TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

“Amacımız kadın cinayetlerini durdurmak”

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İzmir Temsilcisi Sanem Deniz Kural ile platform çerçevesinde yaptıkları faaliyetleri hakkında konuştuk. Kural, 2014 yılında işlenen kadın cinayetlerinin sayısını açıklayarak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın verilerinin çok daha düşük olduğunu öne sürdü

Haber Giriş Tarihi: 03.03.2015 09:26
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
“Amacımız kadın cinayetlerini durdurmak”

EMİNE ŞEKER

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İzmir Temsilcisi Sanem Deniz Kural, 5 sene önce platformu oluştururken ilk olarak İstanbul ilinde kurduklarını belirterek, platformun kuruluş aşamasından bugüne kadar platform çalışmalarına katıldığını ifade etti. Kural, “İstanbul’dan sonra kendi illerimizde de kurmaya karar verdik. Özgecan kardeşimiz öldürülmeden önce çalışma yürüttüğümüz düzenli çalışmalar yaptığımız platform kurumsal olarak yer aldığı 6 tane ilimiz vardı. Bu iller İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Bursa ve Manisa’dır. Özgecan’ın öldürülmesi ile birlikte tüm toplum ayağa kalmış durumda. Toplum kadın cinayetleri ile ilgili tepkilerini gösteriyor. Toplum kadın cinayetlerinin hesabını soracağını söylüyor. Artık kadın cinayetlerinin durdurulması gerektiğini düşünüyor. Bu konularla ilgili birçok ilden birçok arkadaşımız bize ulaştı. Gelen talepler doğrultusunda farklı illerde de platform kurulmaya başladı. Mesela hiç davamızın olmadığı iller vardı. Biz davalar için 30’dan fazla ile gidip geliyorduk zaten. Şu anda daha kurumsal olarak kurmaya başlayacağımız yerler var. Mesela Konya, Samsun, Kocaeli, Yalova, Muğla, Gaziantep, Antalya ve Tekirdağ gibi birçok ilde platform kurumsal olarak kurulmaya başlandı. Daha önce var olan illere eklenecek bu illerde. Yani şu an için başlamış olan çalışmalarımızı daha da ileriye sıçratıyor durumdayız” dedi.

KADIN KATİLLERİNE SÜREKLİ CEZA İNDİRİMLERİNİN VERİLDİĞİNİ GÖRDÜK

Münevver Karabulut cinayeti olduğunda platformu oluşturmaya karar verdiklerini açıklayan Kural, “Öncelikle kadın için mücadele eden bu konularda çalışma yapan kişiler olarak bir araya geldik. Artık kadın cinayetlerinin artığını görerek özel bir şeyler yapmamız gerektiğini düşündük. Kadın ile ilgili problemlerden ve kadın mücadelesinden bahsediyorsak akla ilk gelen kadın cinayetleri oluyor. Çünkü yaşadığımız en büyük sorun ölüm ile sonuçlanıyor. Hayat memat meselesi gibi bir durum var ortada. Bu yüzden sadece bu alan ile ilgilenen ayrı bir platform olması gerektiğini düşündük. Bu sebeplerle yola çıkarak platformu 2010 yılında kurduk. İlk zamanlarda davaları takip etmeye başladık. Çünkü biz davaları çok önemsiyoruz. Verilen cezaların çok yetersiz olduğunu gördük. Kadın katillerine sürekli ceza indirimlerinin verildiğini gördük. Hem hukuki olarak davaları takip ediyoruz hem de bir mücadele yürütüyoruz. Adliyenin önünde basın açıklamaları yapıyoruz. Bu şekilde dikkat çekerek topluma yansıtmış oluyoruz. Böylece davalarda ağır ceza kararları çıkmaya başladı. Birçok takip ettiğimiz davadan ağırlaştırılmış müebbet hapis kararları çıkmaya başladı. Biz ceza yasasına da geçmesi gerektiğini de düşünüyoruz. Biz tabi ki davalara tek tek giderek böyle bir mücadele yürütüyoruz. Ancak kadın cinayeti bizim ceza kanunumuzda ağırlaştırıcı cezalar arasına girse direk ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilebilecek o zaman. Şu an bu duruma yasalar engel. Bu nedenle bu durumun bir an önce değiştirilmesi lazım. Bu konu ile ilgilide bir mücadelemiz var. Pek çok kez mecliste görüşmeler yaptık. Öldürülen kadınların ailelerine bu konu hakkında sözler verildi” şeklinde konuştu.

