TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

“Değişiklikler, yeni mağdurlar ortaya çıkarır”

Engelliler maaşlarının alımını zorlaştıran yasa değişikliğine tepki gösteriyor. Bu uygulamaya göre binlerce engellinin maaşı kesilecek. Bizde bu durumu Çağdaş Özürlüler Yaşam Derneği (ÇÖYDER) Başkanı Vedat Başer ile görüştük. Başer, engelli hakları konusunda sürekli çalışmalar ve düzenlemeler yapıldığını belirterek, yapılan son düzenlemenin de uygulamaya geçmesiyle birlikte bu durumdan mağdur olacak engellilerin ortaya çıkacağını söyledi

Haber Giriş Tarihi: 10.04.2015 07:42
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
“Değişiklikler, yeni mağdurlar ortaya çıkarır”

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN

Yeni çıkan bu düzenleme ile birlikte yapılacak yardım nasıl belirlenecek?

-Şimdi engelli insanlara komşuları yardım ediyor, mahalle bakkalı yardım ediyor. Bazı kişiler bakkalın ayda onlara 50 lira erzak verdiğini söylüyor. Bunlar hep gelir olarak gösteriliyor. İnsanlara gelen şeyler onun geliri gibi gözüküyor. Yasada tam olarak oturmayan bir şey var. Gelen bütün yardımları gelir olarak kabul ediyor. Böylelikle o insanlara yapılacak olan yardımı bu şekilde belirliyor.

Peki, bu düzenlemeden önce durum nasıldı?

-Düzenlemeden öncede sistem daha karışıktı. Örnek veriyorum evde dolabınız var ise, sobanız ve televizyonunuz var ise bunlar artı değer olarak gözüküyordu. Adamın evi var ama geliri yok. Yetkililer evin var diyor tamam bitti o zaman sana yardım yok diyor. Böylelikle yardım alma kategorisinden çıkıyordunuz. Şimdi de böyle bir şeyler getirdiler hatta bu şimdiki düzenleme ile değil daha önceden de uygulanıyordu. Evde bakım ücreti almak istedi birisi, 7-8 sayfa form dolduruyor. Nereden gelir aldığını, nasıl geçindiğini madde madde hepsini yazıyor. Yiyeceği giyeceği hepsi yardım olarak veriliyor ama gelir olarak gözüküyor. Engelli vatandaş çalışmadığı için, geliri olmadığı için sadece onun gelirine bakılması gerekiyor. Ama ailesinin gelirini de hesaplıyorlar. Ailesinin geliri iyi ise 500 liranın üstünde ise sana yardım yok diyor. Açlık sınırı rakamının belli olduğu, yoksulluk sınırının belli olduğu ve asgari ücret rakamının belli olduğu yerde zaten verilen bu rakamlar bile yetmezken yapılan yardımın kesilmesi sıkıntı yaratır.

Yardım maaşı alan kişiler nasıl belirleniyordu, belirlendikten sonra sıkıntılı durumlar ortaya çıkıyor muydu?

-Özürlü maaşı almak isteyen kişinin evine sosyal hizmet uzmanları gidiyordu. Gerekli kontrolleri yapıyordu. Sobası var, buzdolabı var, televizyonu var, bir iki mutfak eşyası da var tamam deyip bu kişinin maaş almasına gerek yok kararı veriyordu. Bu insan o evi eşyayı yemeyecek ki. Ailenin toplam geliri bir anlamda iyi ama bunun o kişiyi düşünerekten yapılması gerekiyor. Kişi çalışmıyor ise engel oranında ona o yardımı vermelisiniz. Yani tabi birde verilen tutar maaş değil aslında yardım bunu da göz önünde bulundurmak gerekir. O maaşı vermesi lazım ama ailesinin gelirini hesaplıyor ve sana bir şey veremeyiz diyor. Hâlbuki 5378 sayılı yasada 18 yaşın altında olsa dahi maddesi vardı. Onu bile bir şekilde uygulamadılar. Örnek vermek gerekirse asgari ücretli bir adama devlet, çocuğu da engelli olduğu için 100 lira 200 lira vermiş olsa bu adama destek olunur. Sosyal devlet ilkesi gereğince bu yardım yapılması gereken bir yardımdır. Ne kadar güzel bir şey yasaya baktığımda çok güzel görünüyor ama uygulamada hiçbiri yok. Uygulamada senin asgari ücretin var deniyordu eskiden bu yüzden hiçbir şey alamazsın deniyordu. Devletin muhtaçlık tanımına göre yardım alacak kişinin hiçbir şeyinin olmaması gerekiyor.

