“BEŞİKTAŞ HALKIN TAKIMIDIR”

Derneği kurma amacınız neydi?

Beşiktaşlılık misyonuna göre daha çok sosyal etkinlikler yapalım diye kurduk. Grup olarak hiçbir şeyler yapamıyorduk hiçbir yerden izin alamıyorduk bu yüzden de sosyal sorumluluk içeren projeleri hayata geçirmekte zorlanıyorduk. Beşiktaşlılar olarak sadece maçtan maça değil de, onun dışındaki sosyal hayatımızı da birlikte geçirmek ve paylaşımda bulunmak için bu derneği kurduk.  Bir taraftan da örgütlenmeyi istedik. Bağımsız Beşiktaşlıları bir araya getirmek istedik.

KÖY OKULLARINA KİTAP YARDIMI

Sosyal sorumluluk projeleri olarak neler yaptınız?

Altı yıldır sosyal sorumluluk projelerinin başındayım. Yaptığımız etkinliklerden birisi çeşmeye fidan bağışında bulunmaktı. Bunun dışında Van depreminde 2 yıl üst üste oraya yardımlarda bulunduk. Geçen yıl köy okullarına kitap kampanyası yaptık 14 okulun kütüphanesini yeniledik. Bunu sene Siirt’e Van’a Samsun’daki okullara kitap bağışlayacağız bunu sadece kendimiz olarak yapmıyoruz bize destek veren sponsorlar var onlarında yardımıyla gerçekleştiriyoruz. Bunların dışında huzur evlerine, çocuk esirgeme kurumları gibi yerlere ziyarette bulunuyoruz.

Peki İzmir’de Beşiktaşlı olmak…

İzmir’de Beşiktaşlı olmak zor değil bizim bile tahmin edemediğimiz sayıda Beşiktaş taraftarı ve sempatizanı var. Bizim bir sloganımız vardı ‘İzmir sizlere deplasman değil’ diye. İzmir’de tabi ki semt takımları var bu kulüpler ön planda görünse de Beşiktaş taraftarı olan kişi sayısı çok fazladır. İzmir’de sporla ilgilenen 10 kişiden altısının Beşiktaş’a sempatizanlığı vardır.

“DEVLET SOPASINI GÖSTERİYOR”

Passolig uygulamasıyla ilgili ne diyorsunuz?

Çeşitli efsaneler var fişlenmeyle ilgili olarak. Bana göre bir fişlenme yok ortada. Ben 622 den ceza almış birisiyim passoligden öncede fişlenmiştim. Yönetim kendilerine ters olan taraftar gruplarını sevmiyor Çarşı grubu da bunlardan birisidir. Biz zaten kara listedeydik. Bu durum sadece Beşiktaş’ta değil diğer kulüplerde de var örneğin Fenerbahçe’de Aziz Yıldırım Genç Fenerbahçeliler’in kombinelerini iptal etmişti. Devlet passoligle bize sopasını gösteriyor. Futbol, Endüstriyel futbola dönüşmüş durumda, parasız hiçbir şey dönmüyor. İşin içine para girince de büyük kapitalistler giriyor ve onların marka değerleri diye bir şey var örnek olarak stadımıza sponsor olan firmayı düşünürsek o stada bir şey olduğunda o firmayı da etkiliyor. Biz ülke insanı olarak pısırık bir topluluğuz özellikle devlet ortada olunca daha çok korkarız. Taraftar daha önce stada meşale yakacaksa yakıyor . Protestosunu yapacaksa yapıyordu. Önceden statta olan olaylar bizle yönetim arasındaydı polis içeri aldığında bir süre sonra bırakıyordu ama şimdi onların bir yasası var. Ben stada girersem en ufak bir şeyde başıma bir şey gelecek diye  korkuyor insanlar. Seyirciyle maç izleme devri bitmiş yöneticiler için ise biz sadece müşteriyiz.

