha iddialı bir takım kurduk, veteran bazında bakıldığında çok güzel ve sağlıklı bir turnuva. Turnuvada eski profesyonel futbolcular da var. Aynı zamanda turnuvanın sosyal yardım kampanyaları bazında bakıldığında da son derece etkin bir turnuva olduğunu söyleyebiliriz. Turnuvada herhangi bir para kazanma durumu söz konusu değil. Veteran sporcular buralara gelip zevk aldıkları işi yapıyorlar. Bu turnuvaya katılan elli, altmış yaşında insanlar da var. Hiçbiri sigara alkol kullanmıyor, sigara dumanları içinde oyun oynamıyorlar, buraya gelip spor yapıyorlar ve ailelerini, çocuklarını da spora özendiriyorlar. Bence çok başarılı bir aktivite. Biz bu turnuvaya hem aktivite olarak bakıyoruz hem de şampiyonluk açısından hedeflerimize yürüme anlayışıyla bakıyoruz. O yüzden bu sene çok iyi bir veteran takımı kurduk. Yaş almış ama yaşlanmamış diye bir söz vardır ya, işte bizde böyle çok sayıda veteran sporcu var. Bunların dışında Body Building ve Fitness’a hiç ara vermeden devam ediyorum ve aynı zamanda bunların eğitmenliğini de yapıyorum. Bunların dışında hentbolla ilgili, Hentbol Birinci Kademe Antrenör Belgesi’ni de aldım. Aynı zamanda yöneticiliğe de adım attım bu sene. Kuzey Ege Spor Kulübü Başkanlığı görevini hakkıyla yerine getirmeye gayret ediyorum.”

 “AMACIMIZ SPORCU YETİŞTİRMEK”

Yöneticiliğe adım atmasının spor hayatından kopmasına sebebiyet vermediğini söyleyen Soner Kayakıran, “Şu an bile hala aktif olarak gerek özel turnuvalarda gerek amatör turnuvalarda yer almaya çalışıyorum. Hedefim aslında makro ölçüde söyleyecek olursak, gerçekten başarılı, milli takım düzeyine erişebilecek sporcular yetiştirmek. Kuzey Ege Spor Kulübü’nü yoğun bir çalışma süreci sonunda bu senenin Mayıs ayında kurduk. Önümüzdeki günlerde basketbol ve daha sonrasında futbol branşında da faaliyete açılacağız. İyi ve kaliteli hocalar bulduğumuz takdirde sporun diğer branşlarında da faaliyete geçmeyi planlıyoruz. Temel amacımız oyuncu yetiştirmek. Bu bağlamda asıl hedefimiz tabi ki başarı. Başarı her zaman çevresinde sempati toplar. Hayatımı şimdiye kadar hep sporla idame ettirdim. Başka bir iş yapmayı düşünmedim çünkü spor gerçekten ban farklı duygular yaşatan tek alan. Spor yaptığım zaman ya da spor yapan birilerini gördüğüm zaman çok farklı duygular içerisinde dalıp gidebiliyorum. Bu konuda gerekli çalışmalarımızı da yapıyoruz. Bir spor salonu açarak burayı kulübün kalbi haline getirmeyi planlıyoruz. Onun dışında futbol, basketbol ve hentbolu ana branşlar olarak ele alacağız. Bundan önce zaten iki kulübün yöneticiliğini yaptım. İzmir Boğaları ve Aksiyon Spor Kulübü’nde yöneticilik ve Başkan Yardımcılığı yaptım. Yine aynı şekilde o dönemde de spordan kopmadım ve aktif olarak spor yapmaya devam ettim. Dediğim gibi aynı zamanda spor eğitmeniyim. Body Building spor eğitmenliğini hiçbir zaman bırakmadım, bırakmayı da düşünmedim. Kuzey Ege Spor Kulübü olarak ilk adım atacağımız branş basketbol. Bu alanda gerekli teçhizat ve imkanlar oluşturuluyor. Çok deneyimli ve bu sporun bire bir içinde olduğu hocalarımızla çalışmalarımıza başlayacağız. Spor kulübümüzün içinde bulunan her hocanın veya yöneticinin, gerçek anlamda tecrübeli olması ve gerek alaylı gerekse mektepli sıfatıyla alanlarında başarıya ulaşmış kişilerden kurulu olması bizim en büyük avantajımız. Basketboldan sonra futbol alanında faaliyete de açılacağız. Fakat tabi bunun için farklı donanımlar gerekiyor. Biz yine gerekli araştırmayı yapıp, alanında en deneyimli ve başarılı hocalarımızla bu alanda da faaliyete geçerek, gerek gençlere, gerekse yaşını almış fakat yaşlanmamış kişilere sporu sevdirmeye çalışacağız ve bu hususta çalışacağız. Gerçekleştirmek istediğimiz birçok planımız var. Eminim ki bu çalışmalarımızın sonunda kazanan ülke sporu olacaktır. Yöneticilerimizden biri C Klasman Futbol Antrenörü olan Semih Revan’dır. Kendisi Adnan Menderes Üniversitesi mezunu olup, kulübümüzün kurucu ve yönetici kadrosu arasında bulunmaktadır. Amacımızı bunlara göre belirliyoruz. Yani deneyimli ve başarılı kişilerle, Türkiye’de rağbet gören spor dallarında çalışmalar yaparak, milli takım düzeyine erişecek sporcular yetiştireceğiz. Bu bizim için bir başarıdır ve bu başarı da temel amacımızdır” dedi.

