TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Avukatlar İzmir ruhuyla tek yumruk oldu

Türkiye Barolar Birliği tarafından, Bursa'dan başlattıkları “Türkiye Adaletini Arıyor" yürüyüşünün son durağı İzmir oldu. Türkiye’nin her yerinden gelen baro temsilcileri Gündoğdu Meydanı’nda adalet taleplerini haykırdı

Haber Giriş Tarihi: 12.04.2015 06:23
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Avukatlar İzmir ruhuyla tek yumruk oldu

ANIL YIKGEÇ- TANER UYANIKER

Türkiye Barolar Birliği tarafından, Bursa'dan başlattıkları “Türkiye Adaletini Arıyor" yürüyüşünün son durağı İzmir oldu. Türkiye’nin her yerinden gelen baro temsilcileri Gündoğdu Meydanı’nda adalet taleplerini haykırdı. Savunma hakkımız engellenemez, “Hukukçuya uzanan eller kırılsın", "Adalet Arıyoruz", “Herkes için adalet", “Hukukçuya uzanan eller kırılsın" pankartlarının yanı sıra Türk bayrakları ve Mustafa Kemal Atatürk posterleriyle Gündoğdu Alanı"nı dolduran binlerce İzmirliler, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam,", “Mustafa Kemal'in askerleriyiz", “Savunmaya özgürlük istiyoruz" sloganları attı.

“AVUKATLAR VATANDAŞI TEMSİL EDER”

Coşkulu alkışlarla konuşmasına başlayan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, millet olarak adalet aradıkları vurgusunu yaptı. Adalet paydasında sosyal adaletçilikte, refahta, mutlulukta, hukuki güvenlikte, parlak gelecek ülküsünde birleşmiş 77 milyon olduklarını ifade eden Feyzioğlu, “Biz milletiz. Biz 77 milyonuz. Biz adalet arıyoruz. Biz olmak için arıyoruz. Samsun’dan İzmir’e yürüyüşteki gibi, tek yumruk olmak için buradayız. Mustafa Kemal Atatürk’ün evlatlarız. Atatürk’ün milletiyiz. Şahıslarla ve kurumlarla kavgamız yok. Kişisel kavganın peşinde değiliz. Ortak geçmişten gurur duyduğumuz gelen geleceği birlikte kucaklama arzusuyla yanıp tutuşan bir büyük milletin temsilcileriyiz. Devletin savcısı, devletin hakimi, vatandaşın avukatı…  Biz avukatlar vatandaşı temsil ederiz. 77 milyonun vatandaş olmasını sağlayan bir mesleğin mensuplarıyız. Bizim için vatandaşlıktan daha büyük bir mevki yoktur. Daha gurur duyduğumuz bir sıfatımız olmamıştır olmayacaktır. Halktan başka arkamızda hiçbir güç yok. Sadece ve sadece halka güveniriz. Sadece sizin dualarız bizi korur. Karşımızda o varmış şu bunu demiş sataşmış umurumuzda bile olmaz. Doğru yaptığımıza inanıyorsak arkamızda siz varsanız biz sonuna kadar gideriz” dedi.

“ÖZGÜRLÜK HER ZAMAN KAZANIR”

Türk milletinin etnik, din, cinsiyet gibi farklılıklara göre tanımlanamayacağını belirten Feyzioğlu, “Bu millet etnik kökene göre tanımlanmaz. Bu milletin her bir ferdi eşit vatandaşlık paydasında ferdi olmaktan gurur ve güven duyar. İşte hedefimiz gururlu geçmişten aydınlık geleceğe omuz omuza yürümektir. Tünelin ucu görünmüştür. Çünkü hiçbir diktatör faşist rejim sonuna kadar yaşayamaz. En sonunda özgürlük her zaman kazanır. Özgürlük yine kazanacaktır. Buradan müjdeliyorum. Bir baskı ve karanlık dönem Türkiye’de artık sona ermiştir. Bu halk kendine güvenmeye inandığı için karanlık dönemin sonuna geldik. Türkiye uyumuyor. Biz uyumuyoruz. Biz dimdik ayaktayız. Bu yola çıktığımızda bizler sanıyorduk ki yalnızdık. Sonra gördük ki, biz aslında kendini yalnız sanan milyonlarmışız, on milyonlarmışız. Biz en büyük kuvvetiz. En büyük kuvvet olduğumuzun farkına varalım. Hak için çoğulcu demokrasi için evlatların parlak geleceği sahip olması için bugün mücadele günüdür. Bu cüppe bizim namusumuzdur, yeri gelir kefenimiz olur. İki borcumuz var; birisi milletimize durmaksızın kendimizden vazgeçerek sonuna kadar çalışma, diğeri de Allah’a can borcumuzdur. Onu da günü gelir verir gideriz” diyerek iddialı konuştu.

