Menemen ve hünkar beğendi, enflasyona kurban oldu. 4 yıl önce 4 kişinin 3 lira 41 kuruşa yediği menemen bugün 94 lira 38 kuruşa çıkarken, 12 lira 59 kuruş olan hünkar beğendi maliyeti 534 lira 35 kuruşa çıkmış durumda.
Haber Giriş Tarihi: 03.01.2025 08:57
Haber Güncellenme Tarihi: 03.01.2025 09:06
Kaynak:
HABER MERKEZİ
SEMİ TEKTAŞ-ÖZEL HABER - Türkiye son yıllarda artan gıda enflasyonu ile mücadele ediyor. Artan enflasyon karşısında vatandaşın alım gücü yıldan yıla düşüyor. Sofraların vazgeçilmezi menemen de 4 yıllık gıda enflasyonu yüzde 2 bin 667,7 oldu. 4 kişilik bir menemenin maliyeti 2009 yılında 3 lira 41 kuruş tutuyordu, 2024 yılında ise bu rakam 94 lira 38 kuruşa çıktı. Gıda enflasyonunda en yüksek artışlardan biri de hünkâr beğendi de gerçekleşti. 2019 yılında 4 kişilik hünkâr beğendi yemeğinin maliyeti 12 lira 59 kuruş tutuyordu. 2024 yılında ise hünkâr beğendinin maliyeti yüzde 4 bin 144,2’lik artışla 534 lira 35 kuruş oldu. Menemende en yüksek artış domateste oldu. 2019’da 4 adet domates 80 kuruş tutarken, 2024 yılında 21 lira 78 kuruşa yükseldi. Hünkar beğendide ise en büyük artış kuzu etinde yaşandı. 2019 yılında 500 gram kuzu eti 8 lira 50 kuruş tutuyordu, bu rakam 2024 yılında 450 TL’ye yükseldi. 2 yemeğin fiyatındaki artışları baz aldığımızda gıda enflasyonu için tarım girdilerinin artması, Ukrayna-Rusya savaşı ve Türkiye’deki kur artışı üzerinden ihracat yapılması maliyetleri artıran en önemli etkenler oldu. Gıda enflasyonu 2019’da yüzde 7,85, 2020’de yüzde 16,51, 2021’de yüzde 27,41, 2022’de yüzde 99,05, 2023’te yüzde 71,99 ve 2024 yılında ise yüzde 45,28 olarak kayıtlara geçti.
YÜZDE 2 BİN 500’ÜN ÜZERİNDE
2019 yılında 4 kişilik bir aile akşam yemeğinde bir menemen yemek isteseydi bunun maliyeti sadece 3 lira 41 kuruştu. Bugün ise bu rakam yüzde 2 bin 667,7’lik artışla 94 lira 38 kuruş oldu. 2019 yılında menemen yapabilmek için 4 adet yumurta 1 lira 20 kuruş, 3 adet soğan 21 kuruş, 4 adet domates 80 kuruş, 250 gram biber 80 kuruş, 4 kaşık sıvı yağ ise 40 kuruş olmuş toplamda ise 3 lira 41 kuruş tutuyordu. 2024 yılında ise aynı aile menemeni yemek için; 4 adet yumurtaya 20 lira 64 kuruş, 3 adet soğana 7 lira 20 kuruş, 4 adet domatese 21 lira 78 kuruş, 250 gram bibere 36 lira, 4 kaşık sıvı yağa 8 lira 76 kuruş toplamda da 94 lira 38 kuruş ödemesi gerekiyor.