PAŞALI, KORUMA VERİLMEDİĞİ İÇİN ÖLDÜRÜLEN BİR KADIN KARDEŞİMİZ

Kural, Ayşe Paşalı cinayetini hatırlatarak, “Ayşe Paşalı koruma verilmediği için öldürülen bir kadın kardeşimizdi. Eski kocası tarafından tehdit ediliyordu. Bu yüzden koruma istemişti. Ama bizim koruma kanunumuzda bu konu ile ilgili hiçbir madde yoktu. Biz o zaman koruma kanunu ile ilgili çok ciddi bir şekilde mücadele başlattık. Türkiye’de son derece yetersiz olan Ayşe Paşalı gibi kadın kardeşlerimizin ölümüne neden olan koruma kanunun daha geniş, birçok kadını kapsayacak şekilde genişletilmesini sağladık. Yeni bir koruma kanunu 6284 sayılı kanun çıkarıldı. Bu kanunda platformun yoğun mücadelesi ile çıkmış bir kanundur. Bu kanun 2012 yılında yasalaştı” ifadelerini kullandı.

KADINLAR KENDİ HAYATLARINA DAİR KARAR VERMEK İSTEDİKLERİ İÇİN ÖLDÜRÜLÜYOR

Öldürülen kadınların ailelerinin sürekli verilen mücadele içinde olduklarını söyleyen Kural, “Kadın kardeşlerimizin neden öldürüldüğünü araştırıyoruz. Gerekli yerlere başvuru yaptığımız zaman yeterli bilgiyi alamıyoruz. Yaptığımız araştırmalar sonucunda veri topluyoruz. Daha çok basında yer alan haberleri derliyoruz. Araştırmalar sonucunda şunu söyleyebilirim ki kadınlar kendi hayatlarına dair karar vermek istedikleri için öldürülüyor. Bu durumun başında da kadının kocasından ayrılmak istemesi geliyor. Öldürülen kadın kardeşimiz aslında birçok kez sesini duyurmaya çalışıyor. Kadın kardeşimiz ölmeden önce aslında bir yaşam mücadelesi vermiş oluyor. Bizde kadın kardeşimizin verdiği mücadelenin davalara katılarak devam ettirdiğimizi düşünüyoruz. Çünkü adalet mücadelesi de çok ciddi bir mücadeledir. Bu yüzden öldürülen kadın kardeşlerimizin aileleri de bu adalet arayışı içinde olan insanlar. Öldürülen kızlarına sahip çıkarak kızlarına yapılanların hesabını soruyorlar. Biz ailelerin yanında yer aldıkça destek verdikçe yalnız olmadıklarını görüyorlar. Ailelerde ciddi anlamda kadın cinayetlerini durdurmak adına mücadele etmeye başlıyorlar. Birçok ilden birçok öldürülen kadın kardeşlerimizin ailesi bizle birlikte. Mesela aileler toplanıp Özgecan’ın ailesine gittiler. Ciddi bir dayanışma örneği gösteriyorlar. Bu durum ancak bu şekilde çözülebilir diye düşünüyoruz” diye konuştu.