“SPORDA AHLAK ÇOK ÖNEMLİ”

Kulübün yaş gruplarının, spor okullarını kapsayan sekiz yaş sınırı ile başlayacağını ve bunun bir üst sınırının olması hususunda henüz kesin bir karar verilmediğini belirten Kayakıran, “Aslında kafamızda oluşan bir yapı var ama burada istediğimiz şey üst yaş sınırının daha ileride olması. Yani veteran anlamda bir çalışma faaliyeti içerisine girerek üst sınır yaş ortalamasının altmış olmasını planlıyoruz. Tabi ki bugün kırklı yaşlarında hala amatör liglerde oynayan ya da sporu henüz bu yaşlarda bırakmış olan sporcular var. Örneğin Avrupa’da hala büyük kulüplerde kırklı yaşlarda olan kaleciler var biliyorsunuz. Gençlik Spor İl Müdürlüğü ile bu üst sınır uygulamasını karşılıklı olarak görüşüp, sporcularımızın üst yaş sınırının kaç olması gerektiği konusunda bir çalışma gerçekleştireceğiz. Ama bunun altmış yaş civarında olmasını tahmin ediyorum. Bugün Body Building spor salonlarında alt yaş sınırının on beş üst yaş sınırının altmış beş olduğunu biliyorum ve buradan yola çıkarak üst limitin bu yaş grubuna yakın bir yaş sınırında çıkaracağını düşünüyorum. Kulübümüzün bugün beş yöneticisi var. Bunlar kendi alanlarında son derece başarılı, deneyimli ve bilinçli yöneticiler. Mesela kulübümüzün önde gelen kurucularından ve muhasebe işlerini elinde tutan Can Üsküp kendi alanında son derece başarılı bir yöneticidir kendisi. Bunun yanında spor yöneticisi olan Ozan Aslan ve bahsettiğimiz futbol antrenörü Semih Revan da kendi alanlarında çok saygın kişiliğe sahip başarılı birer yöneticidir. Kulübümüze katılmak isteyen sporcular bizlere telefon veya internet ortamından ulaşsınlar. Zaten biz kendileriyle bire bir görüşme sonrası karara varıyoruz ve kendilerinin de görüşlerinin dikkate alındığı bir ortamda hizmet faaliyetine başlıyoruz. Biz sporcu seçimi konusunda biraz titiz davranıyoruz. Mesela üst yaş sınırı bir kenara bırakalım ve küçük yaş gruplarından örnek verelim. Mesela spor okullarına yeni gelen bir çocuğun öncelikle eşkâline bakarız. İşe sağlık ile başlarız.  Kemik yapısının uzunluğuna, kısalığına, çocuğun çabukluğuna, pedagojisine, hırslı mı yoksa duygusal mı olduğuna bakarız. İltifatla mı yoksa fırçayla mı morallendiğine bakmamız lazım. Mesela ben çok duygusalımdır. Aynı zamanda çok da inatçıyımdır. Bana iltifat edersen benim yüzüm hemen gözüm kızarmaya başlar. Çok hırslanırım. İşte her çocuk bu konuda duygusal olmayabilir. Bazen sporcuyu kamçılamak için o sporcunun psikolojik yapısını çok iyi çözümlemek gerekiyor. İşte bu son derece önemli. Biz de seçmelerde genel olarak bu tür konulara ağırlık veririz. Bunlardan sonra bakacağımız şey çocuğun annesi, babası ve memleketi. Anne ve babanın nereli olduğu, eşkâlleri bizim için çok önemli. Yani kalıtsallık son derece önem verdiğimiz bir konu. Memlekete özellikle bakarız. Çünkü ülkemiz coğrafyasında belli bir istatistik var. Mesela Karadenizli, Aydınlı ya da Doğulu olan kişiler, yani göçmen diye tabir ettiğimiz ailelerin çocukları daha kuvvetli fizik yapısına sahip olabiliyor. Daha dayanıklı, daha kuvvetli fizik yapıları olabiliyor. Fakat onun da branşı önemli oluyor. Mesela Mardinli biri çok güçlü kuvvetli olabiliyor, bu kişiyi kuvvet gerektiren bir branşta çok rahatlıkla eğitip çok üst düzey bir seviyeye getirebiliyorsunuz. Fakat boy açısından baktığımızda genel olarak çok fazla uzamıyorlar. Ama göçmen olanlar biraz daha fazla uzuyor gibi… Yani bu tür istatistikleri, bunlardan faydalanma aşamasında kullanıyoruz. Bu açıdan kalıtsallığa biraz daha yakından bakıyoruz. Bunun dışında ahlak ve saygı kulübün olmazsa olmazı. Hatta Mustafa Kemal Atatürk’ün ünlü sözü vardır, ‘Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim’ diye. İşte o ahlaklı kısmını başa alabiliriz. Ben buna son derece önem veririm. Çok iddialı bir söz olacak belki ama amatör basketbol takımıma Lebron James gelse, eğer ahlaksız ise oynatmam” dedi.

