Teker teker yok oluyorlar

DAVUT İPEK

Ülkemizde tarih turizminin önemli bir parçası olan İzmir’in Konak ilçesine bağlı beş mahallenin arasında sıkışıp kalan tarihi evler yavaş yavaş yok oluyor. Odunluk, Yıldız, Bozkurt, Namık Kemal ve Şehit Nedim Tuğaltay mahallelerinin arasında bulunan ve metruk bir halde kaderine terk edilmiş olan tarihi evler, bakımsızlık ve diğer çevre sorunları sebebiyle kendiliğinden yıkılmaya başladı. Bölgede bulunan bu tarihi evlerin birçoğunu eski Rum evleri oluşturuyor. Konuyla ilgili en büyük sıkıntıların yaşandığı mahallelerden biri olan Bozkurt Mahallesi’nin muhtarı Alaittin Mısırlı şunları belirtti: “Ben burada uzun süredir muhtarlık yapıyorum. Mahallenin birçok sorunu var. Çöp sorunundan yeşil alan yokluğuna, dar sokaklardan alt yapı sorunlarına kadar onlarca sorun sayabilirim bu mahalleyle ilgili. Fakat şunu belirtmeliyim ki en büyük sorunumuz metruk halde bırakılan tarihi binalar. Bu bölgede bulunan mahallelerin keskin bir çizgisi yok. Yani bir sokakta bulunan evlerin bir kısmı bizim mahallemize ait olurken diğer taraftaki evler başka mahallenin sınırları içerisinde yer alıyor. Bu sebeple metruk bina sorununun sadece bizim mahallemizin sorunu olduğunu söylemek doğru olmaz. Bu sorun burada bulunan beş mahalleyi ilgilendiriyor. Odunluk, Yıldız, Bozkurt, Namık Kemal ve Şehit Nedim Tuğaltay mahallelerinin arasında sıkışıp kalmış olan bu tarihi mekanlara artık bir çözüm bulunmalı. Çünkü gün geçtikçe bu tarihi evler yıpranmaya devam edecek. Zaten birçoğu artık kendi kendine yıkılmaya başladı. Duvarlarda başlayan dökülmeler binaların iç tarafına da sıçrıyor ve korunması gereken bu tarihi evler kendiliğinden yok olmaya devam ediyor.”

ÖZEL MÜLK SORUNU

Bölgede bulunan tarihi evlerin çoğunun özel mülke ait olduğunu da belirten Mısırlı, “Bölgede bulunan bazı tarihi mekanlar belediyeye hibe edilmiş durumda. Belediyeye hibe edilen bazı evler restore edildi ve şu an onlarla ilgili bir sıkıntı yok. Ama çoğu mekan hala özel mülklere ait ve bu tarihi binaların sahipleri buralardan tabiri caizse kaçıp gitmişler. Geride bıraktıkları bu mekanlara şu an bir bakım yapılmıyor. Sahipleri tarafından terk edilip bırakılan bu evler bugün metruk bir halde ve kaderine terk edilmiş durumda. Bu konuyla ilgili bir çalışma başlatılabilir mi bilmiyorum. Çünkü özel mülke ait olan çok mekan var. Fakat eğer buralarla ilgili yapılabilecek bir şey varsa, bu tarihi binalar kendiliğinden yerle bir olmadan önce gerekli çalışmalar yapılsın ve kültür mirası olarak korumaya alınsın” dedi.

BÖLGE SİT ALANI KONUMUNDA

Bozkurt Mahallesi’nin üçüncü derecede sit alanı olmasının bazı çalışmaları engellediğini de belirten Mısırlı, sözlerine şöyle devam etti: “Mahallemizin elbette birçok sorunu var. Örneğin sokaklarımız çok dar. Burada yaşayan insanların itfaiyeye veya ambulansa ihtiyacı olsa, bu araçlar buradan geçemezler. Özellikle bazı sokaklarımız oldukça dar. Ayrıca bölgemizde bulunan bazı alt yapı sorunları nedeniyle özellikle yağmurlu zamanlarda hayat bizim için gerçekten zorlaşıyor. Ben Öğretmen Evi’nin altında bulunan bir sokakta ızgara olmaması sebebiyle mahallemizi su bastığını çok kez ilettim yetkililere. Benim bu mahallede dördüncü dönemim ve Ahmet Priştina zamanından beri bu yağmur sorunuyla ilgili dilekçe verip duruyorum. Fakat yıllardır alabildiğimiz tek cevap teknik nedenlerden dolayı isteğimizin gerçekleştirilememesi. Bu teknik sebeplerin alt yapı sorunlarından kaynaklandığını biliyoruz. Burası üçüncü dereceden sit alanı olduğu için çok fazla çalışma da yapılmıyor bölgede. Fakat burada hayat da devam ediyor. Bu insanların da hizmet alması gerekiyor. Umuyorum ki bu konuyla ilgili artık bir çalışma yapılır.”