Hayvan barınağına tepki

TANER UYANIKER          

İstanbul’da Sarıyer’in Kısırkaya köyünde İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından inşa edilen hayvan barınağını protesto etmek için Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Savunucuları öncülüğünde, aralarında vatandaşların ve İzmir Barosu temsilcilerinin de bulunduğu grup Alsancak Kıbrıs Şehitleri’nde bir araya geldi. Burada Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Savunucuları tarafından yapılan basın açıklamasın da şunlar söylendi: “İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Sarıyer Kısırkaya'da bakımevi adı altında, toplama kamplarından farksız bir hayvan tecrit merkezi inşa etmiştir. Şehirlerin hayvansızlaştırılmasını amaçlayan bu proje, binlerce hayvanın, yaşadığı yerden toplanarak bu merkezde alıkonarak, doğalarına aykırı şekilde esaret altında yaşamaya mecbur bırakılacağı anlamına gelmektedir. Toplu kısırlaştırmalar ile bir soykırımı merkezine dönüşecek olan bu tesis, hayvanların yaşam haklarının yok edilmesine neden olacaktır. TBMM Genel Kurulu gündeminde olan yasa tasarısında yer alan, toplanan hayvanların ‘okul, hastane, ibadethane, çocuk oyun alanı’ gibi toplumun yoğun olarak kullandığı yerlerin yakınına bırakılamayacağı ifadesi, hayvanların kentte yaşatılmayacağına işaret etmektedir. Binlerce hayvanın yuvalandırılması mümkün olmayacağından, Kısırkaya'ya gönderilen hayvanların geçici olarak orada kalmayacağı, dolayısıyla hapsedileceği açıktır.”

BİNLERCE KÖPEĞİN ÖLÜMÜNDEN SORUMLULAR

Bugüne kadar belediyelerin hayvan hakları politikalarının, gizli ve açıktan itlaflar, hayvanları ormana atarak sürgün etme ya da kontrolsüz ve gereksiz kısırlaştırma ile soykırıma maruz bırakma şeklinde kendini gösterdiğini belirten Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Savunucuları, “Yıllarca usulsüz ve yasa dışı köpek toplamalarıyla, binlerce köpeğin ölümünden sorumlu olan İBB, kendi kontrolünde olan Hasdal Geçici Hayvan Bakımevi’nde, 2009’da 70 kadar yavru köpeği hastalık şüphesini öne sürerek katletmiştir. Hasdal Geçici Hayvan Bakımevi haricinde de İstanbul sınırlarında bulunan hayvan barınaklarının utanç verici koşulları, tüm kamuoyu tarafından bilinmektedir. Barınaklarda hastalıklardan ve sıfıra yakın bakım koşullarından, sayısız hayvan hayatını kaybetmektedir. Kısırkaya’da açılmak üzere olan bu tesis, İBB’nin şimdiye dek İstanbul genelinde küçük barınaklarda sürdürdüğü bu uygulamalarını merkezileştireceği ve hayvan katlini sistematik hale getireceği bir yapı olacaktır. Bu anlamda devlete ve devletin diğer birimlerinin çözüm olarak sunduğu rant politikalarına güvenmiyoruz. Bizler hayvan özgürlüğü savunucuları olarak, barınak denen hayvan hapishanelerinin kapatılmasını istiyoruz. Hayvanların doğup büyüdükleri sokaklardan koparılmadan, o sokakların birer sakini olarak, açlık ve susuzluk çekmeden yaşaması ve olası hastalık tedavilerinin yürütülmesi yönünde adım atılmasını istiyoruz” diye konuştu.

KRİTERLERE UYGUN DEĞİL

Grup, tesis hakkında eleştirilerini ise şu şekilde sürdürdü: “Söz konusu tesis, başta Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın barınak kriterlerine dair yayınladığı genelgeler olmak üzere, birçok mevzuat hükmü çiğnenerek inşa edilmiştir. Bununla birlikte, Kısırkaya’daki inşaatın yapılabilmesi için doğal alanlar üzerinde bir dizi yasal düzenlemeye gidilmiştir. Orman ve Mera Kanunları ve bu kanunların uygulama yönetmelikleri üzerinde gidilen değişikliklerle doğal alanlar sermayenin tahribatına açılarak rant alanları haline getirilmiştir. Sorun, sadece İstanbul ile sınırlı değildir. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, bu tesisin takip eden örneklerinin Kocaeli ve Trabzon’da da açılacağını belirtmiştir. Bu demeç, hayvanların yaşam haklarının ihlâlinin ve özgürlüklerinin gaspının tüm Türkiye’de rutin uygulama haline geleceğinin ilanıdır.”

MİLLETVEKİLLERİNE TWET AT

“Sokaklarda yaşayan ve şu an barınaklarda esaret altında tutulan tüm hayvanların bakımları bahane edilerek, Kısırkaya toplama kampı masum gösterilmeye çalışılmaktadır. Oysa hayvanların yaşamlarını, üremelerini ve özgürlüklerini kontrol eden bir denetim mekanizması kurulmak istenmektedir. Yeryüzünü paylaştığımız diğer türlerin yaşam alanlarından koparılması ve tecrit altında tutulması hiçbir ad altında kabul edilemez. Tüm canlıların özgürce yaşama hakkı vardır ve bu hak hiçbir devletin, hiçbir belediyenin ve hiçbir insanın inisiyatifinde değildir. İnsanın diğer türlerden üstün olduğu iddiasını ve insanın diğer türlerin yaşamları üzerinde tahakküm kurma küstahlığını tanımadığımız gibi; insan çıkarlarını öne sürerek, hayvanların yaşamını cehenneme çevirecek olan yasa tasarısını ve uygulamaları da tanımıyoruz. Kısırkaya toplama kampına tek bir dostumuzu bile vermeyeceğiz! Dostlarımız için, sokağa çık, protesto et; TBMM Çevre Komisyonu üyesi milletvekillerine telefon et, mail at, Twitter’dan ulaş, hayvanların sesini duyurmamıza sen de yardım et.”