TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Seramik sanatına dair her şey

Narlıdere Halk Eğitim Merkezi’nde Seramik sanatçılığı yapan ve aynı zamanda bir kurs öğretmeni olan Gülsen Duyar Eren ile seramik sanatına dair bilinmeyenler ve sanatın incelikleri hakkında konuştuk

Haber Giriş Tarihi: 09.06.2015 07:55
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Seramik sanatına dair her şey

ONURHAN ALPAGUT

Bize kendinizden bahseder misiniz?

Ben Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü mezunuyum. Seramik bölümünü kendi isteğimle tercih ettim. 1990-1994 yılları arasında Güzel Sanatlar bölümünü bitirdim. Anadolu Üniversitesi’nin 2. mezunlarındanım. Hayat başlarda beni farklı yönlere yönlendirdi. Önceleri sınıf öğretmenliği yaptım ancak seramik sanatı ile bağımı hiç koparmadım. Yıllardan sonra kendi branşıma  geri döndüm. Şu an asıl olmam gereken yerdeyim. Büyük kesimle çalışıyorum. Narlıdere Halk  Eğitim Merkezi’nde seramik öğretmenliği yapıyorum. Yaptığım işten de oldukça haz alıyorum. Hala çalışmalarımı burada sürdürmekteyim.

Seramik sanatı nedir?

Bir nevi çamur sanatıdır. Özgürce yapmak istediğiniz ne varsa onu şekillendirerek özgürce ortaya çıkarabilmedir. Seramik sanatında kural yoktur. Sadece hayal gücü vardır. Seramik sanatında diğer geleneksel sanatlara göre belirli bir kalıbınız yok. Onun üzerinde çalışmazsınız. Seramik kendi içerisinde pek çok bölümde zaten barındırıyor. Seramikte yer yer resim yapıyorsunuz. Tablo da yapıyorsunuz. Seramik sanatı geniş kapsamlı bir sanattır. Bunun dışında fabrika üretimi dahilinde de materyaller üretilebilir.

Seramik sanatına başlangıcınız nasıl oldu?

Bu başlangıç benim çocukluğumdan gelen bir durum. Çocukken bahçeli evlerde büyüdük. Burada çamurla oynarken çok zevk aldığımı fark ettim. Bu şekilde bir başlangıcım oldu. Ancak meslek konusundaki kararımda ise, ‘hayatımda illa bir Güzel Sanatlar olacak’ diyordum. Bunların içinde de tercihim Seramik konusunda oldu.

Seramik sanatını diğer güzel sanatlardan ayıran fark nedir?

Diğer sanatlardan bu sanatın farkı; direk olarak ham maddeyi biz oluşturuyoruz. İşimiz ham madde ile formumuzu oluşturuyoruz. Bu formu elimize aldığımızda ne yapmak istiyorsak özgürce şekillendiriyoruz. Bu sanat ile geleneksel sanatların devamı geliyor. Seramik her sanat dalı ile birleşebiliyor. Seramikde objeyi kendimiz oluşturduğumuz için sanat eseri tamamen bizim elimizden çıkıyor. Aradaki en büyük fark bu.

Seramik sanatının incelikleri nerede yatıyor? Teknik özelliklerinden bahseder misiniz?

Ham maddeyi eline alıp kişilerin öncelikli olarak kendilerinin farkına varması gerekiyor. Gelen kişilerin kafasında oluşan soru 'acaba ben bunu yapabilir miyim?' oluyor. Kişilerin bunu anlayabilmesi için incelik, çamuru eline almakta yatıyor. İnsanlara tekniği öğrettikçe sonra araştırmalarını istiyoruz. Basit bir misket tekniğimiz var. Küçük misketler oluşturarak hiç bir kalıp kullanmadan bir eser oluşturabiliyorsunuz. Sonrasında kendi tasarım ve hayal gücünüzle bu işi ilerletebiliyorsunuz.

Seramik sanatının kişiler tarafından bir gelir kaynağı haline getirilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Kişiler kendilerine yönelik bu sanatı maddi kaygılar ile yürütebilirler. Bunun olmasını normal karşılıyorum. Benim görüşüm; sanat yaygınlaştırılsın. İnsanlar tarafından tanınsın. Seramik dendiğinde ne olduğunu öğrenmeleri gerekiyor. Ancak kişilerin seramik dendiğinde çanak, çömlek olmadığını bilmelerini istiyorum. Bunun başlı başına ayrı bir sanat olduğunu bilmeliler. Seramik zaten çok geniş kapsamlı bir sanat. Evimizde dekorasyon kullanımdan tutun da seri üretim ile fayans,klozet yapıldığını biliyoruz. Bunun dışında biz daha çok sanatsal kısmı ile ilgileniyoruz. Kişilerin seramik sanatı ile fark edilmeyen yeteneklerini ortaya çıkarmalarını istiyoruz.

