‘Etki ajanlığı’ yine hortladı: Toplum baskılanmak isteniyor

Haziranda gelen tepkiler üzerine geri çekilen ‘Etki ajanlığı’ yasa tasarısı ekimde meclisin açılmasıyla tekrar gündeme gelirken, siyasetçiler ve hukukçular yasa ile toplumun baskı altına alınmak istendiğini belirtiyor.

Haber Giriş Tarihi: 05.10.2024 08:08
Haber Güncellenme Tarihi: 05.10.2024 08:22
Muhabir: HABER MERKEZİ
‘Etki ajanlığı’ yine hortladı: Toplum baskılanmak isteniyor

SEMİ TEKTAŞ-ÖZEL HABER- TBMM’ye haziran ayında sunulması beklenen ama gelen tepkiler üzerine 9. yargı paketi taslağında yer alan ‘etki ajanlığı’ düzenlemesinin ekim ayında meclisin açılmasıyla tekrardan gündeme gelmesi bekleniyor. ‘Etki ajanlığı’ düzenlemesiyle ‘Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda Türk vatandaşları veya kurum ve kuruluşları ya da Türkiye’de bulunan yabancılar hakkında araştırma yapan veya yaptıranların hapis cezası ile cezalandırılacağı’nı buyuruyor. Yasa tasarısına gelen en büyük eleştiri ise iktidarın hoşuna gitmeyen materyalleri hazırlayan; sözleşmeli ya da serbest, yerli veya yabancı gazeteciler, akademisyenler, saha çalışması yapanlar, STK’ler kolaylıkla hedef haline gelebileceği. ‘Bilinçli ya da bilinçsiz’ yorum yapan herkesin şüpheli şahıs muamelesi görebileceği bu metne göre, yurttaşlar kendilerine kuşkulu sorular soranları ihbar edebilir. Bazı meslek gruplarına mensup olanlar hatta olmayanlar bile ‘fondaş’lıkla suçlanabilir. Siyasetçiler ve hukukçular ise yasa ile toplumun baskılanmak istediğini dile getiriyor.

“TOPLUM BASKI ALTINA ALINMAK İSTENİYOR”

CHP İzmir İl Basın Sözcüsü, Basın Yayın ve Sosyal Medyadan Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Asena Karcıer, etki ajanlığı yasasının basın özgürlüğüne yönelik bir çalışma olduğunu dile getirdi. Karcıer, “Etki ajanlığı çalışması Türkiye'deki özgür basının çalışmasını engelleyecek bir düzenlemedir. Düzenleme anayasayla ve hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmıyor. Nitekim bu düzenleme 9. yargı paketiyle meclise getirilmesi istenmişti ama meclise sunulmamıştı. Düzenlemede bir gazeteci bir konu hakkında bir tespitte bulunuyor veyahut da bir kişi bir konuyla ilgili kitap yazıyor, eleştirilerini dile getirmiş oluyor, yapılan usulsüzlüğü ortaya çıkartıyor. Bu durumda kişi sanki ajanmış, yabancı ülkeye çalışıyormuş gibi değerlendirilecek ve ona göre hakkında yaptırım uygulanabilecek. Bu çalışma tamamen hukuka aykırıdır, tamamen basın özgürlüğünün önüne geçmeye yönelik bir çalışmadır” diye konuştu.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE AYKIRI

CHP İzmir Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Ahmet Doğukan Gül ise yasa ile toplumun baskı altına alınmak istendiğini söyledi. Gül, “Yargı Paketi olarak tartışılan ve TBMM'de görüşülmesi istenilen yasa değişiklikleri arasında yeni bir suç düzenlemesi var: Etki ajanlığı suçu. En başta ve açıkça söyleyelim: Bu girişim, ifade özgürlüğünü, demokratik muhalefeti bastırmak için suç uydurma girişimidir. Hukuk eliyle, yargıyı araç kılarak toplumu ve basını baskı altına alma girişimidir. Bizler, bu girişime karşı çıkıyor ve düzenlemeden vazgeçilmesini talep ediyoruz. Türk Ceza Kanunu'na eklenmesi önerilen maddeye göre; ‘Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda; Türk vatandaşları veya kurum ve kuruluşları ya da Türkiye'de bulunan yabancılar hakkında araştırma yapan veya yaptıranlar’ hakkında hapis cezaları öngörülüyor. TBMM tarafından kabul edilmesi istenilen madde; ceza hukukunun en temel ilkelerinden olan suçta ve cezada kanunilik ilkesi ile ceza hükmü içeren hükümlerin açık ve belirli olması ilkesine aykırı bu düzenlemenin tek amacı vardır o da toplumu baskı altına almak. Düzenleme iktidarın hoşuna gitmeyen her çalışmayı, her araştırmayı ve her sözü ajanlıkla suçlamaya açıktır. Basit bir kamuoyu araştırması dahi bu kapsamda ele alınabilir ve suç sayılabilir niteliktedir. Yapılacak seçimlerde iktidar partisinin geride olduğunu gösteren kamuoyu araştırmaları ve anketler bile bu madde kapsamında soruşturma konusu yapılabilecektir” dedi.

“İSTİBDAT DÖNEMİ YASALARI”

Yasa üzerinden muhalif kimliklerin baskılanmaya çalışıldığını söyleyen İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz, “Muhalif kimliklerin hukuk üzerinden bir şekilde bertaraf edilmesine yönelik atılmış bir adımdır. Komşu komşuyu şikâyet edecek, aslı olup olmadığı araştırılmadan kişi hakkında soruşturma başlatılacak. Böyle durumun hukuk devletinde olmaması gerekir. Bu yasa istibdat dönemlerinin yasalarıdır. Bu kadar yasal düzenleme ihtiyacı varken, suç oranları bu kadar artmışken bir de bunu gündeme getirmek elbette farklı bir amaca hizmet eder. O amaç da iktidarda bulunanların bulundukları yerde kalmaya devam etme iradelerinin açık bir ifadesi. Bugün hukuk devletinden bahsetmiyorsak, tek adam rejiminden bahsediyorsak bunun adının otoriter ya da totaliter bir rejim olduğunu söylemeye gerek var mı? O yüzden bunda ısrar ediyorlar. Hukukun üstünlüğünün olmadığı her yerde bu tür düzenlemelere ihtiyaç vardır. Kendilerini korumak, saltanatlarını devam ettirebilmek için ısrar sebepleri bu” açıklamasında bulundu.

Kaynak: HABER MERKEZİ

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.