TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Hayatın alternatif hali: LAB

Fırat Neziroğlu ve Kamber Yontuk’un birlikte açtığı LAB Alternatif Sanatlar, düşlerin gerçeğe dönüştüğü, farklı fikirlerin hayat bulduğu bir mekan. Eğitimler, workshoplar ve aktivelerle renklenen LAB’de mutlaka kendinize uygun bir şeyler bulacaksınız

Haber Giriş Tarihi: 21.04.2015 07:13
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Hayatın alternatif hali: LAB

ANIL YIKGEÇ - Fırat Neziroğlu ve Kamber Yontuk işbirliğiyle açılan LAB Alternatif Sanatlar, bildiğiniz sıradan sanat atölyesi, stüdyo ya da eğitim merkezi değil. Aslında hepsini içinde barındıran ama her zaman alternatif bir fikirle, düşle birleştiren bir mekan. Fırat Bey ve Kamber Bey, yetenekleri doğrultusunda ve çevrelerindekilerin yaratıcılıklarından yararlanarak LAB’ı oluşturdular. Burası onların düşlerini gerçeğe dönüştürdükleri yer. Üstelik başkalarının da düşlerini de gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Herkesin fikirlerine açıklar ve bunları geliştirip harika projeler yaratıyorlar. Çok dinamik ve yaratıcı fikirler, derin bilgilerle besleniyor ve ortaya insanın içselliğine, kendisiyle buluşmasına dair workshoplar, etkinlikler, eğitimler çıkıyor. Saint Joseph Sokağı’ndaki mekanı keşfederken içsel yolculuğunuzda farklı bir kapı aralayacaksınız. Sizin de LAB’de muhakkak kendinizden bir şeyler bulacağınıza inanıyorum. Onları daha yakından tanımak için sıcak bir sohbet gerçekleştirdik.

Kendinizden bahseder misiniz?

Fırat Neziroğlu: Kamber edebiyatçı. Sanatın içinde. Sanatla iç içe olabileceğimiz bir yer açmak istedi. İzmirliyim. Dokuz Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Tasarım Bölümü mezunuyum. 12 sene Dokuz Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi’nde ders verdim. Sonra istifa edip özel üniversitelerde ders verdim. Tekstil tasarımdan performans sanatlarına doğru bir geçiş oldu. Dört yıldır İzmir’in tek klasik bale ve modern dans topluluğunu yönetiyorum. Ben geçen haziran ayında her şeyi toparlayıp İstanbul’a taşınmaya karar verdim. İstanbul’a gittim ve oradan da bir yurt dışı macerası başlayacaktı. Bir anda Martha Graham Dance Company İzmir’e geldi. Modern dansın Picassso’su bir kadın. Ve ben onlarla sahneye çıkma fırsatı buldum. İzmir’e geri geldim. Bir ay her gün prova yaptık. Ritmik Jimnastik Dünya Şampiyonası İzmir’de yapıldı. Onu hiç duyurmadılar. Ben onun için de İzmir’e geldim, bir ay kaldım. E ben İstanbul’a gidiyorum gidiyorum geri geliyorum. Birgün Kamber ile konuşurken ‘Biz neden böyle bir yer yapmıyoruz?’ dedi. Benim hiç böyle bir şeye cesaretim yok. İzmir’de yer araştırdı ve lokasyon olarak en güzel yeri buldu. Kız kardeşim Burçin de burayı çok beğendi ama burası beğenilecek gibi değildi. Kamber burayı annesiyle birlikte tasarlayıp şimdiki haline getirdi. O gerçekten cesur ve sanatsever biri. ‘On beş gün sonra burayı açarız’ dedi. Gerçekten de on beş gün sonra açıldık. Tanışıklıklar İzmir’de çok güzel ve herkes birbirini tanıyor. Herkes bize destek veriyor.