HÜNKAR BEĞENMEDİ
Gıda enflasyonunda maliyeti artan yemeklerin başında ise hünkâr beğendi yer alıyor. 2019 yılında 4 kişilik bir ailenin hünkâr beğendi maliyeti sadece 12 lira 59 kuruş tutuyordu. Yemeğin bugünkü maliyeti ise 534 lira 35 kuruşa denk geliyor. 2019 yılında 4 kişilik bir hünkâr beğendi yemeği için 500 gram kuzu etine 8 buçuk lira, 1 adet soğana 7 kuruş, 2 adet patlıcana 1 lira 30 kuruş, 1 bardak süte 40 kuruş, 50 gram una 3 kuruş, 50 gram kaşar peynirine 70 kuruş, 100 gram tereyağına 1 lira 59 kuruş ödemesi gerekiyordu. 2024 yılında ise hünkâr beğendinin maliyeti 2019 yılına göre yüzde 4 bin 144,2’lik artışla 534 lira 35 kuruş oldu. Bugün hünkâr beğendi yemeği yapabilmek için 500 gram kuzu etine 450 lira, 1 adet soğana 2 lira 40 kuruş, 2 adet patlıcana 18 lira, 1 bardak süte 12 lira 75 kuruş, 50 gram una 1 lira 10 kuruş, 50 gram kaşar peynirine 17 buçuk lira, 100 gram tereyağına 32 lira 60 kuruş toplamda da 534 lira 35 kuruş ödeme yapmak gerekiyor.
GIDA ÜRÜNLERİNDE ENFLASYON
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Toprak, artan gıda enflasyonu nedeniyle temel gıda malzemelerine erişimin zorlaştığını belirtti. Toprak, “Uzun yıllardır devam eden ve giderek derinleşen ekonomik krizin boyutu, son dönemde uygulanan politikalar nedeniyle büyüdü ve emeğiyle geçinen herkesin yaşamını olumsuz etkiledi. Başlangıçta kur artışı ve yüksek borçluluk olarak kendini gösteren kriz, uzun zamandan beri hayat pahalılığı, işsizlik, güvencesizlik, geçim zorluğu, yoksulluk ve açlık gibi sosyal boyutlar kazanmış durumda. Gelinen noktada bu durum geniş halk kesimlerinin en önemli sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Son zamanlarda etkisini gündelik yaşantımızda yoğun olarak hissettiğimiz yüksek enflasyon, özellikle gıda ürünlerinde yüzde 100’ün üzerinde fiyat artışına neden oldu. Halkımızın büyük çoğunluğunu oluşturan ücretli ve dar gelirli kesimin gelirinde herhangi bir artış olmamasına karşın, gıda fiyatlarındaki olağanüstü yükseliş, gıdaya erişimi her geçen gün zorlaştırmakta. Geniş halk kitleleri için gıda güvencesi ve gıda güvenliği tehlikeye giriyor. Gıda fiyatlarındaki sürekli artış sonucu et ve süt ürünleri, yumurta, yağ, bakliyat, şeker gibi temel gıdalar; ulaşılması zor ve lüks tüketim malı haline geldi. Şu an ülkemizde yeterli ve dengeli beslenemeyen yüzbinlerce insan, yoksulluğun en alt seviyesi olan temel ihtiyaç maddelerine ulaşamama ve açlık riski ile karşı karşıya kalıyor” şeklinde konuştu.
