Üniversite yemekhane ücretlerine yapılan zamlar üniversitelilerin ekonomik çıkmazını daha da büyütürken Eğitim Sen İzmir Üniversiteler Şube Başkanı Doç. Dr. Ümit Akıncı, TBMM lokantasındaki ‘kamu’ anlayışının üniversitelerde uygulanmadığını söyledi
Haber Giriş Tarihi: 28.09.2023 08:06
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak:
Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Türkiye’de uzun zamandır devam eden ekonomik krizin yükü her geçen gün daha da artarken alı gücü ise gün geçtikçe daha da düşüyor.
İğneden ipliğe art arda gelen kontrolsüz zamların faturası dar gelirlilerin omzuna yüklenirken zam furyasından en zararlı çıkanların başında ise öğrenciler geldi.
Ülkenin dört bir yanında milyonlarca öğrenci sağlıklı ve dengeli beslenme olanağına sahip değilken lise ve üniversitelerin yemekhanelerinde verilen yemekler ve ücretleri ise kamuoyunda tepki toplamaya başladı.
Geçtiğimiz haftalarda İzmir’in en köklü liselerinden olan İzmir Atatürk Lisesi’ndeki yemek skandalının ardından son olarak kentin en köklü eğitim yuvalarından olan Ege Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nde yemekhane ücretlerine yapılan zamlar gündeme oturdu.
Ege Üniversitesi’nde yemekhane fiyatına yapılan zammın hemen ardından Dokuz Eylül Ünivetsitesi’nde yemekhane ücretlerine tek seferde yüzde 193 zam yapılması tepki toplarken konuya ilişkin Eğitim Sen İzmir Üniversiteler Şube Başkanı Doç. Dr. Ümit Akıncı, İLKSES’e konuştu.
ÜNİVERSİTELER ÜCRETSİZ YEMEK SUNABİLECEK DURUMDALAR
Yemekhanelere yapılan zamların kabul edilemez olduğunu belirten Akıncı, dış piyasayla kıyasın doğru olmadığının altını çizerek “Biz yakın geçmişe kadar üniversite öğrencilerine yönelik barına sorununu gündemimize almıştık. Barınma sorunuyla ilgili krize varan bir sorun vardı. Gündemimizde oydu. Ama son dönemde İzmir’de önce Ege Üniversitesi ardından da Dokuz Eylül Üniversitesi’nde yemeklere yapılan zamlar var. Dokuz Eylül’de yüzde 200’e, Ege Üniversitesi’nde de yüzde 300’e yakın zam var. Bu zamlar, gündemin merkezine oturdu. Üniversitelerde öğrencilere sunulan yemek fiyatlarını dışarıda sunulan yemek fiyatlarıyla kıyaslamak doğru bir yaklaşım değil. İnsanlar genellikle böyle bir yanılgıya düşüyor. ‘dışarı bir sandviç 50 lira, üniversitede bir yemek 20 lira’ gibi bir kıyas yapıyorlar. Ancak bu doğru değil. Çünkü üniversiteler özel bütçeli kamu kurumlarıdır. Üniversiteler merkezi bütçeden pay alıyorlar ve kendi bütçeleri var. Dolayısıyla bu bütçeleriyle yürütmekle yükümlü oldukları faaliyetleri yürütüyorlar Yemek ve barınmak bunlardan bazıları. Aslında bütçe kalemlerinin bir kısmını bu tarafa aktararak o yemekleri ücretsiz sunabilecek durumdalar. Biz Eğitim-Sen olarak her zaman öğrencilere yönelik yemeğin kamusal bir hizmet olması gerektiğini savunuyoruz. Dolayısıyla bu zamlar kesinlikle kabul edilebilir değil. Bir kamu kurumunda öğrencilerin bedelsiz yemek hizmetine erişmesini savunuyoruz. Hiç olmazsa sembolik bir ücret alınarak olmasını savunuyoruz” dedi.