ÇOCUKLUK ARKADAŞLIĞINDAN ORTAKLIĞA

Kamber Yontuk: Ben de İzmirliyim. Almanya’nın Köln şehrinde doğdum. Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü okudum. Edebiyatla çok yakındım. Biz Fırat’la çocukluk arkadaşıyız. Fırat’ın İstanbul’a gitme planları var ama biz bir şeyler yapalım diye konuşuyoruz. Fırat da ‘Tamam yapalım’ dedi. Ben ‘İzmir’de kalır mısın?’ diye sordum. O da İzmir’de kalarak ‘Deneyelim’ dedi. İzmir çok güzel bir şehir fakat sadece şehirle bitmiyor. İstanbul’daki imkanların hepsi burada yok. İzmir’de olan şeyleri de İstanbul’da bulamıyorsunuz. Farklı özellikleri olan şehirler. Ben Almanya’da doğduktan sonra kesin dönüş yaptık ve İzmir’e geldik. Ben o zaman sosyal bilimler istiyordum fakat o zamanki sınav sisteminden ötürü Alman Dili ve Edebiyatı bölümüne yönelmek zorunda kaldım. Güzelyalı’da bir kafe işletiyordum. Onu kapatmıştım. Bir boşluk dönemindeydim. Fırat’la böyle bir yer açma fikrini gerçekleştirdik. Edebi yönüm her zaman besleniyordu. Fakat plastik sanatları Fırat sayesinde tanıdım.

Adını neden ‘Lab’ koydunuz?

Fırat Neziroğlu: Ben sanatçıların da birbirinden öğreneceği şeyler olduğunu düşünüyorum. Burası laboratuvar, deneysel sanat laboratuvarı. Burada insanlar gelsinler kendi deneyimlerini yine deneyerek başkalarıyla paylaşsınlar istiyoruz. Bir kere iki kere iki dört değil. Bunu zaten öğrendik. Bizim zamanımızda fizik Newton fiziğiydi şimdi Quantum fiziği öğreniyoruz. Her şeyin değişebildiği bir yerde hala bir milyon yıl öncesinin doğrusunu anlatmak bize uygun gelmiyor. Biz istiyoruz ki herkes burada yeni deneyimlerini paylaşsın. Bu böyle devam etsin. Şöyle bir sorun var; biri hocaysa diğeri de hocaysa ‘Ne gerek var?’ gibi bir durum oluyor. Onun için biz burayı bir kurs, okul olarak düşünmedik. Burası laboratuvar… Dolayısıyla o egolardan arınabilsin de herkes bir arada buluşsun diye düşündük. Ben bütün derslere giriyorum. Çocuklarla drama dersine bile giriyorum.

UNUTULAN BELLEĞE ÖNEM VERİYORUZ

Eğitmenleriniz kimler?

Kamber Yontuk:  Buradaki herkes aynı zamanda akademik. Jovita Sakalauskaite Kurnaz, dokuma sanatçısı. Doktorasını bitirdi. Ezgi Denizaslanı baskı hocamız. Yüksek lisansını bitirdi, doktoraya hazırlanıyor. Ben yıllardır ders verdim üniversitede. Burçin ritmik jimnastikte dünyada ilk dört içinde. Milli takım kaptanıydı on beş sene. Şeniz Turan drama hocamız. O da alanında çok önemlidir. Mine Münire Arslan da modern dans topluluğumuzda yer alıyor. O da yüksek lisansını tamamladı.

Fırat Neziroğlu: Buraya kim geliyorsa ya da kim workshop yapıyorsa muhakkak kendi alanında okumuş olmasını tercih ediyoruz. Alaylılara saygımız sonsuz. Onlardan öğreneceğimiz çok şey var. Ama bir yerde okumuş olmanın bazı şeyleri ilerleteceğini düşünüyoruz. Burası akademik kurum değil tabii ki ama o tarafa meylimiz var.

Lab’da ne gibi eğitimler veriyorsunuz?

Fırat Neziroğlu: Lab’ı dörde ayırdık diyebiliriz. Design Lab’ta tasarım bölümü var. Tekstil, dokuma, baskı gibi gelenekselleşmiş tekniklerin yenilikçi yorumları yer alıyor. Biz unutulan bellek, belleği tazelemek ve kültürü çok önem veriyoruz. Geçtiğimiz günlerde çağdaş sepet örme teknikleri vardı. Dokuma, baskı, dikiş, sepet örme, keçe bunlar bizim geleneksel kültürümüz. Ve bütün bunlar kullandığımız, gözümüzün önündeki şeyler… Bunları yaparken şaşırıyor oluşlarına ben şaşırıyorum. Çünkü herkesin annesinin, anneannesinin evinde dokuma tezgahı vardı. Kültürümüz bu. Tasarım bölümümüzün anahtar kelimesi ‘unutulan bellek.’ Biz onu tazelemek için çalışmalar yapıyoruz. Tekstil tekniklerine önem veriyoruz. Çünkü benim alanım o. Ama Design Lab’ın içinde seramik de var. Önümüzdeki günlerde komşumuz olan Cem Atmaca ile işbirliği yapacağız. Bizim temel sorunumuz reklam olduğu için biz kendi çevremize onu tanıyoruz, o da kendi çevresine workshop’u tanıyor. Biz kardeşliğe, komşuluğa çok önem veriyoruz. O da kültürümüzde var. Workshop için herkesi alıp onun atölyesine götüreceğiz. Orada seramikten çalınabilen flütler yapacağız. 