İki büyük bırakıp Beşiktaş’ı dışarıda bırakma girişimi olduğu söyleniyor

Bu durum Süleyman Seba zamanından sonra oldu. O zaman büyük bir ivme yakaladık. Bu durum Beşiktaş’ın içindeki bazı kişileri bile rahatsız etti. Beşiktaş bugün ki duruma gelinceye kadar halkın takımıydı. Beşiktaş halka dayanarak taraftarına dayanarak başarılar kazandı Beşiktaş paranın para etmeyeceğini kanıtladı. Beşiktaş paranın döndüğü bu çarka ters geldiği için böyle yapıldı. Beşiktaş’ın başına gelen Yıldırım Demirören’in bile masumane bir şey olduğunu düşünmüyorum.  Serdar Bilgili bir ayda dışarıya itildi. Demirören’in tek bir kongre üyesi yokken seçimi kazandı. 1 günde ise Federasyon Başkanı oldu. Bunların hepsi düşündürücü.

“ÇARŞI EZİLENDEN YANADIR”

‘Gezi parkı’ süreciyle ilgili ne diyeceksiniz?

İzmir’de bizde katıldık. İlla ki yanlış arayacaklarsa bizim çarşı adıyla katılmamız yanlıştı. Bizim başkanımız yöneticilerimiz devlet büyükleriyle dolaşıyorlar hatta Mehmet Ağar’ı ziyaret ediyorlar, ziyaret edildiğinde hiçbir devlet katında değildi hatta şaibeli bir isimde ama Beşiktaş yönetimi onu ziyarete gitti.  Gezi sürecide ki halka yapılan o baskılar hep Beşiktaş semtlerinde başladı zaten Beşiktaş Gezi’de kendi evindeydi onlar Beşiktaş’ın mahallesine saldırdı. Beşiktaş’ın evine saldırdın evini yıkmaya çalıştın. Şöyle bir şeyde var çarşı grubu toplumsal olaylara duyarlı bir grup. Biz seyirci değiliz hayatın hiçbir alanında da seyirci olmayacağız. Biz taraftarız aynı zamanda da tarafız neyin tarafı olacağız biz ezilenin sömürülenin dışlanılanın, itilenin, kakılanın yanındayız. Bizim hayatımız sadece hoplayarak zıplayarak olamaz zaten. Bunu bizden isteyenlerde önce dönüp kendilerine baksınlar çok mu tarafsızlar biz kendimizi burada mutlu hissediyoruz o yüzden bu olayların içinde kalıyoruz. Ülkemizde olaylar bitmiyor zaten. Sen İstanbul’un göbeğinde her taraf beton harman iken topu topu beş altı ağaç kalmış ve gelmişsin gözünü oraya dikmişsin. Biz buradan gittiğimiz de o parkta yatıyoruz yazın gölgemiz oluyor.

Çarşıya yönelik yapılan operasyonlar…

Komedi.  Bize ne diyorlar darbeci para aldılar filan. Bize gelmeden önce KCK yapılarak Kürtleri, Ergenekon diyerek askerleri yıldırmaya çalıştılar. Paralel diye bir şey yaptılar ondan sonrada çarşıyı darbeci ilan ettiler. Asıl darbe yapanların hiç biri yargılanmadı bu ülkede. Trajikomik bir durum. Galiba insanlar akşam ne yapsak diye düşünüyorlar. Gazeteci yazacak bir şey bulamıyor galiba ne yazsak diyorlar çarşı darbe yaptı diyelim. Dünyanın hiç bir yerinde kimse buna inanmaz bir taraftar grubu darbeci olamaz. Bu sadece bizle alakalı bir konum değil. Holigan taraftar grupları var silahlı gruplar bunlar onlara bile bir şey yapılmıyor.

Yönetimin çarşının yanında yer almadığı eleştirisine ne diyorsunuz?

Benim hakkımda da dava açıldı gezi olaylarıyla ilgili. Fikret Orman geldiği gün rengini belli etmişti taraftarlarla arasına mesafe koydu kendince açıklamaları var ama bunlara biz katılmıyoruz. Stat yapacağım devletle beraber olmam gerekiyor diyor bizim yanımızda bulunmayacağını belli ediyor zaten bizimde ihtiyacımız yok.