Seramik sanatının zorlukları insanların bu konudaki çekinceleri nedir?

İnsanlar bu sanatı sanki beceremeyeceğim, yapamayacağım gibi korkulara sahipler. Genel anlamda ben bunu gördüm. Bu sanat herkese de hitap etmeyebilir. İşin içine girmeden insan bu sanatın zorluklarını da pek anlayamaz. Kişinin öncelikli olarak bir çamuru eline alması gerekiyor. Tercihini böyle yapması lazım. Önce çamuru alacak bir bakacak o işten keyif alıp, almadığını böyle görebilir ancak. Uygulamasız anlamak zor.

Sergi veya sergileriniz oldu mu?

Bireysel şu ana kadar sergi açmadım. Daha önce üniversitelerde birçok eserim sergiye çıktı. Ama bireysel sergi umuyorum yakın zamanda olacaktır. Toplu kurs sergilerinde geçen sene 2 adet sergi açtık. Bu sene yine aynı şekilde sergilerimiz olacak.

Çalışmalarınızda ilham kaynağınız nedir?

Biraz geçmişte yapılanları unutmamak ve geçmişte yapılanları görmek… ‘Neden yapılmış? Nasıl yapılmış?’ soruları. Biraz doğaya yönelmek. Araştırma yapmak. Esin kaynaklarım araştırmaya yönelik daha çok bir dönem insan vücudu üzerinde eserler gerçekleştirdim. Örnek verecek olursak, bir kanın mikroskop altındaki görüntüsü, kemiğin, iliğin mikroskop altındaki görüntüleri. Bunlar hep derin araştırma sonucu elde edilen şeyler. Bunların hepsi birer muhteşem sanat eseri. Baktığınız zaman bir derinin mikroskop altındaki görüntüsü muhteşem. Bunları araştırıyorum. Yine bu da aynı şekilde bir kömürün mikroskop altındaki görüntüsü gibi. Bir gözle görebildiklerimiz var. Bir de göremediklerimiz. Buradaki incelikleri esin kaynağım olarak kabul ediyorum. Kendi yaptığım çalışmalarımda bunları kullanıyorum. Bunlardan soyut, somut eserler çıkarıyorum. Eskiye yönelik yapılan çalışmalar, kültürler bunların hepsi benim eserlerimde kullandığım şeyler. Buralardan esinlenebiliyorum.

İzmir'de seramik sanatının konumunu değerlendirir misiniz?

İzmir'i seramik sanatı konusunda yeterli görmüyorum. Ben bir Eskişehir mezunu olarak İzmir'i kıyaslayacak olursam, çalışmalara bakınca buradaki olay çok daha farklı. ‘Sanatçıyım’ diyerek ortaya çıkan insanlar var. Ücretli öğretmen arkadaşlar reklama yatırım yaparak ben sanatçıyım diyebiliyorlar. Ancak içeriğe baktığınız da çok farklı şeyler görüyorsunuz.

Seramik sanatına insanların ilgisini artırmak için neler yapılabilir?

Kursların artırılması gerekiyor. İnsanlar bilinçlenmeli. Bizim sergimize gelenlere bakıyorum da içlerinden seramik sanatını yeni öğrendiklerini söyleyenler var. Seramik sanatının bu kadar ince bir sanat olduğunu fark edemediklerini ifade edenler var. Kişilere tek tek ben seramik sanatını kendi adıma açıkladım. İnsanların aklına seramik diyince basit şeyler geliyor. Geniş kapsamını bilmiyorlar. Şu anda insanların Halk Eğitim Merkezi’nde seramiğe talebi çok fazla. Kimilerinin seramik deyince akıllarına heykelcilik geliyor. İnsanların belli bir kesiminde merak varsa dahi seramik sanatı heykelcilik ve zor bir sanattır diyerek insanlar geri adım atabiliyor. Kesimlerde bilgi yok. Bunun da yerel yönetimlerce desteklenmesi, duyurulması gerekiyor. İlk açılan sergilerin insanlar tarafından bilinmesi lazım. Belediyeler, iş adamları seramik sanatını desteklemeli. Bence bu konuda kurumlara büyük görev düşüyor. Sergilerin artırılması lazım. Sergiler açılıp burada insanlara seramik sanatı anlatılmalı. Zaten bu sadece seramikle alakalı değil. Tüm geleneksel sanatlarda bu sıkıntı mevcut. İnsanların bu sanata ilgi duyması için öncelikle korkularını yenmesi gerekiyor. Bu sanat dalıyla insanlar neler yapılabilir onu bilmiyorlar. Bu sanatın sadece heykel olmadığını kişinin de ilgi alanına girebilecek bir sürü şeylerin olduğunu insanların bilmesi gerekiyor. Öyle bir durum ki, insanlar önce bunu sanat olarak başlayarak daha sonra iş imkanı haline getirebilir. Sergi açan insanlardaki kasıntı tavırda insanların bu sanata çok zormuş gibi zannetmesine sebep olabiliyor. İnsanlar bu tavırlarını değiştirmeliler.

