TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

“Kanunlar işverenin yanında”

Türk Metal Sendikası İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Halil İbrahim Tosun ile sendikacılık faaliyetleri, Türkiye’deki sendikal hareketleri ve işçi hakları üzerine konuştuk

Haber Giriş Tarihi: 29.01.2015 08:06
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
“Kanunlar işverenin yanında”

TANER UYANIKER

 

Biraz sendikadan bahsedebilir miyiz?

Ülkenin alanında en büyük sendikasıyız. 177 bin üyemiz var. İzmir’de toplamda 11 bin üyemiz var. 1. şube olarak otomotive ve yan sanayi alanıyla ilgileniyoruz. Üye sayımız ise 5 bin 500’dür. Türkiye’de sendikamızı diğer sendikalarla kıyasladığımızda refah seviyesi bakımından en iyi sendikayız diyebiliriz.

 

İşletmelerle ilgili karşılaştığınız problemlerde ne yapıyorsunuz?

Bizim eylem en son seçeneğimizdir. Nedeni işletmelerde devamlılık önemlidir. En son olarak BMC’de yaptık. Orada kötü yönetim söz konusuydu. Arkadaşlarımız uzun sürede maaşlarını alamamalarından dolayı eylemi gerçekleştirdik. Ülke genelinde 90 yılındaki en son maden yürüyüşünden sonra gerçekleştirilen en büyük eylemi yaptık. Yaklaşık 3 ay boyunca ülke genelinde çeşitli illerde eylem yaparak hükümete sesimizi duyurmaya çalıştık bunun akabinde TMSF’nin BMC’ye el koyması bizim yaptığımız eylemlerin neticesidir. İlerleyen zamanda başka bir şirketle el değiştirdi. Bu anlamda etkin bir rol oynadık. Bizim felsefemiz ‘Üreterek kazandırmak ve kazanmaktır.’

 

İŞ GÜVENLİĞİ ŞART

Şirketlerden beklentileriniz neler?

Öncelikle yaşam standartlarının, yaşam seviyesinin artması, iş sağlık güvencelerinin olması gerekiyor. İnsanlar hayatlarını devam ettirmek için çalışıyorlar ama bunun için en önemli olan beden sağlığı bu sebepten işletmelerin çalışanlarına iş sağlığı güvencelerini vermesi gerekiyor. Biz sadece ücret sendikacılığından yana değiliz aynı zamanda sosyal sendikacılık çalışmaları yürütüyoruz. İşçilerimizin işletmelerde refah düzeyinin artırılması için çalışmalarımızı sendika olarak sürdürüyoruz.

 

Örgütlenme anlamında sıkıntı yaşıyor musunuz?

Şu an örgütlenmenin önünde ki en büyük engel işverenlerin tavrıdır. Sendikalara sivil toplum örgütlerine öcü gibi bakıyorlar. Oysa örgütlü toplumda sendikanın olması hem işverenin hem de işçinin lehinedir. Otokontrolü sağlayan kaçak işçiliği engelleyen iş sağlığı güvenliği tedbirlerini destekleyen bir mekanizmanın işletmenin içinde olması herkesin lehinedir. Sendikanın olmadığı yerde işletme sahiplerinin işçilerin maaşlarını asgari ücretten göstererek devletten vergi kaçırıyorlar. Bunun sonucunda devlette vergi kaybına uğruyor. İşverenlerin bazısı sempatiyle bakıyor örgütlü toplum yaratmak için sendikaya kapılarını açıyorlar ama bazı işletmelere ise sendikayı kesinlikle işletmelerine sokmuyor. Özellikle yabancı yatırımcılar bizim ülkemizde sendikayı işletmelerine almamak için direniyorlar. Avrupa’daki işletmelerinde sendika olmasına rağmen Türkiye’de sendikaya sorun çıkartıyorlar. Evet bizim ülkemize gelip iş veriyorlar ama burada ucuz işçilerden faydalanmak için bunu yapıyorlar. Yabancı yatırımcılarda sendikalaşma daha az görülmektedir

 

TÜKETİM TOPLUMU OLDUK

Türkiye’nin sorunu ne sizce?

