“Fuar, büyük avantaj”

DAVUT İPEK – ASİYE ARSLAN

İzmir denince akla ilk gelen şey fuarlardır. İzmir Fuarı’nın Gaziemir’e kaydırılması hususunda ne düşünüyorsunuz?

Bölgemizde açılacak olan fuar bizler için çok büyük bir avantajdır. Gelişmemizi tetikleyen bir durumdur bu. Müthiş bir ivme kazandıracağını düşünüyoruz bölgemize. Gaziemir şu anda en hızlı gelişen ilçe konumunda. Planlı ve programlı bir çizelge izliyoruz. Ebette sıkıntılarımız var, olacaktır da. Mesela ulaşım ve otopark sorunlarımız olabiliyor. Ama bu sıkıntılarımızı aşacağız. Bu hususta çalışmalarımıza ara vermeden devam ediyoruz.  Biz, Türkiye’nin en modern ilçelerinden bir tanesiyiz. Ben de Gaziemir Belediye Başkanı olarak, bölgede yapılacak olan yatırımların önünü açmak için çalışıyorum. Türkiye’nin hatta dünyanın en önemli markaları bu bölgede yatırımlar yapıyor. Biz burada göreve geldiğimizden beri bu böyle. Yani son beş altı yıldır yatırım konusunda gerekli çalışmaları yapmaya özen gösteriyoruz.

Belediye olarak çok sayıda etkinlik gerçekleştirdiğinizi biliyoruz. Uluslararası çapta da çocuk şenliği gibi bazı etkinlikleriniz var. Bu tür etkinliklerin devamı gelecek mi?

Uluslararası anlamda etkinliklerimizi gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Mesela bir çocuk şenliği yapıyoruz. Bu şenliğe şimdi bir tema kriteri getirdik. Yani şenliğimizi artık temalı yapıyoruz. Ülkemizin bir mozaik olduğunu unutmayalım. Bizler bölgemize her sene farklı bölgelerden ekipler çağırıyoruz. Her sene bir kentimizi öne çıkarıyoruz. Bu anlamda devletten sonra en büyük çocuk şenliği etkinliğini biz yapıyoruz. Binlerce çocuğumuzu barış elçisi olarak yetiştirdik. Çocuklar buraya ilk geldiklerinde ağlıyorlar. Ama daha sonra  gitme zamanları geliyor ve giderken yine ağlıyorlar. Bu etkinlik sayesinde o kadar güzel dostluklar kuruluyor ki bu dostluklar yıllarca bitmiyor.Burada dostluk kuran çocuklarımız o kadar güzel görüntülere sahne oluyor ki duygulanmamak elde değil. Bundan bir ay kadar önce de jimnastik etkinliği yapmıştık. Bu etkinliği beş yıl boyunca yaparsak dünya şampiyonasına katılmaya hak kazanacağız. Ben de zaten jimnastiği çok seven biriyim. Hele hele çok küçük yaşta kızların hem ağlayıp hem jimnastik hareketlerini yapmaya çalışması çok farklı bir duygu. Eminim ki birkaç yıla kalmadan altı yedi yaşlarında dünya şampiyonları çıkaracağız. Spora çok büyük bir destek vermeyi uygun buluyorum. Zaten kendim de yıllarca spor kulübü yöneticiliği yaptım. İyi eğitimle, sağlıklı gençlerle, kentimiz çok daha fazla gelişecektir.

Bölgenizin hala çözüme kavuşturulamamış olan en büyük sorunu nedir?

Bölgemizin sorunları hiç mi yok. Elbette var. Her zaman söylediğim gibi ulaşım ve otopark sorunu büyük bir sorun. Bunlara sunulabilecek alternatif çözüm önerilerini tabi ki destekliyoruz. Fakat kültürel anlamda bazı sıkıntılarımızın olduğunu söyleyebiliriz. Birçok vatandaşın yaşadığı binaların altında otopark bulunuyor fakat çoğu bomboş. Herkes kendi evinin önüne arabasını koyma çabası içerisinde. Bizim belediye binasının  altında da iki yüz elli arabanın park edebileceği bir otopark var. Otoparkımız ücretsiz olmasına rağmen kimse arabasını gelip otoparka koymuyor. Herkes arabasını kendi evinin kapısının önüne koyuyor. Akşamları balkona çıktıklarında kendi arabalarını kapılarının önünde görünce içleri mi rahatlıyor bilmiyorum. Ama o kadar fazla boş otoparkımız varken böyle şeylerle karşılaşmak elbette bazı sorunlar doğuruyor.