ET ÜRETİMİ YÜZDE 33 DÜŞTÜ
Gıda enflasyonundaki bazı veriler hakkında konuşan Toprak, et tüketimin düştüğünü bunu karşın makarna tüketiminin arttığını belirtti. Toprak, “ETBİR’in verilerine göre pandemi döneminde et tüketimi yüzde 33 azalırken Makarna Sanayicileri Derneği’nin verilerine göre makarna tüketimi yüzde 25 artış gösterdi. Tabii ki bunda en büyük etken de artan gıda enflasyonu. Bu durum vatandaşın gıda alışverişinde öncelikli olarak fiyat kriterini baz almasına ve hangi ürün, nerede ucuzsa oraya yönelmesine neden oldu. Burada da karşımıza iki büyük sorun çıkıyor; birincisi neredeyse hammadde fiyatına satılan ve merdiven altı veya kayıt dışı şekilde uygun olmayan koşullarda üretilen gıda maddeleri, ikincisi ise taklit ve tağşiş. Her iki durum da halk sağlığı açısından risk teşkil ediyor. Gıda fiyatlarındaki bu yüksek artış, bir başka sorunu da beraberinde getiriyor. Halkımız, göreceli ucuz olduğu için merdiven altı üretim denilen, nerede ve ne koşulda üretildiği belli olmayan, büyük oranda taklit ve tağşiş yapılan ve hatta sağlık riski taşıyan gıdalara yöneliyor. Gıda mühendislerinin çalıştırılmadığı, kayıt dışı üretim yapılan ve yeterince denetlenmeyen bu işletmelerde gıda güvenliğinin sağlanamaması, tüketicilerin hem aldatılmasına hem de sağlık riski ile karşı karşıya kalmalarına sebep oluyor. Yine gıda fiyatlarındaki bu hızlı artış, stokçuluğu teşvik etmekte ve ürünlerin depolarda istiflenmesine neden oluyor. Bu durum, birçok fırsatçının haksız kazanç elde etmesine, üreticinin para kazanmadığı gibi; tüketicilerin de gıda ürünlerine çok daha pahalıya ulaşmasına yol açıyor. Stokçulukla birlikte, belli gıda maddelerinin piyasada bulunamaması, önümüzdeki süreçte yaşanacak önemli sorunlardan biri haline geldi” diye konuştu.
HEPİMİZ YOKSULUZ, ÇOĞUMUZ AÇIZ
Semt pazarlarında atık toplayanların sayısının gün geçtikçe arttığını söyleyen Toprak, “Yüksek kur politikası sonucu her geçen gün yabancı paralar karşısında değeri düşen Türk lirası nedeniyle, günlük on doların altında bir gelir ile geçinmek zorunda kalan geniş halk kitleleri için yaşam, her zamankinden daha da zorlaştı. Asgari ücretin altında maaş alan emekliler için ise durum tamamen içinden çıkılamaz haldedir. Bunun sonucu, semt pazarlarında akşam saatlerinde çürük ve yerlere atılmış gıdaları toplayanların sayısının her geçen gün arttığını üzülerek görüyoruz. Aynı zamanda, dar gelirli aileler yeterli ve dengeli beslenememekte, çocukların bedensel ve zihinsel gelişimi için gerekli olan proteinin oranı sofrada azalmakta, buna karşılık sağlıksız gelişime neden olabilecek karbonhidrat oranı ise artmakta. Yoksulluk sınırı 68 bin 675 TL. Yani yeni asgari ücreti baz alırsak 4 kişilik bir ailede 3 kişi asgari ücrete çalışsa dahi yine de yoksul. Mevcut duruma baktığımızda hepimiz yoksuluz, çoğumuz açız desek yanlış olmaz. Diğer yandan, gıdaların üretiminde ilk aşamayı oluşturan çiftçilerimiz ise her geçen gün üretimden kopuyor. Mazot, gübre ve yem gibi temel girdi fiyatlarında olağanüstü artışlar sonucu, çiftçi ürettiği ürünü maliyetin altında satmak zorunda kaldığından, bir yıllık çabasının sonucunda zarar ediyor. Dolayısıyla, almış olduğu kredileri ödeyememekte, her geçen yıl borçları artmakta ve sorun içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Bu olumsuz gidişatın doğal sonucu olarak, çiftçimiz üretimi terk ediyor. Tüm bunlar da bize, eğer kısa zamanda tarımsal üretimde yeterli ve etkili önlemler alınmaz ise gıdaya ulaşmakta daha da zorlanacağımızı, gıda egemenliğimizin çok büyük yara alacağını ve gıdada tam anlamıyla dışa bağımlı hale geleceğimizi gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.