POLİTİK BİR TERCİH
Üniversitelilerin temel ihtiyaçlarına art arda yapılan zamların gelecek yıllarda etkisinin olumsuz olacağının altını çizen Akıncı, “Bu yıl için bölümlere yerleşen öğrenci istatistikleri henüz yayımlanmadı YÖK tarafından. Çünkü üniversiteye gitmeye hak kazanan ve kaydını yaptıran öğrencilerin sayısında farklılık oluyor. Elimizde istatistiki bilgi olmamasının yanında bizim en azından barınma sorunundan gözlemlediğimiz… Barınma sorununda kaynaklı olarak öğrencilerin azımsanmayacak bir kısmının kaydını yaptıramadığını görüyoruz. Aynı şekilde yemek bedellerindeki bu artış da öğrencilerin yükseköğrenim hakkını kullanmasıyla sonuçlanacak hamlelerden biri. Öğrenciler sadece öğle yemeği yemiyor. Sabah kahvaltısı ve akşam yemeği de var. Eğitim-öğretimin sürmesi, ulaşım ve barınma için de harcama yapmaları gerekiyor. Kaldı ki bunlar bir üniversite öğrencisinin minimum harcamaları. Bu açıdan düşündüğümüzde bile aileler ve öğrenciler için altından kalkılabilir bir yük değil. Uzun zamandır üniversitelerde, yemek ve barınma gibi hizmetlerden üniversiteler gelir elde etme hamleleri yapıyorlar. Maalesef üniversiteler ücretsiz yemek hizmeti sunabilecekken bunu tercih etmiyorlar. Politik bir tercih bu. Bu işin iki önemli sonucu olacak. Gittikçe daha fazla öğrencinin yükseköğrenim hakkından faydalanamamasına doğru gidiyor. Yükseköğrenimden faydalana öğrenciler için de dengeli ve yeterli beslenememeye gidiyor” diye konuştu.
MECLİS FİYATLARI KAMU KURUMLARINDA OLMASI GEREKEN
TBM lokantasındaki fiyatlar da kamuoyunun dikkatini çekerken üniversite öğrencilerinin çok düşük gelirle beslenmeye çalıştığını ifade eden Akıncı şunları söyledi; “Aslında meclis lokantasındaki fiyatları tam olarak kamu kurumlarında olması gereken fiyatlar. Kamu kurumlarının hepsi bir hizmet veriyor. Üniversiteler de öğrenim hizmeti veriyor. Dolayısıyla öğrenim hizmetinin yanında yemek hizmetini de sunması gerekiyor. Dolayısıyla kamu kurumu olan üniversiteler, meclis lokantası gibi örnekleri örnek alsalar olması gerekene biraz daha yaklaşmış olacaklar. Meclis lokantası burada çok tipik bir örnek hem milletvekillerinin maaşları ciddi oranda yüksek hem de vekillerin ek gelirleri de oluyor. Dolayısıyla bu tarz fiyatların meclis lokantalarında olması, üniversitelerde olmaması çok ciddi bir çelişki. Üniversitelerde alt ve orta sınıftan ailelerin çocukları var. Dolayısıyla onların gelirleriyle yemek için vermeleri gereken fiyatlar meclis örneğiyle taban tabana zıt. Meclis örneğinde olduğu gibi üniversitelerde de çok düşük bedel ya da bedelsiz olarak yemek sunulması gerekiyor. Bunun öncelikli sosyal devlet anlayışının yanında onların kamu kurumu olmalarıdır.”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Üniversite yemekhane ücretlerine yapılan zamlar üniversitelilerin ekonomik çıkmazını daha da büyütürken Eğitim Sen İzmir Üniversiteler Şube Başkanı Doç. Dr. Ümit Akıncı, TBMM lokantasındaki ‘kamu’ anlayışının üniversitelerde uygulanmadığını söyledi
Türkiye’de uzun zamandır devam eden ekonomik krizin yükü her geçen gün daha da artarken alı gücü ise gün geçtikçe daha da düşüyor.
İğneden ipliğe art arda gelen kontrolsüz zamların faturası dar gelirlilerin omzuna yüklenirken zam furyasından en zararlı çıkanların başında ise öğrenciler geldi.
