TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Cansuyu 3 kıtada 70 ülkede

Cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği hem ülke çapında hem de dünyada muhtaçlara yardım etmeye devam ediyor

Haber Giriş Tarihi: 14.04.2015 07:01
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Cansuyu 3 kıtada 70 ülkede

ANIL YIKGEÇ

Cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği hem ülke çapında hem de dünyada muhtaçlara yardım etmeye devam ediyor. Cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği İzmir Temsilciliği Başkanı Ahmet Yorulmaz ile dernek ve çalışmaları hakkında röportaj yaptık. Şu anda İzmir’in en büyük sivil toplum örgütlerinden biri olduklarını ifade eden Yorulmaz, 3 kıtada 70 ülkede de çalışmalarını sürdürdüklerini ifade etti.

Cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği nasıl ve ne zaman kuruldu?

Cansuyu, 2005 yılında merkezi Ankara olmak üzere 7 tane milletvekilinin kurmuş olduğu bir dernektir. İzmir temsilciliği de 2008 yılının mayıs ayında hayata geçti. Şu anda Türkiye genelinde 30 civarı temsilciliğimiz ve diğer illerde de temsilcimiz var. Bizim kuruluş amacımız düşeni kaldırmak, ağlayanı güldürmek. Sloganımız ise “Sizi gerçek muhtaçlara ulaştırır.” Bu doğrultuda çalışmalarımıza başladık. İlk kurulduğumuzda; o zaman Pakistan’da deprem felaketi olmuştu. Oraya yardım ettik. 70 ülkede çalışmalarımız devam ediyor. Bir rutin olarak çalışmalarımız var. Temsilciliklerimizde yerel halkın ya da dışarıdan gelmiş ama bu bölgede yaşayan insanların ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Bir de Afrika ayağımız var. Yine Afrika’da rutin olarak yaptığımız çalışmalar var. Onun dışında da afetlerde acil yardımları o bölgeye ulaştırmaya çalışıyoruz. Örneğin Van depreminde özellikle Erciş bölgesine dağıtım yaptık. Prensibimiz yapılan yardımın başında bulunmak ve onlara her türlü belgelemek. Erciş’in köylerine giderek bire bir halka yardımları kendimiz dağıttık. İzmir’den Suriye, Hatay Yayla Dağ Bölgesi, Urfa Viranşehir gibi şehirlere yardımda bulunduk. İlk kurulduğumuzdan beri Gazze’ye her daim yardım ediyoruz.

AMACIMIZ ADIMIZ GİBİ ‘CANSUYU’ OLMAKTIR

Vatandaş nasıl yardım alabilir?

Derneğimize müracaat eden vatandaştan istediğimiz bazı belgeler var. İkametgâh, aile sicili ve nüfus fotokopisini getirdikten sonra, bizim ‘haneyi ziyaret’ ekibimiz vardır. Vatandaşın evini ziyaret eder ve gerçekten muhtaç sahibi mi değil mi diye araştırma yapar. Hane ziyaretine mutlaka iki memur görevlendirilir. İki memur kendi aralarında istişare ederek karar verirler. Onların yazacağı rapora göre bu şahısın neye ihtiyacı olduğu belirlenir. Ev eşyası, kıyafet, tekerli sandalye, bebek arabası vb. insana lazım olabilecek her şey… Biz burada karar veririz ve vatandaşa temin ederiz. Haneyi ziyaret ekibimizin hazırladığı rapor bizim için esastır. Şayet şüpheli bir durum olursa hem elektronik ortam hem de çevresinden istihbarat sağlanır. Eğer vatandaş ihtiyaç sahibiyse belli bir süre yardım yaparız. Amacımız adımız gibi ‘Cansuyu’ olmaktır. Yoksa muhtaç olanları tembelliğe alıştırmak değil. Çünkü şu anda onun maalesef mafyası çıktı. Muhtaç olmayan bile bize müracaat edebiliyor. Yüzde 85 bu konuda fiyasko çıkıyor. Tabii muhtaç olmak da göreceli bir kavramdır. Bulunduğumuz duruma ya da vatandaşların yaşadığı şartlara göre değerlendiriyoruz. 3 ay, 5 ay neyse vatandaşa o kadar yardım ediyoruz. Altı ayda bir giyim yardımı yapıyoruz. Her ayın 1’i ile 10’u arasında gıdaları derneğimizden almak zorunda. Şayet gelemeyecek durumdaysa hasta veya yaşlı olabilir, o zaman biz götürüyoruz.

Dernekte bu kadar çeşit ürünün giriş, çıkışları nasıl sağlanıyor? Nasıl bir sistem var?