EN ELZEM İHTİYAÇTIR
Sağlıksız, yetersiz ve dengesiz beslenme sorununun gün geçtikçe büyüdüğünü ifade eden Toprak, “Yinelemek gerekir ki, dar gelirli ailelerin elde ettiği gelir yeterli ve dengeli beslenme için gerekli harcamaları bile karşılayabilecek düzeyde değil. Bu durumda olan aileler, büyük bir olasılıkla beslenme dışı harcamalarının (kira, ulaşım, yakıt, elektrik ve benzerleri) bir kısmını da beslenme harcamalarından kısarak elde edebilmekte. Sonuç olarak, gelir düzeyinin düşük ve yetersiz olması, dar gelirli kişi ve ailelerin sağlıksız, yetersiz ve dengesiz beslenmesine neden olmakta. Gıdaya erişim bir sorun ve endişe kaynağı olmaktan çıkarılmalı. En temel ve ertelenemez ihtiyaç olan gıdanın, herkes için kolayca, yeterince ve sürdürülebilir şekilde erişilebilecek duruma getirilmesi elzemdir. Unutulmamalıdır ki, yaşamak nasıl bir insan hakkı ise sağlıklı, güvenli ve yeterli gıda ile temiz suya, sürdürülebilir bir biçimde ulaşabilmek de bir insan hakkıdır. Bunu sağlamak da kamunun en önemli görevlerinden biridir” diyerek sözlerini tamamladı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Menemen ve hünkar beğendi, enflasyona kurban oldu. 4 yıl önce 4 kişinin 3 lira 41 kuruşa yediği menemen bugün 94 lira 38 kuruşa çıkarken, 12 lira 59 kuruş olan hünkar beğendi maliyeti 534 lira 35 kuruşa çıkmış durumda.
SEMİ TEKTAŞ-ÖZEL HABER - Türkiye son yıllarda artan gıda enflasyonu ile mücadele ediyor. Artan enflasyon karşısında vatandaşın alım gücü yıldan yıla düşüyor. Sofraların vazgeçilmezi menemen de 4 yıllık gıda enflasyonu yüzde 2 bin 667,7 oldu. 4 kişilik bir menemenin maliyeti 2009 yılında 3 lira 41 kuruş tutuyordu, 2024 yılında ise bu rakam 94 lira 38 kuruşa çıktı. Gıda enflasyonunda en yüksek artışlardan biri de hünkâr beğendi de gerçekleşti. 2019 yılında 4 kişilik hünkâr beğendi yemeğinin maliyeti 12 lira 59 kuruş tutuyordu. 2024 yılında ise hünkâr beğendinin maliyeti yüzde 4 bin 144,2’lik artışla 534 lira 35 kuruş oldu. Menemende en yüksek artış domateste oldu. 2019’da 4 adet domates 80 kuruş tutarken, 2024 yılında 21 lira 78 kuruşa yükseldi. Hünkar beğendide ise en büyük artış kuzu etinde yaşandı. 2019 yılında 500 gram kuzu eti 8 lira 50 kuruş tutuyordu, bu rakam 2024 yılında 450 TL’ye yükseldi. 2 yemeğin fiyatındaki artışları baz aldığımızda gıda enflasyonu için tarım girdilerinin artması, Ukrayna-Rusya savaşı ve Türkiye’deki kur artışı üzerinden ihracat yapılması maliyetleri artıran en önemli etkenler oldu. Gıda enflasyonu 2019’da yüzde 7,85, 2020’de yüzde 16,51, 2021’de yüzde 27,41, 2022’de yüzde 99,05, 2023’te yüzde 71,99 ve 2024 yılında ise yüzde 45,28 olarak kayıtlara geçti.
