TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Eğitim şart

Fevzi Çakmak Caddesi’nde bulunan Dokuz Eylül İlkokulu’nun Müdürü Hasan Köse, bir bireyin hayatında eğitimin yerini anlatarak, okul bünyesinde bulunan eksikliklerden bahsetti

Haber Giriş Tarihi: 01.04.2015 07:12
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Eğitim şart

EMİNE ŞEKER

Dokuz Eylül İlkokulu’nun Müdürü Hasan Köse, Çanakkale Eğitim Yüksek Okulunu 1988 tarihinde tamamladığını belirterek, daha sonraki yıllarda 2+2 lisans eğitimini tamamladığını ifade etti. Köse, yönetim ve organizasyon alanında yüksek lisans da yaptığını vurgulayarak, Erzurum ili Çat ilçesi Cibo Mezrasında sınıf öğretmenliğine başladığını dile getirdi. Köse, meslek hayatında 28 yılı geride bıraktığını açıklayarak, 1993 yılında İzmir iline geldiğini, İzmir ilinin çeşitli ilçelerinde farklı okullarda çalıştığını ve 5 ay öncede Dokuz Eylül İlkokulu’nda göreve başladığını söyledi.

ÖĞRENMEK TUTKUSUYLA YAŞAMAK

Milli Eğitim Bakanlığı’nın temel ilkelerini ve Ulu Önder Atatürk’ün gösterdiği hedefe, kendi alanında en iyi olan ilkokullar ile okulu kıyaslayıp, sürekli gelişerek eğitim sistemi anlayışı ve yönetim sistemi kalitesi ile beklentileri gerçekleştirmeyi misyon edindiklerini belirten Köse, “Okulumuzun vizyonu ise Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ilkokul kurumlarının eğitim anlayışı sistemin ve yönetim kalitesi ile mükemmellik standartlarının belirleyen kurum olmak. Öğrenme tutkusuyla okumak, çalışmak ve yaşamaktır” dedi.

İYİ BİR VATANDAŞ YETİŞTİRMEYİ HEDEFLİYORUZ

Köse, eğitim ve öğretim çerçevesinde çalıştığı okullarda gelişerek daha ileriye gidebilmesi için elinden gelen her türlü çabayı gösterdiğini vurgulayarak, öğretmenlik mesleğini çok sevdiğini söyledi. Köse, “Dünyaya bir kez daha gelsem yine öğretmen olurum. Dünyanın en güzel mesleğini yaptığımız için biz öğretmenler çok şanslıyız. Anne kucağından tertemiz bir şekilde gelen çocuklarımızı hayata hazırlamaya çalışıyoruz. İyi bir insan ve vatandaş yetiştirmeyi hedefliyoruz. Çocuklarımızın var olan eğitim ve öğretimlerine katkı yapmak sanıyorum dünyanın en güzel işidir. Biz öğretmenler kendimizi bu konuda çok şanslı hissediyoruz” dedi.

BORNOVA’DA EN GÖZDE OKULLARDAN BİR TANESİYİZ

Dokuz Eylül İlkokulu’nun Bornova ilçesinin en gözde okullarından bir tanesi olduğunu belirten Köse, okulun veli yapısının da elit bir yapıya sahip olduğunu söyledi. Köse, velilerin ilgi ve alakasından dolayı çocukların okula donanımlı bir şekilde geldiğini açıklayarak, “Veliler çocukları için daha iyi bir eğitim alması için sürekli araştırma içindeler. Velilerin araştırmacı olmaları bizim işimizi fazlasıyla kolaylaştırıyorlar. Bornova ilçesinde yaklaşık 90’a yakın okul var. Bu mevcut olan okullar içinde de biz ilk sırada olabilir. Bizim eğitim seviyemiz diğer okullara göre çok çok üst seviyede bulunuyor. Çünkü biz var olan sınırları zorlayarak çocuklarımızın eğitim ve öğretim hayatlarına katkı sağlıyoruz. Donanımlı gelen çocuklara gelişim sağlamak bizi de çok mutlu ediyor. Ama bu işin artı tarafı da var. Eksi tarafı da var. Bizim okulumuzda bulunan öğretmenlerimizin boş vakti olmuyor. Çocuklarımız donanımlı geldikleri için hep daha fazlasını öğrenmek için sürekli olarak öğretmenlerine sorular soruyorlar. Öğretmenlerimizde çocuklarımızın eğitim ve öğretimlerine katkı sağlamak adına ellerinden geleni yapıyorlar. Velilerimizin çok araştırmacı olmaları yanı sıra çocuklarımızda çok akıllılar. Velilerimiz okul ile çok fazla iç içeler. Okulumuzun yapısı hem veli olarak hem de öğrenci olarak çok iyi bir yerde” ifadelerini kullandı.