“SPOR İYİCE KİRLENDİ”

Sporun sadece bir oyun olduğunu belirten Kayakıran, sözlerine şu şekilde son verdi: “Ben sporun doğuşunun bir aktivite, hobi, arkadaşlık yaratma olduğunu, ülkeler arasında dostluk yaratmak için bulunmuş bir oyun olduğunun bilincinde olan bir bireyim. Son zamanlarda iyice sporun içine girmiş olan bahis olayları tabi ki sporu iyice kirletti. İnsanların ekonomik çıkar uğruna sporu kullanmaları elbette birçok alanda seviyeyi aşağıya çektiği gibi, sporda da bir gerileme meydana getirdi. Yani açıkçası iş biraz paraya döndü. Ama sporun bulunmasındaki amaç bile dostluk üzerineydi. Her şey dostluk için başladı. Bu sadece bir oyun. Herkese açık bir oyun. Kulübümüzün adını Kuzey Ege olarak belirledik. Ben Dikili Çandarlı’yım. O bölgeye şu an dünyanın en büyük onuncu limanı yapılıyor. Onun adını da Kuzey Ege Çandarlı Limanı oldu. Ben de o ismi kimse almadan, memleketim de olması sebebiyle almak istedim. Forma renklerimiz denizin simgesi mavi ve doğanın simgesi yeşil oldu. Bunların dışında yan renkler olarak sarı ve beyaz renklerini belirledik. Kuzey Ege Spor Kulübü’nün kapılarını herkese sonuna kadar açtık. Sporu seven, spora merakı olan, büyük küçük demeden herkesi kulübümüze davet ediyoruz. Şimdiye kadar beş ayrı salonda çalıştım, iki kulüpte yöneticilik yaptım ve şimdi de kendi kulübümü kurmayı Allah nasip etti. Çok mutluyum. Amacım istihdam yaratmak. Bizim ideallerimizdeki hocalarla gerekli adımları atarak hedeflerimize ulaşmak istiyoruz. Mesela dört branş varsa, bu branşlarda üçer tane takım olsa, toplamda yardımcılarla beraber, sekiz dokuz kişi daha bu işten ekmek yiyebilir ve aynı zamanda kaliteli sporcular yetişebilir. Her şeyin başında ahlak olması şartıyla kapımız her yaştan kişiye, her branşta açıktır.”