YÜZDE 2 BİN 500’ÜN ÜZERİNDE
2019 yılında 4 kişilik bir aile akşam yemeğinde bir menemen yemek isteseydi bunun maliyeti sadece 3 lira 41 kuruştu. Bugün ise bu rakam yüzde 2 bin 667,7’lik artışla 94 lira 38 kuruş oldu. 2019 yılında menemen yapabilmek için 4 adet yumurta 1 lira 20 kuruş, 3 adet soğan 21 kuruş, 4 adet domates 80 kuruş, 250 gram biber 80 kuruş, 4 kaşık sıvı yağ ise 40 kuruş olmuş toplamda ise 3 lira 41 kuruş tutuyordu. 2024 yılında ise aynı aile menemeni yemek için; 4 adet yumurtaya 20 lira 64 kuruş, 3 adet soğana 7 lira 20 kuruş, 4 adet domatese 21 lira 78 kuruş, 250 gram bibere 36 lira, 4 kaşık sıvı yağa 8 lira 76 kuruş toplamda da 94 lira 38 kuruş ödemesi gerekiyor.
HÜNKAR BEĞENMEDİ
Gıda enflasyonunda maliyeti artan yemeklerin başında ise hünkâr beğendi yer alıyor. 2019 yılında 4 kişilik bir ailenin hünkâr beğendi maliyeti sadece 12 lira 59 kuruş tutuyordu. Yemeğin bugünkü maliyeti ise 534 lira 35 kuruşa denk geliyor. 2019 yılında 4 kişilik bir hünkâr beğendi yemeği için 500 gram kuzu etine 8 buçuk lira, 1 adet soğana 7 kuruş, 2 adet patlıcana 1 lira 30 kuruş, 1 bardak süte 40 kuruş, 50 gram una 3 kuruş, 50 gram kaşar peynirine 70 kuruş, 100 gram tereyağına 1 lira 59 kuruş ödemesi gerekiyordu. 2024 yılında ise hünkâr beğendinin maliyeti 2019 yılına göre yüzde 4 bin 144,2’lik artışla 534 lira 35 kuruş oldu. Bugün hünkâr beğendi yemeği yapabilmek için 500 gram kuzu etine 450 lira, 1 adet soğana 2 lira 40 kuruş, 2 adet patlıcana 18 lira, 1 bardak süte 12 lira 75 kuruş, 50 gram una 1 lira 10 kuruş, 50 gram kaşar peynirine 17 buçuk lira, 100 gram tereyağına 32 lira 60 kuruş toplamda da 534 lira 35 kuruş ödeme yapmak gerekiyor.
GIDA ÜRÜNLERİNDE ENFLASYON
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Toprak, artan gıda enflasyonu nedeniyle temel gıda malzemelerine erişimin zorlaştığını belirtti. Toprak, “Uzun yıllardır devam eden ve giderek derinleşen ekonomik krizin boyutu, son dönemde uygulanan politikalar nedeniyle büyüdü ve emeğiyle geçinen herkesin yaşamını olumsuz etkiledi. Başlangıçta kur artışı ve yüksek borçluluk olarak kendini gösteren kriz, uzun zamandan beri hayat pahalılığı, işsizlik, güvencesizlik, geçim zorluğu, yoksulluk ve açlık gibi sosyal boyutlar kazanmış durumda. Gelinen noktada bu durum geniş halk kesimlerinin en önemli sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Son zamanlarda etkisini gündelik yaşantımızda yoğun olarak hissettiğimiz yüksek enflasyon, özellikle gıda ürünlerinde yüzde 100’ün üzerinde fiyat artışına neden oldu. Halkımızın büyük çoğunluğunu oluşturan ücretli ve dar gelirli kesimin gelirinde herhangi bir artış olmamasına karşın, gıda fiyatlarındaki olağanüstü yükseliş, gıdaya erişimi her geçen gün zorlaştırmakta. Geniş halk kitleleri için gıda güvencesi ve gıda güvenliği tehlikeye giriyor. Gıda fiyatlarındaki sürekli artış sonucu et ve süt ürünleri, yumurta, yağ, bakliyat, şeker gibi temel gıdalar; ulaşılması zor ve lüks tüketim malı haline geldi. Şu an ülkemizde yeterli ve dengeli beslenemeyen yüzbinlerce insan, yoksulluğun en alt seviyesi olan temel ihtiyaç maddelerine ulaşamama ve açlık riski ile karşı karşıya kalıyor” şeklinde konuştu.