BİR HAKEM ATARLAR!

Şu anki Beşiktaş’ın durumu nedir?

Şu an takımımızdan memnunum. Ligde iyi gidiyoruz Avrupa’da lider olarak bitirdik. Basketbolda bu sene lideriz. Sportif başarı olarak şu an iyi durumdayız. Bu gün ki şartlara bakarak gelecekle ilgili umudumuz var ama burası Türkiye. Beşiktaş istediği kadar iyi olsun dört dörtlük takım olsun bir hakem atarlar Samsun maçında yapıldığı gibi beş kişiye kırmızı kart gösterirler Beşiktaş’ı şampiyon yapmazlar. Geçen yıl ki Galatasaray maçında Beşiktaş o kadar iyi giderken orada yapılan bir tezgahla yerle bir edildi.

Peki orada olanlardan 1453 taraftar grubu sorumlu tutuldu bununla ilgili ne diyorsunuz?

1453 bizim karşıtımızmış gibi gösteriliyor. Ama o kişiler bizim arkadaşlarımız. Gezi süreciyle ilgili rahatsız oldular ve kendilerince bir yapılanmaya gittiler. Bu olabilir herkes aynı şeyi düşünmeye bilir. Hepsi bizim arkadaşımız hala da görüşüyoruz. Ben o gün maçtaydım orada olanlar ne çarşının nede 1453 taraftar grubunun yaptığı şeylerdi. Orada olanları bugün passoligi getiren kişilerin organize ettiğini düşünüyorum. Tribüne gelmeyen insanlar vardı orada. Denizli maçını örnek vereyim size o maçta Yıldırım Demirören’i protesto ederken 50 tane takım elbiseli kişi bize saldırdı. Kimdi bunlar hala bulunamadı. Beşiktaşlıların bu konuda uyanık olması lazım.İşin içine siyaset sokmayın diyenlerin bir siyaseti vardı Galatasaray maçında.

Önümüzde ki Galatasaray maçıyla ilgili ne söyleyeceksiniz?

Gönül ister ki yenelim ama maça Cüneyt çakır verildi geçen seneden şerbetliyiz. Cüneyt Çakır Beşiktaş’a derbilerde 7 kırmızı kart 76 sarı kart göstermiş. Rakiplerine 1 kırmızı kart 25 tane sarı kart göstermiş. Bu açıdan pek umutlu değilim. Zaten biz taraftar olarak sportif başarılar endeksli değiliz. Geçen yıl Beşiktaş çok tehlikeli bir laf etti ve sosyalist Beşiktaş’ı kurmaya çalışıyoruz dedi ve Türkiye şartlarında çok tehlikeli bir laftı. Ve Galatasaray maçıyla tepetaklak gittik. Beşiktaş’ın oyuncuları ve teknik direktörü halka yakın insanlar. Bu nedenle ve böyle bir açıklama ile Beşiktaş’ı durdurmuşlardır. Beşiktaş’ı böyle durdurmaya çalışsalar bile taraftar olarak bir bütünüzdür. Beşiktaşlılarla her zaman ortak bir yerde buluşabilirsin. Bir taraftan Erbakan’ı bir taraftan Ecevit’i anıp bir taraftan açlık grevlerini dile getiren bir taraftar grubundan bahsediyoruz başka bir tribünde bunlar olsa çatışma çıkar belki. Örneğin ülkücü arkadaşlarımız bizimle Gündoğdu marşını söyleyebiliyorlar.

Ercan Taşdemir Kimdir?

1980 ağrı doğumlu olan Ercan Taşdemir tam bir Beşiktaş aşığı. Kendimi bildim bileli Beşiktaşlıyım ve tribündeyim diyen Ercan Bey 34 yaşında ve evli. Dernekte daha çok sosyal sorumluluk projeleriyle ilgileniyor.