Bu sorun engelli vatandaşlarımız için bir soruna yol açıyor mu?

Elbette. Aslında bizler bütün caddeleri engelli vatandaşlarımızın rahatça dolaşabileceği şekilde düzenlemeye gayret gösterdik. Ama bazı duyarsız vatandaşlarımızın da araçlarını belli belirsiz yerlere koymaları, engelli vatandaşlarımızın durumunu olumsuz yönde etkiliyor. Bu tür konulara dikkat edilmesi gerekiyor. İnsanların vücutlarında bulunan engeller aslında bizlerin kafasında bulunan engeller kadar hayatı zorlaştırmıyor. Kafalardaki engeller ne olacak? Durum artık değişmeye başladı sanki. Kaldırımlar araçların, yollar yayaların oldu gibi bir durumla karşı karşıyayız. İsyan edilecek bir durumda olmamız gerçekten içler acısıdır. Bu durum nereye kadar böyle devam edecek? Umursamazlık ve alışkanlık bir arada gitmeye başladı.

Siz göreve geldikten sonra bölgede ne gibi değişiklikler oldu?

Şimdi bizler altı yıldır görevdeyiz. Bölgemize yakın olan Sarnıç’ta eskiden ulaşımın ne halde olduğunu, yolların hangi durumda olduğunu biliyoruz. Doğru düzgün yolları bile bulunmayan Sarnıç’ın eski haliyle şimdiki hali arasında çok fark var. Biz bu yollara yaklaşık on beş trilyonluk yatırım yaptık. İnsanlar, bizler buraya geldikten sonra ulaşımın ne olduğunu görmeye başladı. Bölgemizde çok fazla sanayici ve sanayi işletmesi var. Eskiden sanayicilerimiz yurt dışından gelen misafirlerini buralardan geçirmeye utanıyorlardı. Çünkü yollar son derece kötü durumdaydı. Biz, bu bölgede gerekli yatırımların yapılması hususunda gerekli mercilere çok baskı yaptık. Sonunda bir doğal gaz getirme çalışmamız oldu. Bölgemize çok büyük yatırımlar yapılması için uğraş veriyoruz. Ama yine de bazı olumsuzlukların siyasi olduğunun bilinmesi gerekiyor. Bu durum bizleri elbette üzüyor.

Sarnıç bölgesinde tapularını alamayan vatandaşlar var. Bu konuyla ilgili neler söyleyebilirsiniz?

Sarnıç tapularıyla ilgili çok farklı durumlar söz konusu. Bugün bir torba yasasından söz ediliyor. Gerekli çalışmalar yapılsa, her türlü araştırma ortamı geliştirilse ve söz konusu yasa çıksa bile her şeyin normale dönmesi için ve tapuların dağıtılması için en az iki yıla ihtiyaç var. Zaten her şey normale dönse bile çok daha farklı durumlar ortaya çıkacak. Kimsenin gücü söylenecek rakamları vermeye yetmeyecek. 2B arazilerinin durumunu artık birçok kişi biliyor. Bu bölgede yaşayan insanlara, kendi emekleriyle yapmış oldukları evlerin tapuları neden hala verilmiyor? Bu o kadar geniş bir konu ki, işin içinde iş var desek yeridir.

Kendinizi başarılı buluyor musunuz?

Biz göreve gelmeden önce bölgede birçok şey eksikti. Örneğin altı yıl öncesinde ne bir hastane, ne bir yüksekokul ne de bir belediye binası yoktu. Ama şimdi birçok eksik giderilmiş durumda. Buranın halkı demokratik bir halk. Ben burada yüzde 48 gibi bir oy alarak seçimi kazandım ve göreve geldim. Fakat kendimi aldığım oylar konusunda başarılı bulmuyorum. Bu bölge için çok şey yaptım. Oy oranının en az yüzde 55 civarında olması gerektiğini düşünüyorum. Tamam, seçimi kazanıyoruz. Ama oy oranının, bölgeye vermiş olduğumuz hizmete göre çok daha fazla olmasının gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda çok iyi çalışmalar yürüttük şimdiye kadar. Halkımız gerçeği er ya da geç görecektir. Biz hizmet yapıyoruz ama reklam yapmıyoruz. Halkımıza güveniyoruz.