Bizim burada barkod sistemimiz var. Büyük AVM mantığıyla çalışırız. Derneğimize gelen tüm mallar barkodlanarak depoya girer. Çıkarken de barkod sisteminden okutularak çıkarılır. Böylece depoda ne kadar mal var, nereye gitti hepsini biliyoruz. Ayrıca şöyle bir şey de var; diyelim siz bana 10 tane gömlek bağışı yaptınız. Beş yıl sonra bana ‘Benim bağışımı ne yaptınız?’ diye sordunuz. Bizdeki barkod sistemi kişiye özel. Her şahsın kendi barkod sistemi vardır. Beş yıl sonra sizin bağışınızı kime verdiğimizi adresiyle size söyleyebiliriz. Gıda kolilerimiz bile barkodludur. Bu kolilerin içinde normalde 4 kişilik bir aileye bir buçuk ay yetecek kadar gıda vardır. Depomuzda beyaz eşya, kıyafet ve ayakkabı vardır. Şu anda İzmir’de 170 bin Suriyeli var. Artı bizim kendi muhtaç insanımız var. Normalde beyaz eşyada birinci elin dışında eşya kabul etmiyorduk. Ama Suriyelilerin gelmesiyle kullanılabilir ikinci el beyaz eşya ve mobilya da kabul eder hale geldik. Çünkü her ay ortalama 10-15 ev düzüyoruz. Birinci el eşyaları yeni evlenecek vatandaşlara, ikinci el eşyaları ise Suriyeliler ya da evi yangında, selde zarar görmüş insanlara veriyoruz. Giyim ve ayakkabı kısmımıza da kesinlikle ikinci el kabul etmiyoruz. Buraya gelen vatandaşımız mağazalarda olduğu gibi kendi seçiyor ve deneme kabinlerimizde deneyip alıyor. Tıpkı normal bir mağazadan alışveriş yapar gibi. Parasını da bize ‘Allah razı olsun’ diye ödeyecek.

BALIK TUTMAYI ÖĞRETİYORUZ Kİ ÜRETİM DEVAM ETSİN

Yurt içinde ve dışında ne gibi projeleriniz var?

Türkiye’de de gıda ve eşya yardımlarımız devam ediyor. Aynı zamanda afet durumlarında da yine oradayız. Milli Eğitim Bakanlığı ile yapmış olduğumuz bir anlaşma çerçevesinde Türkiye genelinde bulunan ilk, orta ve lisede okuyan ve muhtaç olan engelli kardeşlerimize bin 6 yüz 15 tane tekerlekli sandalye dağıtımı gerçekleştirdik. Görme engelli kardeşlerimize beyaz baston dağıttık. Afrika’da tarım projelerimiz var. Afrika her ne kadar sömürüden kurtulmuş gibi gözükse de maalesef fiiliyatta sömürge devam ediyor. Örneğin mermer ve kereste sektörü tamamen İtalyanların elinde. Başka bir vatandaş gelip onun işletmeciliğini yapamaz. Çin, inşaat ve otelcilik sektörünü almış. Fransızlar gıda ve otomotiv sektörünü almışlar. Kendi aralarında paylaşmışlar. Oranın halkına hiçbir şey kalmamış. En kötüsü de insanların üretkenliğini yok etmişler. Az da olsa bazı bölgelerde hayvancılık yapılıyor. Ama o hayvandan elde edilecek sütten tereyağı, yoğurt yapmasını bilmiyorlar. Çünkü Fransızlar onlara süt tozu satıyorlar. Yoğurdun sadece süt tozundan yapılabileceğini öğrenmişler. Sıfırdan başlayıp o insanları eğitmek lazım. O yüzden bazı bölgelerde şu anda örnek tarım projeleri yapıyoruz. Orada bir arazi alıyoruz. Ekim dikimi yerli halka öğretiyoruz. O ülkenin değişik illerinden elemanlar çağırtıp maaşlı olarak hasada kadar çalıştırıyoruz. Hasat bitince de tohumları o insanlara veriyoruz. Kendi şehrinizde ekin diyoruz. İkincisinde yeni bir ekip geliyor. Bu her ülkede 10 yıl devam eden bir proje. 10 yılın sonunda zaten o ülkenin tabanına tarımı yaymış ve öğretmiş oluyoruz. Afrika’da toprak çok fakat birkaç üründen başka bir ürün tanımıyorlar. Ki iklimleri birçok çeşide uygun olmasına rağmen. Bilmedikleri için ekim yapamıyorlar. Çünkü biz buradan ne kadar gıda taşırsak taşıyalım bir buçuk milyar insanı doyurmanız mümkün değil. O yüzden biz onlara balık tutmayı öğretiyoruz. Gazze’de balık üretme çiftliği kurduk. Aynı zamanda o bölgelerde hayvancılığı destekliyoruz. Asıl isteğimiz bizim gibi derneklere muhtaç olunmayan bir dünyadır. O da maalesef şu anda realiteye aykırı. Şu anda bizim gibi ne kadar çok sivil toplum kuruluşu olursa o kadar çok insana yardım edilir.

