TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Sokağın kültür seviyesi düştü

Karşıyaka Arabacılar Sokağı esnafları son yıllarda sokağın kültür seviyesinin gözle görülür ölçüde düştüğüne dikkat çekerek, pazarlarda dahi yasaklanan çığırtkanlığın sokakta devam ettiğini söyledi

Haber Giriş Tarihi: 11.05.2015 07:25
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Sokağın kültür seviyesi düştü

NİLGÜN TAZE

50 yıldır babadan kalma dükkanını işleten Peynirci Mehmet Salih Doğru, eskiyle kıyaslandığında sokağın gidişatının hiç de iç açıcı olmadığına dikkat çekerek, sokağın eğitim kalitesinin önemli ölçüde düştüğünü söyledi. Doğru, belediyeden de hizmet alamadıklarını belirterek, “Karşıyaka eski Karşıyaka değil. Sokağın başındaki 5 tane kokoreççi dükkanı bu sokaktaki 500 tane esnafı öldürdü. Bu sokağa artık aile giremiyor. Hırsızlıklar, gelen müşteriye çirkin sözlerle laf atmalar ve her türlü saygısızlık alış veriş yapmaya gelen müşteriye gösteriliyor. Siz olsanız sizde gelmezsiniz. Benim çocukluğum ve gençliğim bu sokakta geçti ancak ben bu kadar terbiyesizleştiğini görmedim.  Balıkçıların olduğu dönemde sokak daha iyiydi, ruhsatları iptal edildiği için arkadaşlarımız ekmek kapılarını terk etmek zorunda kaldılar. Artık bu sokaktan nefret ediyorum ve kendi dükkanıma gelmek istemiyorum. Bu gidişle oğluma devredeceğim dükkanı.  Çok kötü sokak. 5 tane kokoreççi için bunca esnafı öldürmeleri, aileleri sokağa giremez hale getirmeleri affedilecek gibi değil.  Her şeyden önce bakın sokak ortasında hiç masa olur mu? Sokağın kalitesini dışardan gelen kültür seviyesi düşük esnaflar bozdu.  Bu sokağın kaderi midir nedir bilmiyorum iki dönemdir CHP hiçbir şey yapmadı.  Bütün marka sahipleri AVM’lere döndü. Haklılar da… Çünkü hem daha güvenli hem de tüm markalar bir arada olduğu için tüm kalite arayan müşteriler de kaliteye gidiyor. Logarlar Cevat Durak zamanında yıkanıyordu şimdi ise küçük bir yağmurda su basıyor dükkanlarımızı. Ben yıllardır CHP’ye oy veriyorum ancak Akpınar’a esnaf olarak oy vermem.  Adam olana oy veririm ben, partiye değil. Eskişehir’de CHP.  Gitsinler de oradan örnek alsınlar belediyecilik nasıl yapılır öğrensinler. Sanayiciliği İzmir’de bitirdiler tüm sanayicileri Manisa’ya kaçırdılar. Neden? Manisa’nın 10 yıl önce 3 bin nüfusu vardı şimdi 1 Milyon nüfusu var. Yazık değil mi İzmir’e ve İzmirliye. Manisa’da olmayan yatırımcının işine gelen liman da var burada.  Adam buradaki fabrikasını kapatıp neden Manisa’ya gitmek zorunda kalıyor? Bize hizmet edip bizi ileriye taşıyacak insanlar lazım var olan zenginlikleri yok edecek değil.  Kaldırım söküp kaldırım yapmakla belediyecilik olmaz.  Nerede turizmcilik. Turizm İstanbul’da mı yapılır yoksa Ege’de mi? Demokratiklik böyle olmaz. Logarları şu an açın en az sadece açtığınız yerde 20 tane kedileri yutabilecek lağım faresi görürsünüz. Hamam böceklerini söylemiyorum bile. Koku deseniz sıcaklarda nefes alamazsınız.  Bu rezillikten başka bir şey değil. Tepeden inme belediye başkanı getirildi. Karşıyaka’nın özünde yok muydu belediye başkanlığı yapabilecek bir kişi. Bu sokağı gördükçe kendimden nefret etmeye başladım. Çok yazık, nerede kendini bilmeyen insanlar varsa bu sokağa getirdiler.  