TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

O sefilin devrilmesi haktır helaldir

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Diyarbakır'daki bayrak indirilmesi olayıyla ilgili, "Şayet devlet yaşayacaksa bayrak direğine tırmanacak kadar cüretkâr olan bir sefilin, tam alnı çatından devrilmesi de haktır, helaldir" dedi

Haber Giriş Tarihi: 11.06.2014 07:32
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
O sefilin devrilmesi haktır helaldir

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Şayet devlet yaşayacaksa, şayet millet var olacaksa, bayrak direğine tırmanacak kadar cüretkâr olan bir sefilin, tam alnı çatından devrilmesi de haktır, helaldir, hukuktur, maşeri vicdanın şaşmaz adaletidir" dedi.

 MHP TBMM Grubu toplandı. Toplantı öncesinde partililere Türk bayrağı dağıtıldı, Bahçeli'nin konuşma yaptığı kürsüye Türk bayrağı örtüldü. Bazı partililerin de keyfiye taktığı görüldü. Bahçeli, grup toplantısında yaptığı konuşmada, aşırı yağışların Türkiye'yi olumsuz etkilediğine işaret ederek, Hükümetin mağduriyet yaşayan üreticilere yardım eli uzatması gerektiğini söyledi. "Beklentim, hükümetin çiftçilerimize hakkını ve emeğinin karşılığını mazeretsiz vermesidir" diyen Bahçeli, MHP'nin işçinin, emeklinin, memurun, esnafın ve çiftçinin yanında kaya gibi durmaya devam edeceğini ifade etti.

 Türkiye'deki gerilimin kaygı verici ölçüde arttığını öne süren Bahçeli, şiddet, cinayet ve barbarlığın, ilim ve irfan ocağı üniversitelere kadar sıçradığını savundu. Bahçeli, "Öyle ki akademik hayatta yer alan öğretim üyeleri daha birbirlerini resmen doğramaktadır" dedi.

Başbakan ve Hükümetinin "Fuzuli işlerle oyalandığını, 17-25 Aralık'taki parmak izlerini karartmanın, delilleri yok etmenin, adaleti kösteklemenin peşinde olduğunu" iddia eden Bahçeli, şöyle devam etti: "Bu arada, 24 Şubat'ta sanal medyaya düşen Başbakan Erdoğan ile gıpta edilecek akıl sahibi olan mahdumu arasındaki para sıfırlama temalı konuşma TÜBİTAK tarafından incelenmiştir. Sonuçta TÜBİTAK malum diyaloglara montaj demiştir. Bilimin yüz karalığı klasmanında akademi unvanını alan bu kurum, AB Eski Bakanı'nın bir gazeteciyle yaptığı ve Bakara ayetimizle dalga geçen konuşmalarına da montaj teşhisi koymuştur. TÜBİTAK gibi bir kurumun, 17-25'le kararması, emir komutayla rüşvetin, ahlaksızlığın ve hırsızlığın izlerini silmeye memur edilmesi büyük bir ayıptır. İlgisiz alakasız yerlerden toplanarak TÜBİTAK'ta görevlendirilmiş AKP'li memurlar sadece kendilerine değil, sadece kurumlarına değil, milletimize ve ülkemize de yazık etmişlerdir. Rüşvetin aparatları, rüşvetin kapakçıkları, rüşvet hattının nöbetçileri Başbakan talimatlı temizlik işine soyunmuşlar, menfaat karşılığında kararlarını satmışlardır. TÜBİTAK da bu kadar ucuz, bu kadar basit, bu kadar ucube bir kurum olduktan sonra vay halimize demek için her sebebimiz vardır. İnternete düşen konuşmaları hece hece montaj diyerek aklamaya çalışanlar, hece hece varsa vicdanlarını, kelime kelime varsa beyinlerini Başbakan'ın kullanımına devretmişlerdir.”

