Maya Vakfı, depremin izlerini silmek için çalışıyor
Maya Vakfı, depremin izlerini silmek için çalışıyor
Maya Vakfı, Türkiye’de 6 Şubat ve ardından meydana gelen yıkıcı depremler sonrası, Afet ve Acil Durumlar Programı ile yaklaşık 6000 kişinin hayatına dokunuyor
Haber Giriş Tarihi: 19.06.2023 09:12
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak:
Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Şiddetli ve yıkıcı afetlerin yaşandığı deprem bölgesi için ilk günlerde hızla aksiyon alan Maya Vakfı, temel yaşam gereksinimlerinin karşılanmasının ardından Afet ve Acil Durumlar Programı ile psikososyal destek hizmetlerini başlattı. Maya Vakfı, oluşturulan mobil ekiplerle 6 Şubat depremlerinden sonraki ilk üç aya kadar akut müdahalelerde bulunurken, içinde bulunduğumuz altı aylık süre için depremden etkilenenlerin orta ve uzun vadeli psikososyal destek çalışmalarına ve psikoterapi seanslarına erişimi için çalışıyor. Bireylerin psikolojik dayanıklılıklarını artırmaya ve iyileşme becerilerini geliştirmeye yönelik ruh sağlığı hizmetleri sağlayan Maya Vakfı, gönüllü psikolog ve psikiyatristlerin bulunduğu ekipleriyle aktif olarak Şanlıurfa ve Hatay’da çocuklar başta olmak üzere bakım verenlerin ve aynı zamanda ön safhalarda çalışan STK gönüllülerinin ikincil travma ile baş edebilmelerine yönelik çalışıyor. Grup ve bireysel terapiler, Project Lift ile sanat temelli psikolojik destek çalışmaları ve çocuk koruma hizmetleri gibi doğru ve sağlıklı müdahaleler ile depremin travmatik etkilerinin azaltılması hedefleniyor. Maya Vakfı, kişilerin travmatik durumlarla baş edebilme becerisini ele alan ve hazırlıklı olmalarını sağlayan Afet ve Acil Durumlar Programı sayesinde bölgede hala yaklaşık 6000 kişinin hayatına dokunmaya devam ederken çalışmalarını 2 yıl boyunca sürdürmeyi planlıyor.
Travmatik Etkileri Azaltma Çalışmaları 2 Yıl Olarak Planlanıyor
6 Şubat 2023 tarihiyle başlayan, 11 ilin ve ortalama 15 milyon kişinin öncelikli olarak etkilendiği depremler, temel ihtiyaçların yanı sıra toplumun refahı ve bireylerin dayanıklılığı için travmayla başa çıkma becerilerini geliştirme ve psikososyal destek ihtiyacını doğurdu. Çocuklar, art arda gelen deprem ve sel felaketlerinde ciddi bir travmatik yaşam deneyimiyle karşı karşıya kaldı. Bu ihtiyaç doğrultusunda özellikle travmaya maruz kalmış ve ruh sağlığı hizmetlerine erişimi kısıtlı 5-24 yaş arası çocuk ve gençleri merkezine alan Maya Vakfı, böylesine yıkıcı bir depremin ardından faaliyetlerindeki dört ana modelden biri olan Afet ve Acil Durumlar Programı’nı hızla hayata geçirerek deprem bölgelerine ulaştı. Afetlerden etkilenen çocuk, genç ve bakım verenlere psikososyal destek hizmeti sunan bu program, 2 yıl boyunca bölgede sağlıklı müdahaleler ve doğru eğitimler ile travmatik etkileri en aza indirmeyi hedefliyor. Maya Vakfı’nın sosyal hizmet uzmanı, vaka görevlisi, program yöneticisi, psikolog ve psikiyatristlerinden oluşan gönüllü ekibi, sanat temelli psikososyal destek hizmetleri (Project Lift), bireysel ve grup terapi seansları, ebeveyn oturumları ve çocuk koruma hizmetleriyle ilk günden itibaren sahada afetten etkilenenlerin yanında. Aktif olarak Şanlıurfa’da çalışmalara devam eden Maya Vakfı gönüllüleri, aynı zamanda Hatay’da yeni gruplar için bir destek sahası daha açıyor.