Türkiye’nin iki büyük sorunu var işsizlik ve terör durumudur. Eğitim durumunu da ele alırsak onu da sorunların içine alabiliriz. Burada sivil toplum örgütlerine de sorumluluk düşse de asıl sorumluluk iktidar sahiplerine düşmektedir. Bugünkü iktidar buna yönelik politikalar gerçekleştirirse özellikle sosyal devlet yönünde, sağlık eğitim gibi alanlarda istihdam anlamında yatırım yaparlarsa bu ülke hedeflerine daha sağlam adımlarla ilerler. Dünya ülkesi olma anlamında hedefler var ama dünya ülkesi olma alanında yatırımlar yok. Üretim toplumu değil daha çok tüketim toplumu olma yönünde gidiliyor. Ülkemizde yapılan AVM’lere bakarsak tüketime yönelik tavır ve davranışlar söylem eylemin birbiriyle örtüşmediğini gösteriyor. Biz bunu dile getiriyoruz hep ama bir çözüm bulunamıyor. Bu sorun sadece sendikanın değil iktidarıyla muhalefetiyle herkesin sorunudur. Bu ülkede yaşayan herkesin bu duruma el atması ve bu sorunun kendisini bir parçası görmesini istiyoruz.

 

İSTİHDAM ARTIRILMALI

Devletten beklentiniz nedir?

İstihdam anlamında işsizlik anlamında yatırım yapmalarını istiyoruz. İşi aşı olan adamdan sorun gelmez. Karnını doyurabilen kişi daha iyi yaşar ve daha güzel şeylere kafa yorar. Bu ülkede genç nüfusun işsiz olması bir sosyal patlamaya neden olabilir.

 

Sendikanızın olduğu iş yerlerinde durum nedir?

İşletmelerimizde iş alımı hat safhadadır. Üretim rakamlarının artması, Avrupa’ya ihracat yapan firmalarının bağlantılarının artması nedeniyle iş alımları fazla. İşçi çıkartmaları söz konusu değil bunu haricinde daha da büyüyoruz.

 

Sivil toplum örgütlerinin ülkeye katkıları neler peki?

Sivil toplum örgütleri demokrasinin 4 ayağından birisidir. Sivil toplum örgütleri olmazsa ülke demokrasisi eksilir. Sivil toplum örgütleri tabi ki eleştiri yapacak. Eleştiri yaraya yapılan pansuman gibidir biz de eleştirimizi yapıyoruz padişahım çok yaşa demekle olmaz ama eleştiriler yapıcı olmak zorundadır.

 

EŞİT BİR DAĞILIM

Özel sektörde sendikacılık nasıl?

Özel sektörde sendikacılık yapmak zordur. İşletmenin kar yapması ve ayakta kalması gerekir. Biz de buradan itibaren işletmenin ürettiğinden eşit adil bir şekilde pay almaya çalışıyoruz. Almadan vermek Allah’a mahsustur. İşçi üretecek ondan sonra payını alacak. Bu yapmış olduğumuz sözleşmelerle ülkedeki en büyük sendika olmamız durumumuzu gösteriyor.

 

Çalışanlarınıza yönelik yaptığınız etkinlikler nelerdir?

Ücret sendikacılığından ziyade sosyal sendikacılık yapmaya çalışıyoruz. Her ay kendi otellerimizde ülkemizdeki arkadaşlarımızı oraya ücretsiz olarak göndererek eğitime sokuyoruz ve bunun sonucunda üyelerimizin yarısını eğitimden geçirdik. Bayan arkadaşlarımıza ev ekonomisi, doğum, hamilelik ve çocuk eğitimiyle ilgili eğitim veriyoruz. Bunları yurt dışında Kıbrıs’ta Ankara’da vermekteyiz. Bunun dışında üyelerimizin çocuklarına dil eğitimi, bilgisayar eğitimi gibi eğitimler veriyoruz. Üniversiteye hazırlık döneminde üyelerimizin çocuklarına katkı sağlamaya çalışıyoruz. 5 yıldızlı otellerde tatil yapma imkanı sunan bir sendikayız. Buralarda çok cüzi miktarlarla tatil yapma imkanı sunuyoruz, üçte birlik oranıyla bu imkanlardan faydalandırdık ailelerimizi.

 

İŞÇİ HAKLARI YETERSİZ

Anayasa’da yer alan işçi hakları yeterli mi?