İKTİDARIN SİYASİ İRADESİ OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUZ

Kural, şiddetin en uç noktasını kadın cinayetleri olduğunu dile getirerek, kadınların öldürülmeden önce belki de birçok kez farklı şekilde şiddete maruz kaldıklarını söyledi. Kural, “Kadının erkek tarafından illa ki öldürülmesi gerekmiyor. Dayak yemesi, hakarete uğraması ve ekonomik anlamda kısıtlanması gibi farklı şekillerde kadının hayatına müdahale ediliyor. Örneğin; Özgecan kardeşimizin cinayetinde en uç noktasını gördük. Özgecan’a cinsel saldırıda bulunmak isteniliyor. Özgecan kardeşimiz bu duruma direndiği için öldürülüyor. Bu durum şu anki sistemin içine yerleşmiş bir vaziyette. Bu durumu çözebilecek olan şey ise çok ciddi bir siyasi iradeden geçiyor. Kadına yönelik şiddeti ve kadın cinayetlerini durdurabilmek için ciddi bir siyasi idare gerektiriyor. Biz şu andaki iktidarın böyle bir iradesi olduğunu düşünmüyoruz. Yürüttüğümüz mücadelelerde bu durum karşımıza çıkıyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kadınlar ile ilgileniyor. Aslında kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri ile ilgili konularla ilgilen bir bakanlık. Mesela Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam çok rahat bir şekilde çıkıp; ‘Her kadına yönelik şiddet olduğunda ve kadın cinayetlerinde benim bakanlığımın adı yazılıyor. Bu neden böyle oluyor?’ diyor. Biz zaten bu konuda iddialıyız. Bizim zaten çıkış amacımız kadın cinayetlerini durdurmak. Kadın cinayetlerini durdurmayı başardığımız zaman zaten kadına yönelik olan şiddetinde büyük bir oranda azaldığını göreceksiniz. Biz çok rahat bir şekilde söylüyoruz. Tüm olaylara bizim adımızı yazsınlar. Bizim şu an yetkimiz yok. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yapmadığı bin tane konuya el atmış durumdayız. Özgecan kardeşimizin cenazesine neden gelmediler mesela? Biz platform olarak oradaydık. AKP hükümeti her zaman bu konularda geri duruyor. Kadın cinayetlerinin bir sebebi ise devlet kadınların yanında durmuyor. Kadınların neredeyse karşısında duruyor. Yasalar bunu gösteriyor. Koruma kanunu daha biz 2 yıl önce çıkarabildik. Öncesinde ciddi bir koruma kanunumuz bile yoktu” dedi.

KADIN CİNAYETLERİ ÖNLENEBİLİR CİNAYETLERİDİR

Umutlu bir dönem içerisinde olduklarını da ifade eden Kural, “Birçok kadın kardeşimizi kaybettiğimiz bir dönemde olsak bile umutlu bir dönem içindeyiz diye düşünüyoruz. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet ile Mücadele Günü’dür. Biz geçen yıl kasım ayında mücadelenin yükseldiği bir ay yaşadık. Pek çok kadına yönelik olan şiddetlerle ilgili eylemler yapıldı. Kadına şiddetin ve kadın cinayetlerinin durması istendi. Birçok kadın örgütünün içinde yer aldığı İstanbul’da yapılan konferansta kadın cinayetlerini durdurmak üzere bir yol haritası tartışıldı. Birlikte hareket etmenin zeminleri atıldı. Sonrasında devam da etti. Mücadele devam ettikçe kadın cinayetleri durdurulabilir. Kadın cinayetleri önlenebilir cinayetleridir” şeklinde konuştu.

CESUR OLARAK HAREKET ETMELİLER

Kural, şiddete uğrayan kadınlarla birlikte sürekli dayanışma içinde olduklarını belirterek, şiddete uğrayan kadınların kendilerine ulaşabileceklerine dikkat çekti. Kural, “Biz şiddet gören kadın kardeşlerimiz için ne yapmamız gerekiyorsa sonuna kadar mücadele ediyoruz. Şiddete maruz kalan kadın kardeşlerimizin aslında ulaşabilecekleri bir sürü merci var. Kadınlarımızın bu yerlere başvurma hakları var. Haklarını bilemeleri gerekiyor. Karakola ve savcılığa giderek şikayetçi olabilirler. Aile mahkemesine giderek koruma talep edebilir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı hattını 183 numaralı telefonu arayarak yardım isteyebilir. Her şeyden önce direk bize e ulaşabilir. Kadınlarımız ciddi anlamda şiddet ile baş etmek istiyorlarsa cesur olarak hareket etmelidirler. Kadınlar cesur davrandıkları için öldürülüyorlar diyoruz. Ama kendi hayatına dair karar vermek istemekle bir ilgisi var. Zaten istemeyen kadın katlanmayı seçiyor. Hiçbir kadın yalnız değil. Kendilerini asla yalnız hissetmesinler” ifadelerini kullandı.