ET ÜRETİMİ YÜZDE 33 DÜŞTÜ
Gıda enflasyonundaki bazı veriler hakkında konuşan Toprak, et tüketimin düştüğünü bunu karşın makarna tüketiminin arttığını belirtti. Toprak, “ETBİR’in verilerine göre pandemi döneminde et tüketimi yüzde 33 azalırken Makarna Sanayicileri Derneği’nin verilerine göre makarna tüketimi yüzde 25 artış gösterdi. Tabii ki bunda en büyük etken de artan gıda enflasyonu. Bu durum vatandaşın gıda alışverişinde öncelikli olarak fiyat kriterini baz almasına ve hangi ürün, nerede ucuzsa oraya yönelmesine neden oldu. Burada da karşımıza iki büyük sorun çıkıyor; birincisi neredeyse hammadde fiyatına satılan ve merdiven altı veya kayıt dışı şekilde uygun olmayan koşullarda üretilen gıda maddeleri, ikincisi ise taklit ve tağşiş. Her iki durum da halk sağlığı açısından risk teşkil ediyor. Gıda fiyatlarındaki bu yüksek artış, bir başka sorunu da beraberinde getiriyor. Halkımız, göreceli ucuz olduğu için merdiven altı üretim denilen, nerede ve ne koşulda üretildiği belli olmayan, büyük oranda taklit ve tağşiş yapılan ve hatta sağlık riski taşıyan gıdalara yöneliyor. Gıda mühendislerinin çalıştırılmadığı, kayıt dışı üretim yapılan ve yeterince denetlenmeyen bu işletmelerde gıda güvenliğinin sağlanamaması, tüketicilerin hem aldatılmasına hem de sağlık riski ile karşı karşıya kalmalarına sebep oluyor. Yine gıda fiyatlarındaki bu hızlı artış, stokçuluğu teşvik etmekte ve ürünlerin depolarda istiflenmesine neden oluyor. Bu durum, birçok fırsatçının haksız kazanç elde etmesine, üreticinin para kazanmadığı gibi; tüketicilerin de gıda ürünlerine çok daha pahalıya ulaşmasına yol açıyor. Stokçulukla birlikte, belli gıda maddelerinin piyasada bulunamaması, önümüzdeki süreçte yaşanacak önemli sorunlardan biri haline geldi” diye konuştu.
HEPİMİZ YOKSULUZ, ÇOĞUMUZ AÇIZ
Semt pazarlarında atık toplayanların sayısının gün geçtikçe arttığını söyleyen Toprak, “Yüksek kur politikası sonucu her geçen gün yabancı paralar karşısında değeri düşen Türk lirası nedeniyle, günlük on doların altında bir gelir ile geçinmek zorunda kalan geniş halk kitleleri için yaşam, her zamankinden daha da zorlaştı. Asgari ücretin altında maaş alan emekliler için ise durum tamamen içinden çıkılamaz haldedir. Bunun sonucu, semt pazarlarında akşam saatlerinde çürük ve yerlere atılmış gıdaları toplayanların sayısının her geçen gün arttığını üzülerek görüyoruz. Aynı zamanda, dar gelirli aileler yeterli ve dengeli beslenememekte, çocukların bedensel ve zihinsel gelişimi için gerekli olan proteinin oranı sofrada azalmakta, buna karşılık sağlıksız gelişime neden olabilecek karbonhidrat oranı ise artmakta. Yoksulluk sınırı 68 bin 675 TL. Yani yeni asgari ücreti baz alırsak 4 kişilik bir ailede 3 kişi asgari ücrete çalışsa dahi yine de yoksul. Mevcut duruma baktığımızda hepimiz yoksuluz, çoğumuz açız desek yanlış olmaz. Diğer yandan, gıdaların üretiminde ilk aşamayı oluşturan çiftçilerimiz ise her geçen gün üretimden kopuyor. Mazot, gübre ve yem gibi temel girdi fiyatlarında olağanüstü artışlar sonucu, çiftçi ürettiği ürünü maliyetin altında satmak zorunda kaldığından, bir yıllık çabasının sonucunda zarar ediyor. Dolayısıyla, almış olduğu kredileri ödeyememekte, her geçen yıl borçları artmakta ve sorun içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Bu olumsuz gidişatın doğal sonucu olarak, çiftçimiz üretimi terk ediyor. Tüm bunlar da bize, eğer kısa zamanda tarımsal üretimde yeterli ve etkili önlemler alınmaz ise gıdaya ulaşmakta daha da zorlanacağımızı, gıda egemenliğimizin çok büyük yara alacağını ve gıdada tam anlamıyla dışa bağımlı hale geleceğimizi gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.