Anayasa’nın işçi hakları yeterli değil. İSO standartlarının altında birçok kanun var bunlarla ilgili taahhütler var bunların bir çoğunu yerine getirmemişiz. Soma’daki kazalarda Avrupa’daki standartlar bizde olsaydı ve eğer bu İSO kurallarına uyulsaydı o kaza olur muydu? O kadar insan ölür müydü? Cevabı tabi ki de ölmezdi. Her yıl iki üç bin kişi işverenin işçi sağlığı tedbirlerini almadığı için ölüyor. İlk olarak işçi sağlığına dikkat edecek onun dışında işverende işçisinin iş güvenliğini sağlayacak sadece o kişiye iş vermekle olmuyor. Türkiye işçi ölümlerinde ön sıralarda bu da işçilere verilen değeri gözler önüne seriyor ve Türkiye bu konuda sınıfta kalmış durumda. İş kanunları bire bir uygulansa sıkıntı olmaz ama uygulama safhasında saptırmalar oluyor. İşçinin hakkına sahip çıkmaması da bu sebeplerin içinde var ama bunun nedeni de işini kaybetme korkusundan kaynaklanıyor. Bunlarda sendikasız yerlerde oluyor. Bu da örgütletilmediğinden oluyor. Örgütlenmenin önünü açacak kanunlar çıkartma işverenin ve işçinin lehine olacaktır hem de hükümetin lehine olacaktır. Biz yeterli sayıya ulaşıyoruz ama sonuç itibariyle işveren karşı çıkıyor süreç çıkmaza giriyor.

 

SENDİKA ANAYASAL BİR HAKTIR

Kanunlar işverenin yanında mı?

Evet. İşte çıkartmalarda ise işçiden yana olsa da tekrar işe iadesi olmuyor ama belli bir karşılığı var bunun ve maaşı veriyor işveren ve yine çıkartıyor. İnsanlar bu durumda yine işsiz kalıyor. Sendikalı olmak anayasal bir haktır. Bu sendikayı zorunlu yapmak siyasetçilerle olur bu nasıl mümkün olur o da işçilerin mecliste temsil edilmesiyle olur işçi var mı mecliste var ama bir elin parmağını geçmeyen durumda. Bizim iktidar sahiplerinden talebimiz örgütlenmenin önünü açmalarını istiyoruz. Bu durum herkesin lehine olacaktır. Bu durum çalışanın işverenin hem de devletin lehine olacaktır.

 

Taşeron işçilik ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Taşeron işçiler genelde kamuda istihdam ediliyor. Bizde bu tarz işçiler barındırılmıyor. Çünkü kalifiyeli eleman gerekiyor ve onlarında belli bir eğitimden geçmesi için de bizde bulunmuyor bu durum.

 

TAKIM ELBİSEYE GENÇLER KANIYOR

Kalifiyeli eleman bulmakta zorlanıyor musunuz?

Eğitim sektörünün çarpıklığından kaynaklanıyor bu durum. Gençler bir şekilde okumak bağlamında herkes Ziraat Fakültesi mezunu oldu ve bunlar işsiz kaldı. Ara elaman işçisi ihtiyacının karşılanmasına yönelik çalışma yapılması gerekiyor. Meslek liselerine yönelik çalışmalar yapılması gerekiyor. Gençler düz liseye gidiyor ve okul bitince işsiz kalıyor. Mesela kimse kaynakçı olmak istemiyor. Toplumsal bakış açısından dolayı o meslekler küçümseniyor. İşletmelerden bu alanlarda bize çok fazla işçi alımı isteniyor. Belediyeler aracılığıyla anonslar yaptırılıyor bunun dışında İzmir’e yakın yerlerde yer alan ilçelerden bile işçi bakılıyor. İzmir’de durum böyleyse sanayinin daha gelişmiş yerlerinden durum daha fazla durumdadır. Yeni nesil gençlik AVM’de satış sorumlusu oluyor elbisesi iyi oluyor boynunda kravatı oluyor ama on iki saat çalışıyor ve asgari ücret alıyor. Oranın ortamı onları daha çok çekiyor ve cazip geliyor. Ama o sektörde belli bir yaşa kadar çalışabiliyorsun belli bir yaştan sonra seni çıkartıyorlar ve işsiz kalıyorsun ama bu alanda hayatının sonuna kadar çalışabiliyorlar.

 

Gençlere bu konuda ne dersiniz?

Gençler bir meslek sahibi olsunlar her işi yaparım diyenler boş insanlardır. Bir meslek öğrensinler ve o mesleği de çok iyi bilsinler. Herkes üniversite mezunu olacak diye bir şey yok. Çıraklık eğitimi alarak bir diploma alsınlar ilk başvuruya geldiklerinde sorduğumuz şey ne eğitimi aldığına yöneliktir. Eğer bir diploması yoksa ona o işi veremiyoruz.

Halil İbrahim Tosun kimdir:

6 yıldır Türk Metal Sendikası Başkanlığı’nı yürütüyor. 1990 da iş hayatına BMC’de başladı. 1997 yılında sendikaya üye oldu. Doğma büyüme İzmirli. Eğitimini Meslek Lisesi torna tesviye bölümünde yaptı.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.