Yeni getirilen düzenleme ile nasıl bir durum ortaya çıkıyor?

-Yapılan bu düzenleme ile eskiden özürlülük oranı %40’ın altındakiler hiçbir şey alamıyordu. Şimdiye kadar bu durum hep böyle idi. Rapor yönetmeliğinde bir değişiklik yapıldı. Ben 7-8 yıl bunun mücadelesini verdim. Bir arkadaşımız vardı tek bacağı ampute engellilik oranı %38’di. %2 ile engelli olma durumunu kaybediyordu. Bu durumda ne işe girebiliyor ne de sosyal yardım alabiliyordu. Hiçbir şey yapamıyor. Normal şekilde de işe giremiyor çünkü bir bacağı yok. Engelli raporu alamıyor normal şekilde de çalışamıyor çünkü normal insanlar gibi sağlıklı değil, sağlıklı bir şekilde çalışamaz. Bu durumda engelli de değil sağlam da değil böyle bir çıkmaz vardı. Rapor yönetmeliğini Avrupa normlarına göre değiştirdiler. Ama %40 barajı kaldığı için böyle bir sürü insan mağdur durumda kaldı.

Diyelim bu rapor oranlarını Avrupa normlarına uyarladın buna karşı değiliz fakat barajı indirmek gerekir.

Sizce bu engellilik oranı ile ilgili nasıl bir yol izlenmelidir?

-Ben bu oranın %20’ye indirilmesi teklifimi her yerde söyledim ya da kademeli olarak indirilmesi fikrini beyan ettim. Herkese engel oranında yardım yapacaklar. Engellilik oranı %20 ise %20 oranında yardım yapacaklar. Uygulamada nasıl bir sıkıntı çıkabileceğini kestirmek zor ama bu durum bana biraz daha mantıklı gibi geliyor.

Yapılan düzenleme ile ne gibi şeyler ile karşılaşacağız?

-Bu düzenleme ile verdikleri yardımları tekrar şekillendirecekler. Şimdi yapılan itirazlar oradan kaynaklanıyor. Gelir düzeyi noktasında hak kaybı yaşayan insanlar olabilir. Devletin muhtaçlık tanımı farklı, hayatın muhtaçlık tanımı farklı. Adam muhtaç olabilir ama evinde bulunanları biri hediye etmiştir. Evde her şeyiniz olabilir ama hiçbir geliriniz yok ise bu insan yardıma muhtaçtır. Bildiğim kadarıyla bu yönetmelikte engel oranları dörde bölündü.  Dörde bölünmüş oranında insanlar yararlanacak. %40 noktasında herkes her şeyden %100 yararlanıyor ama şimdi herkes engeli oranında yararlanacak. Bu sefer herkes biraz kısıtlanacak. Bu durumda da insanlar biraz tepki gösterecekler. İnsanlar bu mücadeleyi vermeliler ve bu mücadele oranında da kendilerini geliştirmeliler. Çünkü herzeyi yukarıdan beklediğiniz zaman pek fazla bir şey elde edemiyorsunuz veya gelse de geç geliyor.

Ne kadar zamandır bu şekilde düzenlemeler yapılıyor?

-2006’dan beri 2010’da ve 2012’de hep bu engelli rapor yönetmeliği ile oynadılar niye oynadılar niçin oynadılar kimin için oynadılar onu da bilmiyorum. Şimdiki şekli herhalde son şekli olacak. Bunda da aksaklıklar mutlaka çıkacaktır. Bu düzenlemeler yukarıdan ayarlanıyor. Uygulamada ne olacağını bilmiyorlar bu yüzden böyle bir sıkıntı ortaya çıkıyor.

Siz bu yapılan düzenlemeler ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

-Engelli insanları hep bir beklenti içerisinde bırakmak bence yanlıştır. Temel noktanın bu olması gerekiyor. Bir adam engelli olup da işsiz ise yardım almalı ama işe girmesi yönünde de teşvik edilmelidir. Bir meslek kazandırma ve iş teklifi mutlaka bu tür insanlara yönelik, onları topluma kazandırmaya dönük olarak yapılmalıdır. Bu şekilde herkese para verilirse insanlar çalışmaya gerek duymaz. Niye çalışsın ki. Bence yapılan destekler o insanı ileriye dönük olarak onu yaşama hazırlayacak şekilde olmalıdır. Şimdi hiçbir şekilde çalışmayan herkes o paraya baktığı için haklı olarak paranın azalması da onların düşük olan yaşam standardını daha da aşağıya çekecek gibi görünüyor. Haksız ise düşsün haklı ise devam etsin. Muhtaçlık değerlendirmesini doğru yapmak lazım birde engelli insan çalışmıyorsa bu yardımı almalıdır. Ama aldığı yardımı onu çalıştıracak şekilde almalıdır. Ona belli bir miktar para verip bırakmamalı, İŞKUR’da kayıtlı olmalı yılda iki kez üç kez iş teklifi yapılmalı. Bunlar olduğu zaman bence sorun yok.