STÜDYONUN İSMİ: SUNA ŞENEL

Dance Lab’ın hikayesi şöyle; Suna Şenel, Atatürk’ün emriyle Madame Ninette de Valois’a Türkiye’ye geliyor ve Türk balesini kurmasını isteniyor. Bu arada Londra’ya öğrenciler gidiyor. Bu öğrenciler arasında Suna Şenel de var. Londra Kraliyet Akademisi’nde dört yıllık eğitimi bir buçuk yılda bitiriyor. İzmir, İstanbul, Ankara gibi şehirlerde bale kadrolarının kurulmasında kilit adam oluyor. Dünyadaki en önemli koreolojist yani dans yazımcılarından biri. Türk halk danslarının yazılmasında, yani çağdaşlaştırmada da Suna Hoca yer alıyor. Benim de hocam aynı zamanda. O yüzden yukarıdaki stüdyomuza onun ismini verdik. Açılışımıza onu da davet ettik. Bundan dört sene önce, ben okuldan istifa ettikten ve askerden geldikten sonra hocam Suna Şenel’e İzmir’de dans topluluğu kurmak istediğimi söyledim. Ondan izin alarak çalışmalara başladım. İnternete yazdım; ‘Hayali dans etmek olan kim var?’ diye. On üç kişi cevap verdi. Çalışacak stüdyomuz yok, nerede sahneye çıkacağımızı bilmiyoruz. Sadece dans etmekten hoşlanıyoruz. Hayalimiz bu. Benim evimde, Bostanlı sahilde çalışıyoruz. Haftada dört gün çalışıyoruz. Bu on üç kişi de daha önce hiç dans etmemiş. Biz ‘Küçük Prens’ kitabını baştan sona hikaye haline getirdik ve onla da 6 defa sahneye çıktık. Sonra bir gün ne yapabiliriz diye düşünürken Müzeyyen Senar’ın ‘Beni unuttunuz’ serzenişini duydum. Biz hemen Müzeyyen Senar’ın kızıyla iletişim kurduk ve onunla ilgili bir şeyler yapmak istediğimizi söyledik. İzin aldık. Müzeyyen Senar yaşarken hayatını anlatan iki perdelik bir performans sergiledik. Kültür Bakanlığı’ndan da destek aldık. Bu yıl Müzeyyen Senar’ın vefatıyla tekrar bir araya geldik ve tekrar sahne alacağız. Müzeyyen Senar bizim kültürümüz. Dans da yine unutulan belleği canlandırmaya çalışıyoruz. Dance Lab’te modern dans, klasik bale, Viyana Valsi ve salon dansları için postür, denge ve dönüş teknikleri dersleri var.

RİTMİK JİMNASTİKTEN WİNG TSUN’A

Fit Lab’da ritmik jimnastik bizim için çok önemli. Çünkü yeni sporcular yetişsin istiyoruz. Burçin’in yaşadığı travmaları hem çözmek hem de tecrübelerini paylaşmak için önemli. Bir jimnastikçi spor salonunda çalışmaya, o disipline alışkın. Haliyle çocuk makineleşiyor. Burçin’in şöyle bir ayrımı var; yapı olarak dünyadaki diğer jimnastiklere benzemiyor. Rus ekolü vardır; Ruslar ince, uzun, zayıf ve hareket odaklıdır. Çok güzel dans ederler. Ritmik jimnastik aslında müzik, dans ve jimnastiğin birleşimidir. Ama ritmik jimnastik öyle bir yere geldi ki her şeyin geliştiği gibi otomatikleşti. Dünyada ritmik jimnastiğin içinde dansın daha fazla rol oynaması gerekliliğine ilişkin kararlar alındı. Ama Burçin bunu on yıldır yapıyordu. Çok küçük yaştan beri jimnastik yaparken dans ediyordu. Dünyada da böyle tanınıyordu. Biz burada çocukları spor salonunda değil, dans stüdyosunda eğitiyoruz. Dolayısıyla temel olarak vermek istediğimiz şey bu işin müzik, ritm ve dansla olması. Sınıflarımız üç yaştan itibaren başlıyor. Fit Lab’ın içinde ayrıca wing tsun var. İhsan Yağcıoğlu dersi veriyor. Özellikle bayanlara yönelik olarak düşündük.