Güvenlik deseniz zaten güvenlik namına bir şey yok.  Burada geçen yaz silah sıkma cesaretini bile gösterebildiler. Karşıyaka’nın en nezih ve güzel olan sokağın bu hale geldiğine şahit olmak beni çok üzüyor.  Siz genç bir kızsınız ve geceleri bu sokakta yürüyemezsiniz. Aileler eskiden arabacılar sokağına gelir gecenin onbirlerine kadar alışverişlerini yaparlardı. Şimdi 8.30’da dükkanımı kapatmaya başladım.  Kapımı kitleyip giderken Allah’ın selamını vermek esirgenmez ama artık selam dahi vermeden evime gidiyorum. Eskiden burada biz her işi birlikte yapardık öyle bir bağ vardı aramızda. Komşularla araba kiralar denize giderdik. Piknikler, maç turnuvaları düzenlerdik. Şimdi ise bir kahve içip iki lafın belini kıracak insan yok etrafımda.  O zamanlar burada Karşıyaka Adliyesi vardı ne zaman adliye taşındı burada yaşayan esnaf dostlarım da gitti. Benim gazeteci bir arkadaşım var ve iki kez bu sokağın haberini yaptı ancak yine de bir sonuç çıkmadı hanımıyla birlikte gelerek kendi gözleri ile gördü sokağın durumunu. Bana da yazık bu sokakta. Ben 50-60’lık dükkanım burada. İnsanlar kaliteli ürünler sattığımı bilerek gelirler bana. Eğer yeni açılmış bir dükkan olsaydım kesinlikle sinek avlar ve diğer dükkanlar gibi ben de yok olur giderdim. Sokakta sadece dönerci olsun yeter. Bırakın arabacılar sokağını çarşıda bile kaliteli mal satan mağaza göremezsiniz. Birçok mağaza kapatıp gitti. Böyle bir çarşıda kaliteli bir kıyafet, ayakkabı almak istesen ilaç için bulamazsın. Her yer düşük kalite.  Bir kişi ile oturup sohbet edemiyorum. Arkadaşım yok, konuşmaya çalışıyorum ancak adamların dünyası o kadar değişik ki, hayata o gözlerle bakabilmem mümkün değil.  Ben mükemmel bir insan değilim ancak doğru ile eğriyi ayırabilecek kadar bilinçliyim. İnsanlıktan nasiplenememiş söylem ve hareketlerle karşılaşıyorum. Bizlere de yazık. Bunların encümende adamları mı var. İnsanlara rahatsızlık verecek derecede nereden geliyor bu rahatlıkları? Kimsenin ekmeği ile oynamaya hakkımı yok ama burada 5 kişi için 500 kişinin ekmeği ile oynanıyor. Bir sokağı ailelerin giremeyeceği bir hale getirmek ne demektir? Buna nasıl bir açıklama getirebilirsiniz? Benim en sevdiğim aile dostum benim dükkanıma gelemiyor, hanımım gelmek istiyor, kolundan çekiştiriliyor. Sigarayı bırakmış beş yıl boyunca içmemiştim. Sokağımızda yaşanan bu olumsuz dönüşümler nedeniyle 1.5 yıldır tekrar içmeye başladım. Ne belediye var, ne kontrol var, ne de emniyet bir şey söyleyebiliyor. Ne biçim bir ülkede yaşadığımızı anlayamıyorum.  Nerede yaşıyoruz, dağ başı mı burası? Benim tabelamı dahi gözükmez hale getirdiler. Burada dükkan olduğunu bile insanlar göremiyorlar ben hala ayaktaysam eski olduğum için ayaktayım. Benim müşterilerim kaliteden ödün vermediğimi, farklı olduğumu bilirler ve o yüzden gelmeye devam ediyorlar. Ya yeni açılmış olsaydım ne olacaktı? Benim iki oğlumdan biri gıda mühendisi çıkıyor diğeri işletme mezunu. Burada olsalar benden daha iyi yaşananları anlatabilirlerdi” dedi.

