Doç. Dr. Özgül anlattı: Lüfer balığının göç rotası bu yöntemle izleniyor

Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Doç. Dr. Aytaç Özgül, ekibiyle birlikte Türkiye ayağını yürüttüğü "Avrupa Denizlerindeki Sucul Canlıların İzlenmesi İçin Stratejik Altyapıların Geliştirilmesi (STRAITS)" projesiyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Haber Giriş Tarihi: 26.12.2024 13:01
Haber Güncellenme Tarihi: 26.12.2024 13:02
Kaynak: BÜLTEN
Doç. Dr. Özgül anlattı: Lüfer balığının göç rotası bu yöntemle izleniyor

Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Doç. Dr. Aytaç Özgül ve ekibi, 2 yıl önce başlatılan "Avrupa Denizlerindeki Sucul Canlıların İzlenmesi İçin Stratejik Altyapıların Geliştirilmesi (STRAITS)" projesinin Türkiye ayağını yürütüyor. Avrupa'nın dört bir yanındaki sucul canlıların izlenmesi ve biyolojik çeşitliliğin korunması için hayata geçirilen proje kapsamında Kuzey Kanalı, Danimarka Boğazları, Cebelitarık Boğazı ve Türk Boğazlar Sistemi'nde sucu canlıların akustik telemetri yöntemiyle izlenmesi hedefleniyor.

Doç. Dr. Aytaç Özgül tarafından yapılan açıklamaya göre, proje kapsamında Kuzey Ege Denizi'nden başlayarak, Çanakkale Boğazı, Saros Körfezi, Marmara Denizi'nin iki kıyısı, İstanbul Boğazı, Karadeniz'de ise Kefken İğneada arasındaki toplam 25 istasyona 2 yıl önce akustik alıcılar yerleştirildi ve bu vericilerle başta lüfer olmak üzere kıyılardaki önemli balık türleri markalanarak izlemeye alındı.

İstanbul'da Yeniköy Su Ürünleri Kooperatifi'nden alınan 10 lüfer, özel olarak hazırlanan tankın içerisinde anestezi altında karın boşluklarına yerleştirilen akustik vericilerle yeniden denizle buluşturuldu.

“KULLANDIKLARI ROTAYI BELİRLEMEK İSTİYORUZ”

Doç. Dr. Özgül, Lüfer balığının Boğazın bir simgesi olduğunu dile getirdiği konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

"Lüfer, Osmanlı döneminden beri özellikle Boğazın simgesi durumunda. Balıkçılarımızdan temin ettiğimiz balıkları akustik vericilerle markalayıp tekrar denize bırakıyoruz, eğer balıklarımız yakalanmayıp yollarına devam ederse kullandıkları rotayı belirlemek istiyoruz. Lüfer, sonbaharda suların soğumasıyla beraber Karadeniz'den Ege Denizi'ne göç yapar. İlkbaharda ise suların ısınmasıyla birlikte üremek için Karadeniz'e döner. Bu göç sırasında özellikle İstanbul ve Çanakkale boğazlarında lüfer, yoğun olarak avlanır. Balıkçılarımızdan temin ettiğimiz balıkları akustik vericilerle markalayıp tekrar denize bırakıyoruz, eğer balıklarımız yakalanmayıp yollarına devam ederse kullandıkları rotayı belirlemek istiyoruz. Projeyle lüferin göç yolunu anlamayı, hangi rotayı takip ettiğini, hangi bölgede ne kadar süreyle kaldığını tespit etmeyi amaçlıyoruz. Bu durum, lüferin sürdürülebilir avcılığını yönetmede ilgili kurumlara yardımcı olacaktır. Daha çok balığı markalayarak daha fazla veri elde edebiliriz. Bu sebeple akustik verici taşıyan balıkları yakalayan balıkçılarımızdan, onları canlı olarak denize bırakmalarını istiyoruz.”

“BALIKLAR ZARAR GÖRMÜYOR”

Balıkların markalanma sürecini anlatan Doç. Dr. Özgül, bu süreçte balıkların zarar görmediğini açıkladı.