OKULUN REHBERLİK AYAĞIDA ÖNEMLİ

Köse, okulların rehberlik ayağının da çok önemli bir yere sahip olduğuna dikkat çekerek, “Konusuna hakim bir rehberlik öğretmene sahip olduğumuz için çok şanslı bir okuluz. İşini severek yapan bir rehberlik öğretmenine sahibiz. Okulumuzda meydana gelen olumsuz bir olay yaşandığında rehber öğretmenimiz olaya anında müdahale ederek büyümesini engelliyor. Öğrenci ya da veli de yaşanabilecek olan sıkıntıların yaşanmaması için kendisi ile birlikte çok fazla yol kat ettik” şeklinde konuştu.

OKULUMUZUN YAPISI FAZLA ÖĞRENCİYİ KALDIRMIYOR

Dokuz Eylül İlkokulu’nda yaklaşık 600 öğrencinin bulunduğunu söyleyen Köse, sınıf mevcutlarının da yaklaşık 45 kişiden oluştuğunu belirtti. Köse, “Sınıflarımızın mevcut sayısının bu kadar fazla olmasının bir sebebi merkezi bir okul olmamızdan kaynaklanıyor. Tabi okulumuzun fiziki yapısı bu kadar fazla öğrenci sayısını kaldırmıyor. Ne yazık ki nakil ve yeni kayıt ile gelen öğrencilerin sayısını azaltamıyoruz. Çevremizde iş hanlarının bulunasına rağmen öğrenci sayımız çok fazla. Öğrencilerimizin yaklaşık yüzde 90’ı başka semtlerden ve ilçelerden servisler ile geliyor. Atatürk Mahallesi’nden, Evka-3’den, Mevlana Mahallesi’nden ve Karşıyaka ilçesinden bile gelen öğrencilerimiz var. Tercih edilmemizin sebebi de tecrübeli öğretmen arkadaşlarla çalışmamızdır. Bu durumda ailelerin okulumuza olan talebini artırıyor. Ama durum böyle olunca çocuklarımız sınıf içerisinde yeri geldiğinde 3 kişi oturmak zorunda kalıyorlar” diye konuştu.

İMKANSIZLIKLAR İÇİNDE ÇOCUKLARIMIZ İÇİN FAALİYETLER YAPIYORUZ

Köse, Dokuz Eylül İlkokulu’nun temel eksikliğinin sınıf sayısının az olmasını vurgulayarak, “Bulunduğumuz bina eski yıllarda köşk olarak kullanıldığı için butik bir okul yapısına sahibiz diyebiliriz. Okulumuzda 7.5 sınıfımız var. Sportif ve sosyal aktiviteleri gerçekleştirebileceğimiz alanımız yok. Bir spor salonumuz yok. Çok amaçlı toplantı salonumuz yok. Okulun bahçesi öğrencilerimizin oyun alanı için yeterli değil. Mevcut olan fiziki yapı bizi çok zorluyor. Yapmak istediğimiz çoğu aktiviteyi de engelliyor. Yapmak istediğimiz aktiviteleri yapabilsek çocuklarımızın akademik başarılarının yanı sıra sosyal aktivite başarıları da olacak. Yine de mevcut olan imkansızlıklar içerisinde çocuklarımız için sosyal faaliyetler yapmaya çalışıyoruz. Okulumuza yakın olan salonları kullanıyoruz. Çocuklarımızla birlikte folklor çalışmaları ve drama çalışmaları gibi çalışmalar yapıyoruz. Ama maalesef istediğimiz gibi olmuyor. Okulumuzda ikili öğretim yaptığımız için hiç boş vakit olmuyor. Zaman içerisinde gerekli yerlere ek bina talebi yapılmış. Ama alan yeterli görülmediği için yerine getirilmemiş. Zamanında bir girişim yapılmış. Ama okul binası sit alanı içerisinde olduğu için bir çivi dahi çakılmasına izin verilmiyor” dedi.