 

MAZGALLAR TEMİZLENMİYOR

 

Sokağın en büyük problemlerinden bir tanesinin mazgalların temizlenmemesi olduğuna dikkat çeken ve defalarca belediyeye temizlik yapılması için müracaatta bulunmalarına rağmen bir çalışma yapılmadığını söyleyen Kokoreççi Hasan Kılıç, “Yağmur yağdığı zaman sular taşıyor ve tüm esnaf kendi imkanlarıyla kendi işini gücünü bırakıp yağmur sularını boşaltmaya çalışıyor. Belediyenin işlerini biz yapmak zorunda kalıyoruz. Belediye yetkililerine sesimizi nasıl duyurabiliriz bilmiyorum. Basın toplumsa, yönlendirmede çok etkili olduğu için dilerim sizin aracılığınızla sesimizi duyarlar. Mazgalı geçen esnafların zabıtalar fotoğraflarını çekerek yüklü miktarlarda ceza kesiyorlar. Masalarımızı koyacak yeterli yerimiz olmadığı için ister istemez mazgalların dışına taşabiliyoruz. En son kesilen ceza 6 bin TL’ydi. Biz nasıl para kazanacağız, nasıl müşteri gelecek ve ailelerimiz geçindireceğiz?  Durumumuzu kamuoyuna yansısa bize hak vermeyecek insan yoktur. Dükkanımıza bakın 6 metrekarelik bir yer, salonu yok ki içeri masaları koyalım. Mecburen sokağa koyuyoruz ve zaman zaman da mazgalları geçtiğimiz oluyor. Başka türlü ekmek yiyebilmemiz mümkün değil. Bizlerin vergimizi ödeyebilmemiz için iş yapmamız gerekiyor. Para kazanamazsak nasıl bu çarkı döndürebiliriz ki? Sokağın güvenliği ile ilgili ise biz yemek sektöründe çalıştığımız için gecenin ikisine kadar dükkanımız açık tutmak zorunda kalıyoruz. Genellikle hafta sonları ve yaz aylarında gece 10:00’dan sonra alkolü fazla tüketen insanlar meydan çıktıkları için kavgalar, ağız dalaşları çok oluyor.  Kişisel olarak aldığımız kameraları dükkanıma yerleştirerek kendi güvenliğimi sağlıyorum ancak emniyetin sokağa kurduğu herhangi bir güvenlik sistemi yok. Halbuki ne kadar basittir çözüm sadece her sokak başına konacak bir kamerayla tüm sokakta neler olup bittiğini gözlemleyebilir ve güvenlik önlemlerinizi alabilirsiniz. Sokaklarda bulunan lambaların üzerine bile 2 tane kamera konulsa yeter”

ELEKTRİKLERİ ÇOK SIK KESİLİYOR

Kış boyunca sokağın elektriklerinin kesildiğini ve elektrik sisteminin yenilmesi gerektiğini söyleyen Çikolatacı Selma Güresin, “Sokağımızda en çok dikkatimi çeken sokak taşlarının eski usul olmasından dolayı yaşlıların ayaklarının takılıp düşmeleri. O kadar çok yaşlı düşer oldu ki son zamanlarda. Taşlar dengesiz ve yerlerinden oynamış durumda. Esnafların normalde mazgalları geçmesi yasak olmasına rağmen masa sandalyelerini koymaları da zaten dar olan sokakta yürümeyi iyice güçleştiriyor. Temizlik çok iyi olmasa idare ediyor. Ne çok temiz ne de ne de çok pis.  Güvenlik konusunda bir sıkıntım yok çünkü bir çikolatacı dükkanıyım ve erken saatlerde dükkanımı kapatıp gidiyorum ancak gece çalışan diğer esnaf arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla geceleri olaylar oluyormuş. Çok memnun değilim sokaktan çünkü esnaf alış veriş yapmaya gelen insanlara çok laf atılıyor. Bu da esnafın kültürü ile ilgili. Dışardan çok fazla insan geldiği için her türden insan oluyor burada. Bu da sokağın kalitesini olumsuz yönde etkiliyor. Kültür düzeyi yüksek esnafların çoğu ya yaşlanmış ya da çeşitli nedenlerle sokaktan ayrılmak zorunda kalmışlar. Esnaf kesimi zeminden gelme insanlar. Okumuş insanlar esnaflık yapmadıkları için eğitim seviyesi de haliyle düşük.  Bu yıl kış ayında elektriklerimiz çok sık kesildi. Şikayetlerimize rağmen çok geç saatler sonrasında elektrikler geldi. Biz esnafız ve para kazanmamız da elektriklerin olmasına bağlı. Kepenklerimiz elektrikli olduğu için açıp kapatmamız büyük bir sorun haline geldi. Kış boyunca ya açamadık ya da kapatamadık. Elektriklerin kesilmesinin yağmurlarla ne ilgisi var bilmiyorum ama en çok da yağmurların başlamasıyla kesildi. Bu konuyla ilgilenirlerse çok sevinirim” dedi.