‘DUR’ DİYECEK BİR TOPLUM OLSUN İSTİYORUZ

Kadın cinayetlerini ve kadına yönelik şiddeti sadece eğitim ya da annelerin yetiştirme şekli ile durdurulamayacağını söyleyen Kural, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin bütünsel bir mesele olduğunu ifade etti. Kural, “Biz birçok takip ettiğimiz davalarda ‘çok iyi bir insandı nasıl böyle bir şey yaptı anlamadık’ dendiğini duyduk. Bu tesadüf değil. Bir grup psikopat ve sapkın düşüncede olan cani insanlar kadın cinayetlerini işliyorlar. Hadım meselesi de oradan geliyor. Bir gurup sapığı hadım edelim sorun çözülsün diye düşünülüyor. Ama böyle bir şey değil. Bu durum bir sistem sorunudur. Bir anne istediği kadar evladını iyi bir şekilde yetiştirsin o çocuk topluma girdiğinde yine toplumun değerlerini öğrenerek büyüyecek. Yine tabi ki aile içerisinde çocuğa kadın ve erkeğin eşit şartlara sahip olduğu bilinci yerleştirilmelidir. Biz buradan sadece erkek yetiştiren annelere değil tüm topluma seslenmek istiyoruz. Artık bu duruma ‘dur’ diyecek bir toplum olsun istiyoruz” diye konuştu.

İSLAM, GÖREVİNİ YERİNE GETİREMİYORSA İSTİFA ETSİN

Kural, Türkiye genelinde 2013 yılında 237, 2014 yılında ise 294 kadın cinayeti işlendiğini açıklayarak, sözlerini şöyle tamamladı: “2015 yılının Ocak ayında da 20 kadın öldürüldü. Bu sayılar üstü kapatılamaya çalışılan bir durumdur. ‘Aslında artmıyor da daha görünür hale geliyor’ deniliyor. Daha görünür hale gelmesi zaten çok iyi bir şey. Görünür olsun ki bir sonuca ulaşsın. Basına yansısın istemiyorlar. Hasıraltı edilmeye çalışılıyor. Bu durumlar mutlaka basına yansımak zorunda. Ama nasıl haber yapıldığı da önemli. Esas nedenler yazılarak haber yapılsın. Sayıca arttığını saklamaya gerek yok. Çünkü sayıların artması bir gerçek. Ama Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın verileri çok daha düşük. Nedeni de sadece aile içinde öldürülen kadınları sayıyorlar. Sadece kocaları tarafından öldürülen kadınları sayıyorlar. Örneğin Serpil Erfındık eski kocası tarafından öldürüldü. Serpil Erfındık Aile Bakanlığının saymadığı kadınlardan biriydi. Ceza kanununda kadın cinayetleri ağırlaştırıcı cezaların arasında geçmediği için Erfındık’ın katili ağırlaştırılmış müebbet değil müebbet hapis cezası istemi ile savcı tarafından dava açıldı. Çünkü kocası değil eski kocası öldürmüş. Bakış açısı bu. Sayılarla oynamak son derece yanlıştır. Toplumu yanlış yönlendirmektir. Bu konuda iktidarı eleştiriyoruz. Toplumu yanıltmadan gerçekleri açıklasınlar. Gerçekler açıklansın ki biz gerçeklerle mücadele edelim. Eğer Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam görevini yerine getiremiyorsa kenara çekilebilir. Görevini yerine getiremiyorsa istifa edip gitmeli. Biz herkesi yaptığımız tüm çalışmalara bekliyoruz. Birlikte olduğumuz takdirde güçlü olabiliyoruz.”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.