Kurslarınıza talepler ne durumda?

Kurslarımıza şu an talepler çok fazla. Hatta öyle bir duruma geldik ki artık seçerek dahi alabiliyoruz. Kursumuza her gelen insanlar 'farklısınız' diyor. Ancak insanların fark dediği şey şu; her kesimin kendine özgü bir şeyi var. Öyle bir kesim var ki biri diğerinden bile ürkebiliyor. Lağın Bey diye bir kursiyerimiz var. O daha bu işin alfabe kısmında ancak onun yaptıklarını görenler ürküyorlar. Öbür kişinin bu çalışmayı görmemesi gerekiyor. Karşıdaki kişi, ‘Lağın Bey bu işi güzel yapıyor da ben yapamayabilirim ben burada mahçup olabilirim’ şeklinde düşünebiliyor. Ancak ‘Lağın Bey bunda başarılıysa sen de başka konuda başarılı olabilirsin’ diye motive ediyoruz. Tekniği öğrendikten sonra onu sen ilgin neye varsa ona göre şekillendirebiliyorsun. Kişileri çalışmak istediği alana göre yönlendiriyoruz. Bu kurslar zaten insanlar için rehabilite merkezi durumunda. Biz de herkese göre bir şey var. İnsanları sırf sanatsal olarak bu işi gösterirseniz ürkütürsünüz. Bunu yapmayın. Zamanla kişi zaten içerisinden bunları yapacaktır. Sanat kendi ürettiğin, yaptığındır. Bir şeyleri keşfedersin yaparsın. Bu sanat zaten tek kalıp bir iş değil. Kendi tasarladığın bir eseri ortaya koymak bizim amacımız. İnsanlara kendi imzalarını eserlerine atıyoruz. İnceliğine girdikten sonra, ‘zaten bu işte senin imzan olacak’ diyoruz. Benim en dikkat ettiğim husus kişileri ürkütmemek. Ben kazanma taraftarıyım. İnsanlara sanatsal, soyut obje yapacaksın diye dayatmıyorum. Zaten somutu bilmeyen soyutu nasıl yapsın. Önce insan gördüğünü yapar. Biz insanlara önce gösteriyoruz. Sonra yorum katmasını sağlıyoruz. Kişilerin kendi yaptıklarını görmesini istiyoruz. Daha sonrasında zaten kişiler sanatsala kendiliğinden geçecektir. Kişiler her zaman başladıklarında ürküyorlar. Sanatla insanları ürkütmeye gerek yok. Tekrar söylüyorum zaten sanat belli bir süreden sonra kendiliğinden ortaya çıkacaktır.

Küçük bir örnekle seramik sanatının şekillenmesini anlatır mısınız?

Başlangıçta çamuru elimize alıyoruz. Sonra uzun bir şekilde yoğuruyoruz. İçinde hiç hava kalmıyor. Bu sırada negatif enerjimizi de atıyoruz. Misina ile çamuru keserek içinde hava kalıp kalmadığını kontrol ediyoruz. Havanın kalmadığına emin olduktan sonra elimize küçük parçalar alarak sucuk şeklinde yapıyoruz. Sonra bunları biriktiriyoruz. Bir taraftan bunların kurumaması için hafif nemli tutuyoruz. Daha sonra en basit şekilde kalemlik yapacağımızı farz ederek, sucuklarımızı yuvarlıyoruz. Bu sucuklar ile tabanı oluşturuyoruz. Tabanın üzerine kıyılardan çentikler açarak sucuklarımızı devam ettiriyoruz. Sonra eserimiz tamamlanmış oluyor. En son içinde tekrar sağlam kalması için aletler ile düzeltme işlemi yapıyoruz. İç ve dıştan tamamen düz olduğunu gördükten sonrasında objemiz bitmiş oluyor. Bu işlem bittikten sonra hızlı kurutma yapmıyoruz. Yavaş kurutma ile poşete sarıyoruz. Poşet içinde bir gün bekliyor. Ertesi gün tekrar havalandırıyoruz. Kurumasının ardından rötuşluyoruz. Rötuş işlemini de zımparalar ile gerçekleştiriyoruz. Eserimizi iyice zımparalıyoruz. Sonrasında temizlenmiş bir şekilde fırına veriyoruz. 

Son Girilen Haberler

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.