“BİZ SANA ANAYASAYI TANITMASINI BİLİRİZ”

‘Eyyy baro başkanı’ diye kürsüye davet edilen İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal, Türkiye’nin hukuk devleti olmaktan çıkmasına dikkat çekti. Hukukla oyuncakla oynar gibi oynadıklarını belirten Kocasakal, “Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk diyor ki; alemde bir hak vardır ve hak, kuvvetten üstündür. Türkiye’de bugün Anayasa askıya alınmış durumda. Hukuk bekleme odasına alınmış durumda. Hukukla oyuncakla oynar gibi oynuyorlar. Bir milli irade yalanı ortaya çıkardılar. Şimdi buradan söylüyorum bir kez daha; siz millet değilsiniz. Siz milletin üzerinde değilsiniz. Siz Anayasanın üzerinde değilsiniz. Hukukun üzerinde değilsiniz. Bir ülke düşünün ki İçişleri Bakanı çıkıyor ‘Ben Anayasayı tanımıyorum’ diyebiliyor. Ben de diyorum ki, yakında biz sana tanımadığın o anayasayı da, tanımadığın Türk Ceza Kanunu tanıtmasını biliriz. Bugün Türkiye bırakın hukuk devleti olmayı kanun devleti olmaktan dahi çıkmıştır. Bir kişi var kendini her şeyin üzerinde görüyor. Biz millete gideriz onlar anayasa mahkemesi Danıştay Yargıtay’a ya da 411 milletvekilinin 11 kişi nasıl üzerine çıkar diyorlar. Anayasa’nın 6. maddesi egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyor. Meclisindir demiyor. Türk milleti bu egemenliğini anayasadaki organları eliyle kullanır. Bunlardan sadece bir tanesi yasama. Bakıldığı zaman anayasanın 7. maddesi yasama Türk milleti adına kullanır diyor. 8. madde yürütme ama bu yürütme o yürütme değil. İdare anlamında yürütme. 9. madde de yargı başlığı altında Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır deniyor. Kürsüde tek bir hakim olsa bile tek hakim bütün milletin iradesini temsil ediyor. Sadece meclis değil” dedi.

“HUKUKİ HESAP YARGIDA SORULUR”

Suçluların sandıkta değil mahkemelerde yargılandığını söyleyen Kocasakal, “Yolsuzluklar hırsızlıklar uğursuzluklar bütün suçlar sandıkta yargılanmaz,  mahkemelerde yargılanır. Sandık siyasi hesap sorma yeridir. Hukuki hesap yargıda sorulur. Gelinen nokta bu yalanlarla gidiyor. Bir ülkede hiçbir seçmen bir siyasi partiye oy verdiğinde şartsız ve sınırsız bir yetki değildir. 4 yıl boyunca istediğini yapabilirsin değildir. Sen 4 yıl boyunca anayasa uygun olarak benim adıma seni denetleyecek bağımsız yargının şartıyla yapabilirsin demektir. Bu yalanlarla bugünlere geldiler” diye konuştu.

“MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”

Geçen günlerde terörist saldırı sonucu vefat eden Savcı Selim Kiraz’ı da anan Kocasakal, konuşmasına şöyle devam etti: “Geçen günlerde vefat eden görev şehidimizi rahmetle minnetle anıyorum. Ona yapılan saldırı bize yapılmış demektir. Biz nasıl ki, bir hakime bir savcıya yapılmış bir saldırı saygısızlığı kendimize yapılmış kabul ediyorsak hiç kuşkum yok ki onların da avukatlara yapılan saldırı kendisine yapılmış kabul etmesi gerekir. Hepimiz yargı görevi yaparız. El ele kol kola bu ülkeye adaleti getirmemiz gerekiyor. Bu saldırıda siyasi iktidar kendi sorumluluğunu cüppenin altına gizlemeye çalışıyor. Bu sorumluluğu örtecek büyüklükte bir cüppe yok. Gizleyemezsiniz. Sen teröristlerle ne konuştun diyorlar. Ey Cumhurbaşkanı benim orada ne konuştuğum etrafımda o sırada bulunan emniyet güçlerince biliniyor. Sen Oslo’dan bu yana terörist başıyla, terör örgütüyle ne konuştun. Sen teröristlerle terör örgütüyle bu ülkenin bölünmesini mi konuştun? Halen bunu mu konuşuyorsun? Bizlere bana kim saldırırsa hak ettiği cevabı alacaktır. Bu ülkede şuanda hukukun onurunu avukatlar ve barolar ayakta tutuyorlar. Bu cüppe çok şerefli bir cüppe. Düğmesi yok iliklenmez kimsenin önünde eğilmez. Cebi de yok. Bu cebe kimse bir şey koyamaz. Cebimiz olmadığı gibi dev boyutlu kasalarımız da yok. Bizim sadece adalet duygumuz vatan sevgimiz hukuk saygımız var. Burada gene bizi iki de bir bana meslektaşlarıma ‘Hadi çıkar cüppeni gel’ diyen var ya! Ben bir gün istediğim zaman bu şerefli cüppemi geçici olarak asıp karşına gelirim kaçacak delik ararsın. Ama sen istesen de bu şerefli cüppeyi hiçbir zaman giyemeyeceksin. Bu ülkede bize cüppeliler, ülke sorunlarıyla ilgileniyorlar diyorlar. Asıl sorun cüppesizlerin, hiçbir zaman giyemeyecek olanların yargı rolüne soyunmalarıdır. Hedef göstermeleri, tehditleri bizleri bu mücadeleden alıkoyamaz. Herkese avukat lazım olur. Ülkemiz kuzeyden güneye doğudan batıya her tarafı hukuk ve adalet gelen kadar mücadeleyi sürdüreceğiz.”

