TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bit Pazarı aşkı

Konak, Halkapınar’da Pazar günleri kurulan Bit Pazarı geçmişten günümüze Pazar buluşmalarının en önemli adreslerinden birisi. Pazarcıların büyük çoğunluğu başka işlerle uğraşsa bile Pazar günleri buranın havasına olan tutkusu nedeniyle, alış veriş ihtiyacı olmasa bile tanıdıkları ile buluşmak yada  dikkatini çekecek bir ürün bulmak için gününü Bit Pazarı’nda geçiriyor.

Haber Giriş Tarihi: 05.01.2015 08:19
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Bit Pazarı aşkı

HAMZA GÜL

"Eskiye rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı" sözünün canlı tanığı olan İzmir Bit Pazarı, tamamını gezmek ve incelemek isteyenlerin bir günlük bütün vakitlerini nostaljik bir ortamda geçireceği ender bir yer. Bu pazarda yaşamın her rengini, ürünün her çeşidini görmeniz mümkün. Uzun süredir gitmek istiyordum, kısmet bu pazara imiş. Hava soğukta olsa uzun süredir Ege’de Bugün Gazetesi’nin dikkatli okuyucusu ve ‘Vatandaş Hamza’ nın acar takipçisi pazarcı Mehmet Akif Omaç’la sözleştim ve pazara gittim. Soğuk havaya rağmen pazarın kurulduğu cadde, sokak ve kaldırımlar her zamanki gibi çeşit çeşit ürünler ve kentin her bölgesinden akın akın gelen ziyaretçilerle doluydu. Hayatın bu kadar canlı olduğu ender mekanlardan birisi olan İzmir Bit Pazarı, bana soğuk gelen havaya, burada ne satıcıların nede devamlı misafirleri etkilemişe benzemiyor. Çok geniş bir alana yayılmış binlerce satıcı ve alıcı bir arada, aklınıza ne geliyor var. Eğer eski eşyalara, piyasada yeni baskısı olmayan kitaplara merakınız var ise, Türkiye'nin dört bir yanından insan manzaralarını seyretmek istiyorsanız mutlaka uğrayın, 1 liranızda olsa 100 liranızda olsa mutlaka bütçenize uygun bir şeyler bulabilirsiniz.  Ana annelerimizin dikiş makinasının 20 liraya satılacağı veya babanızın sizi balığa ilk götürdüğünde sizin için ulaşılmaz kadar değerli bir oltanın 30 liraya alabileceğinizi aklınıza getirimiydiniz? Bu sorunun yanıtı İzmir Bit Pazarı’nda cevabını buluyor.

PAZAR TELAŞI

Sağlık koşullarına uygun, hijyenik bir pazar sayılmaz ama çok değerli antika eşyaları da bulma şansınız var, Bit pazarı sadece pazar günleri kuruluyor, esnaf genelde pazar sabahından saat sabah 3 gibi yerini, tezgahını düzenliyor, sabah gün ağardığında ise bir hengame başlıyor, alanlar satanlar, tezgahlar birbirine karışmış, düzensizlik içinde bir düzenin varlığı karşısında şaşırıyorsunuz, her şeyin bir fiyatı bir değeri var, en küçük düğmeden araba lastiğine her çeşit çeşit malzemeler var burada. Sadece İzmir'den değil Ege'nin birçok ilinden, tekstilden elektroniğe, hırdavata kadar binlerce çeşit ürünü almak için, binlerce kişi geliyor. Burada herkes bütçesine göre bir şeyler bulabiliyor ama yine de en çok eski ayakkabı ve kitaplara denk geliyorsunuz. Bende bir kışlık ayakkabı bakarak dolaştım pazarı. DDY emeklisi pazarcı dostum Mehmet Akif Omaç, tezgahında beni misafir edip çay ikram ettiğinde bir yandan söyleşiyor ben bir taraftan da etrafı fotoğraflıyordum. Bir ara sohbete daldığımızda ben gazeteye ait fotoğraf makinasını dizimin dibinde tezgahın üzerine koymuştum. Tabi ki makinanın kordonu elimde. Bu yarım saatlik sohbet esnasında bile belki 4-5 kişi bizim makinaya müşteri oldu. İl anda şaşırdım, önce Bin lira dedim, sonra fiyat soranları 750 ve 500 gibi rakamlar söyledim. Bir süre sonra korktum, bir makinanın gerçek fiyatını bilen bir müşteri çıkarda parayı bastırır diye makinayı kılıfına koyup boynuma astım.

İZMİR BİT PAZARI, “AKAKABINIZIN TEKİNİ KAYBETTİĞİNİZDE ARAYACAĞINIZ TEK ADRES”

Devlet Demir Yolları’ndan emekli olduktan sonra boş vaktini geçirmek için pazarcılığa 8 yıl önce başlayan Mehmet Akif Omaç, pazarcılık hikayesini şu sözlerle ifade etti: “Emekli olunca bir boşluk yaşadım, çalışırken alış veriş için geldiğim pazarda ben niçin bir tezgah açmayayım diyerek bu işe başladım. Aradan 8 yıl geçti, şimdi düşünüyorum da ben hem vaktimi değerlendiriyorum, hem burada arkadaşlar edindim, hem de 50 lirada olsa kazancım en azından evin ekmek parası çıktı diyorum. Şayet pazara gelmesem bir 50 lira da harcadığımı hesap edersek benim Pazar günü kazancım 100 tl oluyor. Bana burayı bir cümle ile ifade et deseniz, ‘Ayakkabınızın tekini kaybettiğinizde arayabileceğiniz ve bulma şansınız olduğu tek adres burası derim.’ Burası bir alışırsanız bir daha vazgeçemeyeceğiniz bir mekan. Bir anlamda bir tutkuya dönüşüyor zaman içinde. Biz satıcılar için olduğu kadar alıcılar ve gezmeye gelenler içinde burası Pazar günlerinin vazgeçilmez bir sevdasına dönüşüyor.”

 KEMAN VE KASK BİRADA

Bit Pazarı'nı geziyorsanız asla bir sonraki tezgahta ne ile karşılaşacağınızı tahmin edemiyorsunuz; teli eksik bir keman, kullanılmış bir motor kaskı, kullanılmış soba borusu, yıkanmış ütülenmiş bir gömleği, plağı, kaseti, afişi, tek bir müzik kolonu, her çeşit VHP, BETA, Hİ8, MİNİDV video sistemi ya da kaseti, hayvan kafatası, bozuk para, başbakanların hayatının anlatıldığı kitaplar ve birbirinden alakasız gibi görünen binlerce obje, hatta arada tarihi belirsiz bir antikaya rastlamanın şaşkınlığı ile geziyorsunuz pazarı. Karşınıza asla bir sonraki tezgahta ne çıkacağını bilemiyorsunuz ve bir günde de zaten bitiremiyorsunuz. Çaydanlık kapağı, çorap ya da ayakkabı teki, bir tek kırmızı 12'li okey taşı kısaca, para edebilecek ne varsa satılıyor. Yalnız satıcılarda pek poşet bulunmuyor kendi poşetinizle, filenizle çantanızla gelmeniz lazım. Aman dikkat bir kere gittiniz mi içinizde hep bir daha, bir daha gitme isteği uyanıyor. Kendime kışlık ayakkabı bakarken Haber Müdürümüz Aysun Arslan’da uygun bir şemsiye bulursan al demişti. Bu gezide hem uzun süre unutamayacağım görüntüler hem de birbirinden ilginç Pazar diyaloğuna tanıklık etmenin yanı sıra şemsiyeyi de araya sıkıştırdım. 30 TL istenen şemsiye pazarlık sürecinin ardından 10 liraya benim elime geçti. Birçok satıcının, maliyeden, belediyeden bir sorun çıkar kaygısından dolayı isim vermek ve açıklama yapmak istemediği Bit Pazarı’nda genel olarak satıcıların dile getirdiği sorunları  özetlediğimizde; “Eskiden bu kadar çok satıcı yoktu, şimdi herkes, durumu iyi olan da sağdan soldan topladığı malzemeleri getiriyor. *Belediye bize ilgi göstermiyor, yerimiz belli değil, yer bulmak için gece yarısı gelmek zorunda kalıyoruz. Bir gün yetmiyor, ikinci bir güne ihtiyacımız var. * Öğle 12'ye kadar işe yarar parçalar bitmiş oluyor diye dedikodu yaymışlar inanmayın, bit  pazarında mal bitmez.  *Tuvaleti geçtik su yok, elimizi yıkayacak su yok. Satılan gıdalar denetlenmiyor. Tozun kirin içinde hazır zeytin, açık peynir, bal satıyorlar, hiç kilosu 5 lira hazır zeytin olur mu?"

BİT PAZARI EKONOMİSİ

İzmir Bit Pazarı kendi içinde otomatik bir dönüşümü de aynı anda yaşıyor. Buraya alış verişe gelenlere ve pazarcı esnafına hizmet eden çaycısından dönercisine, tavuklu pilavcısından Afyon Deve sucukçusuna kadar her yiyecekte pazar şartlarına uygun sürdürülüyor.  Çünkü pazarın geçerli düşük fiyatları bu sektöre de yansımış durumda. Dışarıda 3-4 liraya yiyeceğiniz bir menü burada 2 tl ye satılıyor. Çerezcisi, ikinci el konfeksiyon ürünü satıcısı ve engelli arabası ile motorlu testereyi aynı tezgahta görüyorsunuz. Satıcıya bu kadar ürünün fiyatını ya da yenisine zam geldiğinde ne yapıyorsun dediğimde aldığım cevap; “Bizim için o andaki dışarıdaki fiyatı değil önemli olan bizim alış fiyatımızdır, başka bir deyişle bu malın bize maliyetidir önemli olan. Biz bunun üzerine koyduğumuz kar ile bu ürünü satar yenisine ondan sonra bakarız. Bizde şu mal yan tezgahta şu fiyatmış gibi bir kıyaslama olmaz önemli olan sattığımız fiyatın bizi kurtarıp kurtarmadığıdır. Eğer üç kuruş kar elimize kalıyorsa bin bereket versin deyip malı satarız. Çünkü bizim tezgahımızda duran maldan, giden mal hayırlıdır. O nedenledir ki bu hafta sattığımız ürünün yerine bir sonraki hafta ne bulursak onu koyarız.” şeklinde oldu.

ALIŞVERİŞİN BİR SIRRI VAR

Değerli bir şeyler bulduğunuzda bunu satıcıya belli etmeyin, pazarcı hisseder ise değerini birkaç kat arttırır, ayrıca pazarcılarla sıkı bir pazarlığa girmeyi sakın unutmayın, Bit Pazarı normal pazarlara benzemez, satıcı sizin pazarlık yapacağınızı bilerek fiyat verir. Alıcının en büyük avantajı, satan kişinin ne sattığını daha doğrusu size göre değerinin kaç para olduğunu bilmemesidir. Bin liralık elektronik bir kartı 10 liraya bile alabileceğiniz gibi, 50 yıllık bir makinayı 20 TL'ye alabilirsiniz. Tıpkı benim şemsiye aldığım gibi.

BİT PAZARI'NA NASIL GİDİLİR?

Metro, İzban ya da otobüsle Halkapınar'a ulaşmak çok kolay. Araçtan indikten sonra ise zaten fark ediyorsunuz ki pazar günü sabahın köründe Halkapınar'da inen herkes Bit Pazarı'na gidiyor. Takip edin yolu bulursunuz. Duraktan 4-5 dakika yürümeniz yeterlidir. Ancak unutmayın öyle bir cadde yada sokak değil gün boyu gezmek zorunda kalırsınız.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.