Nerelere yardım yapıyorsunuz?

Cansuyu, üç kıtada yardım ediyor. 70 ülkeye ulaştık. Tabii bu 70 ülkede de aktif olarak faaliyet göstermiyoruz. Sadece Kurban ve Ramazan Bayramları’nda bu ülkelerde çalışma yapıyoruz. Her yıl kendimize o ülkenin kalkınmasını sağlamak açısından blok ülkeler belirliyoruz. Bu yıl belirlediğimiz ülkeler Kamerun, Çad, Gana, Togo, fildişi ve Filistin ve Türkiye. Bunlar bu yıl bizim olmazsa olmazlarımız. Afrika’da şu anda açmış olduğumuz su kuyu sayısı bin 500’ü geçti. Bir kuyu açma 3 bin 500 Dolar. Külliyeler açıyoruz. Bunların içinde cami, okul, şadırvan, tuvalet, bayanlar için ayrı kuran öğrenme merkezleri var. Komple bir tesis. Afrika ülkeleri 1960’lı yıllardan itibaren özgürlüğüne kavuşmuş gibi gözükse de fiiliyatta o sömürü devam etmekte. Misyonerler o bölgede yoğun çalışmalar yapıyor. Biz de tabii gittiğimizde anti misyonerlik olarak kendi faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Onlar nasıl kendi dinlerini yaymaya çalışıyorsa biz de İslam dinini anlatmaya çalışıyoruz. Çad’da yapmış olduğumuz külliyenin kasaba halkı Hristiyandı. Fakat zaman içinde Cansuyu’nun orada yapmış olduğu yardımlarla bin kişi Müslüman oldu. Daha sonra çalışmalarımız devam ettikçe 6 bin kişi Müslüman oldu. Sonra oraya külliye yaptık ve hizmete açtık. Şu anda bütün kasaba Elhamdülillah Müslüman oldu.

HİÇBİR CEMAATE, HİÇBİR GRUBA MENSUP DEĞİLİZ

Sadece Müslümanlara mı yardım ediyorsunuz?

Hayır. Şu andaki oradaki insanlar Müslümanlar ve Hristiyanlar iç içe yaşıyorlar. Bir köy Müslüman ise yanındaki köy Hristiyandır veya anemisttir. Orta Afrika Cumhuriyeti’nde bir papaz açtığımız su kuyusu sayesinde Müslüman oldu. Su kuyusu çalışmalarını yaptığımız yerin karşısında bir kilise vardı. Papaz bizi izliyordu. Dayanamadı, geldi sordu ‘Ne yapıyorsunuz siz?’ ‘Kuyu açıyoruz.’ ‘ Kime? Müslümanlara mı?’ ‘Hayır. Tüm insanlara açıyoruz. Hatta kuyunun yanında bir yer yaparız ki kuyudan artan su biriksin. Oradan da hayvanlar su içsin.’ ‘Kaça yapıyorsunuz?’ ‘ Biz parayla yapmıyoruz. Biz ümmetin zekâtını, fitresini buraya getirip kardeşlerimize yardım ediyoruz.’ Tabii papaz bize inanmadı ve izlemeye devam etti. Kuyu açıldıktan sonra yetkiliye teslim ettik. Daha sonra bizim orada partnerlerimiz var. Bu papaz partnerimize soruyor ‘Bunlar kimdi?’ ‘Türkiye’den gelen Müslümanlardı. Amaçları insanlara yardım etmek.’ Kuyunun açıldığını ve herkesin yararlandığını gördü. ‘Müslüman nasıl olunur?’ ‘Kelime-i şahadet getirerek.’ Şu anda o papaz Müslüman oldu.  Kamerun’un güneyinde yaşayan yılana tapan bir kabile var. Onlar da Müslüman oldu. Bize müracaat eden her kim olursa olsun ne ırkına, ne dinine, ne mehsebine bakarız. Bizim için asıl olan insan olması ve gerçek muhtaç olmasıdır. Açtığımız kuyulardan milyonlarca Hristiyan istifade ediyor. Özellikle belirtmek istiyorum; biz hiçbir cemaate, hiçbir gruba mensup değiliz. Hiçbir siyasi partiye de bağlı değiliz.

Kaç kişilik bir ekiple çalışıyorsunuz?