Ülkenin dört bir yanında milyonlarca öğrenci sağlıklı ve dengeli beslenme olanağına sahip değilken lise ve üniversitelerin yemekhanelerinde verilen yemekler ve ücretleri ise kamuoyunda tepki toplamaya başladı.
Geçtiğimiz haftalarda İzmir’in en köklü liselerinden olan İzmir Atatürk Lisesi’ndeki yemek skandalının ardından son olarak kentin en köklü eğitim yuvalarından olan Ege Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nde yemekhane ücretlerine yapılan zamlar gündeme oturdu.
Ege Üniversitesi’nde yemekhane fiyatına yapılan zammın hemen ardından Dokuz Eylül Ünivetsitesi’nde yemekhane ücretlerine tek seferde yüzde 193 zam yapılması tepki toplarken konuya ilişkin Eğitim Sen İzmir Üniversiteler Şube Başkanı Doç. Dr. Ümit Akıncı, İLKSES’e konuştu.
ÜNİVERSİTELER ÜCRETSİZ YEMEK SUNABİLECEK DURUMDALAR
Yemekhanelere yapılan zamların kabul edilemez olduğunu belirten Akıncı, dış piyasayla kıyasın doğru olmadığının altını çizerek “Biz yakın geçmişe kadar üniversite öğrencilerine yönelik barına sorununu gündemimize almıştık. Barınma sorunuyla ilgili krize varan bir sorun vardı. Gündemimizde oydu. Ama son dönemde İzmir’de önce Ege Üniversitesi ardından da Dokuz Eylül Üniversitesi’nde yemeklere yapılan zamlar var. Dokuz Eylül’de yüzde 200’e, Ege Üniversitesi’nde de yüzde 300’e yakın zam var. Bu zamlar, gündemin merkezine oturdu. Üniversitelerde öğrencilere sunulan yemek fiyatlarını dışarıda sunulan yemek fiyatlarıyla kıyaslamak doğru bir yaklaşım değil. İnsanlar genellikle böyle bir yanılgıya düşüyor. ‘dışarı bir sandviç 50 lira, üniversitede bir yemek 20 lira’ gibi bir kıyas yapıyorlar. Ancak bu doğru değil. Çünkü üniversiteler özel bütçeli kamu kurumlarıdır. Üniversiteler merkezi bütçeden pay alıyorlar ve kendi bütçeleri var. Dolayısıyla bu bütçeleriyle yürütmekle yükümlü oldukları faaliyetleri yürütüyorlar Yemek ve barınmak bunlardan bazıları. Aslında bütçe kalemlerinin bir kısmını bu tarafa aktararak o yemekleri ücretsiz sunabilecek durumdalar. Biz Eğitim-Sen olarak her zaman öğrencilere yönelik yemeğin kamusal bir hizmet olması gerektiğini savunuyoruz. Dolayısıyla bu zamlar kesinlikle kabul edilebilir değil. Bir kamu kurumunda öğrencilerin bedelsiz yemek hizmetine erişmesini savunuyoruz. Hiç olmazsa sembolik bir ücret alınarak olmasını savunuyoruz” dedi.
POLİTİK BİR TERCİH
Üniversitelilerin temel ihtiyaçlarına art arda yapılan zamların gelecek yıllarda etkisinin olumsuz olacağının altını çizen Akıncı, “Bu yıl için bölümlere yerleşen öğrenci istatistikleri henüz yayımlanmadı YÖK tarafından. Çünkü üniversiteye gitmeye hak kazanan ve kaydını yaptıran öğrencilerin sayısında farklılık oluyor. Elimizde istatistiki bilgi olmamasının yanında bizim en azından barınma sorunundan gözlemlediğimiz… Barınma sorununda kaynaklı olarak öğrencilerin azımsanmayacak bir kısmının kaydını yaptıramadığını görüyoruz. Aynı şekilde yemek bedellerindeki bu artış da öğrencilerin yükseköğrenim hakkını kullanmasıyla sonuçlanacak hamlelerden biri. Öğrenciler sadece öğle yemeği yemiyor. Sabah kahvaltısı ve akşam yemeği de var. Eğitim-öğretimin sürmesi, ulaşım ve barınma için de harcama yapmaları gerekiyor. Kaldı ki bunlar bir üniversite öğrencisinin minimum harcamaları. Bu açıdan düşündüğümüzde bile aileler ve öğrenciler için altından kalkılabilir bir yük değil. Uzun zamandır üniversitelerde, yemek ve barınma gibi hizmetlerden üniversiteler gelir elde etme hamleleri yapıyorlar. Maalesef üniversiteler ücretsiz yemek hizmeti sunabilecekken bunu tercih etmiyorlar. Politik bir tercih bu. Bu işin iki önemli sonucu olacak. Gittikçe daha fazla öğrencinin yükseköğrenim hakkından faydalanamamasına doğru gidiyor. Yükseköğrenimden faydalana öğrenciler için de dengeli ve yeterli beslenememeye gidiyor” diye konuştu.
MECLİS FİYATLARI KAMU KURUMLARINDA OLMASI GEREKEN
TBM lokantasındaki fiyatlar da kamuoyunun dikkatini çekerken üniversite öğrencilerinin çok düşük gelirle beslenmeye çalıştığını ifade eden Akıncı şunları söyledi; “Aslında meclis lokantasındaki fiyatları tam olarak kamu kurumlarında olması gereken fiyatlar. Kamu kurumlarının hepsi bir hizmet veriyor. Üniversiteler de öğrenim hizmeti veriyor. Dolayısıyla öğrenim hizmetinin yanında yemek hizmetini de sunması gerekiyor. Dolayısıyla kamu kurumu olan üniversiteler, meclis lokantası gibi örnekleri örnek alsalar olması gerekene biraz daha yaklaşmış olacaklar. Meclis lokantası burada çok tipik bir örnek hem milletvekillerinin maaşları ciddi oranda yüksek hem de vekillerin ek gelirleri de oluyor. Dolayısıyla bu tarz fiyatların meclis lokantalarında olması, üniversitelerde olmaması çok ciddi bir çelişki. Üniversitelerde alt ve orta sınıftan ailelerin çocukları var. Dolayısıyla onların gelirleriyle yemek için vermeleri gereken fiyatlar meclis örneğiyle taban tabana zıt. Meclis örneğinde olduğu gibi üniversitelerde de çok düşük bedel ya da bedelsiz olarak yemek sunulması gerekiyor. Bunun öncelikli sosyal devlet anlayışının yanında onların kamu kurumu olmalarıdır.”
BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Dört dörtlük veli… Güvenlik de, temizlik de onların sırtında!
Kılıçdaroğlu hakim karşısında!
Tüm Bel-Sen’de güven krizi
Spotify müzik özeti 2024: Spotify Wrapped 2024 ne zaman yayınlanacak?
Piri Reis’i Hangi El Tutuyor?
Menemen’de okulda öğretmene şiddet: Toplumsal sorunu yansıtıyor!
Başkan Tugay, hükümeti topa tuttu: İzmir’i sevmiyorlar
Böyle hırsızlık şeytanın aklına gelmez
Derin yoksulluk toplumu yozlaştırdı
İzmir Valiliğinden uyarı: Ege Denizi'nin kuzeyinde fırtına bekleniyor!
İzmir’de kadınlar 25 Kasım için toplanacak
Son Girilen Haberler
İzmir haber: Cezaevinden tahliye olur olmaz dehşet saçtı
İzmir'in Konak ilçesinde, cezaevinden tahliye olduktan saatler sonra bir kişi, eşini ve kayınpederini bıçakla yaraladı
Başkan Saygılı’dan Tugay’a 2. çevreyolu cevabı
Seferihisar Kongresi'nde AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın 2. Çevreyolu eleştirilerine yanıt verdi
AK Partili Boztepe içme suyuna yapılan zamma tepki gösterdi
İzmir’de bir yıl içinde içme suyuna ikinci kez zam yapılmasına tepki gösteren AK Partili meclis üyesi Hüsnü Boztepe, “Başkan Tugay, İzmirliler bana güvensin diyordu ancak kendisi verdiği sözleri tutmadı” dedi