TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Varlık sebebimiz: öğrenciler

Çamdibi Semti’nde bulunan Yıldırım Beyazıt İlkokulu’nun Müdürü Hüseyin Kuru ile okulun bulunduğu çevreyi ve bir bireyin hayatında var olan eğitimin önemini konuştuk

Haber Giriş Tarihi: 23.04.2015 07:03
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Varlık sebebimiz: öğrenciler

EMİNE ŞEKER - Yıldırım Beyazıt İlkokulu’nun Müdürü Hüseyin Kuru 1970 yılında Balıkesir İlinde doğduğunu, ilk, orta ve lise öğrenimini babasının memuriyeti nedeniyle Manisa’nın çeşitli ilçe ve kasabalarında tamamladığını belirterek, 1994 yılında Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden mezun olduğunu ifade etti. 03 Şubat 2010 tarihinde Bornova Mehmet Akif Ersoy İlkokulu’na okul müdürü olarak atandığını dile getiren Kuru, 16 Aralık 2014 tarihinde de Yıldırım Beyazıt İlkokulu’na müdür olarak göreve başladığını söyledi.

ÖZGÜVENLİ BİREYLER YETİŞTİRMEYİ HEDEFLİYORUZ

Kuru, Türkiye’yi çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkaracak eğitim ve öğretim etkinliğinin bir parçası olarak hizmetin yürütüldüğü çevrede eğitim, bilim ve kültür merkezi olmayı vizyon edindiklerini belirterek, öğrencilerin bireysel yeteneklerini dikkate alarak; gelişen teknolojiyi izleyip kullanabilen, bilgili, becerikli, özgüvenli ve işbirliğine yatkın bireyler yetiştirmeyi de misyon edindiklerini ifade etti. Okulun Bornova ilçesinin Çamdibi Bölgesi’nde olduğunu dile getiren Kuru, halen öğrenci sayısı bakımından ilçenin 2. büyük ilkokulu olduğunu açıkladı. Kuru, “1786 öğrencimiz, 77 öğretmenimiz ve 6 hizmetlimiz bulunmakta. Okulumuzda ikili öğrenim yapılmakta olup, 6 şube toplam 150 okul öncesi öğrencimiz de bulunmaktadır. İlköğretimin temel amaçlarından olan, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, laik, kendini iyi ifade edebilen, iyi insan yetiştirmek en büyük gayemiz. Okulumuzda öğrencilerimizin hem görsel hem de işitsel zekalarına hitap edebilmek için tüm sınıflarımız teknoloji dersliğinde olup, öğrencilerimize çeşitli seminerler düzenlenen konferans salonumuz, tören gösterilerinde kullanabilecekleri sahnemiz, görsel sanatlar atölyemiz, fen ve bilgisayar laboratuvarlarımız sadece anasınıfı öğrencilerinin rahatça yaz-kış kullanabilecekleri oyun bahçemiz, mini hayvanat bahçemiz, düzenli görüşmelerin yapıldığı ve seminerlerin düzenlendiği rehberlik servisimiz bulunmaktadır” dedi.

VELİLERİMİZİN EĞİTİME GÖSTERMİŞ OLDUKLARI İLGİDEN MEMNUNUZ

Okulun bulunduğu çevrede ağırlıklı olarak göçmen vatandaşların ikamet ettiğini vurgulayan Kuru, okulun mevcut olan velilerin eğitim ve öğretime ilgili olmalarından dolayı memnun olduklarını ifade etti. Kuru, “Velilerimizin gelir düzeyleri orta seviyede diyebilirim. Ekonomik durumları el verdiği müddetçe çocuklarının eğitim ve öğretim çerçevesinde ellerinden geleni yapıyorlar. Çocuklarının gelişerek yetişmeleri için tüm çabayı sarf ediyorlar. Ailede hem anne hem de babalar çalışıyor. Ailede her iki velilin çalışması düzenlemiş olduğumuz veli toplantılarına katılamamalarına neden oluyor. Ama ailelerimiz bilinçli olduklarından dolayı kendileri gelemese bile çocuğumuzun anneannesi, babaannesi, dedesi, halası, teyzesi ya da amcası gibi birinci derece akrabaları mutlaka geliyorlar. Velilerimiz de fırsat buldukça veli toplantılarına gelemeseler bile okulumuza gelerek çocuklarının öğretmenleri ile sürekli iletişim kuruyorlar. Çocuklarının eksik kaldıkları yerleri ya da başarılı oldukları konuları öğreniyorlar. Okula ve eğitime göstermiş oldukları ilgi ve alakadan biz de çok memnun kalıyoruz” şeklinde konuştu.