Eşitsizlikler, Afet ve Acil Durumlarda İyice Derinleşiyor
Sahadaki ulusal ve uluslararası kuruluşların ihtiyaç değerlendirmelerine göre dezavantajlı bireyler, temel ihtiyaçlara erişimde yaşadıkları zorlukların yanı sıra, ciddi bir ayrımcılığa ve şiddete maruz kalıyor. Son yaşanan depremlerin de gösterdiği üzere afet ve acil durumların tümünde kırılgan nüfusun daha fazla etkilendiğini ve eşitsizliklerin iyice belirginleştiğini vurgulayan Maya Vakfı gönüllü psikologlarından Lal Uzun ve Melisa Varol, özellikle toplumsal cinsiyet rollerinden kaynaklanan eşitsizliklerin daha da dikkat çektiğini belirtiyor. Uzun ve Varol, “Örneğin, sıcak suya erişimin az olması, hijyen ürünlerinin kısıtlılığı, fiziksel mahremiyetin korunamaması gibi sebeplerle kadın ve kız çocukları, erkeklere kıyasla genellikle daha da zorlanıyor. Aynı zamanda kadınlar, yine toplumsal cinsiyet rolleri dolayısıyla yaşadıkları yerde hem aile hem de çocuk bakımını daha çok üstleniyor, bu sebeple kronik yorgunluk yaşayabiliyorlar. Son olarak farklı kültüre ve topluma mensup kişiler arasında ayrımcılık, ötekileştirilme gibi problemlere de sıkça rastlıyoruz.” açıklamalarında bulunuyor. HABER MERKEZİ
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Maya Vakfı, Türkiye’de 6 Şubat ve ardından meydana gelen yıkıcı depremler sonrası, Afet ve Acil Durumlar Programı ile yaklaşık 6000 kişinin hayatına dokunuyor
Şiddetli ve yıkıcı afetlerin yaşandığı deprem bölgesi için ilk günlerde hızla aksiyon alan Maya Vakfı, temel yaşam gereksinimlerinin karşılanmasının ardından Afet ve Acil Durumlar Programı ile psikososyal destek hizmetlerini başlattı. Maya Vakfı, oluşturulan mobil ekiplerle 6 Şubat depremlerinden sonraki ilk üç aya kadar akut müdahalelerde bulunurken, içinde bulunduğumuz altı aylık süre için depremden etkilenenlerin orta ve uzun vadeli psikososyal destek çalışmalarına ve psikoterapi seanslarına erişimi için çalışıyor. Bireylerin psikolojik dayanıklılıklarını artırmaya ve iyileşme becerilerini geliştirmeye yönelik ruh sağlığı hizmetleri sağlayan Maya Vakfı, gönüllü psikolog ve psikiyatristlerin bulunduğu ekipleriyle aktif olarak Şanlıurfa ve Hatay’da çocuklar başta olmak üzere bakım verenlerin ve aynı zamanda ön safhalarda çalışan STK gönüllülerinin ikincil travma ile baş edebilmelerine yönelik çalışıyor. Grup ve bireysel terapiler, Project Lift ile sanat temelli psikolojik destek çalışmaları ve çocuk koruma hizmetleri gibi doğru ve sağlıklı müdahaleler ile depremin travmatik etkilerinin azaltılması hedefleniyor. Maya Vakfı, kişilerin travmatik durumlarla baş edebilme becerisini ele alan ve hazırlıklı olmalarını sağlayan Afet ve Acil Durumlar Programı sayesinde bölgede hala yaklaşık 6000 kişinin hayatına dokunmaya devam ederken çalışmalarını 2 yıl boyunca sürdürmeyi planlıyor.