“DALETİ BULANA KADAR DEVAM ETTİRECEĞİZ”

Hükümete karşı sert eleştirilerde bulunan İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan, “Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucuları Türkiye adaletini arıyor diye hep birlikte haykırıyoruz. Mesleğimize, meslektaşlarımıza hukuka karşı son günlerde yapılanları görüyoruz. Ülkemizde hukuksuzluk almış başını gidiyor. İyi ki barolar, İç Güvelik Yasa Tasarısı’nda sadece barolar sokaktaydı. Bütün hukukçuları, üniversiteleri meydanlara çekmek için bu mitingleri gerçekleştiriyoruz. Barolar, İç Güvenlik Yasa Tasarısı’na karşı ilk kez kendi illerinde sonra bölge baroları olarak basın açıklamaları yaptılar. İstanbul Barosu öncülüğünde 15 saat adalet nöbeti gerçekleştirdik. 31 Mart’ta Türkiye karanlığa büründü. Çağlayan’da Cumhuriyet Savcısı Kiraz rehin alındı. Teröristlerce hunharca katledildi. Çok büyük üzüntü çektik. Allah’tan rahmet diliyorum, Türk milletine baş sağlığı diliyorum. Yetkililer bu cinayeti aydınlatacaklarına maalesef ki yine bir hedef buldular. O da mesleğimiz… Avukatlar hukukçular zan altında bırakılmak istendi. Biz bunu asla kabul etmiyoruz. Onun için bu meydanlardayız.  Savunmanın örgütlü güçleri olarak bu hukuksuzluğa meydan vermeyeceğiz. Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Biz avukatlar hiçbir şeyden yılmayacağız. Sizlerin desteğiyle yola çıktık devam edeceğiz. Bizleri hiçbir güç yıldıramayacak. İzmir, özgürlüğün, bağımsızlığın Hasan Tahsin’in memleketi. Hiçbir zaman pes etmez. Baroların bu birlikteliğini hiçbir güç yıkamaz. Asla mücadele etmeyeceğiz. Ülkemizde hukukun üstünlüğü yargı bağımsızlığı adil savunma hakkımızı sonuna kadar savunacağız.  Bu süreçte üniversiteleri ve hukuk fakültelerini yanımızda görmek istiyoruz. Ergenekon, balyoz, askeri casusluk davalarında ne kumpaslar kurulduğunu herkes itiraf ediyor. Bu hukuksuzluğu halkımızla paylaşacağız. Anayasanın 139. maddesi yazılı. Uygulamaya bakıyorsunuz doğal yargıç ilkesi yok, savcı ilkesi yok. Özel yetkili mahkemeler kuruluyor yargı katlediliyor. Yanlış yapandan hesap sorulamıyor. Bugün İzmir’de tarih yazıyoruz. Türkiye adaletini arıyor mitingini bulana kadar devam ettireceğiz. HSYK, Adalat Bakanı müsteşarı olmayan özerk bütçesi kolluğu olana kadar mücadelemiz sürecek” dedi.

 

Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran, Gündoğdu Alanı'na girişte bulunan polislerce üzeri dedektörle aranmak istendi. Bu duruma tepki gösteren Hakan Canduran baro kimliğini göstererek polisin üzerini arayamayacağını vurguladı. İzmir polisi, Çağlayan Adliyesi'nde başlayan arama krizi üzerine baro kartını gösteren avukatları aramadan alana aldı. Vatandaşlar ise dedektörlerle ve polisler tarafından arandı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.