VELİLERİMİZİN KENDİLERİNİ GELİŞTİREBİLMESİ ADINA KATKI SAĞLAYACAĞIZ

Kuru, okulun rehberlik servisinin eğitim ve öğretim çerçevesinde velileri bilinçlendirmek adına velilere yönelik çeşitli seminerler düzenlediğini dile getirerek, eğitim ve öğretim dışında farklı konularda alan yetersizliğinden dolayı herhangi bir kurs ya da faaliyet yapamadıklarını vurguladı. Kuru, “Okulumuzda eğitim ve öğretim gören öğrenci sayımız çok fazla. Okul içinde bulunan tüm sınıflarda öğrencilerimiz eğitim ve öğretim gördükleri için boş sınıfımız yok. Gün içinde sadece toplantı salonumuz boş oluyor. Orada da öğrencilerimize yönelik çeşitli çalışmalar yapılıyor. Halk Eğitim Merkezi destekli velilerimize yönelik elbette çeşitli çalışmalar yapmak istiyoruz. Belki bu sene fiziki şartlarımız bu isteğimize cevap veremedi. Ama önümüzdeki yıl itibari ile 7. ve 8. sınıflarımız olmayacaklar. O zaman okulumuzda alan açılmış olacak. O zaman biz de istediğimiz zaman istediğimiz kursu açarak velilerimize katkı sağlamış olacağız. Ama çok kısa süre içerisinde TEOG sınavının bitmesi ile birlikte okulumuzda velilerimize ve çevremizde bulunan vatandaşlarımıza yönelik okuma ve yazma kursu açacağız” diye konuştu.

EĞİTİM MATERYALİ AÇISINDAN BİR EKSİĞİMİZ YOK

Okulun en büyük eksikliğinin okulda spor salonunun mevcut olmadığını ama spor salonunun yapılması içinde yeterli alan bulunmadığını söyleyen Kuru, eğitim materyali açısından da bir eksikliklerinin olmadığını vurguladı. Kuru, “Okulumuzda kütüphanemizde var. Bizden önceki idareci arkadaşlarımız gerekli şekilde öğrencilerimiz için kütüphane oluşturmuşlar. Öğrencilerimiz aktif bir şekilde kütüphaneyi de kullanıyorlar. Kütüphanemiz öğrencilerimizin ihtiyaçlarına cevap verecek durumda. Kütüphanemizde roman ve hikaye gibi eserlerin yanında bilgisayar ve yazıcı da bulunmakta” ifadelerini kullandı.

EĞİTİM SİSTEMİ GELİŞMELİ AMA ASLA DEĞİŞMEMELİ

Kuru, asıl hedefin öğretimden önce eğitimin olması gerektiğine dikkat çekerek, İzmir ili içinde öğrencilerin mutlaka görmesi gereken yerler için öğretmenlerin gezi düzenlediğini de belirtti. Kuru, sözlerini şöyle tamamladı: “Eğitim alanı kişinin doğumundan ölümüne kadar hayatın her döneminde olması gereken bir alandır. Bir toplumu bozmak isteyenlerin, eğitimi bozmaları yeterlidir. Yine bir toplumu düzeltmek isteyenlerin, eğitimi düzeltmeleri gerekir. Eğitim her alanı ve herkesi etkileyen bir alandır. Bu nedenle ben gelişmiş bir toplum olmanın yolunun sağlam bir eğitim sisteminden geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir ülkenin eğitim sistemi gelen iktidara göre değişmemelidir. Bir eğitim politikası oluşturulup o eğitim politikası iktidar değişse bile değişmemelidir. Belirlenmiş olan sistemi iktidara gelen kişi devam ettirmelidir. Eğitim; ideolojiler üssü bir alan olmalıdır. Eğitim sistemi gelişmeli ama asla ve asla değişmemeli diye düşünüyorum. Bizim varlık sebebimiz öğrencilerdir. Öğrenciler burada olmasa bizim burada olmamızın hiçbir sebebi olmaz. Biz çocuklarımız için çalışıyoruz ve çocuklarımız için buradayız. Öğrencilerime çok çalışmalarını tavsiye ediyorum. Öğretmen arkadaşlarımı da gösterdikleri gayretlerden dolayı da çok teşekkür ediyorum.”