VELİLERİMİZE YÖNELİK SEMİNERLER DÜZENLİYORUZ

Okul bünyesinde öğrenciler haricinde velilere yönelikte çalışmalar yaptıklarını ifade eden Köse, “Özellikle çocuklarda yaşadığımız sıkıntılar ile ilgili seminerler düzenliyoruz. ‘Akran istismarı ve akran zorbalığı ile baş edebilme’ ile ‘iyi dokunma ve kötü dokunma cinsel istismardan korunma’ gibi seminerler düzenledik. Bu dönem içerisinde de velilerimize yönelik çeşitli seminerler düzenlemeye devam edeceğiz. Yaptığımız tüm çalışmalar için Bornova Belediyesi bize kucak açtı. Tüm tesislerini bizim kullanmamıza izin veriyor. Bornova Belediyesi’ne bize verdiği destekten dolayı da çok teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.

EĞİTİM AİLEDE BAŞLAR İLKOKULDA DEVAM EDER

Köse, bir bireyin hayatında eğitimin şart olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle bitirdi: “Bir insan hayatında gerçekleştirmek istediği her şeye sahip olmuş olsun ama öncelikle iyi bir birey ve iyi bir insan olması gerekiyor. Bunun için de bu işin yolu iyi bir eğitimden geçiyor. Eğitim kadar öğretim de çok önemli. Bir bireyin hayatında öncelikli olarak eğitim çok önemli. ‘Ağaç yaş iken eğilir’ misali iyi bir eğitim almış olan birey ilerleyen hayatında karşılaştığı tüm zorluklara rağmen her şeyde başarılı oluyor. Eğitim sadece ülkemiz için değil tüm dünya için geçerli olan bir şeydir. İnsanların öncelikle eğitime önem vererek sonrasında öğretimi de içine almalıdır. Eğitim öncelikle aileden başlayarak ilkokul ile devam eder. Aile öncelikle çocuklarına iyi bir insan olmayı öğretmeli. İnsani değerleri çocuklarına mutlaka vermesi gerekiyor. Ailelerin bize destek olarak yardımcı olmaları gerekiyor. Çünkü eskiye bakarak veli yapısı biraz değişti. Veli yapısı değişirken aile yapımız da değişti. Her şeyi bildiğimizi sana bir toplum haline geldik. İşi ehli kişilere bırakalım. Velilerin bize güvenmeleri gerekiyor. Bu şekilde olursa düzgün ve dürüst bireyler yetiştirebiliriz diye düşünüyorum. Velilerimiz ve öğrencilerimiz bize güvensinler. Öğrencilerimiz okulumuzun bünyesinde emin ellerdeler. Biz öğrencilerimizi kendi çocuklarımız gibi geleceğe hazırlayıp güvenli ve düzgün bir şekilde ailelere teslim edeceğiz. Ülkemiz ve milletimiz içinde en faydalı ve en düzgün vatandaşlar şeklinde yetiştirerek okulumuzdan mezun etmeye çalışacağız. Bu yüzden okulumuz ailelerin okulu. Bu yüzden bizi izlemeye ve bizimle çalışmaya devam etsinler.”