Son olarak da Yoga Lab var. Pilatesi de bunun içine koyuyoruz. Çünkü yoga ve pilatesin spordan çok insanın kendi ile alakalı bir durum olduğunu düşünüyoruz. Burçin, spora ara verdikten sonra Ankara’da pilates sistemle çalıştı. Tüm eğitimlerini tamamladı. Burada reformer, cadillac ve pilates dersleri verecek. Yoga da bizim için çok değerli. Yoganın sadece asana yapmak, hareket ermek olmadığını kavradık önce. Ben Çağ Gürle hoca ile çalışarak yoga eğitimimi aldım. Yurtdışında da birçok modern ve çağdaş dans workshoplarına katıldım. Orada bize yoga dans ile ilgili çok önemli şeyler öğrettiler. Ben oradan öğrendiklerimi Çağ Hoca’nın kombinasyonlarıyla birleştirip kendi içinde akışı olan hem yoga hem de dansı barındıran bir sistem, Yoga Dans’ı oluşturduk. Fly Yoga var. Tavandan sarkıttığımız kumaşlarla Fly Yoga seanslarımız var. Bütün vücut esniyor. Hem anne karnında gibi bir his hem de alışagelmiş kalıplarımızı yıkmak üzerine alternatif bir yöntem. Deneysel durumun çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Baş aşağı yoga, temel yogaya aykırı olsa dahi insanın kendiyle savaşında, kendini tanıma yolunda çok önemli bir adım olduğunu ben deneyimledim. Yin yoga, yoga akış, holistik nefes derslerimiz var.

HUZURLU, MUTLU, FARKINDALIĞI YÜKSEK BİR YAŞAM

Kamber Yontuk: Holistik Nefes eğitimini Yelda Çetiner veriyor. Yelda, merkezi Amerika'da bulunan “OUANTUM INTEGRAL MEDICINE CENTER” ve DR. MICHAEL WAYNE işbirliğiyle sertifikalandırılan “Uluslararası Sertifikalı Holistik Nefes Koçluğu” eğitimini aldı. Çalışmaları bilimsel temellere dayalı, dünya sağlık örgütünün öngördüğü doğal diyafram nefesini, nefes tekniklerini, eski uygarlıklara ait öğretilerin bugüne uygulanmış sentezlerini (holistik nefes terapisi), rezonans yasası ve nefes ilişkisini, farkındalık çalışmalarını içeren bir bilgi bütünü.

 Holistik Nefes nedir? Holistik nefes terapisi nedir, ne işe yarar?

Kamber Yontuk: Sayısız nefes teknikleri dışında doğru nefes tektir ve dünya sağlık örgütünün (WHO) de tanımındaki gibi doğru nefes eşittir diyafram nefesidir. Yani annemizden doğar doğmaz aldığımız o yalın haliyle kullanıldığında sağlıklı, huzurlu, mutlu ve farkındalığı yüksek bir yaşam sürebiliriz. Holistik nefes, bütünsel sağlığın ayrılmaz bir parçası olarak, egzersizler öğrenilerek, düzenli bir şekilde uygulandığında doğal nefesimizi hayatımıza geçirmiş oluruz. Holistik nefes terapisi geleneksel ve modern nefes tekniklerinin harmanlandığı, farklı bilgiler ve deneyimlerle sentezlenmiş bir bilinçaltı temizliği çalışmasıdır. Kendini keşfetmek, potansiyellerinin farkına varmak, korkularla yüzleşmek ve korkulan temizlemek, endişe ve kaygı giderilmesi, geçmişi affetmek ve şifalandırmak, kabule geçmek, eskiye ait kök maçların temizliği, botox ve detox etkileri, birçok alışkanlığın giderilmesine yardımcı olmak, kurban bilincine son vermek, ilişkilerin iyileşmesi gibi birçok konuda etki gösteren holistik nefes terapisi çağlar boyu kullanılmış ve modernize edilip, sentezlendikten sonra modem tıptan da onay görmüş bir çalışma bütünüdür.

KENDİ KENDİNİ ÇÖZME ÜZERİNE FİKİRLER

Ne gibi aktiviteler düzenliyorsunuz?

Burada girişimizde bir sahne yaptık ve 30 kişilik. Burası sürekli mobil bir halde. Workshop , tiyatro, toplantı için başka başka şekillere giriyor. Üst kattaki stüdyomuzda tavanda çengeller var. Barkovizyonumuz var. Siyah ve beyaz perdelerimiz var. Amacına göre hem girişi hem de üst katı düzenliyoruz. Ayda 1 kere Mikrofonsuz akustik şarkılar gecesi, Tango şarkıları gecesi, Flamenko şarkıları gecesi, TSM şarkıları gecesi var. Bunun konsepti de ya bir makam geçiyoruz ya da besteci. Ay içinde 1 defa Büyüklere Masallar, seramik atölye çalışmaları ve Playback Tiyatro Performansı var. Bu tiyatro altı tane tiyatro oyuncumuz ve bir de yöneticimiz var. Yönetici o gün belirlediğimiz konuyla ilgili bilgi paylaşıyor. Örneğin en son konu ‘iletişim’ idi. İzleyiciye soruluyor. Sizin iletişimin şu konusuyla ilgili bir tecrübeniz var mı? İzleyicilerden biri tecrübesini anlatıyor ve oyuncular o kişi için sahneye çıkıyor. Orada kişiden aldığı hisleri konuşmadan, jest, mimik ve sesle kısa bir oyununu yapıyorlar. Ama bu oyun birbiriyle diyalog kurma üzerine değil. Her biri onda uyandırdığı his üzerine ifadede bulunuyor. Ayda 3 defa tekstil teknikleri atölye çalışmalarımız var. Burası ev gibi olsun istiyoruz. Biz asla yaptığımız hiçbir işte kişiye bir yön ya da öneri sunmuyoruz. Biz kişiye müdahale etmiyoruz. Kişinin kendiyle baş başa kalıp kendi kendini çözmesi üzerine fikirlerimiz var.

Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı?

Sosyal sorumluluk projemize en güzel örnek modern dans topluluğumuz ve ‘Müzeyyen’ gösterimiz. Dansla ilgili şehirde fazla etkinlik yok. Modern dans kişinin kendi içinde ifade durumunu aktarmasıdır. Atatürkçü Düşünce Derneği işbirliğiyle bu gösteriyi sergileyeceğiz. Bunu da tamamen Kimsesiz Çocuklar yararına yapıyoruz. 18 Mayıs Bornova, 26 Mayıs Fuar Gençlik Tiyatrosu ve 1 Haziran İzmir Sanat sahnelerinde üç tane gösteri yapacağız. Ücretsiz izlenebilecek. Bu bizim tamamen ücretsiz olarak yaptığımız bir sosyal sorumluluk projesi. Nil isimli bir arkadaşımız vardı. Trafik kazasında vefat etti. Nil için bir orman yaptık ve onun için de ücretsiz dans ettik. Projeler şimdilik dansla başladı ama diğerlerine de yaymak istiyoruz. Jovita’nın bir sanat projesi var. Beyaz gömlekler topluyor. Kadına karşı şiddete dikkat çekmek için beyaz gömleklerden çok büyük bir tekstil sanat eseri yapacak. Dolayısıyla hem Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar’da hem de Lab’da beyaz gömlek topluyoruz. Bundan elde edilen gelir de kadın derneklerine gidecek. Bu ayın 25’inde Kültürpark’ta toplanacağız. Orada artık fuarlar olmayacak. Peki ne olacak? O gün buna dikkat çekmek için sporcular, sanatçılar, halk herkes orada olacak. Jovita’nın bir fikri var. Koca bir amazon heykeli yapacağız ve yapay malzemeyle yeşerteceğiz. İzmir amazon zaten. Bunu yaparken yorulup fly yoga yapalım. Kız kardeşim Burçin orada olacak. Kurdelelerini getirecek. İnsanlar onlarla oynasın. Oranın böyle kültür sanat merkezi haline gelmesi güzel olur diye düşünüyoruz.

 

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.