EN ELZEM İHTİYAÇTIR
Sağlıksız, yetersiz ve dengesiz beslenme sorununun gün geçtikçe büyüdüğünü ifade eden Toprak, “Yinelemek gerekir ki, dar gelirli ailelerin elde ettiği gelir yeterli ve dengeli beslenme için gerekli harcamaları bile karşılayabilecek düzeyde değil. Bu durumda olan aileler, büyük bir olasılıkla beslenme dışı harcamalarının (kira, ulaşım, yakıt, elektrik ve benzerleri) bir kısmını da beslenme harcamalarından kısarak elde edebilmekte. Sonuç olarak, gelir düzeyinin düşük ve yetersiz olması, dar gelirli kişi ve ailelerin sağlıksız, yetersiz ve dengesiz beslenmesine neden olmakta. Gıdaya erişim bir sorun ve endişe kaynağı olmaktan çıkarılmalı. En temel ve ertelenemez ihtiyaç olan gıdanın, herkes için kolayca, yeterince ve sürdürülebilir şekilde erişilebilecek duruma getirilmesi elzemdir. Unutulmamalıdır ki, yaşamak nasıl bir insan hakkı ise sağlıklı, güvenli ve yeterli gıda ile temiz suya, sürdürülebilir bir biçimde ulaşabilmek de bir insan hakkıdır. Bunu sağlamak da kamunun en önemli görevlerinden biridir” diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: HABER MERKEZİ
İzmir haber: Trafik kazası can aldı
Emeklilere, SGK anlaşmalı sağlık kurumlarında o tedavi ücretsiz oldu
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Narin’in öldürülme nedenini açıkladı: Narin Güran neden öldürüldü?
Bugün deprem oldu mu? 4 Ocak 2025 deprem listesi
Kerimcan Durmaz’a yasa dışı bahis iddiası! Başsavcılık soruşturma başlattı
İzmir derbisini Arkas Spor kazandı
AK Parti’den Büyükşehir'e videolu tepki: Körfezde balıklar yaşamaz, ölür
İzmir haber: Parkta bıçaklı kavga çıktı, 1 kişi yaralandı
ESHOT o ilçeye yeni hat açıyor
Işıkhan Ailesi okunan mevlit ile anıldı
Son Girilen Haberler
Yeni yıl'da alkollü araç kullanan 5 bin 494 sürücüye işlem
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, yeni yıl öncesi alınan tedbirler çerçevesinde gerçekleştirilen denetimlerde alkollü araç kullandığı belirlenen 5 bin 494 sürücüye işlem yapıldığını açıkladı
AASSM’de izleyiciler anın içine çekilecek
Kare ve panorama fotoğrafların bir arada bulunduğu bir sergiye ev sahipliği yapacak AASSM, ziyaretçilerini farklı bakış açılarını keşfetmeye davete diyor
Bornova Belediyesi'nen doğru budama, verimli hasat eğitimi
Bornova Belediyesi, tarımsal üretimin verimliliğini artırmak ve üreticilere yardımcı olmak için düzenlediği eğitim programlarına bir yenisini daha ekledi. Zeytin Budama Eğitimi, zeytin üreticilerinin yoğun katılımıyla Nevzat Kavalar Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi