TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

“Bir arada olmalıyız”

AK Parti İzmir Milletvekili Rıfat Sait, DAGAB’ın her hafta bir konuğu ağırlayarak düzenlediği kahvaltıya katıldı. Sait, konuşmasında birlik ve beraberliğin önemine dikkat çekti

Haber Giriş Tarihi: 25.12.2014 08:05
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
“Bir arada olmalıyız”

DAVUT İPEK

Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Birliği (DAGAB), her hafta bir konuğu ağırlayarak düzenlediği kahvaltı etkinliğine devam ediyor. DAGAB’ın son olarak düzenlediği kahvaltıya AK Parti İzmir Milletvekili Rıfat Sait, AK Parti Buca İlçe Başkanı Neşat Arslan ve İzmir Vali Yardımcısı Mehmet Suat İlhan katıldı. Kahvaltının ardından Suriyeli sığınmacılar konusunda duyarlı olunması gerektiğini söyleyen AK Parti İzmir Milletvekili Rıfat Sait, “Ben bir Arnavut’um. Ailem 1956 yılında buraya göç etmiş. İzmir’de doğdum büyüdüm ama aslen Arnavut’um. Muhalefet patileri de dahil olmak üzere yaşadığımız şehirdeki milletvekilleri arasında doğma büyüme İzmirli olan tek milletvekili benim diyebilirim. Bundan da gurur duyuyorum” dedi.

“SİYASET ÇOK ACAYİP”

Türkiye’nin büyük bir mozaik yapıya sahip olduğunu da söyleyen Sait, çözüm sürecini desteklerini belirtti. Sait, sözlerine şu şekilde devam etti: “Her etnisiteden insanı barındıran bir ülkeyiz. Daha iki yıl öncesinde bazı çalışmalar yaptık. Farklı kesimlerden insanların buluştuğu oluşumlar gerçekleştirdik. Bu yüzden DAGAB’ı da tebrik etmek istiyorum. Burada bulunmaktan son derece memnunum. Başarılarının devamını diliyorum. Sivil toplum kuruluşlarının doğu batı sentezine katkı sağlayacağı etkinliklerin olmasının gerektiğini düşünüyoruz. Ayrım yapmadan, kardeşçe yaşayabileceğimiz bir ülke için hep birlikte çalışmamız gerekiyor. Bizler bu konuda son derece samimiyiz. Elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız. Yeter ki samimiyet, birlik ve beraberlik olsun. Yeter ki bu ülke bölünme kaygısıyla karşı karşıya kalmasın. Siyaset çok acayip bir iştir. Bir şeyler yapmaya çalışırsınız, koşturup durursunuz, elinizden ne gelirse yaparsınız. Fakat kendi ilçenizde bile bölünmelerin meydana geldiğini görebilirsiniz. Biz bu birliği eğer siyaset uğruna, makam uğruna bozacaksak bu işe hiç bulaşmayalım. Geçtiğimiz gün Buca’da bir toplantı gerçekleştirdik. Herkesin ayrı düşünceleri var. Herkes farklı bir konuda kendisine yer aramaya çalışıyor. Başkanlık isteyenler ya da çeşitli görevlere getirilmek isteyenler oluyor. Daha sonra kendilerine eğer bu isteğiniz olmazsa, bu işte yok musunuz diye sorduğumuzda küsenler dahi oluyor.”

“VEKİL OLMAYA GEREK YOK”

Milletvekilliğinin kolay bir iş olmadığını söyleyen Sait, “İlle de milletvekili olmaya, ilçe başkanı veya dernek başkanı olmaya gerek yok. Hangi makamda olursanız olun, nerede olursanız olun, samimi bir şekilde bu işi yapacaksanız o konuma gelirsiniz. Eğer gerçekten hak ediyorsanız Allah sizi o konuma getirir zaten. Öncelikle şunu söylememiz lazım ki kim olursa olsun, öncelikle kendi görevini samimiyetle yapacak. Bizler de arkasından yürürüz. Ali İmran Suresi’nde birbirinize sıkı sarılın, bölünmeyin buyuruluyor. Bizler bunu Balkanlar’da yaşadık. Balkanlar’daki o milliyetçilik hastalığı her şeyi yerle bir etti. Türk, Kürt, Arnavut, Laz fark etmez. Hepimiz bir arada olmalıyız, sıkı sıkıya bağlanmalıyız. Eğer bunu başarabilirsek bütün sorunlar kendiliğinden hallolacaktır. Dış güçlerin oyununa gelmemek için, bölünmemek için, başkalarının kötü amaçlarına hizmet etmemek için her zaman olduğumuzdan çok daha fazla birbirimize kenetlenmemiz lazım. Kobani olayları da aslında bir bakıma oyundan ibaret. Orada bulunan dış güçler resmen bölgede cirit atıyor. Bugün Kürt, Türk, Arap, Arnavut, Çerkez, Laz veya Alevi ile Sünni’nin bölünmesi kimseye yaramayacak. Daha doğrusu bizden kimseye yaramayacak. En ufak bir bölünme bizleri güçsüzleştirecek, fakat bazı dış güçlerin işine yarayacak. Bizim uyanık olmamız lazım” dedi.

“OSMANLI DEVLETİ ARAŞTIRILMALI”

Bir arada yaşayabilme konusunda Osmanlı Devleti’nin sosyal yapısının araştırılmasının gerektiğini de vurgulayan Sait, şunları da kaydetti: “Osmanlı İmparatorluğu’nu neden örnek almıyoruz. Osmanlı, gerçekten irdelenmesi gereken bir olaydır. Altı yüz sene boyunca, üç kıtada, onlarca farklı etnik kökenden insanı bir arada yaştan bir devletten bahsediyoruz. Bu insanlar o dönemde nasıl kardeşçe yaşadılar? Nasıl yüz yıllarca bölünmeden, iç içe, birbirlerine sıkı sıkıya bağlanarak yaşayabildiler? Nasıl becerdiler bunu? Çok samimi söylüyorum ki bunun yakından araştırılması lazım. Kendi tarihimizi en ince ayrıntısına kadar araştırmamız lazım. Osmanlı Devleti’nin yanlış uygulamaları yok mudur, vardır elbette. Fakat altı yüz yıl boyunca üç kıtada milyonlarca insanı bir arada yaşatmayı başarmış bir ülkeden bahsediyoruz. Mutlaka ama mutlaka yakinen araştırılmasının gerektiğini düşünüyorum bu konunun. Bugün dünyanın en güçlü ülkeleri Osmanlı Devleti’ni örnek alıyor. Ama biz kendi atalarımıza küfrediyoruz. Bunun bu şekilde olmaması lazım. Bu durum gerçekten çok üzücüdür. Kendi atalarımıza, tarihimize sahip çıkmalıyız.”

HASTANELERİ ZİYARET EDİYOR

Halkın içine karışarak zaman zaman bazı yerlerde dolaştığını belirten Sait, DAGAB’ın düzenlediği geziler hakkında da şunları söyledi: “Ben DAGAB’ın çeşitli doğu illerine geziler düzenlediğini öğrendim. Eğer kabul ederlerse bir Arnavut kardeşleri olarak ben de onlarla doğuyu gezmek isterim. Daha sonra ben kendilerini Üsküp, Makedonya veya Kosova’ya götüreyim. Buraları hep beraber gezelim. Oralardaki Türk eserlerini görüp, türbeleri ziyaret edelim. Osmanlı eserlerini yerinde görelim. Ayrıca oralarda da Maraş Mahallesi var. Doğuluların sayısı orada da çok fazla. Gidelim kendilerini ziyaret edelim. Bunları mutlaka gerçekleştirelim. İleriye doğru yürürken geçmişimizi mutlaka yanımıza almamız lazım. Kardeş olmamız lazım. Bir gün hepimiz toprak olup gideceğiz. Önemli olan güzel bir eser bırakmaktır. Diğer tarafta, cennette buluşabilmektir. Burada milletvekili de olsan, bakan da olsan, sonunda bir kefene sarılıp herkesin girdiği kara toprağa sen de gireceksin. Arkamızda ‘Bu adamdan Allah razı olsun, iyi insandı’ diyebilecek birilerini bırakmak kadar güzel bir şey yoktur. Bu dünyada yaptığımız iyiliklerin karşılığını diğer tarafta elbet göreceğiz. Ama insanlık namına bir şeyler yapabilmenin tadına da varabilmemiz lazım. Ben böyle düşünüyorum. Ben zaman zaman hastaneler gidip gezmeyi severim. Geçen gece Yeşilyurt Hastanesi’ne gittik. Birini gördüm, herhalde omurilik zedelenmesi olmuş. Acayip bir sancı içerisinde kıvranıyordu. O sancıyı, o ağrıyı ben çekmiyordum. Fakat en az onun kadar canım yandı, içim sızladı. MR çekilmesi gerekiyormuş ve o haliyle sırada bekliyordu. Kesinlikle o anlara herkesin şahit olması lazım. Hastaneleri ziyaret edip hastalıklarla boğuşan onlarca insanı görmek bile içinizde bazı duyguları uyandıracaktır. İnsanları o halde görmek hepimiz için bir şükür sebebi olacak ve hepimizin alması gereken bir ibret elbet oralarda bir yerde karşımıza çıkacaktır. O insanları gördükten sonra sağlığınıza şükredeceksiniz ve bu dünyada neyi paylaşamadığınıza anlam veremeyeceksiniz.”