Travmatik Etkileri Azaltma Çalışmaları 2 Yıl Olarak Planlanıyor
6 Şubat 2023 tarihiyle başlayan, 11 ilin ve ortalama 15 milyon kişinin öncelikli olarak etkilendiği depremler, temel ihtiyaçların yanı sıra toplumun refahı ve bireylerin dayanıklılığı için travmayla başa çıkma becerilerini geliştirme ve psikososyal destek ihtiyacını doğurdu. Çocuklar, art arda gelen deprem ve sel felaketlerinde ciddi bir travmatik yaşam deneyimiyle karşı karşıya kaldı. Bu ihtiyaç doğrultusunda özellikle travmaya maruz kalmış ve ruh sağlığı hizmetlerine erişimi kısıtlı 5-24 yaş arası çocuk ve gençleri merkezine alan Maya Vakfı, böylesine yıkıcı bir depremin ardından faaliyetlerindeki dört ana modelden biri olan Afet ve Acil Durumlar Programı’nı hızla hayata geçirerek deprem bölgelerine ulaştı. Afetlerden etkilenen çocuk, genç ve bakım verenlere psikososyal destek hizmeti sunan bu program, 2 yıl boyunca bölgede sağlıklı müdahaleler ve doğru eğitimler ile travmatik etkileri en aza indirmeyi hedefliyor. Maya Vakfı’nın sosyal hizmet uzmanı, vaka görevlisi, program yöneticisi, psikolog ve psikiyatristlerinden oluşan gönüllü ekibi, sanat temelli psikososyal destek hizmetleri (Project Lift), bireysel ve grup terapi seansları, ebeveyn oturumları ve çocuk koruma hizmetleriyle ilk günden itibaren sahada afetten etkilenenlerin yanında. Aktif olarak Şanlıurfa’da çalışmalara devam eden Maya Vakfı gönüllüleri, aynı zamanda Hatay’da yeni gruplar için bir destek sahası daha açıyor.
Eşitsizlikler, Afet ve Acil Durumlarda İyice Derinleşiyor
Sahadaki ulusal ve uluslararası kuruluşların ihtiyaç değerlendirmelerine göre dezavantajlı bireyler, temel ihtiyaçlara erişimde yaşadıkları zorlukların yanı sıra, ciddi bir ayrımcılığa ve şiddete maruz kalıyor. Son yaşanan depremlerin de gösterdiği üzere afet ve acil durumların tümünde kırılgan nüfusun daha fazla etkilendiğini ve eşitsizliklerin iyice belirginleştiğini vurgulayan Maya Vakfı gönüllü psikologlarından Lal Uzun ve Melisa Varol, özellikle toplumsal cinsiyet rollerinden kaynaklanan eşitsizliklerin daha da dikkat çektiğini belirtiyor. Uzun ve Varol, “Örneğin, sıcak suya erişimin az olması, hijyen ürünlerinin kısıtlılığı, fiziksel mahremiyetin korunamaması gibi sebeplerle kadın ve kız çocukları, erkeklere kıyasla genellikle daha da zorlanıyor. Aynı zamanda kadınlar, yine toplumsal cinsiyet rolleri dolayısıyla yaşadıkları yerde hem aile hem de çocuk bakımını daha çok üstleniyor, bu sebeple kronik yorgunluk yaşayabiliyorlar. Son olarak farklı kültüre ve topluma mensup kişiler arasında ayrımcılık, ötekileştirilme gibi problemlere de sıkça rastlıyoruz.” açıklamalarında bulunuyor. HABER MERKEZİ
Kılıçdaroğlu hakim karşısında!
Tüm Bel-Sen’de güven krizi
Spotify müzik özeti 2024: Spotify Wrapped 2024 ne zaman yayınlanacak?
Piri Reis’i Hangi El Tutuyor?
Menemen’de okulda öğretmene şiddet: Toplumsal sorunu yansıtıyor!
Başkan Tugay, hükümeti topa tuttu: İzmir’i sevmiyorlar
Böyle hırsızlık şeytanın aklına gelmez
Derin yoksulluk toplumu yozlaştırdı
İzmir Valiliğinden uyarı: Ege Denizi'nin kuzeyinde fırtına bekleniyor!
İzmir’de kadınlar 25 Kasım için toplanacak
Son Girilen Haberler
İzmir haber: Cezaevinden tahliye olur olmaz dehşet saçtı
İzmir'in Konak ilçesinde, cezaevinden tahliye olduktan saatler sonra bir kişi, eşini ve kayınpederini bıçakla yaraladı
Başkan Saygılı’dan Tugay’a 2. çevreyolu cevabı
Seferihisar Kongresi'nde AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın 2. Çevreyolu eleştirilerine yanıt verdi
AK Partili Boztepe içme suyuna yapılan zamma tepki gösterdi
İzmir’de bir yıl içinde içme suyuna ikinci kez zam yapılmasına tepki gösteren AK Partili meclis üyesi Hüsnü Boztepe, “Başkan Tugay, İzmirliler bana güvensin diyordu ancak kendisi verdiği sözleri tutmadı” dedi