YARINLARIMIZI ŞEKİLLENDİRDİĞİMİZİN BİLİNCİNDEYİZ

Yıldırım Beyazıt İlkokulu’nun Müdür Yardımcısı Ebru Turhan ise eğitimin anne karnında başladığını açıklayarak, ailenin, çevrenin ve okulun geldiğini söyledi. Turhan, sözlerini şöyle bitirdi: “Biz de bir okul olarak, kurumumuza gelen her öğrenciyi sevgiyle kucaklar, ona hayatının unutamayacağı anılarının geçeceği bir ortamı sunmayı hedefleriz. Eğitim ve öğretimin birlikte olduğunun farkında olup, okul olarak küçük yaş grubu çocuklara hitap ettiğimiz için, esas amacımızın öğrencilerimize akademik başarıdan daha çok davranış kazandırmak olduğunu düşünüyoruz. Yıllar sona bile kime sorsanız ilkokul öğretmenini hatırlar. Bizler de deneyimli sınıfı öğretmeni kadrosuyla her çocuğun ailesine uzanıp önce ailelerinden bir birey oluruz, onu hayata hazırlayan annesinin, babasının yanında yer alırız. Dürüst, ahlaklı, kendini iyi ifade edebilen, yaşadığı çevreye değer veren bir nesil yetiştirdiğimizi düşünüyoruz. Her öğrencimizin bir derdi olduğunda, hastalandığında veya mutluluğunda yanında olmaya gayret ederiz. Bugün bir öğrencimiz katıldığımız projede atık pillerin zararını bilip, bunu hayatı boyunca uygulayabilecekse, ya da başka bir öğrencimiz yere çöp atan başka bir bireyi uyarabilecekse, otobüste uyuyor taklidi yapmayıp, yaşlılara yer verebilecekse biz gurur duyacağız. Kurum olarak varoluş amacımızın çocuk olduğunu bilip, yarınlarımızı şekillendirdiğimizin bilincindeyiz.”

YILDIRIM BEYAZIT İLKOKULU’NUN TARİHÇESİ NEDİR?

Okulumuz 1962 yılında tek katlı prefabrik bir binada Devrim İlkokulu adı altında, 5 sınıf, 1 müdür, 1 müdür yardımcısı odası ve okul dışına yapılmış tuvaletleri ile eğitime başlamıştır. Çevrenin göç alan bir yapıda olması sebebiyle bina yetersiz kaldığından 1972 yılında MEB tarafından şimdiki B Blok, 2 katlı 7 derslikli bina yapılmıştır. 1989 yılında kullanılamayacak duruma gelen prefabrik bina yeri boş kalacak şekilde yıkılarak, şimdiki A Blok, 4 katlı 12 derslikli bina inşa edilmiştir. 1985 yılında okulun adı Yıldırım Beyazıt İlkokulu olarak değişmiş, 1992-1993 yılında da İlköğretim okulu olmuştur. 2012-2013 eğitim yılında Yıldırım Beyazıt İlkokulu ve Yıldırım Beyazıt Ortaokulu olarak ikiye ayrılmıştır. Sabahtan ortaokul, öğleden sonra ilkokul olarak hizmet vermektedir. Kademeli olarak da ilkokula dönmekte olup 2015-2016 eğitim öğretim yılından itibaren sadece ilkokul olarak hizmet vermesi planlanmaktadır.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.