ÇIĞIRTKANLIK DİZ BOYU

20 yıldır bu sokakta lokantacılık yapan ve 20 yıldır da bir değişiklikle karşılaşmadığını söyleyen  Lokantacı Ayçan Karamahmut, sokakta kaliteden eser kalmadığını söyleyerek, “Çığırtkanlık diz boyu. Böyle bir ortamda ayakta kalmaya çalışıyorum. Temizlik konusu zaten insana bağlı bir durum ve insanlarımız da temiz değil. Etrafta doğru düzgün çöp tenekesi olmadığı için insanlar ellerindeki çöpleri, sigara izmaritlerini direkt olarak yere atıyorlar. Turistler ise öyle değil. Çöp bulamasalar da ellerinde çöplerini taşıyor ve bana gelerek ‘acaba bunu nereye atabilirim’ diye soruyorlar. Karşımdaki dershanenin kendisine özel bir bahçesi olmadığı için teneffüslerde dışarı çıkan insanlar aynı anda ellerindeki sigaraların izmaritlerini ve diğer çöplerini yere atıyorlar ve sokak bir anda çöple doluyor.  Her sabah 3-4 kez sokağımızı süpürmek zorunda kalıyoruz. Gün boyu elimizde süpürgeyle dolaşsak bile yine de temiz kalmasını sağlayamayız.  Maalesef temizlik kültürümüz zayıf. Diğer şikayetçi olduğum konu ise işgaliye. Karşımdaki markete bakın bu yüzyılda sokakta meyve sebze satılır mı? Biz satıyoruz. Sokak sokaklıktan çıkıp dönerciler çarşısına dönüştü. Burada sadece babadan kalma dükkanları olanlar ayakta kalabiliyor. Diğerleri ise çoktan İstanbul’a gitmişler çünkü kiralar aşırı yüksek. Ana caddede dükkanların kiraları 30-40 bin TL’den başlıyor. Burada ise 5 ila 10 bin TL’ arasında. Bütün sorun sokağın girişinde.  Girişte bulunan dönerciler tüm esnafı öldürdü. Sokaktaki dükkanların birçoğunun lavabosu yok. Sabahtan akşama kadar bana bir sürü insan ‘tuvaletinizi kullanabilir miyim’ diye soruyor ve temizliklerini de hiçbir mecburiyetim olmadığı halede ben yapmak zorunda kalıyorum. Sokakta büyük bir denetimsizlik var işin açığı halimiz Allah’a kalmış durumda. İnsanlar kendi önceliklerini yeteri kadar iyi belirleyemiyorlar. Benim yanımda çalışanlara bakıyorum hepsinin elinde son model cep telefonları. Ben patron olarak kullanamıyorum o telefonları. Bence kültür seviyemizin düşüklüğü en büyük problem. Ambulans dahi yol işgal edildiği için içeri giremiyor. Güvenlikle ilgili ise hiçbir sıkıntımız yok. Bu konuda biz şanslıyız çünkü hiçbir vukuatla karşılaşmadım” ifadelerini kullandı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.