Azeri-Türk gecesi kutlandı

ONURHAN ALPAGUT

Azerbaycan Kardeşlik ve İşbirliği Derneği’nin hazırladığı Azerbaycan Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 97. Yıldönümü etkinlik gecesinin açılışı bir kokteyl ile gerçekleşti. Dostluk ve kardeşliğin hakim olduğu gecede Azeri-Türk vatandaşlar bir araya geldi. Türk ve Azeri marşlarının çalındığı gecede 6 gün önce Azerbaycan'ın Başkenti Bakü'de çıkan yangında hayatını kaybeden 16 kişi adına saygı duruşu gerçekleşti. Azerbaycan'ın tarihinin bir sinematikle sunulduğu akşamda cumhuriyetin kurucularının resimleri de sergilendi ve bilgiler dinleyicilere aktarıldı.

"BURASI BİZİM VATANIMIZ"

Açılış konuşmasını gerçekleştirmek üzere anlamlı gecede kürsüye çıkan Azerbaycan Kardeşlik ve İşbirliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Asif Kurban, katılımcılara teşekkür ederek sözlerine başladı. Kurban, "28 Mayıs 1918 senesinde toplanarak cumhuriyetin bağımsızlığını ilan ettiler. Azerbaycan Cumhuriyeti Türk ve Müslüman aleminde ilk cumhuriyettir. Bakü Bolşeviklerin işgali altında olduğundan dolayı Azerbaycan Cumhuriyeti’nin başkenti Gence şehri oldu. Cumhuriyeti kuranlar ilk diplomatik ilişkilerini Osmanlı İmparatorluğu ile kurmuştur. Bu ilişkiler neticesinde Kafkas İslam Ordusu kuruldu. Bu ordu Azerbaycan'a yardım için gönderildi. Kafkas İslam Ordusu Gence'den Bakü'ye giderken orda Ermeniler ve Bolşevikler ile savaşarak Bakü'yü onların elinden aldı. Azerbaycan'ın Başkenti bu şekilde Bakü oldu. 1991 senesinde Sovyet işgalinden kurtulan Azerbaycan tekrar bağımsızlık bayrağını ülkemiz toprakları üzerinde dalgalandırdı. Bizler, Türkiye'de yaşayan Azerbaycanlılarız. Türkiye'yi en az kendi vatanımız kadar severiz. Bizler bu ülkenin vatandaşı olarak her zaman ülke kanunlarına uyduk. Güç kuvvetlerine silah sıkmak değil, tam tersi silah sıkanların karşısında yer aldık. Burası bizim de vatanımız" dedi.

"MÜCADELE VERİYORUZ"

Asif Kurban'ın arkasından kürsüye çıkan diğer isim İzmir Baro Başkanı Özcan Aydın'dı. Aydın, "Ben Batı Trakya insanıyım. Halen annem ve babam Atina'da ikamet ediyor. Biz İstanbullular gerçekleşen Batı Trakya mübadelesi dışı bırakılanlarız. Orada yaşamaya ve mücadele etmeye devam ediyoruz. Batı Trakya'da öğrenim hakkımız elimizden alındığı için 1981 yılında İzmir'e okumak, öğrenim görmek için gelmiş bir kişiyim. Hayat şartları bizi İzmir'de bıraktı. Çünkü o yıllarda avukat olabilmek için, Yunanistan'a gittiğinizde en az 15 yıl fark ders vermekle uğraşmanız gerekiyordu. Bu nedenle hayat şartları bizi buralara itti. Ailelerimiz hala orada. Oradaki haklarımızı korumaya çalışıyoruz. Şu an hala dış güçler tarafından bizi ait olduğumuz topraklardan koparma politikaları devam ediyor. Ancak bizler de oraları vatanımız bildiğimiz için terk etmiyoruz. Buraları bize terk ettirmeye çalıştıranlara karşı mücadelemizi veriyoruz."

Gerçekleşen konuşmaların ardından sahneyi teslim alan Ergün Guliyev ise parçalarıyla katılımcılara muhteşem bir gece sundu.