Şu anda sanıyorum İzmir’in en büyük sivil toplum örgütlerinden biriyiz. Her pazartesi günü yönetim kurulumuz toplanır. Geçen haftanın değerlendirilmesi ve bir sonraki haftanın işleri ayarlanır. Yönetimimiz de yaklaşık 20 kişidir. Fakat burada profesyonel olarak çalışma 3 kişidir. Diğerleri gönüllülük esasına göre çalışır. Bizim gönüllülerden oluşan bir ordumuz vardır. Gıda kolilerinin yapılması, kıyafetlerin ütülenmesi vb gibi… Bize üniversiteli gençler ve ev hanımları çok yardımcı oluyor.

GELİRİMİZ TAMAMEN BAĞIŞA DAYALIDIR

Bu kadar çok yardımı yapabilecek geliri nasıl elde ediyorsunuz?

Gelirimiz tamamen bağışa dayalıdır. Çünkü biz köprüyüz. Herhangi bir ticaretle uğraşmıyoruz. Örneğin Müslüman bir kardeşimiz zekâtını, sadakasını bize yardım için verebilir. Eğer şartlı verirse, ‘Ben kuyu açtırmak istiyorum’ derse onun yardımı sadece kuyu açtırmak için kullanılır. ‘Ben gıda dağıtmak istiyorum’ derse gıda yardımı yapılır. Onun için bizim havuz sistemi vardır. Her projenin ayrı havuzu vardır. Para o proje için harcanır. Olandan alıyoruz olmayana veriyoruz. İsteyen birinci el ayakkabı ve kıyafet yardımında bulunuyor. Eşya olabiliyor. İnsanoğlunun ihtiyaç duyabileceği her şeyi bağış olarak kabul edebiliyoruz. Bu bir tekerlekli sandalye, bebek arabası da olabilir. Her konuda yardıma ihtiyacımız var. Çünkü bize ne gelirse onu aktarıyoruz. Bizim dinimizde alan şahısla veren şahsı bir araya getirmeme durumu var. Bunun nedeni de veren kişi böbürlenmesin, alan kişi de ezilmesin. Bizim amacımız bu. Peygamber Efendimizin zamanından Hılfu'l-Fudûl Derneği’nden gelen bir geleneğimizdir. Ondan esinlenerek yapılan bir harekettir.

İzmir’de durum nasıl, kaç kişiye yardım ediyorsunuz?

İzmir’deki sayımız belli değil. Çünkü bize yapılan yardımın oranı ne kadar artarsa bizim yapmış olduğumuz yardımın oranı da o kadar artıyor. Mesela bu ay içerisinde 200 ailenin gıda ihtiyacı karşılandı. Bunların bir kısmına eşya ve giyim yardımı da yapıldı. Ekiplerimiz sürekli dışarıda. Bizim her ay yardım ettiğimiz aile sayısı değişir. Aylık bazda anca rakam verebilirim. Ortalama 250 aileyi buluyor. Ama her geçen gün yardım ettiğimiz aile sayısı artıyor. Durumu olmayan, gerçekten ihtiyaç sahibi yeni evlenecek çiftler var. O zamanki imkânlarımız doğrultusunda ya evinin tamamını ya da sadece bir kısmını döşüyoruz.

FRANSIZCA KURAN-I KERİM

Hayata geçirmeye çalıştığınız bir projeniz var mı?

Mali başta olmak üzere Fransızca Kuran-ı Kerim bastırıyoruz. O bölgedeki tüm okullara ve halka dağıtarak kendi dinlerini tam anlamıyla öğrenmelerine vesile olacağız. Bu yeni başlayan bir proje ve kaynak gerekiyor. Her bir mealin bedeli 10 Euro. Kardeşlerimiz güçleri nispetinde bize bağış yapabilirlerse o bölgelerde o kadar çok Kuran-ı Kerim’i bastırıp dağıtırız. Bazıları ‘Türkiye’de hazır meali var. Niye götürmüyorsunuz?’ diye soruyor. Biz her yapmış olduğumuz çalışmada tek yönlü düşünmüyoruz. Birincisi amacımız bölge ekonomisine katkıda bulunmaktır. Biz buradan ürünü veya hizmeti götürürsen oraya herhangi bir katkı sağlamış olmazsın. O ülkenin kendi şartlarında bir şeyler yapmaya çalışırsan ekonomisi çalışmaya başlar. Ayrıca orada basarsak Kuran-ı Kerim’i dijital ortamda da onlara vermiş olacağız. Belki ileride imkân bulurlarsa kendileri basabilirler. Bize bunun için imkânları dâhilinde nakit para yardımı yapabilirler. Bir de özellikle Kuran-ı Kerim’in meali için olduğu şartını da belirtmeleri gerek ki biz o parayı onun için harcayabilelim.

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.