Özgül, konuyla ilgili konuşmasında şunları kaydetti:

"Balıkları canlı olarak tutabilmek için özel bir tankımız var. Balıklar anestezi altındayken, solungaçlarından su geçen özel küvet yardımıyla karın boşluklarına akustik markaları yerleştiriyoruz. Sonra tekrar cerrahi bir işlemle dikerek kapatıyoruz. Anestezinin etkisi geçtikten sonra balığı tekrar denize bırakıyoruz. Bu yöntem uzun yıllardır kullanılıyor. Balığa çok fazla zarar vermediğimiz için balık taşıdığı o markayla yüzmeye ve göçüne devam edebiliyor. Daha önce yaptığımız çalışmalarda bir yıl sonra bile o balıkları tekrar tespit edip, yaşamlarının devam ettiği sonuçlarına ulaşabildik. Kıyılara yerleştirilen 25 akustik alıcının her birinin yaklaşık 500 metre kapsama alanı var. Balıklar bu 500 metrelik yerden geçtiklerinde gönderdikleri sinyaller alıcılar tarafından tespit ediliyor.”

“VERİLER HERKESE AÇIK BİR SİSTEME YÜKLENİYOR”

Doç. Dr. Aytaç Özgül, diğer kamu kuruluşlarının da projeye destek olabileceğini belirtti.

Ayrıca elde edilen verilerin herkese açık bir sisteme yüklendiğini ifade eden Özgül, konuşmasının devamında şunları kaydetti:

“Balıklarımızı, eğer yakalanmazlarsa bu dönemde göç, aşağıya doğru olduğu için Marmara Ereğlisi, Selimpaşa, Çanakkale Boğazı ve Saros Körfezi'nde tespit etmeyi planlıyoruz. Ya da Asya kıtasını takip ederlerse, Yalova, Erdek, tekrar Çanakkale Boğazı, Babakale, Altınoluk kıyılarında bu balıkları tespit etmeyi bekliyoruz. Hedefimiz 3 yılda 200 lüferi markalamak. Bölgedeki üniversiteler, diğer kamu kurumları, ilgili bakanlıklar ve sivil toplum kuruluşları da balık markalayarak bu projeye destek olabilir. Akustik alıcılardan alınan veriler herkese açık bir sisteme yükleniyor. Dolayısıyla bu alanda çalışmak isteyenlere üniversite olarak gerek eğitim gerekse proje yönetimi konusunda destek sağlayabiliriz.”

HEDEF 50 BALIK MARKALAMAK

Projenin gelişim sürecini anlatan Doç. Dr. Özgül, "Geçen ilkbaharda Altınoluk'ta, 10 balık markalamıştık. Bunlardan 3'ü göç yolunu tamamlayarak Bulgaristan sularına ulaştı. 3 çok büyük bir rakam değil ama 10 balıktan 3'ünün bu göçü tamamlayabilmesi de bizim için önemli bir sonuçtur. Bu yıl kış döneminde 50 balık markalamayı planlıyoruz. 50'sini de ilkbahar döneminde Ege Denizi'nde yapacağız. Sonrasında Kuzey Ege'den Saros Körfezi'ne, Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ve Batı Karadeniz'e yerleştirdiğimiz akustik alıcılara dalış yaparak, markaladığımız balıklara ait verileri alacağız. Önümüzdeki yıl akustik alıcılardan daha fazla veri almayı bekliyoruz. 6 ayda bir akustik alıcılara dalış yaparak hem pillerini değiştiriyoruz hem de verilerini alıp sisteme giriyoruz” diye konuştu.

“BU YÖNTEMİN BAŞARILI OLACAĞINA İNANIYORUZ”

Sistem ile yabancı araştırmacılar tarafından markalanmış balıkların da tespit edildiğini dile getiren Doç. Dr. Özgül, “Sadece markaladığımız balıkları değil Avrupa'daki araştırıcıların markaladığı ve kıyılarda dolaşan diğer türleri de belirliyoruz. Geçen yıl Almanya'da markalanmış yılan balığı ve yine daha farklı araştırmacılar tarafından markalanan orkinosları da akustik alıcı sisteminde tespit ettik. Çalışmamız  bu türlerin de buralardaki sulara geldiğini doğruluyor. Sınırları bilmeyen balıklar, denizde dolaştıkları sürede akustik alıcı sisteminde veri üretmeye devam ediyor. Biyoçeşitliliğin korunmasında, kıyılardaki stokun sürdürülebilir olarak yönetilmesinde bu yöntemin başarılı olacağına inanıyoruz” diye konuştu.

Kaynak: BÜLTEN

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.