Hiçbir çalışma olmuyor adama 300 lira 500 lira veriyorsun. 3 ayda 500 liraya, 700 liraya adamı bağımlı hale getiriyorsun ve tembel hale getiriyorsun.

Uygulamada bu düzenlemenin neler getirip neler götüreceğini kestirebilir miyiz?

-Zaten bu düzende uygulamada biraz problem çıkmıştı. Çeşitli yerlerde insanlara engeller çıkarılıyor. Aslında bu fondan elde edilen para bu insanlara ayrılmalıdır. Ama bunu yaparken de usulüyle yapmak gerekir. Ben sana veremem diye bir şey yok. Bir engelli çalışmıyorsa verilmeli ama bedeni olarak çalışmaya uygun ise de onu çalışmaya teşvik etmek gerekir. Tam muhtaç olan insanlara da sadece bu yardımın dışında birçok şeyin de verilmesi de gerekir. Şimdi geçenlerde bir şey duydum Fakir -Fukara Fonu kiranın yarısını veriyor dediler. Herhalde seçim nedeniyle oluyor. Bu uygulama güzel bir uygulama seçimden sonra da bu uygulamanın devam etmesi gerekir.

Bu tip düzenlemeler yapılırken sizlere sorulsa nasıl olur?

-Bu tip düzenlemeleri yaparken bütün sivil toplum örgütlerinden görüş alınsa çok daha iyi olur. Bu sefer herkes katkı koyar. Böyle olduğu zamanda bu tip eylemlerin yapılmasına gerek kalmaz. Kişiler itirazını da o katkılar içerisinde yapar. Burada temel nokta muhataplık noktası olarak çıkıyor. İnşallah ileriki zamanlarda bu durum düzelecektir. Şu anda konuştuğumuz noktada biraz da yapılan şeyler sivil toplum örgütleri ile birlikte yapılırsa böyle durumlar olmaz.

2022 sayılı Kanuna göre kişilere; Yaşlılık Aylığı (65 yaşından büyük olanlar), Özürlü Aylığı (18 yaşından büyük, %40 - %69 özürlü olanlar), Bakıma Muhtaç Özürlü Aylığı (18 yaşından büyük, %70 ve üzeri özürlü olanlar) ve Özürlü Yakını Aylığı (18 yaşından küçük yakını olanlar) olmak üzere dört türlü aylık bağlanmaktadır.

Belirtilen kanun kapsamında sağlanan aylıklardan yararlanmanın ilk ve ana koşulu, yaşlı, güçsüz, kimsesiz, özürlü ve muhtaç kişinin Türk vatandaşı olmasıdır. Türk vatandaşı olmayan bir kişinin söz konusu Kanun hükümleri kapsamında sağlanan aylıklardan yararlanması mümkün değildir.

Kişiye 2022 sayılı Kanun gereği yaşlılık aylığı ve özürlü aylığı, herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan malul olmaları nedeniyle yetim olarak aylık veya gelir alan çocukların vasisi olması nedeniyle ayrıca aylık bağlanmasına engel teşkil etmez.

2022 sayılı Kanuna göre özürlü veya başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek şekilde özürlü olmaları nedeniyle aylık bağlanacak olanların Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre aldıkları sağlık kurulu raporları, Kurum tarafından görevlendirilecek 3 uzman hekimden oluşan bir sağlık kurulunca karara bağlanır. İhtiyaç halinde, Kurum Başkanlığı tarafından aynı usul ve esaslar dâhilinde birden fazla Sağlık Kurulu oluşturulabilir. Sağlık Kurulları, Genel Müdürlüğe bağlı olarak çalışır. Sağlık Kurulu, üye tamsayısı ile toplanır ve oy çokluğu ile karar verir. Sağlık Kurulu gerekli gördüğü hallerde, ilgilinin; Raporu veren hastanenin sağlık kurulunca ya da raporu veren yer dikkate alınarak bir başka hastanenin sağlık kurulunca, tekrar muayenesini isteyebileceği gibi ek veya yeni bir sağlık kurulu raporu düzenlenmesini de isteyebilir

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.