“KİMSE BUNU YAPAMAZ”

Türkiye’ye sığınan Suriyeliler ile ilgili de konuşan Sait, “Bugün Suriyelilere kapılarımızı açtık. İki milyona yakın belki de daha fazla insan bugün Türkiye topraklarında huzur içinde yaşamaya çalışıyor. Dünyanın hiçbir ülkesi bu şekilde bir kucak açma cesaretini gösteremez. İşte bu Anadolu’nun bereketidir. Bu topraklar, herkese kucak açmayı bilen insanların diyarıdır. Bizler 1956’da Balkanlar’dan geldik ve bu toprakların insanları bizlere kapılarını açtılar. Daha önce Azerbaycan’dan gelenlere kapılarını açtı. Şimdi de Suriye’ye kapılarını açıyor. Bu ülke, bu topraklar bereketli yerler. Bu insanlar doğusundan batısına kadar misafirperver insanlardır. Birlik ve beraberliğimizi bozmaya çalışıyorlar. Bugün Suriyelilere kapımızı açtık, çok güzel bir olaydır bu. İnşallah oradaki kan duru da Suriyeliler de huzura kavuşurlar” dedi.

“ALLAH NASİP ETMESİN!”

Sait, vekilliğe soyunanlar içinse şunları söyledi: “Eğer bir göreve soyunan insanlar o görevi hakkıyla yerine getireceklerse Allah ona istediği göreve gelmeyi nasip etsin. Bizden daha faydalı olabilecek birileri varsa Allah bu görevi bizden alsın kendilerine nasip etsin. Kimse makam mevki için, dokunulmazlık için, koltuk sevdasına bu görevlere gelmesin. Gerçekten çalışacak insanlar varsa, bu görevi layıkıyla yerine getirebilecek insanlar varsa onlar görev alsın inşallah. Bu iş gerçekten kolay değil. Ailenizden ve paranızdan fedakarlık etmek zorunda kalıyorsunuz. Yarın öbür gün de bunlar için bahaneniz olmayacak. Eğer bu göreve talip insanlar çalışacaklarsa gelsinler. İzmir’de evi bile olmayan bazı İzmir milletvekilleri var. Bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. Ben zaten herkese yardım etmeye çalışıyorum. Bugün Buca, Karabağlar gibi bölgeler CHP’dedir. Ama buralardan gelip benden yardım isteyenler oldu mu ben asla onları geri çevirmiyorum ve elimden ne geliyorsa yapmaya özen gösteriyorum. Bunu yapabilecek insanlar gelsin milletvekili olsun. Eğer ben bu işi hakkıyla yapabileceksem milletvekili olayım, eğer yapamayacaksam Allah bana bunu nasip etmesin diyebilmesi lazım bir insanın. Milletvekilinin karısı dul, parası puldur. Bu bilinsin ve bunlara rağmen bu işe gönül verenler gelsin. Milletvekilliğinin sıkıntısını taşıyabilecek insanlar gelsin.”

“TAM BİR HALK ADAMIDIR”

Sait’ten sonra söz alan AK Parti Buca İlçe Başkanı Neşat Arslan ise şöyle konuştu: “Ben şimdiye kadar hiçbir zaman doğulu batılı diye ayrım yapmadım. Kimseyi inancına göre sınıflandırmadım. Hangi kesimden insan yanıma geldiyse yardımcı olmaya, kendilerine yararlı olmaya çalıştım. Kimsenin siyasi görüşüyle de ilgilenmedim. Elimden geldiğince herkese eşit yaklaştım ve yardım etme konusunda çalıştım. Biz Anadoluyuz. Bu topraklar çok şeylere şahit oldu. Bizleri çimento harç gibi birbirimize bağlayan değerlerimiz oldu. Her zaman birbirimize kenetlenmemiz için ortak noktalarımız oldu. İç içe geçmişiz artık. Benim Vanlı eniştem var. Karadeniz’den kız alıp veren akrabalarım var. Artık birbirimize öyle girmişiz ki bu bağı koparmak, parçalayıp bir kenara atmak mümkün değil, olmamalı. Açılım kararları doğrultusunda, terör olaylarının en yüksek olduğu yıllarda doğuya gittim ve oraları gezdim. Bu ülkeyi birleştirme hususunda ne gerekiyorsa hepsini yapmamız gerektiğini gördüm. Vekilimiz Rıfat Sait Bey bu konuda gerçekten bir halk adamıdır diyebilirim. Kimseyi ayırmadan, herkese eşit yaklaşan bir yapısı var.”

“İLK DEFA DAGAB YAPTI”

Kahvaltıya ev sahipliği yapan DAGAB’ın Genel Başkanı Doğan Bayramise şunları kaydetti: “Bizim birliğimizdeki en önemli özellik, din, dil, ırk ayrımı yapmadan herkese kucak açmasıdır. Toplumun tüm bireylerini, her düşünceye sahip insanlarını, her inanca, her görüşe sahip insanlarını bu çatı altında toplamaktır. Biz yaklaşık iki yıldır İzmir’de aktifiz, fakat Türkiye’de bir model olmuş durumdayız. Çünkü sivil toplum örgütlerinde ilk defa gençlik kolları, kadın kolları gibi birimleri kurduk. Yine bir sivil toplum örgütünde eş başkanlık sistemini de biz gündeme getirdik ve kurulduğumuzdan bu yana bu çizgide çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz. Burada değinilmesi gereken konular var. Bunlardan bir tanesi ileri demokrasiyi savunan bir yapımız olmasıdır. Bizler toprak bütünlüğünü, birlik ve beraberliği, savunan bir birliğiz. Bunu da birçok devlet kurumundan önce bir sivil toplum örgütü olarak gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Sivil toplum örgütü olarak DAGAB her konuda elini taşın altına koymaya özen göstermektedir. Birlik ve beraberliğin olmadığı bir ortamda hiçbir kitlenin refah ve huzur içerisinde yaşaması söz konusu olamaz. Eğer ki bu bölgede Kürt, Türk, Laz, Çerkez, Alevi, Sünni diye ayrım yapmıyorsak, ana dilde eğitim konusunda da insan hakları konusunda da ayrım yapılmamasının gerektiğini düşünüyoruz.”

“DAGAB’IN ÖZÜ İNSANDIR”

Bayram sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “DAGAB olarak, şimdiye kadar sıkıntı çeken bütün bölge halklarının yanında olduğumuzu da söylemek isterim. Bizler Konya’nın Beyşehir’ini de İzmir’in Tire’sini de savunuyoruz. Ortak adaleti, ortak eşitliği savunuyoruz. Sadece Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan vatandaşları değil, tüm ülkedeki insanları kucaklamaya hazır olduğumuz bir program düzenleyeceğiz. DAGAB’ın çekirdeğini insan oluşturur. İnsanı ön plana koyan, insanın haklarını savunan hümanist bir oluşumdur DAGAB. Her kesimden, her görüşten insanı içimizde barındırıyoruz. Önyargıları kırmak için çalışıyoruz. Barışın, kardeşliğin, birlik ve beraberliğin savunucusuyuz ve olmaya da devam edeceğiz.”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.