"DAĞA GİDENLER ÇİÇEK TOPLAMAK YERİNE SİLAHA SARILMIŞ"

Hükümetin tutumunun PKK'yı yüreklendirdiğini savunan Bahçeli, bu nedenle bölücü terör örgütünün, eylem sahasını genişlettiğini ve psikolojik üstünlüğünü sağlamlaştırdığını iddia etti. "Bugün daha iyi anlaşılmıştır ki hükümetin yanlış tercih ve teşhisleri, maalesef ki vahim neticeler doğurmuştur. Başbakan Erdoğan çözüm dedikçe, PKK Türkiye'yi çözmeye ve çökertmeye heveslenmiştir" diyen Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın çözüm sürecine ilişkin tüm söz ve beyanlarının "yalan çıktığını" ileri sürdü. Bahçeli, şunları söyledi: "Yani Başbakan geçtiğimiz yılın 27 Nisan günü terörün bittiğini utanmadan, sıkılmadan, en ufak rahatsızlık duymadan açıklamıştır. Hatta daha ileri gitmiş, Cudi Dağı'nda çiçek toplamaktan, Süphan'da, Ağrı'da piknik yapmaktan, Dicle'nin ve Fırat'ın sularında özgürce, korkusuzca serinlemekten bahsetmiştir. Allah var ya, görüntüde dağa piknik yapmak için çıkanlar çok olmuştur. Fakat işin garip yanı dağa gidenler çiçek toplamak yerine silaha sarılmış, gezmek ve eğlenmek yerine nefret ve şiddet akıntısına kapılmıştır. Daha ilginci, dağ yolu öylesine kalabalıklaşmış, öylesine sıkışmıştır ki ipini koparan, pusulasını kaybeden kim varsa kah gönüllü, kah zorla Kandil'e sürüklenmiştir. Başbakan çiçek-böcekle uğraşırken PKK yılan ve çıyanları, mağaralara doldurmuş, kanlı planların yapıldığı kamplarda vampir imalatına girişmiştir. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutladığımız 23 Nisan Günü, PKK çoluk çocuk demeden, insaf ve vicdan tanımadan dağa insan kaldırmıştır. Çocukları dağa kaçırılan, anaları inim inim ağlayan bir ülkenin iyi yönetildiğini, iyi durumda olduğunu hiç kimse söyleyemeyecektir."

"PKK, BAŞBAKAN'I VE ETRAFINDAKİLERİ KAFESLEMİŞ"

Çözüm sürecinin tek kazanının PKK olduğunu iddia eden Bahçeli, şöyle konuştu: "Analar ağlamasın tezi iflas etmiş, çözüm ve barış oltasına tutuşturulan yemler terörist piranaları yakalamak bir yana beslemiş ve irileştirmiştir. Hükümet sözcüsü Başbakan Yardımcısının geçtiğimiz aylarda gerçekleştirdiği ABD ziyareti sırasında, katıldığı Türkiye'nin Demokratikleşme Süreci isimli konferansta sarf ettiği bazı sözler Türkiye'nin geldiği aşamanın adeta özetidir. Şöyle diyor bu Başbakan Yardımcısı, 'Sayın Öcalan demek suç olmaktan çıktı, PKK'nın kendine ait bayrağını elinde taşımak, Öcalan posterini taşımak suç olmaktan çıktı.' Evet, gözü yaşaran, fakat yüzü kızarmayan Başbakan Yardımcısının hakkı vardır: Türküm demek suç oldu, milliyetçi ve vatansever olmak suçlandı ama şehide kelle, katile sayın demek, PKK paçavralarına bayrak yakıştırması yapmak alkışlandı, aklandı, hatta çirkin ve rüküş bir moda haline geldi. Başbakan ve hükümetinin Türkiye'yi getirdiği tablo budur. PKK, Başbakan'ı ve etrafındakileri kafeslemiş, İmralı canisi de kul köle yapmıştır. 'İnlerine gireceğiz' diyerek kendi kucağında büyüttüğü ve palazlandırdığı çevrelere hakaret eden, gözdağları veren Başbakan, çoktan Kandil'deki inlerde baş sedire oturmuş, burayı siyasetinin ana karargahı haline getirmiştir. Üzülerek söylemek isterim ki Türkiye Cumhuriyeti Başbakan'ın düşmanla aynı fikre, aynı niyete ve aynı amaca sahip olması, üstelik bunu devlet politikası haline getirmesi 1919'lu yıllardan beri görülmemiş bir hıyanet, duyulmamış bir rezalettir. Başbakan'ın bölücü canilere Türkiye'yi peşkeş çekme arzusu, Türk milletini feda etme ısrarı ancak ve ancak yeminli bir Türk düşmanına has küçülme halidir." (AA/ANKARA)

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.