EĞİTİLMİŞ İNSAN ÖĞRENİR ÖĞRENEN İNSAN EĞİTİLİR

Psikolojik ve Danışman ve Rehber Öğretmeni Ayşe Orman,çocuğun ilk doğduğunda kendisinin ayrı bir birey olduğunu bilmediğini vurgulayarak, annesinin bir uzantısının olduğunu zannettiğini söyledi. Orman, belki çocuğun emme dönemi bittikten sonra kendisinin bir birey olduğunu anlayabileceğini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı: “Okula başladıktan sonra kendisi için önemli olan ailesinden sonra kendisi için değerli olan öğretmenini tanır. Göle bir taş atılır. Atılan taş su da birçok halka oluşturur. Oluşan halkaların hepsi kıyıya vuruyor. Kıyıya vurmayan şey bir anlam taşımaz. Anne ve babadan sonra en önemli kişi çocuğun öğretmenidir. Öğretmenini taklit ediyor. Onun gibi yazmaya ve konuşmaya çalışıyor. Eğitilmiş insan öğrenir öğrenen insan eğitilir. Bu anlamda ilkokul bizim karakterimizin oluştuğu en son noktadır. Sonrasında artık çok şekillenmez. İlkokul dönemi içimizde bulunan bizi oluşturmaktır. İlkokul dönemi bizi oluşturan en önemli faktördür. Biz okulumuzda çocuklarımıza sadece test çözmeyi öğretmiyoruz. Müzik alanında da eğitimler veriyoruz. Yaptığımız çalışmalarla sınırlı kalmayıp çocuklarımız için daha çok çalışmalarımıza devam edeceğiz.”

DOKUZ EYLÜL İLKOKULU’NUN TARİHÇESİ NEDİR?

Okulumuz Bornova’da ilk defa Bulgar Evi kiralanarak iki sınıflı olarak 1906 yılında Fevzi Yunus adı altında eğitim öğretime açılmıştır. Daha sonra var olan sınıflara üç sınıf ilave edilerek Emine-Mürüvet Hanımlarla iki yıl söz konusu binada eğitim ve öğretim sürdürülmüştür. 1908’de Bulgar Evini terk eden okul büyük cami avlusunda ki cami odasına taşınarak Fahriye-Şaziye-Kadriye Öğretmenlerle eğitim ve öğretime devam edilmiştir. 1911’de cami odasından ayrılmış, beş sınıflı olarak Fransız Kız Okulu’nda mütareke yapılıncaya kadar eğitim ve öğretimini Makbule-Şadiye-Meliha-Kadriye Öğretmenlerle sürdürmüştür. Mütarekeden sonra Rıza Bey Hanı üzerindeki Rıza Beyin evine nakledilen okul, işgal yıllarında Hafize-Atiye-Saadet ve Kadriye Öğretmenlerle çalışmalarına devam etmiştir. Zaferden sonra 1922 tarihinde Bilgi sokaktaki Hilal Okulu, Ermeni Evine taşınarak Feride, Şükriye, Sara, İffet, Bedriye ve Nafia Öğretmenlerle çalışmalarını burada sürdürmüşlerdir. Hazineye ait bir ev iken 09.09.1922 tarihinde Dokuz Eylül İlkokulu adı ile hizmete girmiş olan bu bina 07.01.1963 tarihi sabahı yanmıştır. Aynı yere Çimentaş T.A.Ş.nin hayırsever hissedarları tarafından 7 derslikli, 2 idare odası, 1 araç-gereç odası olarak yeniden yaptırılan okulumuz 16.09.1963 günü eğitim ve öğretime açılmıştır. Okulumuz 1997-1998 eğitim öğretim yılında sekiz yıllık kesintisiz ilköğretim okuluna dönüştürülmüştür. Bu yıldan itibaren okulumuzun adı Dokuz Eylül İlköğretim Okulu olmuştur. İlköğretim ve eğitim kanununda yapılan değişiklikle 30.03.2012 tarih ve 6287 sayılı kanunla (4+4+4) okulumuz tekrar Dokuz Eylül İlkokulu olarak değiştirilmiş olup, eğitim ve öğretime devam etmektedir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.